"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Kentsel belleği koruma çalışmalarına dünyadan örnekler

  • 30 Kasım 2023
Dünyadan yerel yönetimlerin kentsel belleği koruma çalışmalarınaörneklerini derledik.

LUBLİN, POLONYA

http://www.urbact.hu/sites/default/files/projekteredmenyek/Rapport_Urbact_II.pdf

Lublin, Vistula Nehri’nin doğusundaki en büyük Polonya kentidir. Kent merkezinin önemli bir kısmı, 16. ve 17. yüzyıllarda genişleyen tarihî bir kentsel alandır. Kentin öneminin azalması, 19. ve 20. yüzyılda antik kent dokusunun korunmasına yardımcı oldu, ancak bakımsızlığın yanı sıra sosyal ve yapısal sorunlara yol açtı.

1990’lardan bu yana tarihî mahallelerinin yenilenmesi ve renovasyonu, kentin önceliklerindendir. Ancak mahallelerdeki sosyo-ekonomik zorluklar, kültürel miras projelerine katılımın önüne geçmektedir. Bu nedenle Lublin, kültürel mirası yeniden canlandırmayı hedefleyen entegre bir kalkınma planı oluşturdu.

Entegre yönetim planını geliştirmek için vatandaş desteğinden yararlanıldı. Mahalle dernekleri sürece dahil oldu, bu sayede mahalle yaşamına odaklanan niteliksel bir plan geliştirildi. İlk planın geliştirilmesinde kamuoyu tartışmaları da etkili oldu. Vatandaşların taleplerini ve görüşlerini toplamak için bir web sitesi de oluşturuldu.

Tarihî kent merkezine komşu olan Podzamcze Mahallesi renove edildi, neredeyse yeniden inşa edildi. Yaşam kalitesine ve kentin mimarisine zarar veren yapılar yenilendi. Uzun vadeli bu proje, kentteki araç trafiğini de %60 oranında azaltacak.



LEUVEN, BELÇİKA

https://www.themayor.eu/en/a/view/gallery-leuven-wants-to-redevelop-the-old-town-hall-as-a-barrier-free-space-11039

Leuven’deki eski belediye binası bariyersiz bir alan olarak yeniden geliştiriliyor. Yetkililer, eski belediye binasını müzeye ve kültür alanına dönüştürmek üzere harekete geçmeye hazır olduklarını açıkladı. Proje, binanın mirasını dikkate alıyor, binayı, kentin tarihine açılan bir kapı olarak yeniden tasarlıyor. Projenin ön tasarım süreci tamamlandı. Tasarım ekibi, binadaki belli alanların gelecekteki kullanımına ilişkin kararlar alacak. Bina, engelli bireyler için erişilebilir olacak.  Yerel yetkililer, eski belediye binasını mümkün olduğunca karbon verimli hâle getirmek için binaya sürdürülebilir enerji ekleme fikrini araştırıyor.

Eski belediye binası, 1448-1469 yılları arasında inşa edilmiştir, geç Gotik ve dantel benzeri dekoratif cephesiyle ünlüdür. Bina, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda ağır hasar almıştır. Binanın son restorasyonu 1983 yılında tamamlandı, ancak binanın günümüz standartlarına uygun hâle getirilmesi gerekiyordu.  

Tasarım ekibinin amacı, bu tarihî binayı herkesin erişebileceği, çok işlevli açık bir alana dönüştürmek ve kentin geçmişinin keşfedilmesini sağlamak. Müze, kent sakinlerinin ve uzmanların kentsel ve sosyal sorunları tartışabileceği konferans salonlarına da ev sahipliği yapacak. Bina, Grote Markt’ın eşsiz balkon manzarasının yanı sıra sakin bir iç bahçe olan Vrijthof’u da sunacak.  Aynı zamanda enerji verimliliğine ve tasarrufuna yardımcı olmak için en iyi çatı yalıtımına ihtiyaç duyacak, zemin soğutma ve ısıtma sistemine sahip olacak.



