"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Savaş: Göç Yönetimi İçin Yerel Yönetimlerin Bütçesi Artırılmalı

  • 13 Aralık 2021

Göç ve zorunlu göç (doğal afetler, iklim değişikliği, işsizlik, eğitim vs. nedeniyle), kent yaşamını doğrudan etkileyen dinamik bir olgu. Göç hareketlerine ilişkin istatiksel veri kaydınız var mı? Stratejik planınızda göç politikası yer alıyor mu?


LÜTFÜ SAVAŞ: Göç, göç eden topluluk ve ev sahibi toplum açısından ele alınması gereken bir olgu. Bizdeki örnekte olduğu üzere 20 yılda artacak nüfusun 3-4 yıl gibi kısa bir sürede artması, birçok hizmetin aksamasına neden oluyor. 2015 yılında 1.533.000 olan kent nüfusu, 2020 itibarıyla 2.100.000’i geçti. Bu durum tüm hizmetlerde sosyo-ekonomik sıkıntıların yaşanmasına neden oluyor. 2020-2024 Stratejik Planı’nda göç politikasına yer verdik. Göçün etkilerinin belirlenmesi ve sosyal uyum sürecindeki sorunların ele alınması için dezavantajlı gruplara yönelik projeler ve politikalar geliştirme konusu üzerinde durduk. Elde ettiğimiz istatistiksel verilere göre çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı planladık.

 

İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nün verilerine göre Hatay’da 445.000 sığınmacı yaşıyor. Bu sayı, kent nüfusunun %27’sine denk geliyor. Biz, 800-900.000 civarında sığınmacının Hatay’da ikamet ettiğini düşünüyoruz. Bu nüfus ağırlıklı olarak Antakya, Reyhanlı, Yayladağı, İskenderun, Kırıkhan ve Kumlu ilçelerinde yaşıyor. Verileri incelediğimizde 2030 yılında ulaşılacak toplam il nüfusuna 2020 yılı itibarıyla ulaşılması, birçok altyapı ve üstyapı sorunlarına ve işsizliğin artmasına neden oluyor. Resmî verilere göre 2015-2020 yıllarına dair nüfus artışıyla ilgili birkaç husus paylaşmak istiyorum.


Antakya ilçesinin beş yıllık nüfus artışı, %6.38. Sığınmacıların eklenmesiyle artış, %44 düzeyinde gerçekleşti. Reyhanlı’da %10.3’lük artış oldu. Suriyeli misafirler eklenince artış, %151 olarak gerçekleşti. İl genelinde ise beş yıldaki artış %6.34 iken, Suriyeli nüfus eklenince %34 düzeyinde oldu. Bunların neticesinde toplu taşıma ihtiyaçları arttı, yeni hat güzergâhı ve ilave araçlar alınması ihtiyacı doğdu. Terfi sistemleri, atık su, içme suyu isale hatları ve su depoları yatırımlarına yönelik ihtiyaç arttı. Gökçegöz atık toplama sahasının hacmi %30 oranında azaldı, sahanın hacmi planlanandan önce doldu. Bu süreçlerin tamamlanması için 15 ilçede çalışmalarımız devam ediyor.


Göç yönetimi ve göç uyum stratejisi kapsamında hangi çalışmaları yapıyorsunuz? Artan işsizlik ve ekonomik kriz bağlamında özellikle genç nüfusun kır-kent arasındaki göç hareketleri, kentinizin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısına, istihdam ve üretim sürecine nasıl etki ediyor?


