- 10 Temmuz 2021
YÜKLENİYOR
Göç ve zorunlu göç (doğal afetler, iklim değişikliği, işsizlik, eğitim vs. nedeniyle), kent yaşamını doğrudan etkileyen dinamik bir olgu. Göç hareketlerine ilişkin istatiksel veri kaydınız var mı? Stratejik planınızda göç politikası yer alıyor mu?
AKİF KEMAL AKAY: Göç ve zorunlu göç, kent yaşamını ve yerel yönetimlerin performansını etkileyen en önemli olgudur. Bölgemize göç edenler iki kategoride yoğunlaşıyor: Mevsimlik tarım işleri için gelenler ve geçici koruma statüsüne sahip Suriyeliler. Göçün yoğun olması, yerel yönetimlerin hizmetlerini de etkiliyor. Bunun nedeni, yerel yönetimlerin bütçelerinin, hizmet alanlarında yaşayan nüfusla orantılı olması gerekirken, göç sonucu artan nüfusa karşın bütçenin sabit kalması. İller Bankası, belediyemize 800.000 kişiyi baz alarak pay aktarıyor. Göç ve zorunlu göçle gelen kişiler için ek kaynak aktarımı yapılmıyor. Seyhan’da 109.000’in üzerinde kayıtlı, geçici koruma statüsünde sığınmacı yaşıyor. Yapılan saha araştırmaları sonucunda bu verinin yalnızca kayıt yaptıranları kapsadığı, kayıtdışı olanlarla birlikte Seyhan’da 250.000’in üzerinde sığınmacı ve göçmen yaşadığı tespit edildi. Saha araştırmaları düzenli yapılmadığı için göç hareketlerine ilişkin istatiksel veri kaydı bulunmuyor. Veri kaydına sahip olduğunu düşündüğümüz kurumlardan da veri alamadık. Projeler kapsamında koruma faaliyetlerini araştırmak, saha analizlerinde bulunmak, meslek gruplarını tespit etmek, demografik verilere ulaşmak, göçle gelen insanların beklenti ve taleplerini öğrenmek için anketler yaptık. Bu kapsamda veri kaydı analizi de yapacağız.
Biz, göçün olumsuz etkileriyle nasıl mücadele edilmesi gerektiği konusunda örnek bir belediyeyiz. Gerek stratejik planımızla gerek bugüne kadar uyguladığımız projelerle göçle gelen insanlarla yerel halk arasında sosyal uyumu sağlamayı amaçlıyoruz. Sosyal bütünleşmeyi sağlamak, 2020-2024 Stratejik Planı’ndaki önceliğimizdir.
Göçten olumsuz etkilenen kadınların istihdamını artırmayı hedefliyoruz. Kadınların ve çocukların sosyal hayata katılmasını sağlamak, onları ekonomik açıdan güçlendirmek ve göçle gelen nüfusa yönelik istihdam olanaklarının niceliğini ve niteliğini artırmak, diğer hedeflerimiz. Belediyelerin mali yönden ve finansman kaynakları açısından desteklenmesi, sosyal uyumun sağlanması, birlikte yaşama kültürünün oluşturulması için göç konusunda bütüncül bir strateji geliştirilmesi, kurumlar arasındaki koordinasyonun ve işbirliğinin güçlendirilmesi ve çözüme yönelik politika önerilerinin geliştirilmesi gerekiyor.
Göç yönetimi ve göç uyum stratejisi kapsamında hangi çalışmaları yapıyorsunuz? Artan işsizlik ve ekonomik kriz bağlamında özellikle genç nüfusun kır-kent arasındaki göç hareketleri, kentinizin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısına, istihdam ve üretim sürecine nasıl etki ediyor?
