"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Politika faizi

  • 28 Ağustos 2023
SODEMSEN İdari ve Mali İşler Müdürü Ata Alkan Politika Faizi başlığında yazdı.

Politika faizi, Merkez Bankası’nın bankalara borç verirken uyguladığı faiz oranına verilen addır. Ülkemizdeki uygulamada bu borcun vadesi bir hafta kadardır. Faizlerin düşmesi, borçlanmayı ve harcamayı daha cazip hâle getirir. Bu da piyasadaki talebin artmasını ve ekonominin canlanmasını sağlar. Talebin artması, fiyatlar üzerindeki baskıyı artırarak enflasyonu yükseltebilir. Faizlerin yükselmesi, borçlanma maliyetini artırırken yatırımı teşvik eder. Bu durumda tasarruflar artarken tüketim azalır. Faiz oranının artışı, döviz kuru üzerinde aşağı yönlü bir baskı unsuru olabilir. Dolayısıyla faiz, merkez bankalarının en önemli para politikası araçlarından biridir.

Ülkemizde, 2021 yılının Eylül ayında enflasyon ve politika faizi %19’du, enflasyon yükseliş sinyalleri verirken Merkez Bankası akıl almaz bir uygulamayla faizi düşürmeye başladı. Bu uygulamanın ülkeyi faciaya sürüklediği kısa sürede anlaşıldı. Yeni ekonomi yönetimi bu faciadan çıkış için rasyonel politikalara dönüşü sağlayabilmek amacıyla politika faizini artırma yoluna başvurdu. Merkez Bankası, %17.5 olan politika faizini 7.5 puan artırarak %25’e yükseltti. Bu kararla Merkez Bankası, bankalara haftalık olarak vereceği borcu bundan böyle yıllık %25 faiz oranıyla vereceğini açıklamış oldu.

Merkez Bankası’nın politika faizini %25’e yükseltmesinin ilk sonucu kur üzerinde görüldü, TL, yabancı paralara karşı değer kazandı. Piyasada, Merkez Bankası’nın faizi artırmaya devam edeceği kanısının doğmasıyla birlikte dövize talepteki düşüş eğilimiyle birlikte kur da geriledi. Merkez Bankası, faiz artışının piyasadaki etkisini takip ederek önümüzdeki aylarda parasal sıkılaştırma adımlarına devam edeceğini söylüyor. Faiz artırarak piyasada borçlanmayı zorlaştıran Merkez Bankası’nın kararı milyonlarca insanın hayatını da doğrudan etkileyecek.

Bu zor dönemi kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarıyla atlatmaya çalışan dar gelirli vatandaşlar, Merkez Bankası’nın faiz kararıyla artışa geçecek kredi kartı ve kredili mevduat hesabı faizlerinden olumsuz etkilenecek. Faiz artışı ekonominin düzelmesinde doğrudan etkili olsa da tek başına yeterli değildir. Süreç, yargı bağımsızlığının sağlanması ve demokrasinin güçlendirilmesi gibi yapısal reformlarla desteklenmelidir. Toplumun beklentileri de göz önünde bulundurulursa yatırımlar düşmeyebilir, hatta yabancı yatırımlarla birlikte yatırımlarda artış görülebilir. Çünkü asıl önemli olan, güven artışıdır. 


Önerilen Haberler