"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Ekrem İmamoğlu: Kentsel Tasarımda Katılımcılığı Ön Planda Tutuyoruz

  • 18 Ekim 2021

Kentsel tasarım; kamusal mekânların tasarımından meydan düzenlemelerine, peyzajdan kent mobilyalarına ve heykellerine, dezavantajlı gruplara yönelik mekân inşasından kentsel alanların kalitesini iyileştirmeye, sokakların yenilenmesinden ulaşım planlanmasına kadar oldukça geniş bir tasarım sürecini kapsıyor. Bu kapsamda belediyenizin yaptığı çalışmalardan bahseder misiniz?


EKREM İMAMOĞLU: Sizin de özetlediğiniz gibi, ağırlıklı olarak kamusal açık alanlar, meydanlar, caddeler, sokaklar, parklar ve bu kamusal alanları çevreleyen yapıların cepheleri belediyemizin kentsel tasarım çalışmalarının temel konularını oluşturuyor. İstanbul, 16 milyonu aşan nüfusuyla çok büyük bir metropol. Her çağdaş metropolde olduğu gibi bu büyüklük, ulaşım, açık alan yetersizliği, kentsel hizmetlere her kesimin erişimi vb. birçok kentsel sorunu da beraberinde getiriyor. İstanbul, kadim medeniyetlerin beşiği. Bu nedenle tarihsel anlamda oldukça zengin ve katmanlı bir metropol. Bu özelliğiyle diğer birçok çağdaş metropolden ayrılıyor. Biz de bu kapsamda Sultanahmet Meydanı, Ordu Caddesi, Aksaray Meydanı, Atatürk Caddesi gibi kentin tarihî çekirdeğinden kırsal alanlara kadar farklı karakterlerdeki bölgelerde kentsel tasarım projeleri yürütüyoruz. Bu projeler arasında yer alan Ordu Caddesi’ni yakın dönemde yayalaştırdık. Hâlihazırda kentsel tasarım uygulama projelerini hazırlıyoruz, kısa sürede hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Seymen Köyü’ndeki projelerimiz de yakın zamanda hayata geçecek. Yarışmayla belirlediğimiz Taksim, Salacak ve Bakırköy projelerimizi hazırlıyoruz. Salacak projemiz Koruma Kurulu’ndan ilk onayını aldı. Taksim projemizi de kurula ilettik, gündeme alınmasını bekliyoruz. Mecidiyeköy Meydanı’nda yaptığımız düzenleme de yaya erişilebilirliğini ön plana çıkaran bir çalışma oldu, İstanbul’un en kalabalık noktalarından birinde bunu başardık.


Kentsel tasarım projelerinizde hangi kriterleri göz önünde tutuyorsunuz? Mevcut olan kentsel kimlikle, tarihsel geçmişle ve dokuyla yeni yapılacak olanlar arasında uyum sağlanması için nelere dikkat ediyorsunuz?


EKREM İMAMOĞLU: İstanbul, tarihsel ve toplumsal anlamda oldukça zengin ve katmanlı bir metropol. Kentimizin hemen her yerinden tarih ve geçmiş fışkırıyor. Bu nedenle birlikte yaşadığımız bu kentte yaptığımız tüm çalışmalarda alanın tarihsel, toplumsal, kültürel değerleri yanında mevcut doğal varlıkları ve kültür envanteri gibi analizlerini mutlaka yapıyor ve önerilecek tasarımların bu birikimi dikkate almasını önemsiyoruz. Özellikle tarihsel kimliği öne çıkan alanlarda geliştireceğimiz projelerde mimar, şehir plancı, peyzaj mimarları, sanat tarihçisi, arkeolog, jeolog vb. alanında uzman kişilerden oluşan disiplinlerarası ekipler kurmaya ve bu tür ekiplerle çalışmaya özen gösteriyoruz. Kentin doğal alanlarında yürütülen çalışmalarda da aynı hassasiyeti gösteriyor, çalışmaları ilgili tüm disiplinlerin katkısını alarak yürütüyoruz.