AKİF KEMAL AKAY: Amaçlarımız arasında sığınmacı grupların yoğun yaşadığı yerlerde refah düzeyini yükseltmek, farklı etnik kökene sahip insanların arasında sosyal etkileşimi ve uyumu sağlamak, kadınları ekonomik yaşama dahil etmek ve istihdam olanaklarını artırmak bulunuyor. Sığınmacıların haklara ve hizmetlere ulaşması, bilgilendirilmesi, sosyal uyumun geliştirilmesi, göçün etkilerinin azaltılması amacıyla projeler yürütüyoruz. Göçle gelen kadınlara, çocuklara ve engellilere yönelik olarak sosyal uyumu destekleyen, istihdam edilebilirliği artıran, psiko-sosyal destek sağlayan ve koruma faaliyetleri içeren çalışmalarımız da mevcut. Günümüzün mevcut ekonomik şartlarında artan işsizlik ve genç nüfusun göç hareketleri, kent dinamiklerine zarar verecek düzeyde. Plansız göçün neden olduğu zorluklarla mücadele yerel yönetimlere yük getiriyor, hizmetlerde aksamalar söz konusu oluyor. Göçle gelenlerle yerel halk arasındaki uyumun önündeki en önemli engel, sosyal ve kültürel farklılıklar. Göçle gelen insanları istihdam etmeye yönelik projeler üreterek bölge ekonomisine katkı sağlamayı ve topluluklar arası uyumu artırmayı hedefliyoruz. Göç nedeniyle artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamaya ve aksaklıkları gidermeye yönelik çalışmalar yapıyoruz.
Belediyenizin mültecilere ve sığınmacılara yönelik çalışmalarından bahseder misiniz? Bu çalışmalarınız doğrultusunda STK’larla, meslek odalarıyla ve dayanışma ağlarıyla işbirliği yapıyor musunuz?
AKİF KEMAL AKAY: Bölgemizde yaşayan mültecilere, göçmenlere ve sığınmacılara yönelik çalışmalarımızda öncelikle sosyal uyumu sağlamaya ve onlara farklı alanlarda destek olmaya gayret ediyoruz. İki topluluk arasında bağ kuracak ilk olgu, dil. Dili bir sorun olmaktan çıkarmak, ortak çalışma alanlarında insanların bir araya gelmesine ve sosyal uyumun sağlanmasına yardımcı olur. Bu doğrultuda dil kursları düzenliyoruz. Seyhan Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi’nin Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu işbirliğinde hayata geçirdiği proje kapsamında kadınların sosyal ve ekonomik şartlarını güçlendirmeye, sosyo-psikolojik gelişimlerini sağlamaya yönelik çalışmalar yapılıyor. Bugüne kadar 5.000’e yakın kadının yararlandığı projelerde entegrasyona yönelik çalışmalar hayata geçirildi. TÖMER sertifikalı Türkçe ve İngilizce dil kurslarıyla farklı branşlarda meslek edindirme kursları düzenlendi. Koruma faaliyetleri dahilinde psiko-sosyal destek, bilgilendirme danışmanlığı hizmeti verildi. Kültürel ve sanatsal aktiviteler, atölyeler, seminerler gerçekleştirildi. Projeler genel olarak sosyal uyumu, koruma çalışmalarını, meslek edindirme faaliyetlerini, girişimciliği ve pazarlama eğitimi konularını kapsıyor. Bu çalışmaların arasında psikolojik ve hukuki danışmanlık hizmeti, çocuklar için kreş eğitimleri de mevcut. Farkındalık ve sosyal uyum çalışmalarına devam ediliyor. Projede kadınların ulaşım ve yemek ihtiyaçları karşılanıyor, bazı atölyelerde burs imkânı da sağlanıyor. Proje kapsamında kadınlar tarafından üretilen ürünler satılıyor, kadınlar gelir kazanıyor. Kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak, üretimlerini desteklemek, becerilerini geliştirmek inovatif ürünlerle yeni istihdam alanları oluşturmak amacıyla Seyhan Üreten Kadınlar Kooperatifi kuruldu. Seyhan Üreten Kadınlar Kooperatifi’nde katma değeri yüksek ürünler geliştirmek, model oluşturmak, üretim becerilerini geliştirmek, girişimcilik üzerine eğitimler düzenlemek, istihdam alanları yaratmak, çeşitli sektörler için farklı ürünler geliştirmek ve hammadde sağlamak hedefleniyor. Belediyemizin aşevlerinde, endüstriyel mutfağında ve tekstil atölyelerinde istihdam sağlamaya yönelik çalışmalar yapılıyor. RESLOG Projesi kapsamında sosyal ve kültürel uyumu desteklemek amacıyla çocuklar ve gençler için atölyeler düzenleniyor, bilgi evleri oluşturuluyor. Türkiye Belediyeler Birliği’nin düzenlediği yarışmada ödül alan projemiz kapsamında kurulan Girişimcilik Merkezi sayesinde katma değeri yüksek inovatif ürünler geliştiriliyor. Mülteciler ve göçmenler için yapılan çalışmaların arasında dil eğitimi, sosyal aktiviteler, gündelik hayatı kolaylaştıracak beceri kazanma faaliyetleri, sağlık ve bakım hizmetleri, sosyal yardım süreçleri de yer alıyor. Çukurova Kalkınma Ajansı’yla yürüttüğümüz proje kapsamında kadın girişimciliğini desteklemek amacıyla mesleki ve kişisel gelişim atölyeleri oluşturulacak, istihdam olanakları artırılacak.
