"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Burcu Çimen: Göç Politikaları Oluşturulurken Yerel Yönetimlerin Söz Hakkı Olmalı

  • 6 Aralık 2021


Göç, toplumsal, ekonomik ve kültürel etkileriyle oldukça kapsamlı bir olgu. Göç yönetimi ve göç uyum stratejisi yerel yönetimler için neden önemli?


BURCU ÇİMEN: Uluslararası toplumda göç ve göçün etkileri konusunda birçok farklı görüş bulunuyor. Göç bizim için her kim ve nereden olursa olsun “insan” anlamına geliyor. Göçle gelen sığınmacılar, hayatın farklı yönünü tecrübe etmiş, savaş görmüş, savaşın her türlü olumsuz etkisini üzerinde hissetmiş bir grup. Bu nedenle özel bir bakış açısıyla yaklaşılması gereken insan topluluğu. Bir insanı ayrıştırmak, farklı muamele göstermek ve ötekileştirmek, her şeyden önce gelenek ve göreneklerimizde olmayan bir durum. Ancak karşılaştığımız göç politikaları, yönetilebilir ve sürdürülebilir olmaktan uzak. Yerel yönetimler, toplum, günlük yaşam ve sosyal düzenle en yakın ve sıkı ilişkisi olan yönetim birimleri. Bu nedenle göç hem insani hem de sosyal unsurlarıyla yerel yönetimlerin işleyişini de, başarısını da etkiliyor. Geçici koruma statüsünün uzun zamana yayılması sürdürülebilirliğe ve çözümcü yaklaşıma engel oluyor. Politika yapıcılar, çalışmalara yerel yönetimler gözüyle bakamadıkları için mevcut durumda yerel yönetimler zorluklarla mücadele etmek durumunda kalıyor. İyi ve doğru göç uyum stratejisi sonucunda göçle gelen insanlara karşı bütüncül ve uyuma yönelik yaklaşım sergilenebilir.

 

Bu süreçte sorumluluk üstlenmesi beklenen idari birimlerin başında yerel yönetimler geliyor. Bu birimler, mevzuattan kaynaklanan ve son dönemde iyice artan ama karşılamakta zorlandıkları görevlerinin ve sorumluluklarının yanı sıra göçmenler nedeniyle yeni ve maliyetli birtakım görevleri de üstlendi. Son zamanlarda yerel yönetimlerin yerel düzeydeki göç yönetiminde öncü aktörler arasında yerini almaya başladığı vurgulanıyor. Belediyelerin yasal/mali kaynaklarının güçlendirilmesi ve kurumsal kapasitelerinin göç sorunlarını içerecek şekilde genişletilmesi, yerel yönetimleri yerel düzeydeki kamusal sorumlulukları açısından daha önemli hâle getirecek. Bu nedenle yoğun göç alan bölgelerde belediyelerin mali yönden ve kaynaklara erişim açısından desteklenmesi, yeni finansman kaynaklarının bulunması, ulusal anlamda birlikte yaşama kültürünü ve sosyal uyumu destekleyen, yerel yönetimleri de bu sürece dahil edecek bütüncül bir iletişim stratejisinin yapılandırılması, kurumlar arası koordinasyon ve işbirliği sorunlarının çözümüne yönelik politika önerilerinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi önem arz ediyor.


Mülteciler ve sığınmacılar için geliştirilecek göç politikalarında yerel yönetimlerin yapması gerekenler ve alacağı inisiyatifler sizce nelerdir? 


BURCU ÇİMEN: Yerel yönetimler, göçle gelen insanların ilk muhatabıdır, ihtiyaçların karşılanmasında ve güvenliğin tesis edilmesinde düzenleyici role sahiptir. Bu nedenle yerel yönetimler, göç konusunda hem mülteci hem de yerel toplumlara yönelik kapsamlı ihtiyaç analizleri yaparak göç ve uyum stratejilerinin oluşturulmasına sahadan veri sağlamalı. Ayrıca yerel yönetimlerin ekonomik açıdan (kurumsal kapasitenin hizmet alanlarında yaşayan insanlara yetecek derecede) güçlendirilmesi gerekiyor. 


Yerel yönetimlerin ekonomik imkânları (gelir kaynakları, bütçeleri) kısıtlı. Dahası, bu kaynaklar, ikamet eden vatandaş sayısıyla orantılı, göçle gelen nüfus göz ardı ediliyor. Dolayısıyla yerel yönetimler, ekonomik açıdan güçlendirilmeli (hizmet alanlarında yaşayan tüm insanlara yetecek ölçüde). Göç politikaları oluşturulurken yerel yönetimlerin söz hakkı olmalı. Bu eksiklikler gündeme getirilebilir ve çözüm üretilebilir. 


