"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Murat Selvi: Belediyeler Alternatif Finansman Kaynaklarına Yönelmeli

  • 25 Ekim 2021

MURAT SELVİ


Mali Hizmetler Daire Başkanı


İstanbul Büyükşehir Belediyesi


Yerel yönetimlerin bütçe, öz gelir, mali kaynak ve mali özerklik konusunda yaşadığı sıkıntılar nelerdir? Bu sıkıntıların çözümü için nasıl bir yol izleniyor?


MURAT SELVİ: İdarenin kamu yararıyla gönderdiği dosyaların belediye meclisi tarafından onaylanmaması ve komisyonlarda bekletilmesi, yürütme açısından ciddi sorunlar yaratmaktadır. Bekletilen dosyalar, özellikle belediyemize gelir getirecek ve finansman bulacak dosyalardır. Örneğin, TL kredi talebimiz belediye meclisinde Şubat 2021 tarihinden beri bekletilmektedir. Metro projelerine ait dış finansman taleplerimiz de aynı şekilde komisyonlarda aylarca bekletilmektedir.


Belediye meclisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gelir yaratmasına ve finansman kaynağı sağlamasına engel olmuştur, belediyeyi yalnızca merkezî yönetimden gelen maliye payına muhtaç etmiştir. Özellikle pandemi döneminde hem belediye hem de iştirakler İstanbul’a hizmet ederken, azalan gelir ve makro ekonominin gidişatından kaynaklanan artan maliyetler nedeniyle büyük bir finansal sınav vermiş, belediyecilikte israfa izin vermeyerek hiçbir hizmeti azaltmayarak ve yatırımları artırarak yönetim başarısını ispat etmiştir. 2019 yılı Haziran ayı sonrasında Ekrem İmamoğlu yönetiminde metro, fen işleri ve İSKİ yatırımlarıyla sosyal yardımlar, önceki dönemlerle kıyaslanamayacak şekilde artırılmıştır. 


Bu sıkıntıların çözülmesi için belediye meclisinin konulara siyasi açıdan değil, İstanbul’un yararını göz önünde tutarak bakması gerekmektedir. Bunun aksi bir durumda İstanbulluların yararına olan her yatırım ve karar, nedensiz yere komisyonlarda aylarca bekletilmektedir. Bu durumdan da İstanbullular zarar görmektedir.


İstanbul halkının kamuoyu baskısı oluşturması sağlanmalıdır. Engeller, kamuoyuyla paylaşılmalıdır. İstanbulluların, merkezî hükümetin belediyemizi engellendiğini (taksi konusunda olduğu gibi)  görmesi oldukça önemlidir. 


Merkezî yönetimin kaynak aktarımı konusunda muhalefet belediyelerine yönelik engellemeleri ve kısıtlamaları belediyelerin hizmetlerini ve çalışmalarını nasıl etkiliyor? Mali özerkliği ve bütçede yerelleşmeyi sağlamak için neler yapılmalı?


MURAT SELVİ: Merkezî yönetimin engellemesi dolaylı şekilde olmaktadır. Bürokratların siyasi baskılarla karar vermekte zorlanması, lehimize çok zor karar verilmesi ve en önemlisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin taraf olduğu davalarda hukuka, akla ve mantığa uygun olmayan dava sonuçlarının olması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önündeki en önemli engellerdendir. Bunların yanı sıra yaşanan sıkıntıları şöyle sıralayabiliriz:


  • Bakanlıklarda bekleyen izinler. 

  • İştiraklerimizin tescil işlemlerinde yetkililerin hukuka aykırı tutumu. 

  • Kaynak kullanımımızda ve operasyonel işlemlerimizde kamu bankalarına yapılan baskılar.

  • Siyasiler tarafından özel bankalara da yapılan baskılar. Bütçede açığın finansmanla kapatılacağı kabul edilmesine rağmen yıl içinde her finansman ihtiyacımızda meclisten yeniden izin almamız beklenmektedir. Bu taleplerimizde de “Plan ve Bütçe Komisyonu” yetkilerini aşarak bir nevi yerindelik denetimi yapılmaktadır. Talep ettiğimiz tutar, nasıl hesapladığını bilmediğimiz bir şekilde azaltılarak onaylamaktadır. 


  • İl Bank’tan kaynak kullanımı yapamamak. 23 Haziran 2019 sonrasında yaşanan sıkıntılar, belediyelerin mali yapısını ve nakit akışını bozmaktadır, yatırımlar önünde de engel teşkil etmektedir. Mali özerklik için belediye gelirlerinin kısıtlanmaması ve belediye gelirlerinde maliye payının ağırlığının azaltılması, birinci adımdır. Finans kaynağı açısından da belediyeler bizim gibi alternatif finansman kaynaklarına yönelmelidir (örneğin, Eurobond). İştirak şirketlerinin gelirlerini artıcı politikalarla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin temettü gelirinin artırılması sağlanmalıdır.


