- 29 Aralık 2021
YÜKLENİYOR
Kentlerdeki ulaşım sorunu giderek büyüyor. Ulaşımla ilgili mevcut sorunları çözecek etkin bir ulaşım planlaması hangi kriterleri içermeli?
KEVSER ÜSTÜNDAĞ: Kentlerdeki ulaşım sorununun giderek büyümesindeki temel sebep, bugüne kadar kentlere yapılan yatırımların ve geliştirilen politikaların otomobil öncelikli ve bireysel ulaşıma yönelik olması.
Etkin bir ulaşım planlaması, herkes için erişilebilir olacak ve toplumun geneline hizmet verecek şekilde bütüncül bir yaklaşımla yapılmalı. Bu bütüncül yaklaşımda mevcut yapıdaki durumun tersine yaya, bisiklet ve toplu taşıma öncelikli yatırımlar artırılmalı. Bu alanda uygulanan politikalar, insanı temel alan ve yaya erişimini araç erişiminden önde tutan ulaşım planlama yaklaşımlarını içermeli.
Kent ve arazi kullanımının birlikte düşünülmesi sürecinde fiziksel tasarımın özel araç öncelikli olarak gelişmesi, araç kullananların üstünlüğüyle ilgili bir durum. Trafikteki araç odaklı kültürün, insan hareketliliğini, insan erişilebilirliğini, yayayı, yürümeyi, bisikleti temel alan trafik kültürüne dönüşmesi zaman alan bir süreç. Bu dönüşüm, mevcut ulaşım sorunlarını çözecek en önemli kriter. Bu dönüşümün gelecek temsilinin aslında bugünün gençleri ve çocukları olduğu da unutulmamalı. Güvenli, erişilebilir, sürdürülebilir, adil ve kapsayıcı bir yaklaşımla kentler çocuklara göre planlanabilir.
Ayrıca kentin organik dokusunun, tarihî çevrenin ve doğal yapının karayolu odaklı yaklaşımlarla, katlı kavşaklarla ve tünellerle tahrip edilmesi, kentlerin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Bu tür uygulamaların maliyetinin çok yüksek olması sebebiyle ulaşımın ekonomik boyutu her kesim tarafından karşılanamıyor.
Trafik sorunlarını sadece uzmanların çözmesini beklemek yerine herkesin bu sorunun çözümünde sorumluluğu, hatta önerileri ve çözümleri olmasının da önemli bir kriter olduğunu vurgulamak gerekir. Toplumsal farkındalığın fiziksel değişime destek verebileceği taleplerin ortaya konulması için toplumun tamamı çözüm sürecine dahil edilmeli.
Bir diğer önemli kriter de bu kökten değişimin yasal ve yönetsel çerçeve kapsamında her kesimin ihtiyacını karşılayabilecek şekilde yeniden ele alınması gerekliliği. Trafikle ilgili yasal düzenlemeler, otomobil ve karayolu odaklı kararlardan öte, yayayı ve bisikleti koruyan, hakların net olarak tanımlandığı çerçevede geliştirilmeli.
Sürdürülebilir ulaşımın ekolojik, ekonomik ve sosyal boyutları var. Her üç boyut kapsamında kentsel ulaşım tasarımı sizce nasıl olmalı? Özellikle dezavantajlı gruplar için ulaşım planlaması yapılırken hangi uygulamalara öncelik verilmeli? Yerel yönetimler neler yapmalı?
KEVSER ÜSTÜNDAĞ: Sürdürülebilir ulaşım, kentsel dokunun sosyal ve fiziksel bileşenlerinin değerlerini koruyarak çevreye duyarlı yerleşmelere dönüştürmeyi hedefler. Bedene dayalı erişim olanaklarının yaygınlaştırılmasıyla toplum sağlığına destek verirken, yayayı ve bisikleti kentsel ulaşımın çözümünde sisteme dahil ederek kentsel kamusal alanın paylaşımını artırır.
Yerel yönetimler, ulaşım konusundaki uygulamalara başlamadan önce ihtiyaçları ve talepleri belirlemelidir. Süreç, ölçme ve değerlendirme aşamasında toplumun tamamını kapsayacak şekilde ele alınmalıdır.
Elde edilen veriler, bir veri tabanında birleştirilmeli, interaktif haritalar oluşturulmalı ve bu veriler kentlilerle paylaşılmalıdır. Paylaşılan verilerin toplumun her kesimi tarafından anlaşılabilir olması için görselleştirilmesi ve sadeleştirilmesi gerekir. Verilerin herkese ulaşabilmesi için kamusal alanda yer alması sağlanmalı, duyuruları yapılmalı ve geri bildirimler de değerlendirilmelidir.
Kentsel mekânda kendine temsil alanı bulamayan bireyler de bu sürece aktif olarak dahil edilmelidir. Uzmanlık gerektirmeyen konuların yerinde, mahalleliyle birlikte tartışılması ve çözümlenmesi, herkesin problemi benimsemesini ve çözümünde söz sahibi olmasını sağlayacaktır. Bu bireylerin hizmetlere eşit erişim haklarına sahip olması için sadece rampa, asansör yapmak gibi fiziksel erişimi güvenli ve konforlu hâle getirmek yerine işletme ve yönetim boyutunda da alternatifler üretilmelidir. Bu alternatifler, tek biletle tüm kenti dolaşabilmek, farklı ücret politikaları uygulamak, bilgilendirme yapmak ve sosyal medya aracılığıyla iletişim kurmak olabilir.