LÜTFÜ SAVAŞ: Göç uyum stratejisi, iç ve dış göçün yönetilebilmesi, ekonomik gücünüzle doğru orantılı. Dış göçle gelen göçmenlerin kayıt altına alınması ve istihdamlarının sağlanması önemli. Zira Suriye iç savaşı sonucunda 15-20 yılda ulaşılacak nüfusa beş yılda ulaşıldığı için çarpık kentleşmeyle, eğitim, sağlık, ulaşım ve altyapı sorunlarıyla karşı karşıyayız. Bunların yanı sıra işsizlikte, ekonomik sıkıntılarda ve suç oranlarında artış baş göstermeye başladı.  Genel ekonomik sıkıntılar neticesinde iç göçte de artış söz konusu oldu. İç göçe yönelik olarak köylünün sürdürülebilir tarım ve hayvancılık için desteklenmesi, ekili-dikili alanların artırılması gerekiyor. Göç, vatandaşların ekonomik açıdan kalkındırılmasıyla yönetilebilir. Bu nedenle kırsal istihdamı ve üretimi artırmaya çalışıyoruz. Kırsal kalkınma projemiz kapsamında başlangıçta 2.000 aileye fidan ve tohum desteği verdik. Önümüzdeki yıl 20.000 aileye ulaşacağız. Bu da doğrudan 100.000 vatandaşa ulaşılması anlamına geliyor. Böylece kırdan kente göçün etkisini minimize etmeyi, ekonomik ve sosyal refahı sağlamayı, yaşam kalitesini artırmayı ve sürdürülebilir iyileşmeyi amaçlıyoruz. Bu amaçla kurulan şirketler ve kooperatifler aracılığıyla göç etme ihtimali en yüksek olan, az toprak sahibi köylüye ulaşmayı, alım garantili sözleşmeyle tohum desteği sağlamayı, ürünlerin katma değerinin yükseltmeyi ve ürünleri ulusal/uluslararası pazarlara ulaştırmayı hedefliyoruz. Burada bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. Endemik türdeki bitkiler açısından Türkiye’deki türlerin %20’si sadece Hatay topraklarında doğal olarak yetişiyor. Bu bitkilerin %70’den fazlası için zirai faaliyet gerekmiyor, sadece toplayıcılık yapılabiliyor. Expo 2021’le Hatay’da üretilen ürünlerin dış pazarlara ulaştırılmasını hedefliyoruz. 


Belediyenizin mültecilere ve sığınmacılara yönelik çalışmalarından bahseder misiniz? Bu çalışmalarınız doğrultusunda STK’larla, meslek odalarıyla ve dayanışma ağlarıyla işbirliği yapıyor musunuz?


LÜTFÜ SAVAŞ: Belediye Kanunu’nda belirtildiği gibi, hizmetlerimizi Hemşeri Hukuku’na istinaden gerçekleştiriyoruz. Bunun yanı sıra uluslararası kuruluşlarla projeler de yapıyoruz. %50 Türk, %50 Suriyeli olacak şekilde 450 kişiye yönelik istihdam projeleri,  mesleki ve dil eğitimleri, kardeş kent Aelen’le 24 derslikli okul projesi ve Suriyeli misafirlerin de çevre koruma ve yangın müdahale konularına katılmasını sağlayan Gönüllü İtfaiyecilik Projesi gibi projeleri hayata geçiriyoruz. Nüfus artışı doğrultusunda artan altyapı ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kendi öz kaynaklarımızla yol inşaatı, altyapı ve üstyapı çalışmaları gerçekleştirdik. BM gibi kuruluşlarla altyapı projeleri yaptık.


Göç ve zorunlu göç hareketleri dahilinde göç yönetimi konusunda yerel yönetimler sizce hangi inisiyatifleri almalı?

 

LÜTFÜ SAVAŞ: Göç hem sosyolojik bir olgudur hem de yönetim sorunudur.  Suriye iç savaşı sonucunda ülkemize göç eden milyonlarca sığınmacı örneğinde olduğu gibi, zorunlu göç her an olabilir ve göç sonucunda farklı alanlarda yeni sorunlar ortaya çıkabilir. Bu doğrultuda özellikle yerel yönetimler, yetki alanlarındaki bölgelerde her türlü hizmeti veren kurumlar olarak tüm vatandaşlara olduğu gibi sığınmacılara da hizmet götürmektedir. Yerel yönetimlerin bütçesi artırılmalıdır. Bu sayede hem ev sahibi vatandaşlara hem de sığınmacılara eksiksiz hizmet verilebilir. %30-35, bazı ilçelerde %150 oranındaki nüfus artışı, bunu zorunlu hâle getiriyor. Hızlı nüfus artışı, yeni yatırımlar ve acil ihtiyaçlar anlamına geliyor. Ayrıca kır-kent göçü neticesinde kapasite sorunları ve ekonomik sorunlar ortaya çıkıyor.


Yerel yönetimler, rehabilitasyon, kadınlara yönelik sığınma ve barınma, kreş, toplum sağlığı, tarımsal üretimi destekleyecek yatırımlar, kooperatifleşme, sosyal ve ekonomik uyum, ayni ve nakdi yardım, meslek edindirme ve dil kursları, sanatsal faaliyetler gibi alanlarda inisiyatif alabilir. Bu görevler, birçok kamu kuruluşu tarafından sürdürülüyor. Bu da uygulamalarda aksaklıklara neden olabiliyor. Yerinden yönetimle sorunların daha kolay çözüleceğini düşünüyorum.


Önerilen Haberler