Yerel yönetimler, sığınmacılarla yerel halk arasında köprü rolü üstlenebilir, kültürel farklılık sorununun üstesinden gelinmesine yardımcı olabilir. Aynı zamanda kent konseyi ve kadın, çocuk, gençlik meclisleri gibi resmî veya yerel sivil oluşumlar, gönüllü teşekküller aracılığıyla gayriresmî mekanizmalar vasıtasıyla aktif katılımı sağlayacak genel bir yaklaşım ortaya koyup süreç yürütülebilir. Bu sayede göç nedeniyle oluşan toplumsal travma, göçmenler üzerindeki psikolojik ve kültürel baskı hafifletebilir. 


Yerel yönetimlerin dezavantajlı gruplara yönelik yaptığı çalışmalar yalnızca günü kurtaran, kısa vadeli çözümler olarak kalıyor. Yerel yönetimler, özellikle dezavantajlı gruplar içinde yer alan bireylere yönelik geliştireceği ve dış kaynak sağlayacağı projelerle sorunlara çözüm bulabilir. Hayata geçirilen ve fon sağlanan projelerin içerikleri konusunda yerel yönetimlerin inisiyatif alması, yenilikçi, katma değeri yüksek ürünler üretecek kapsamlı çalışmalar yapması, istihdam imkânları yaratması ve bu çerçevede farkındalığı artıracak ve çözüm sağlayacak uygulamalar geliştirmesi gerekiyor. Göçle gelen insanlara yönelik olarak yerel yönetimlerin alacağı diğer bir inisiyatif ise, yerel halkla göçle gelen insanların uyum (sosyal ve kültürel açıdan) içinde yaşamasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak.


Özellikle mülteci ve sığınmacı kadınlara yönelik projeler yapıyorsunuz. Bu projelerin kapsamından, etkilerinden ve sonuçlarından bahseder misiniz? Sosyal uyumu sağlamayı amaçlayan çalışmalar, mültecilerin ve sığınmacıların hayatını nasıl etkiliyor?


BURCU ÇİMEN: Kadınlar, toplumun yapıtaşıdır. Kadını güçlü olmayan toplum her zaman geri kalmaya mahkûmdur. Bir ülkenin sürdürülebilir kalkınmayı başaran ülkeler arasında yerini alabilmesinin yolu, kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesinden geçer. Kadının güçlenmesi, bireysel hak ve menfaatlerine erişim sağlaması, aile yapısının ve toplumsal yapının güçlenmesi bakımından son derece hayati bir hedeftir. Kadının toplumsal statüsü güçlendirilmeli ve hakları korunmalıdır. Bu nedenle Suriyeli ve yerel kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmesi, çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda hak ettikleri yere ulaşması ve bu alanlara değer katması için çalışmalar yapıyoruz. Kadınların işgücüne katılması, ekonomik entegrasyona ilişkin çözümler bulunması, sürdürülebilir gelişmeye ve ekonomiye katkı sağlanması hedeflenmelidir. Bu nedenle hayata geçirdiğimiz projelerde özellikle dezavantajlı gruplar içinde yer alan kadınlara yönelik çalışmalar yapıyoruz. 


Göçle gelen kadınlara yönelik gerçekleştirdiğimiz projelerde önceliğimiz, kadınlara Türkçe dil eğitimi vermek, bu sayede topluma uyum sağlamaları için gerekli olan ilk ve en önemli sorunu çözerek dil bariyerini kaldırmak. Dil bariyeri sorunu ortadan kalktıktan sonra ev sahibi toplum kadınlarıyla ortak çalışmalar yapabilecekleri ve üretim imkânına sahip olabilecekleri meslek edindirme kursları, hobi faaliyetleri, kültürel etkileşim etkinlikleri gibi çalışmalar yaparak kadınların hem toplumsal hayata katılmasını hem de ekonomik açıdan güçlendirilmesini sağlıyoruz.  


Seyhan Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi’nin, Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu’nun (GIZ) uygulayıcısı olduğu programlar kapsamında gerçekleştirdiği projelerde kadınların sosyal ve ekonomik şartlarını güçlendirmeyi, psiko-sosyal gelişimlerini sağlamayı ve üretim sürecine katılmalarını teşvik eden, kadınların gücünü ve emeğini yüceltip, görünür hâle getiren hizmetler hayata geçirilmektedir. Bugüne kadar 5.000’e yakın kadının yararlandığı projelerde sığınmacı ve göçle gelen kadınların entegrasyonuna yönelik çalışmalar yapıldı. Kadınlara dil eğitim verildi (Türkçe ve İngilizce TÖMER sertifikalı). Meslek edinmek isteyen kadınlar, aşçılık, bilgisayar, tekstil, seramik ve resim kurslarında, sabun, sirke, yüzey temizleyici, kolonya yapımı ve geri dönüşüm atölyelerinde becerilerini geliştirdi.


Koruma faaliyetleri kapsamında, vaka yönetimi, psiko-sosyal destek (bireysel ve grup), bilgilendirme danışmanlığı, farkındalık artırma etkinlikleri, sanat ve dans terapisi, somatik deneyimleme atölyesi hizmetleri veriliyor. Sosyal ve hukuki hakları öğrenme, kamuda nerelere nasıl başvuru yapılacağı konusunda bilgilendirme atölyeleri, eğitimler ve seminerler de düzenleniyor. 