ATİNA, YUNANİSTAN

https://www.themayor.eu/en/a/view/ar-app-lets-people-see-the-acropolis-as-it-was-in-ancient-times-11813

Yunan Cosmote Telecommunications, Atina’daki Akropolis ve Parthenon gibi ikonik kültürel miras alanlarını artırılmış gerçeklik (AR) deneyimiyle Antik Çağ’daki hâliyle görülmesini sağlayan yeni bir uygulama başlattı. Uygulama, bu kültürel anıtları eski hâlleriyle yeniden yaratmak için yapay zekâ ve VR teknolojisini kullanıyor, Android ve iOS sisteminde hem İngilizce hem de Yunanca olarak ücretsiz hizmet veriyor.

Geçmişi Yeniden Hayata Döndürmek

“Cosmote Chronos”, artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) ve yapay zekâ (AI) özelliklerini bir araya getiriyor, hızlı ve güvenilir 5G ağı sayesinde akıllı telefonlarda kullanılabiliyor. Uygulamada, Parthenon, Artemis Brauronia Tapınağı, Chalkotheke, Herodes Atticus Odeonu’ndan ve Akropolis Müzesi’nden görülen Akropolis’in güney yamacındaki anıtlar ve müzede sergilenen Parthenon heykelleri yer alıyor.  

Uygulama, “işaretle ve görüntüle” işleviyle yerinde canlı olarak kullanılabileceği gibi evde de kullanılabilecek. Kültür ve Spor Bakanı Lina Mendoni’nin yaptığı açıklamaya göre uygulama, Akropolis’in erişilebilirliğini artırdı ve Antik Yunan mirasının dijital alana taşınmasına yardımcı oldu.


CEMMU, HİNDİSTAN


https://www.dailyexcelsior.com/sustaining-the-urban-heritage-identity-of-jammu-city/#google_vignette

Kültürel miras, insanların ve toplulukların kimliklerinin inşası için bir kaynaktır. Somut olmayan mirasla inşa edilmiş mirasın anlamı ve uygulamaları canlıdır, sürekli gelişmektedir. Dolayısıyla hayata ve topluma entegre edilmelidirler. Kentler, insan merkezli bir yaklaşım doğrultusunda yerel mirasla aidiyet duygusunu geliştirme sürecini mümkün kılabilir. Kentsel kimlik, algılanan anılarla, deneyimlerle örtüşen yapılı mirasın, yerel kültürün ve coğrafi bağlamın bir karışımıdır. Kentin yapılı mirasının geniş yelpazesi, bölgenin yaşam mirasına ve uygulamalarına tanıklık etmektedir. Tarihî kentsel doku, kent kimliğinin geliştirilmesinde, anıların ve çağrışımların oluşturulmasında önemli bir rol oynamaktadır. Kültürel miras, kent kimliğinin inşası ve sürdürülebilirliğiyle yakından ilişkilidir. Bir kentin tarihî dokusu, gelişim süreciyle etkileşime girebilir. Bu nedenle, yapılı çevrenin korunmasının birçok anlamı vardır: Kullanımın ve ilişkilerin sürekliliği, toplumun kültürel sürekliliği, kültürel açıdan önemli yerlerin değer kazanması ve ekonomik değerin artması.

Cemmu, bir dizi farklı yapılı mirasa sahiptir. Dinî yapılar, hacı yolları, saraylar, kaleler ve sokak manzaralarından oluşan bu simge yapılar, uzun ve çetrefilli bir anlatı sonucunda ortaya çıkmıştır. Tawi Nehri’nin sağ kıyısında uzanan, arka planında Şivaliklerin yer aldığı bir tepenin üzerine kurulan Cemmu kentinin tarihî dokusu, kentin sol kıyısında bulunan ve yerel halk tarafından derin saygı duyulan Bahu Kalesi’yle taçlandırılan bir tepeyle, kentin kimliğini şekillendiren doğal topografya ve kentsel dokuyla uyumlu bir bütündür. Mübarek Mandi Sarayı’nın konumu, Tawi Nehri’ne bakan tepe boyunca anıtsal bir yükseklikte göründüğü için Cemmu’nun kültürel manzarasının en baskın ve ayırt edici özelliğini oluşturmaktadır.