Yürüttüğümüz çalışmalarda ASAM, GOAL, SENED, Hayata Destek, Mavi Kalem, Care International gibi STK’larla, üniversiteye bağlı Teknokent’le sosyal uyumu güçlendirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Fon sağlayıcı kuruluşlarla işbirliği içindeyiz (GIZ, IOM, UNHCR, UNDP, ILO, RESLOG, Kızılay, Çukurova Kalkınma Ajansı gibi). Bölgede faaliyet gösteren STK’larla, meslek odalarıyla, dayanışma ağlarıyla fikir alışverişinde bulunuyoruz. Projeleri planlarken bölgenin ihtiyaçlarına yönelik analizler yapıyoruz, bu sayede projelerin sürdürülebilirliğini sağlıyoruz. Meslek edindirme kurslarında ara eleman ve destek elemanı yetiştiriyoruz. Üniversitelerle, kamu kurumlarıyla, yerel yönetimlerle, özel sektörle işbirliğini güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Kardeş belediyelerle deneyimlerimizi ve düşüncelerimizi paylaşıyoruz. Projelerin birbirine entegre olmasına, tamamlayıcı ve kapsayıcı nitelik taşımasına önem veriyoruz. Tarıma, teknolojiye ve el sanatlarına yönelik faaliyetleri de geliştireceğiz, bu alanlarda daha fazla proje yapacağız.
Göç ve zorunlu göç hareketleri dahilinde göç yönetimi konusunda yerel yönetimler sizce hangi inisiyatifleri almalı?
AKİF KEMAL AKAY: Göç yönetiminde sorun yaşanmaması için yerel yönetimlerin göç politikalarında söz sahibi olması gerekiyor. Göçle gelen insanların ilk muhatapları her zaman belediyelerdir. Yerel yönetimler, göçle gelen insanların yaşam alanlarında hizmet sağlayıcı konumundadır. Bu nedenle yerel yönetimlerin sorumlulukları, göç sonucunda artan nüfusla doğru orantılıdır. Artan nüfus bağlamında yerel yönetimlerin hizmetlerini aksatmadan sürdürebilmesi için inisiyatif alması ve hizmet ağını geliştirmesi gerekiyor. Bu kapsamda hibelere ve dış fonlara ulaşmak için çalışmalar yürütülebilir, hizmet alanları geliştirilebilir. Mültecilerin ve göçmenlerin kalma ve gitme durumları göz önünde tutularak altyapı çalışmaları planlanmalı, stratejik hedefler belirlenmeli, eğitim almaları ve mesleki yeterliliğe sahip olmaları sağlanmalıdır. Göçle gelen insanların kendi hayatlarını idame ettirebilmesi için istihdam olanakları artırılmalı, bu sayede bölge ekonomisine katkıda bulunmaları sağlanmalıdır. Geri dönme durumlarında ise, gittikleri bölgenin ekonomik ve sosyal açıdan kalkınmasına katkıda bulunmaları için de çalışmalar yapılmalı.