"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Yılmaz Büyükerşen: Kentsel Tasarım Belediyelerin Asli Görevi

  • 11 Ekim 2021

Kentsel tasarım; kamusal mekânların tasarımından meydan düzenlemelerine, peyzajdan kent mobilyalarına ve heykellerine, dezavantajlı gruplara yönelik mekân inşasından kentsel alanların kalitesini iyileştirmeye, sokakların yenilenmesinden ulaşım planlanmasına kadar oldukça geniş bir tasarım sürecini kapsıyor. Bu kapsamda belediyenizin yaptığı çalışmalardan bahseder misiniz?


YILMAZ BÜYÜKERŞEN: Sizin de sorunuzun içinde belirttiğiniz üzere kentsel tasarım, içeriği çok geniş ve neredeyse ucu olmayan bir süreci ifade ediyor. İçinde, o kente kimliğini veren her şey var. Ancak kent kimliği içinde “tasarlanmamış”, zaman içinde kendiliğinden oluşmuş, müdahale edilmiş ya da edilmemiş, ancak yine zamanla kentin kendisi olmuş nitelikler de var. Nedir o nitelikler? Örneğin, evlerin mimarileri. Eskişehir’de bir Balkan göçmeni eviyle bir Tatar evini birbirinden rahatlıkla ayırt edebilirsiniz. Bu tasarlanmış bir durum değildir, bir gelenektir. Benim için kent tasarımı konusundaki ana unsur, geleneksel olanla bugün yapılanı birbirine özenle bağlamaktır. Geçmişe sırtını dönmeden, kentin belleğini yok saymadan modern şehircilik anlayışını iç içe geçirmek gerekir. Kentsel tasarım işte o zaman anlamlı, tutarlı ve değerli olur. 


Bu kapsamda son 23 yılda o kadar çok şey yaptık ki, anlatmaya kalksam saatleri ya da sayfaları alır. Porsuk’un ıslahı, Porsuk üzerindeki köprülerin yenilenmesi ve yenilerinin yapılması, toplu taşımada tramvay sistemi, büyük tematik parklar, müzeler, kültür-sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak sahneler ve münhasıran yarattığımız mekânlar. Bunlar, yaptıklarımızın yalnızca birkaç tanesi. Bu çalışmaların her birinin yüzlerce detayı var. Hepsinin temelinde olan, bu kentte yaşayan insanların kentleriyle gurur duymasını sağlamak. Bu, büyük bir proje. Bir kenti tasarlamak ve kenti küllerinden yeniden var etmek. Benim için “kentsel tasarım” kavramının özü bu.

 

Kentsel tasarım projelerinizde hangi kriterleri göz önünde tutuyorsunuz? Mevcut olan kentsel kimlikle, tarihsel geçmişle ve dokuyla yeni yapılacak olanlar arasında uyum sağlanması için nelere dikkat ediyorsunuz?


YILMAZ BÜYÜKERŞEN: Öncelikle kenti ve kentliyi iyi tanımanız, hafızasını bilmeniz ve öncelikleri doğru sıralamanız gerekir. İnsanlar kent içinde eli ayağı düzgün otobüslerde yolculuk yapamazsa, büyük parklar yapmanın anlamı olmaz. Kentten geçen akarsular kirliyken, etrafına kötü kokular yayarken sizin senfoni orkestrası ya da şehir tiyatroları kurmanızın, sahneler yapmanızın, kültür-sanat merkezleri inşa etmenizin de bir anlamı olmaz. Bu nedenle öncelikleri doğru sıralamak oldukça önemli. 


Sorunuzun ikinci bölümünün belki de en güzel cevabı, Odunpazarı bölgesinde yaptığımız projeler ve tasarımlardır. Odunpazarı, Eskişehir’in kurulduğu bölge, yani kentin tarihsel dokusu orada yaşıyor. Oradaki birçok yapı, özgün mimari görüntüleri bozulmadan, zorunlu olarak bugünün inşaat malzemeleri ve teknikleriyle yeniden yapıldı. Her yapı kendi yerinde onarıldı ya da yenilendi, ancak sokaklar aynı kaldı. Farklı ticari alanlar yaratıldı, fakat hiçbir sokak genişletilmedi, hiçbir cadde eskisinden başka bir yere götürülmedi. 


Şunu da söylemem gerekiyor. Eskişehir, 1800’lü yılların sonlarından itibaren hem demiryolu hattının gelmesiyle hem de göç almaya başlamasıyla hızlı bir gelişme sürecine giriyor. Osmanlı’nın son döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında çok değerli yapılar ve binalar yapılıyor, ancak biz bugün onların pek çoğunu ancak siyah beyaz fotoğraflarda görebiliyoruz. Bu anlamda yaşanmış talihsizlikleri var Eskişehir’in. Umarım bundan sonrası öyle olmaz.


Belediyeniz bünyesinde “Kentsel Tasarım Müdürlüğü” veya “Kentsel Tasarım Birimi” var mı? Daha etkili bir kentsel tasarım için yerel yönetimlerin alması gereken inisiyatifler sizce nelerdir?