Ayrıca temsiliyeti düşük bireylerin, ulaşım konusunda alınan önlemlere veya uygulamaların planlama aşamasına dahil edilmesi gerekir. Son dönemde yerel yönetimlerin de önemsediği bir konu olan katılımcı ve kapsayıcı planlama yaklaşımları kapsamında bu bireylerin fikirlerinin alınması ve üretim sürecine dahil edilmesi, daha yaşanabilir, adil, güvenli çevrelerin oluşmasına katkı sunacaktır.
Ulaşım altyapısı oluşturulurken ve kent içinde düzenlemeler yapılırken insan odaklı ulaşımı yaygınlaştırmak ve kamusal alanları bu anlayışa uygun hâle getirmek için hangi çalışmalar yapılmalı? Yerel yönetimlerin bu konuda alacağı inisiyatifler sizce nelerdir?
KEVSER ÜSTÜNDAĞ: Sokaklar, kentteki hareketliliği sağlayan en küçük birimler. İnsanı merkeze alan ve herkes için eşit erişim hakkı sağlayan bir sokak ağı, kenti daha yaşanabilir hâle getirir. Güvenli ve erişilebilir bir sokak ağı ise, kentsel yaşam kalitesini yükseltir. Gelişmiş birçok kent, bisiklet ve yaya önceliğine sahip olan, sosyal etkileşime olanak sağlayan güvenli sokaklar üzerinden vizyonunu kurguluyor. Bir sokağın fiziksel ve sosyal kalitesini artıran faktörlerin neler olduğu, tasarım öğelerinin ne şekilde belirleneceği ve iyileştirme hamleleri için nasıl bir yöntem izleneceği, yerel yönetimlerin gündemini meşgul eden önemli bir konu. Günümüzde otomobil odaklı ulaşımın uygulamaları nedeniyle kentlerde otomobil dışındaki ulaşım biçimleri yok sayılıyor. Bu nedenle kentlerde yaya, engelli veya bisikletli olarak var olmak tehlikeye giriyor. Her gün meydana gelen trafik kazaları ve yollardaki altyapının yetersizliğinden doğan problemler de bu durumun aciliyetine dikkat çekiyor.
Sürdürülebilir ve insan merkezli ulaşım yaklaşımlarına sırtını dayayan organik ulaşım, sürdürülebilir ulaşımın çevreye duyarlı olma, sosyal boyutu dahil etme ve ekonomik olma ilkelerini benimseyerek insan merkezli ulaşımının ana ilkesi olan insan hareketliliğini de temel alıyor. Bu iki yaklaşımdan farklı olarak mevcut sistemdeki organik yapıya odaklanan organik ulaşım, teori ve ilkelerin bir adım ötesine geçerek mevcut kentsel yapıda vücut buluyor. Kentlerin sahip olduğu organik yapıyı korumayı ve bundan hareketle her kentin ihtiyaçları doğrultusunda çözümler üretmeyi hedefliyor.
Kent içi ulaşım sisteminde yayalar öncelikli hedef grup olmalı, bunu sırasıyla bisiklet, toplu taşıma ve en son özel araç takip etmeli. Yaya dostu bir kentin en belirgin özelliklerinden biri, yürünebilir ve erişilebilir olması. Herkes için erişim kriterlerine uyan, engellilerin, çocukların, yaşlıların ve birçok insanın erişimine elverişli bir sistem kuran, yürünebilir bir kent için yerel yönetimlerin hızlı sonuç alabileceği mahalle ölçeğinde atabileceği adımlar var.
Bunlardan biri, sokak ve mahalle inisiyatifleri. Mahalle gönüllülerinin bulunduğu, belediyeyle birlikte hareket eden, sokaklarda ve kaldırımlarda yayaların erişimini engelleyen faktörleri tespit edip denetleyen bir ekip oluşturulmalı. “Sokak Denetimi” çalışması, kentte yaşayanların sorunların tespiti sürecine aktif bir şekilde katılmasını sağlar. Sokaktaki durum, sosyal etkileşim, kamusal alan, yaya ve bisiklet güvenliği, yeşil alan, sinyalizasyon ve tasarım gibi ölçütler üzerinden yerel yönetimlerden, STK’lardan, muhtarlardan ve mahalle sakinlerinden oluşan gönüllü bir ekip tarafından tespit edilmeli. Belirlenen rotada gönüllü grubun bir gün boyunca dolaşarak tespitlerde bulunduğu bu yöntem daha sonra araştırma ekibiyle birlikte değerlendirilebilir. Belediyeler, bu alanda eğitimli personeli sayısını artırabilir, projelerin üretilmesinden uygulanmasına kadar her süreçte takibinin yapılmasını sağlayabilir, yerelden destek alarak en hızlı sürede minimum maliyetle uygulanabilecek çalışmaları gerçekleştirebilir.