  • Mevzuatta büyükşehir belediyelerinin gelirlerinin ilçe belediyelerine göre çok kısıtlı tanımlanması. 


Tüm bu sorunlar giderilirse, belediyelerin yerelleşmesi ve daha bağımsız hareket etmesi sağlanabilir.


Yerelleşmenin ve katılımcılığın önemli bileşenlerinden biri olan katılımcı bütçelemeye yönelik hangi çalışmalar var? Kaynak kullanımında ve vatandaşla yerel yönetim arasındaki yapısal ilişkiyi güçlendirmesi bağlamında, yasal mevzuat ve hukuki düzenlemeler çerçevesinde katılımcı bütçe nasıl yaygınlaştırılabilir?


MURAT SELVİ: Yerelleşmenin ve katılımcılığın önemli bileşenlerinden biri olan katılımcı bütçeleme modeli, halkın yerel ölçekteki bütçe harcamalarıyla ve öncelikleriyle ilgili kararlara aktif katılımı anlamına gelmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde katılımcı bütçe modeli, yerel demokrasiyi geliştirmek amacıyla şeffaflık, hesap verebilirlik ve kapsayıcılık ilkelerinin temelinde yerel yönetimlerde dayanışmayı ve uzlaşma kültürünü geliştirmek, işbirliklerini güçlendirmek, temel hak ve hizmetlere erişimde sosyal adaleti sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. 



Katılımcı bütçeleme modeli çerçevesinde 2022 yılı bütçesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına Ekrem İmamoğlu’nun çağrısıyla 18.10.2019’da kurulan İstanbul Kent Konseyi’nin ve İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) birlikte yürüttüğü bir çalışmayla hazırlanmaktadır. Bu kapsamda https://butcesenin.istanbul/ web sitesi üzerinden halkın projelerini sunması sağlanmış, oylama neticesinde seçilecek projelerin uygulanması ve 2022 yılı bütçesinde yer alması amaçlanmıştır.

 

Belediye Kanunu’nun 76. maddesi, katılımcı bütçeleme anlayışının temel yapı taşlarından biri olan kent konseylerinin katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye yönelik çalışma görevine vurgu yaptıktan sonra belediyelerin, kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlamakla yükümlü olduğunu ifade etmektedir. Bu doğrultuda 2022 yılı yatırım bütçesinin katılımcı biçimde yapılması, İstanbul Kent Konseyi tarafından düzenlenen toplantılarda akademisyenlerle, STK’larla, İPA ve İBB yetkilileriyle müzakere edilmiş, aynı amaçla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bazı daire başkanlıklarıyla tematik katılımcı toplantılar düzenlenmiş, kamu sektörü ve sivil sektör arasında ortaklıklar yapılabilecek alanlar tanınmaya çalışılmıştır. 


Kent konseyi yönetmeliği uyarınca kente ilişkin temel stratejilerin ve faaliyet planlarının belirlenmesinde, uygulama ve izleme süreçlerinde tüm kenti kapsayan ortak aklın oluşturmasına katkıda bulunmak, İstanbul Kent Konseyi’nin görevidir. Kent konseylerine yardım ve destek sağlama yükümlülüğü belediyelere mevzuatla verilmiştir. Bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, görevlerini yerine getirmesi konusunda İstanbul Kent Konseyi’ne gerekli desteği vermesi ve konseyin görevlerini yerine getirmesini sağlaması, daha fazla sayıda insanın kent konseyinden haberdar olmasını, kent konseyinin çalışmalarına aktif olarak katılmasını ve katılımcı bütçe anlayışının yaygınlaşmasını sağlayacaktır.


Belediyeler, bütçelerini stratejik planına ve performans programına uygun olarak hazırlamakla yükümlüdür. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda ve yerel yönetimlerle ilgili diğer kanunlarda, stratejik planın katılımcı bir yöntemle yapılması esası benimsenmiştir. Dolayısıyla stratejik plan ne kadar yoğun bir katılımcı anlayışla hazırlanırsa, bu stratejik plan doğrultusunda hazırlanacak bütçe de katılımcı bütçe modeline o kadar uygun olacaktır. 


Bunun yanında 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7/v. maddesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, ilgili maddedeki sayılı hizmetleri yerine getirirken üniversitelerle, yüksekokullarla, meslek liseleriyle, kamu kuruluşlarıyla ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapmasının görevi olduğu belirtilmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, mevzuatla kendisine verilen bu yetki kapsamında ilgili kurumlarla işbirliklerini artırarak katılım bütçe modelini yaygınlaştırabilir.



Önerilen Haberler