Diğer yandan, kentin çağdaş ve gündelik ihtiyaçlarının doğru belirlenmesi bizim için önemli. Bunun için fiziki araştırmalar ve gözlemler yapıyoruz, anket yöntemini verimli bir biçimde kullanıyoruz. Bu anlamda katılımı önemsiyoruz. Taksim, Kadıköy ve Bakırköy Meydanı, Salacak kıyısı gibi kentsel tasarım yarışmalarımızda ve Üsküdar’da Mimar Sinan’ı anmak için açılan yarışmamızda seçilen üç eşdeğer projeyi halk oylamasına sunduk. Katılımcı bir yöntemle uygulanacak projeleri vatandaşlarla birlikte belirledik.


Kentsel tasarım, fiziki çevrenin iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması için de etkili ve önemli bir araç. Bu bağlamda fiziki, yani yapılı çevrenin niteliği yanında kentte yaşayanların yaşam kalitesinin artırılmasına da önem veriyoruz. Bu nedenle tüm toplumsal grupların, özellikle çocuklar, kadınlar, engelliler ve 65 yaş üstü bireyler gibi dezavantajlı grupların kent yaşamına katılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Kentsel tasarım projelerimizde bu grupların kent yaşamına katılmasına ve yaşam kalitelerinin artırılmasına dikkat ediyoruz.


Belediyeniz bünyesinde “Kentsel Tasarım Müdürlüğü” veya “Kentsel Tasarım Birimi” var mı? Daha etkili bir kentsel tasarım için yerel yönetimlerin alması gereken inisiyatifler sizce nelerdir?


EKREM İMAMOĞLU: Evet, belediyemiz bünyesinde Etüt ve Projeler Daire Başkanlığı’na bağlı Kentsel Tasarım Şube Müdürlüğü bulunuyor. Ulaşım Daire Başkanlığı’na bağlı Bisiklet Şefliği, Yaya Şefliği ve Sosyal Hizmetler Dairesi’ne bağlı Engelliler Şubesi de yer alıyor. 


Aynı zamanda İstanbul Planlama Ajansı’nda Kamusal Tasarım Ofisi var. Kamusal Tasarım Ofisi, kamusal alanlarda nitelikli, katılımcı ve çağdaş tasarım uygulamalarının geliştirilmesi sürecini yürütüyor; kentsel tasarım yarışmalarının sürecini koordine ediyor, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel tasarım projelerinin takibini ve raporlamasını yapıyor. Kamusal Tasarım Ofisi, kente değer katabilecek, sorunlu ya da potansiyel alanların yeniden tasarımı için yarışmalar düzenliyor. Yarışmaların temel çıkış noktası, katılımcılığı artırmak. Seçim sürecinde tüm İstanbullular dahil olmak üzere farklı paydaşlara da rol vererek çok katmanlı bir sistem işletiyoruz. Ayrıca belediyemiz bünyesindeki projelerde her türlü yerel ihtiyaç, kamuyu merkeze alan bir anlayışla yeniden değerlendiriliyor. Bu doğrultuda birimler arasında koordineli ve planlı çözümler üretiyoruz. Kentsel tasarım projelerimizi ilgili birimlerle güçlü bir iletişim kurarak ve eşgüdüm sağlayarak geliştirmeye özen gösteriyoruz. 


İstanbul, çok büyük bir kent ve tekil kurumsal yapılarla doğru sonuçlara ulaşmak pek mümkün olamayabiliyor. Bu nedenle kentsel sorunların giderilmesinde büyükşehir belediyesi kadar yerel yönetimler, ilgili bakanlıklar ve merkezi hükümet nezdindeki koordinasyon da kentin geleceği açısından oldukça mühim. Bu koordinasyonu kentin sağlıklı bir geleceğe ve kentsel çevreye kavuşması açısından önemli görüyoruz. Bu anlamda projelerimizi birçok yerel belediyeyle eşgüdüm hâlinde ilerletiyoruz. Daha üst ölçekli ve yetki alanımız dışında bulunan alanların kentin geleceğine etkisi anlamında da bu süreçlere dahil olarak birlikte karar üretmenin önemine inanıyoruz, bu konuda gerekli inisiyatifleri alıyor, iletişim kanallarımızı hep açık tutuyoruz.