Cemmu’nun kültürel miras potansiyelini ortaya çıkarma fırsatlarının yanı sıra kültürel mirası ekonomik büyümeyle ilişkilendirmenin zorluklarını tespit etmek önem taşımaktadır. Cemmu, yerel kültürel kaynakları ve yaratıcılığı, sosyal ve ekonomik değişim sürecine dahil etmek, kentin kalkınma potansiyelini artırmak ve turizmi canlandırmak için kullanabilir. Disiplinlerarası ve çok paydaşlı anlayışa, finansmana, yönetim sistemlerine ve kültürel mirasa yönelik yenilikçi iş modellerine ve hizmetlere odaklanan yeni politikaların teşvik edilmesi gerekmektedir. Doğru yönetildiği takdirde kültürel miras, kentin özgün ve ayırt edici kimliğinin korunmasında, kentsel çevrenin kalitesinin artırılmasında ve sosyal içermenin geliştirilmesinde etkili olabilir. Böylece gelecekteki projelerin önü açılabilir.



LÜKSEMBURG


https://www.archdaily.com/990553/urban-agency-and-cobe-design-master-plan-for-esch-sur-alzette-in-luxembourg

Kentsel Ajans ve COBE, Esch-Sur-Alzette’i Yeniden Tasarlıyor

Lüksemburg hükümeti, Urban Agency ve COBE ile birlikte eski bir çelik fabrikasını ve çevresindeki tarihî alanı 850.000 metrekarelik araçsız bir kentsel bölgeye dönüştürmek için 2019 yılında çalışmalara başladı. Alan, 8.000’den fazla yeni bölge sakini için konutlar, ofis alanları, okullar, atölye alanları ve yeniden aktif hâle getirilen nehir alanı da dahil olmak üzere 268.000 metrekarelik peyzajla karma kullanımlı bir bölge olarak planlanıyor. Master plan stratejileri, çok işlevli bir anlayışa odaklanıyor (kentsel doğa, kültürel miras, doğallaştırma, koruma ve yeniden kullanım, araçsız sokaklar, binalar).

Proje, Lüksemburg’un en kalabalık ikinci komününü, daha önce Violet le Duc, Joseph Stübben, Gottfried Böhm ve Peter Rice gibi mimarların çalıştığı Esch-Sur-Alzette’i kapsıyor. Kültürel miras ve dönüşüm, genel tasarımın merkezinde yer alıyor. Metzeschmelz master planı kapsamında yirmiden fazla bina ve yapı korunarak bölgeye entegre ediliyor, bölgenin kültürel mirası ve tarihî anlatısı korunuyor. Master plan, bölgedeki iki parkı da kapsıyor. Mahallelerdeki küçük yeşil alanlar ve rekreasyon alanları, daha kapsamlı altyapıya bağlanmak üzere tasarlanıyor. Plan, Alzette Nehri’nin doğal bir parka dönüştürülmesini de öngörüyor.



STRAZBURG, FRANSA

https://www.travelfranceonline.com/la-petite-france-strasbourgs-historic-district/

La Petite France

La Petite France, Strazburg’un tarihi bölgesidir. Fransa-Almanya sınırında yer alan, Avrupa Parlamentosu’nun merkezi olan kent, 1988 yılında 2.000. kuruluş yıldönümünü kutladı. Tarihî merkez, Ill ve Ren Nehri’nin çevrelediği La Grande Ile’nin batı ucunda yer alıyor.  Bu zengin yerleşim bölgesinde Paleolitik Çağ’da bile yerleşim vardı, ancak kentten bahseden ilk metinler, M.Ö. 12. yüzyıla aittir. Clovis, 5. yüzyılın sonlarında Fransa kralı olduğunda kenti yeniden inşa etmiştir, kentin adını Strateburgum olarak değiştirmiştir. Bu isim, ana yol (Strasse) boyunca inşa edilen kaleden (Burg) gelmektedir. Bölge, İkinci Dünya Savaşı sırasında tahrip edilmiştir.  Ancak 16. ve 17. yüzyıl geleneksel Alsas mimari yapılarının çoğu restore veya yeniden inşa edilmiştir. Çiçeklerle kaplı balkonlara sahip olan pitoresk yarı ahşap evler, arnavut kaldırımlı sokaklarda sıralanmaktadır ve kanallarla köprülerin üzerinde asılı durmaktadır. En fazla fotoğrafı çekilen binalardan biri, 1927 yılında tarihî anıt olarak listelenen eski tabakçılar loncası Maison des Tanneurs’dur.  Place Benjamin-Zix’ten başlayan birkaç yol, Ponts Couverts’e, Lutheran Aziz Thomas Kilisesi’ne, Katoliklere ve Protestanlara hizmet veren Aziz Pierre-le-Vieux’ye ulaşmaktadır. UNESCO, 1988 yılında La Petite France’ı dünya mirası olarak sınıflandırmıştır.



