"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Cahit Korkmaz: Sosyal Güvenlik Sistemi Adil Olmalı

  • 22 Kasım 2021

Sosyal güvenlik, anayasanın 60. maddesinde temel bir insan hakkı olarak belirtilmektedir. Sosyal güvenlik hakkı ve emekli aylığına erişilmesi, sosyal devletin en önemli uygulamasıdır. Bu düzenlemeyle çalışanların geleceği güvence altına alınmaktadır. Sigortalı çalışmak, anayasal bir yükümlülüktür. Her çalışanın kayıtlı olması ve emekli aylığına hak kazanması, temel insan hakkı olarak evrensel sözleşmelerde de güvence altına alınmaktadır. 


Üzülerek belirtmek gerekir ki, ülkemiz bu konuda iyi bir sınav vermemiştir. TÜİK İşgücü İstatistikleri’nde kayıtdışı istihdamın %30 oranında olması, çalışanların emeklilik güvencesinin olmaması nedeniyle insanların geleceği ellerinden alınmıştır. Kayıtdışı istihdamla prim ve vergi kaybı yaşandığı gibi, insanların emeklilik hakkı da yok edilmektedir. Her kesimimin bu konuda mücadele etmesi ve elini taşın altına koyması gerekir. İstihdamın korunması kadar sigortalı çalışmak da temel kural olmalıdır. Emeklilik, korunması gereken bir haktır. 


Emekli aylığına hak kazanmanın üç şartı bulunmaktadır: Prim ödeme gün sayısı, sigortalılık süresi ve yaş. Bu şartları yerine getirenlere emekli aylığı bağlanmaktadır. Sürecin tamamlanması için öncelikle çalışma imkânının sağlanması gerekir. İstihdam, toplumsal refah açısından önemlidir. Bu nedenle yatırım, üretim ve istihdam alanında başarılı olmak gerekir. Genç nüfus, işgücü bakımından zenginliktir, ancak istihdam yaratılmadığından işsizlik ve yoksulluk yaygınlaşmaktadır. 


Emeklilik, çalışanların gelecek hayalidir. Sosyal güvenlik mevzuatında yapılan değişikliklerle emeklilik planlamasında istikrar sağlanamadı. Emekli aylığına hak kazanma koşulları zorlaştırıldı. Emekli aylığı hesaplama parametrelerinin değiştirilmesi, sigortalılar ve emekliler arasındaki farkı artırdı. 


2000 sonrası dönem için sigorta mevzuatında iki temel kanun çıkarıldı. 2000 öncesi dönemde uygulanan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda emeklileri koruyan gösterge sistemi ve aylık bağlama oranı bulunuyordu. 2000 sonrası dönemde yapılan iki düzenlemeyle (4447 ve 5510 sayılı kanunların değiştirilmesi) emekli aylıklarında ciddi oranda azalma söz konusu oldu. 2008 sonrasında emekli olanların aylıklarının önceki dönemlere göre yarı yarıya azalması, emeklilik hukukunu zayıflattı. 


Sigortalıların %50’si asgari ücret üzerinden prim ödemektedir. 2000 öncesi dönemde asgari ücretle çalışanları koruyan %70 aylık bağlama oranının 2000 sonrası dönem için %35’e düşürülmesi, emekliler arasındaki eşitsizliği artırdı. Emekli aylıklarının 1.500 TL’den daha az bağlandığına ilişkin çok sayıda karar bulunmaktadır. Asgari ücretle çalışanlara bağlanan aylıklar da yeterli değildir. 7000 gün prim ödemesi olan bir sigortalıya asgari ücretin yarısı kadar bağlanan emekli aylığı ülke koşullarında yeterli midir? Ülkeyi yönetenlerin ve SGK üst düzey yöneticilerinin bu soruyu kendilerine sorması gerekir. Emekli aylıklarındaki düşüşe geçici olarak çözüm getirildi. Nisan 2020 itibarıyla en az emekli aylığı ödemesi 1.500 TL’dir. 18 aydır her şeyin zamlanmasına ve zorunlu harcamalardaki %100 artışa karşın emekli aylıklarının yükseltilmemesi, emeklilerin yaşadığı mağduriyeti artırmaktadır. 


Sosyal güvenlik, her ülkenin anayasasında temel bir insan hakkıdır. Asgari emekli aylığının hesaplanmasında dikkate alınan %35 aylık bağlama oranı %70 olmalıdır ve emekli aylıkları asgari ücretin altında ödenmemelidir. Sigorta mevzuatında norm ve standart birliğini sağlayacak düzenlemelere gidilmelidir. Emekli aylıklarının hesaplanmasında günün şartlarına cevap veren aylık bağlama oranı ve güncelleme katsayıları belirlenmelidir, emekli aylıkları insanca yaşamaya yetecek seviyede olmalıdır. 


Önerilen Haberler