Projeler genel itibarıyla sosyal uyum, koruma, mesleki beceri, girişimcilik, pazarlama ve eğitim gibi konuları kapsıyor. Psikolojik ve hukuki danışmanlık, çocuklar için kreş eğitimleri de mevcut. Bu çalışmaların yanı sıra farkındalık ve sosyal uyum çalışmaları da sürdürülüyor. Proje kapsamında kadınların ulaşım ve yemek ihtiyaçları karşılanıyor, bazı atölyelerde burs imkânı da sağlanıyor. Mesleki eğitimlerle kadınların profesyonelleşme seviyesine ulaşması hedefleniyor. 


Seyhan Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi, önümüzdeki dönemde kadınların ihtiyaç duyduğu yeni ve farklı atölyelerle, sürdürülebilir projelerle çalışmalarına devam etmeyi amaçlıyor. Proje dahilinde kadınlar tarafından üretilen ürünler satılıyor, bu sayede kadınlar gelir elde ediyor. Bu doğrultuda Kadın Dayanışma Merkezi kadınları tarafından “Seyhan Üreten Kadınlar” kooperatifi kuruldu.


Belediyemizin aşevlerinde, endüstriyel mutfağında ve tekstil atölyelerinde istihdam sağlanması, sosyal ve kültürel uyumu desteklemek amacıyla bilgi evleri ve hayaller akademisi atölyelerinin oluşturulması, girişimcilik merkezi kapsamında inovasyona yönelik tüm faaliyetlerde sosyal ve ekonomik uyumun güçlendirilmesinde katma değeri yüksek inovatif ürünlerin geliştirilmesi, ev tadilatlarının yapılması, sürdürülebilir gelir kaynaklarına erişimin sağlanması, ekonomik dayanıklılığın artırılması amacıyla serbest meslek fırsatları sunacak nakit hibe projesi kapsamında gerekli yönlendirilmelerin yapılması, engelli bireylere dil eğitimi verilmesi, sosyal aktivitelerinin yapılması, pazar, park, bahçe ve yemek öncesi atıklarının komposta dönüştürülmesi ve tarım alanlarında uygulanması, toplumsal alanların iyileştirilmesi kapsamında farkındalık ve bilinçlendirme oluşturmak ve israfı önlemek için yemek öncesi ve sonrası atıkların doğaya kazandırılması, park alanlarının oluşturulması, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği yapılması ve hasat edilmiş ürünlerin çay, maserasyon yağları, uçucu yağlar, hidroseller, sabun ve kolonya üretiminde doğal renklendirici olarak kullanılması ve bu ürünlerin satışından gelir elde edilmesi, boya ve deterjan üretimi, kıyafet dikimi,  mobilya üretimi, sosyal yardımlar kapsamında yerinde sağlık ve bakım hizmetleriyle birlikte eşya, hijyen ve gıda koli dağıtılması gibi projeler yürütülüyor. Kadınların sosyal uyumunu artıracak ve istihdam yaratacak alanlarda girişimciliğin gelişmesi için olanaklar yaratılıyor. Kadın kooperatiflerinin kapasitesi geliştirilecektir. Tarıma, teknolojiye ve el sanatlarına yönelik faaliyetler geliştirilerek bu alanlarda projeler yürütülüyor. Ayrıca inovatif ürünlerin geliştirileceği atölyeler oluşturuluyor. Yürütülen projeler kapsamında kadınlar, işgücüne kolaylıkla dahil olabilecek, üretimde faal çalışabilecek bireylerden oluşan gruplarla bilgi alışverişinde bulunarak yenilikçi yaklaşımlarla iş sahalarının oluşturulmasına katkı sağlayacak.


Sosyal uyumu güçlendirmeye ilişkin projelerinizde STK’larla, meslek odalarıyla ve dayanışma ağlarıyla işbirliği yapıyor musunuz?  


BURCU ÇİMEN: Göçle gelen mülteciler, geçici koruma altındaki Suriyeliler ve ev sahibi topluluk arasında sosyal uyumun sağlanmasına ve güçlendirilmesine yönelik farkındalık artırıcı eğitimlerde, seminerlerde ve atölye çalışmalarında STK’larla ortak çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda özellikle ASAM, GOAL, SENED, Hayata Destek, Mavi Kalem, Care International gibi STK’larla topluma yararlı, sosyal uyumu güçlendirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Fon sağlayıcı kuruluşlarla işbirliği içindeyiz (GIZ, IOM, UNHCR, UNDP, ILO, Kızılay gibi). Ayrıca meslek odalarıyla, derneklerle, kooperatiflerle ve dayanışma ağlarıyla iletişim hâlindeyiz. Bu sayede ihtiyaç-fayda analizi yaparak çalışmalarımızın kapsamını genişletiyoruz. Meslek odalarıyla iletişim kurarak ihtiyaca yönelik (destek ve ara eleman) kurslar düzenliyoruz ve istihdam sürecine katkıda bulunuyoruz.


Önerilen Haberler