"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Sürdürülebilir Bir Balıkçılık

Seyit Torun

CHP CHP Parti Meclisi Üyesi | Ordu Milletvekili

Her yıl binbir umutla açılan balıkçılık sezonu, hayal kırıklığıyla bitiyor. Sadece üreticiler değil, tüketiciler de mutsuz. Denizlerimizdeki balık stoku her geçen gün daha da azalıyor.


Ülkemizdeki balıkçılığın sürdürülebilir bir yapısının olmadığı, balık tüketiminin istenilen seviyeye ulaşmadığı, balık ihtiyacının karşılanması için üretim modellerinin sürdürülebilir bir noktaya gelmediği artık bilinen bir gerçek.


Avrupa ülkelerinde kişi başına düşen tüketim miktarı 25 kg. üzerinde, bizde hâlâ 6-7 kg.’ı aşamıyor. Peki, nasıl oluyor da balıklarımız tükeniyor? AB üyesi ülkelerin çok sıkı kuralları var. Kaç metrede avlanmaları gerektiği, hangi zamanlarda hangi balıkları ne kadar avlayabilecekleri, balık stokları, filoların yönetimi ve denetimi bu ortak kurallara göre belirleniyor. 


AB müzakereleri kapsamında ülkemizde balıkçılık faslı 2006’da açıldı. Değişen ve gelişen bir şey var mı? Olmadığını bugün bize gösteriyor. Üç tarafı denizle çevrili ve bir iç denizi olan ülkemizde balıkçılığımız Tarım ve Orman Bakanlığı altında yönetilmeye çalışılıyor. Yasalara ve mevzuatlara uygunluk, merkezi yönetimin denetiminde. Yasadışı balıkçılığın denetimi ayrı bir kaos. Balık stokumuzun ne olduğunu bilmiyoruz. Kaç metre derinlikte avlanıldığını denetleyemiyoruz. Çoğunluğu orta ve küçük balıkçı olan üreticiler, hallerdeki komisyoncuların eline mahkûm ediliyor. Balık boyutu denetimleri de tarım müdürlüklerinin ofis elemanlarına emanet. AKP zihniyeti keyfi uygulamalarını balıkçılık alanında da dayatıyor. Bunun somut örneğini geçtiğimiz günlerde yaşanan hamsi yasağında da gördük. Boyuta bağlı getirdikleri yasaktan kimler kârlı çıktı, vurgunu kim yaptı? Bedeli orta ve küçük balıkçılarla halkımız ödedi, bunu biliyoruz.  


Mesele sadece balıkçılık değildir, denizciliğin bütünüdür, denizle barışmaktır, tıpkı ormanlar gibi denizleri de korumaya almaktır. Bunun için öncelikle hak ettiği itibar verilmelidir. Balıkçılığın sürdürülebilir olabilmesi için yasa ve mevzuat tekrar değerlendirilmeli, değişen iklim koşullarına ve azalan stoklara göre yeniden belirlenmelidir. Balık kooperatiflerinin yapı kooperatifleriyle aynı mevzuatla yönetilmeye çalışılmasına son verilmelidir. Denetimlerde yerel yönetimler de sorumlu taraflardan olmalıdır. 


CHP’li belediyelerde balıkçılarımız sahipsiz değildir. Belediyelerimiz imkânları ölçüsünde balıkçılığımıza ve balıkçılarımıza destek vermektedir, onların ayakta kalmasına destek olmaya çalışmaktadır. Aile balıkçılığını destekleyici ortamları çoğaltmaya, üretici ve tüketiciyi buluşturmaya önem vermektedir. 


CHP, tarım ve hayvancılıkta olduğu gibi denizlerimizin ve balıkçılığımızın korunması, bu sektörde üretim yapanların mağduriyetinin önlenmesi ve halkımızın sağlıklı gıdaya erişimi için üzerine düşeni yerel yönetimlerimizden başlayarak yapıyor, yapmaya devam edecek.


Önerilen Haberler