Kentsel tasarım projelerinizin yerel kimliğe uygun olması için analiz ve değerlendirme yapıyor musunuz? Planlama ve tasarım süreçlerinde katılımcılığı nasıl sağlıyorsunuz? Vatandaşlarla, STK’larla, üniversitelerle ve ilgili meslek odalarıyla bu anlamda çalışmalarınız var mı?


EKREM İMAMOĞLU: Kentimizin çağdaş ve gündelik ihtiyaçlarının doğru belirlenmesi bizim için önemli. Bunun için fiziki araştırmalar ve gözlemler yanında anket yöntemini efektif bir biçimde kullanıyoruz.


İstanbul Planlama Ajansı’yla kentin röntgenini çekiyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi verilerini temel alarak yeni tasarımların ve hizmetlerin modellenmesinde yol haritası oluşturuyoruz. İstanbul Planlama Ajansı, mahalle ölçeğinden de daha alt bir ölçeğe inerek sosyal doku araştırması yapıyor. Saha ve anket çalışmalarıyla birincil verileri çıkarıp ardından çevre yapılaşmasını ve mevcuttaki tesis erişilebilirliklerini de hesaplayarak fonksiyon önerilerinde bulunuyor. Bağcılar Meydanı’nı çalışıyorsak, sahada kullanıcıların alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını tespit ediyoruz, bu verilerden yola çıkarak tasarımlarımızı yapıyoruz veya yaşam vadilerimizi tasarlarken bulundukları bölgenin demografik yapısını inceliyoruz, önerilerimizi buna göre oluşturuyoruz. Bunu kentsel dönüşüm projelerimizden kreş/kütüphane projelerimize kadar her projemizde uyguluyoruz.


Katılım olgusu da bizim için çok önemli. İstanbul Planlama Ajansı’yla ve ilgili daire başkanlıklarımızla birlikte 13 yarışma düzenledik. Bu yarışmalara 7.000’e yakın tasarımcı, mimar, şehir plancısı katıldı. İstanbul’un dört meydanı için açtığımız yarışmaları halkın oylamasına sunduktan sonra birincileri belirledik. Bu, Türkiye’de ilk kez denenen bir yöntemdi. Yaklaşık 385.000 vatandaşın oylaması sonucunda süreci tamamladık. Adalar’da sürdürdüğümüz planlama çalışmalarımızı ve yarışmaları da kapsamlı bir katılımcı süreçle yürütüyoruz, bu çalışmalarda sona yaklaştık. Bu katılımcı planlama süreciyle paralel olarak Büyükada’da açılan kentsel tasarım yarışması da yine katılımcı bir süreçle yürütüldü. Toplantılar ve odak grup görüşmeleri gibi çalışmalarla, vatandaşlarla ve uzmanlarla beraber yarışma şartnamesi oluşturuldu. Birinci olan proje Adalılara anlatıldı, projenin geliştirilmesi için vatandaşların düşünceleri alındı. Bu planın doğal bir eki olacak. Ekoloji temasını merkeze alan bir kentsel tasarım rehberini de yine katılımcı yöntemler kullanarak hazırlıyoruz. Bu kapsamda vatandaşlarla, meslek örgütleriyle ve STK’larla temaslarda bulunuyoruz. Ayrıca katılımın ve temsilin önemli bir kurumu olan kent konseyini yeniden etkin bir biçimde kent yaşamına dahil ettik.


Bu çalışmalarımızda “İstanbul Senin” sloganıyla hareket ettik. Bu hafta itibarıyla İstanbul Planlama Ajansı ve İmar Şehircilik Daire Başkanlığı işbirliğiyle “İstanbul Senin Beyoğlu Senin” projemize başladık. İstiklal Caddesi’nde açtığımız ofiste tüm Beyoğlu’nu dinlemek ve Beyoğlu’nun geleceğine birlikte karar vermek istiyoruz. Benzer bir çalışmayı Kuzguncuk’ta da gerçekleştirdik.