CENOVA, İTALYA


https://phys.org/news/2022-12-genoa-rethink-cultural-heritage-urban.html

Kentsel planlama, Antik Yunan’a, hatta Mezopotamya’ya kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Cenova, 1500’lerin sonlarında Strade Nuove ve Palazzi dei Rolli’yi, yeni caddeleri ve sarayı geliştirdiğinde Avrupa da bu dönüşümü yakalamıştır.

O dönemde kent, önemli bir kültür ve finans merkeziydi. Projeler, ilk kentsel çerçevelerden birini temsil ediyordu. Saraylar, kamuya açık lojmanlardan oluşan bir sistemdi, zamanla “strade nuove”, kentin dokusuna entegre oldu. Bu yapılar, 2006 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklendi.

İtalya Kültür Bakanlığı’nın desteği sayesinde alanın yönetimi yenilendi. Multidisipliner yaklaşım, Fondazione Santagata for the Economics of Culture, Bologna Üniversitesi Turizm İleri Araştırmalar Merkezi (CAST) ve Cenova Üniversitesi tarafından ortaklaşa yürütüldü. Plan, diğer iki planlama politikası ve kentsel araç olan “Deniz Feneri” kentsel dayanıklılık planı (2019) ve Cenova 2050 stratejik planı (2021) doğrultusunda hazırlandı. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi 2030’dan esinlenen plan, inovasyona, kentsel bağlamın yenilenmesine ve genel bir çerçeve içinde çok işlevli ağlar oluşturulmasına odaklanmaktadır.



KULDİGA, LETONYA


https://www.themayor.eu/en/a/view/kuldiga-meet-latvia-s-second-city-with-unesco-protection-12109

Dünya Mirası Komitesi’nin 45. oturumunun ardından Kuldiga, kültürel miras listesine eklendi. Bu isim, Almanca Goldingen’in yerel varyasyonudur. Kasabanın görkemli tarihi iyi belgelenmiştir ve kültürel hafıza korunmuştur. Kuldīga, Letonya ve Alman geleneklerini birleştiren, Baltık ülkelerinin geleneksel mimarisini yansıtan tek kasabadır. İyi korunmuş 16. ve 18. yüzyıl kent yapısı, kentsel çevre ve nehir vadisinin büyüleyici manzarası, Kurzeme (Courland) bölgesindeki geleneklerin yansımasıdır.

Kuldiga’nın UNESCO tarafından tanınması, bugünkü Letonya’nın batı kesiminde 1795 yılına kadar varlığını sürdüren Courland Dükalığı’nın daha fazla tanınmasını sağlayacaktır. Korunan ve restore edilen eski mahalle, Polonya krallığına haraç ödemesine rağmen ticaret filosu oluşturmayı başaran bu küçük devletin altın çağını yansıtmaktadır. Kuldiga’ya giden ziyaretçiler, barok ahşap mimarinin örneklerini görebilir ve dar sokakların tadını çıkarabilir. Kasabada, 1670 yılında inşa edilen eski belediye binası ve St. Catherine Kilisesi yer almaktadır, Avrupa’nın en geniş şelalesi Venta Rapid gibi doğal cazibe merkezleri de bulunmaktadır.