YILMAZ BÜYÜKERŞEN: Bünyemizde “Kentsel Tasarım Atölyeleri” var, Park ve Bahçeler Dairesi’yle Yapım, Bakım ve Onarım Daireleri’ne bağlı. Yeni kent mobilyaları üretim atölyelerimiz bulunuyor. Mevcuttaki kent mobilyalarının bakım ve onarımları da buralarda yapılıyor. Teknik bir birim. Ancak kentsel tasarım kavramı, yukarıda da söylediğim gibi, benim açımdan daha geniş bir kavram. Kentin tamamını içine alan, kavrayan ve bütününü ilgilendiren bir kavram. Yalnızca cadde kenarlarındaki ya da parklardaki oturma bankları, çocuk oyun alanları, çöp kutuları demek değil. 


“Daha etkili bir kentsel tasarım için yerel yönetimlerin inisiyatifleri” şeklinde bir tasnif yapılması bence doğru değil. Kentsel tasarım zaten belediyelerin asli görevi. İnisiyatifin tamamen yerel yönetimlerin elinde olması gerekiyor. Zaman zaman çeşitli bakanlıklar tarafından kentlerin mevcut imar planlarına aykırı işler yapılmıyor değil. Hayatında belki de Eskişehir’i hiç görmemiş insanlar masa başında oturup Eskişehir için projeler hazırlıyor ve uygulanması için tasdik edip belediyelere gönderiyor. Eskişehir’de bunun birkaç örneği var. Ne hâlde olduklarını görmek istemezsiniz. Bunun önüne geçecek olan belediyeler değil. O kentlerde yaşayanların itiraz etmesi gerekir.


Kentsel tasarım projelerinizin yerel kimliğe uygun olması için analiz ve değerlendirme yapıyor musunuz? Planlama ve tasarım süreçlerinde katılımcılığı nasıl sağlıyorsunuz? Vatandaşlarla, STK’larla, üniversitelerle ve ilgili meslek odalarıyla bu anlamda çalışmalarınız var mı?


YILMAZ BÜYÜKERŞEN: Kentsel tasarım projelerinin bir kısmını kent halkının günlük yaşamda kullandığı, hayatı kolaylaştıran, konforu artıran, ihtiyacı karşılayan işler oluşturuyor. Bunlar daha ziyade işin rutin kısmı. Bir kısmı, halkın görüş ve düşüncelerine dayanan daha geniş projeler. O projelerin planlanmasında ve tasarım süreçlerinde referans aldığımız en önemli nokta, Eskişehirlilerin daha önceki benzer projelerimize gösterdiği olumlu ya da olumsuz tepkiler, aldığımız geri dönüşler neticesinde yaptığımız revizyonlar. Daha önce de değindiğim gibi, kenti ve kentliyi iyi tanımak, anlamak çok önemli. Bu kentte doğmuş ve büyümüşseniz, burada yaşıyorsanız, hele bir de benim gibi uzun yıllar rektörlük ve belediye başkanlığı yapmışsanız, bu konuda önemli bir tecrübeye sahip oluyorsunuz. 


Ayrıca Eskişehir’de üç üniversite, sayısız sivil toplum kuruluşu ve meslek odaları var. Hepsiyle diyalog hâlindeyiz. Onlar olmadan kentin nabzını tutmak mümkün olmayabilir. Bu, yalnızca kentsel tasarım projelerinde değil, her alanda geçerli.


Sürdürülebilir, ekolojik ve bütünleşik kentsel tasarım projeleriniz, dezavantajlı gruplara (çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler) yönelik olarak hayata geçirdiğiniz kentsel tasarım uygulamalarınız var mı? Belediyenizin kentsel tasarım politikası nedir? Kentsel tasarım rehberiniz var mı? 


YILMAZ BÜYÜKERŞEN: Sürdürülebilirlik kavramı hayatımıza son yıllarda girmiş olsa da, kısa zamanda önemi anlaşıldı. Bizim gibi siyaset yapısı kırılgan olan ülkelerde, yerel yönetimlerde de olmak üzere, her gelen yönetim ve anlayış bir öncekini yıkıp kendisininkini inşa etmeyi seçiyor. Bunun yansımaları hâlen var. Bu değişmeli. İkincisi, ekolojik yani çevreyi önemseyen bir yapı gerekiyor. Projelerin önemli bir kısmı doğayla iç içe unsurlarla bezeli. Bu projelerin havaya, suya, toprağa zarar vermemesi, kirletmemesi çok önemli. Bütünleşik olması ise, kentsel tasarım uygulamalarının her birinin diğerini tamamladığı bir yapıyı anlatıyor. Bunlar, kentin kimliğini ve ruhunu yansıtacak projeler. Bütün bu unsurlar, kentsel tasarım kavramının kendisini oluşturan ana damarlar. Bunları dikkate almadığınızda ortaya ucube şeyler çıkabilir. 


Dezavantajlı gruplar bizim için oldukça önemli. Belediyemiz, hayatın her alanında onlara dokunuyor. Onların da bu kentten ve hayattan diğerleri kadar tat almayı, yaşamın her alanının içinde olmayı hak ettiğini biliyoruz ve bunu sağlamayı amaçlıyoruz. Bu nedenle onlar bizim için çok değerli ve belli bir şekilde kategorize edilecek gruplar değil. Onlar hayatın içinde, biz de onların yanındayız. Bu yönümüz nedeniyle ulusal/uluslararası alanda çeşitli ödüllere sahibiz.


Kentsel tasarım rehberimiz var; ama yazılı değil, çünkü sürekli devinim hâlindeyiz.


Önerilen Haberler