Sürdürülebilir, ekolojik ve bütünleşik kentsel tasarım projeleriniz, dezavantajlı gruplara (çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler) yönelik olarak hayata geçirdiğiniz kentsel tasarım uygulamalarınız var mı? Belediyenizin kentsel tasarım politikası nedir? Kentsel tasarım rehberiniz var mı?


EKREM İMAMOĞLU: Bu soruya, geleceğimiz olan çocuklardan başlamak isterim. Sözünü verdiğimiz Yuvamız İstanbul Kreşleri’nin 32 tanesini açtık. 2022 yılının sonuna kadar 100 kreşe ulaşacağız. Vapur yolculuklarını sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de daha keyifli bir hâle getirebiliriz dedik ve vapurlarda çocuklar için oyun alanları yaptık. Oyun alanımızdaki malzemelerin çocuklara uygun ve sağlıklı olmasına özen gösterdik. Böylece vapur yolculuğunda sıkılan çocuklar eğlenerek vakit geçirebiliyor ve deniz sevgisini erken yaşta kazanıyor. Sürdürülebilirlik, çevre ve ekoloji temalarını merkezine alan “Yaşam Vadileri” projemizi hazırladık. Bu kapsamda 15 adet Yaşam Vadisi’ni hayata geçiriyoruz (Boğluca, Haramidere, Eşkinoz, Hasanoğlu Deresi, Kayaşehir, Menekşe Deresi, Ayamama, Haliç Kıyıları, Baltalimanı, Kurbağalıdere, Çamaşırcıdere, Ayazma, Pendik, Kemiklidere, Tuzla). Bunlar dışında kentin farklı kesimlerinde dezavantajlı grupların ihtiyaçlarını da düşünerek yeni cadde düzenlemeleri yapıyoruz, yenilikçi çocuk oyun alanları oluşturuyoruz, engelli erişimi, bisiklet yolları, kamusal alanda sanat uygulamaları, yeni kent mobilyaları ve geçirgen asfalt gibi yenilikçi çalışmaları hayata geçiriyoruz ve sürdürülebilir malzemeler kullanıyoruz. Cadde ve meydan projelerimizdeki pilot uygulama dahilinde uygun koşulları yaratarak yağmur suyu hasadı yapacağımız öneriler geliştiriyoruz ve bunu yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Mecidiyeköy Meydanı’nı tamamlamak üzereyiz. Bağcılar Meydanı’nı kısa zaman içinde eski beton ağırlıklı görüntüsünden kurtaracağız, daha yeşil, farklı etkinliklere ev sahipliği yapabilecek esneklikte bir görünüme kavuşturacağız ve çağdaş bir Atatürk heykelini de tamamlayarak yeni yerine yerleştireceğiz. Belediyemizin ve iştiraklerimizin kullandığı tüm prefabrik üniteleri bütüncül bir tasarım anlayışıyla ele alarak tasarlıyoruz. Bunların ilk örneklerini de yine Bağcılar Meydanı’nda hayata geçireceğiz ve kentimizin beğenisine sunacağız. Ayrıca tarihî yarımada tramvay duraklarında kendi enerjisini güneşten karşılayabilecek durak tasarımları üzerinde çalışıyoruz. Hâlihazırda çeşitli üniversitelerin de katkısıyla hazırlanan, İstanbul geneli için “Sürdürülebilir İstanbul” ana temalı kentsel tasarım rehberine sahibiz. Bu çalışmayı güncelleyip, gerekli yasal süreçleri işleterek resmiyete kavuşturmak istiyoruz. Adalar için ekoloji ana temalı kentsel tasarım rehberini de katılımcı yöntemler kullanarak hazırlıyoruz. 


Bizim vizyonumuzda İstanbul’u yeşil, adil ve yaratıcı bir kent yapmak, bu ana ilkeler doğrultusundaki kentsel tasarım yaklaşımımızda doğayı, yeşili koruyarak güçlendirmek, daha adil, toplumun her kesiminin eşit erişim olanaklarına sahip olduğu bir kentsel çevre yaratmak, bunları yaparken de yaratıcı, yenilikçi ve çağı yakalayan çözümler üretmek var. 


Önerilen Haberler