ÇİN


https://newsroom.unsw.edu.au/news/art-architecture-design/preserving-cultural-heritage-china-amid-modern-urbanisation

Çin’deki kentsel gelişim nedeniyle tarihî ve kültürel varlıkların korunması zorlaşıyor. UNSW Art & Design’dan Prof. Fang Xu, Çin’deki karmaşık kentsel yenileme projelerini kültürel mirası koruyarak uyguluyor, Zhejiang eyaletindeki Wenzhou bölgesinde ikinci yenileme programı üzerinde çalışıyor.

Zen Sokağı’nı Yenileme Projesi


Profesör Xu, 20 yıl önce Çin’in sahil kenti Wenzhou’da bir kentsel yenileme projesinin ilk aşamasını gerçekleştirdikten sonra Zen Sokağı’nı yenileme projesi için baş danışman olarak tekrar davet edildi. Proje, 26.688 metrekarelik bir alanın yenilenmesini hedefliyor. Proje kapsamında kentsel tesislerin iyileştirilmesi, tarihî binaların yeniden yapılandırılması, yerel kültürel kimliğin ve hafızanın korunması, ticari hayatın canlandırılması ve iş fırsatlarının yaratılması amaçlanıyor.  Projeyle ilgili açıklama yapan Profesör Xu, “Zen Sokağı, geleneksel kültürlerin buluşma noktasıdır, eski kentin eşsiz kültürel kimliğini temsil etmektedir. Ne yazık ki, son 60 yılda eski binaların neredeyse tamamı yıkıldı. Bir kent, yaşayan bir organizma olarak görülebilir. “Üçü bir arada tasarım ilkesi”, ruh olarak kültürü, beden olarak mekânı ve ikisi arasında köprü kuran günlük yaşamı ifade eder. Projenin karmaşıklığına yanıt olarak geliştirilen bu ilke, yenilikçi tasarım aracılığıyla farklı tarafların gereksinimlerini ve çıkarlarını sistematik bir şekilde bütünleştirmeye yardımcı olur. Bir kentsel yenileme projesi, belli bir hedefe vurgu yapabilir. Örneğin, kültür bürosu sadece kültürel değerin önemini göz önünde bulundurabilir, mirası koruma bürosu yalnızca binanın kendisine odaklanabilir, iş veya turizm bürosu da iş olanakları veya daha fazla ziyaretçi çekme fırsatlarıyla ilgilenebilir. Projenin çerçevesi, hedeflere ilişkin temel konuları haritalandırabilecek bir strateji sağlar,” dedi.



KAHİRE, MISIR

https://www.egypttoday.com/Article/4/89353/Egypt’s-culture-min-launches-Memory-of-the-City-initiative

Mısır Kültür Bakanı Inas Abdel-Dayem, Mısır’daki antik bölgelerin mimari kimliğini belgelemeyi ve geçmişte bu bölgelerde yaşayanların sosyal koşullarını izlemeyi amaçlayan “Şehrin Hafızası” adlı projeyi başlattı. Proje, Mohamed Abu Saada başkanlığındaki Ulusal Medeniyet Koordinasyon Örgütü aracılığıyla gerçekleştirilecek, Zamalek Adası’ndan başlayacak. Inas Abdel-Dayem, mimari mirasın önceki medeniyetlerin önemli bir yönünü temsil ettiğini ve kentsel yaşamın gelişim özelliklerini oluşturduğunu belirtti. Mısır’ın farklı dönemlere ait mimari hazinelerle dolu olduğunu sözlerine ekledi. Inas Abdel-Dayem, “Şehrin Hafızası” projesinin, medeniyetin özelliklerini korumayı amaçlayan insani ve tarihi bir mesaj olduğuna dikkat çekti. “Şehrin Hafızası” projesinin hedefi, tarihî değer taşıyan alanlara ışık tutmak, bu alanların korunması için bir kitap serisi oluşturmaktır. Kitap serisi, binaların, kent sakinlerinin ve kentin hikâyelerini anlatmaktadır, Kültür Bakanlığı’nın, Mısır’ın kültürel mirasının önemli bir parçası olan bu alanların kimliğini korumaya yönelik çabalarını gözden geçirmektedir.



Önerilen Haberler