YÜKLENİYOR
Belediyenizin bölgenizde tarım planlamasına ilişkin politikası nedir?
Ahmet Aras: Yerel Kalkınma Modeli’ni 2020-2024 stratejik planına dahil eden Bodrum Belediyesi, 3-4 Aralık 2019’da iki gün sürecek “I. Tarımsal Kalkınma Çalıştayı” düzenledi. “Bodrum Özüne Dönüyor” sloganıyla düzenlenen çalıştayda, Karaova’da ve yarımadanın diğer tarafında çiftçilikle geçinen bölgelerin yerel değerleriyle gelişmesini, kendi ekonomisini üretmesini ve kültürel mirasın kazanca çevirilmesini sağlayacak projelerin tartışılmasını hedefledik.
Bodrum, turizmden önce tarımla geçimini sağlayan bir ilçeydi. Bir balıkçı kasabasıydı. Narenciye üretimi, arıcılık, tütün ve incir başlıca gelir kaynaklarıydı. Bunu yeniden canlandırmak bizim görevimiz. Turizm ve tarım her alanda birbirini tamamlayan sektörler. Her ikisi de iklimle ve doğal kaynaklarla paralel ilerliyor. Bütün bunlara bakarak Bodrum’da turizm ve tarım yapılanmasının birlikte planlanması gerektiğini düşünüyoruz. Yani tarımı ve turizmi entegre etmek, bütünleştirmek istiyoruz. Bu aynı zamanda verimli tarım alanlarının turistik işletmelere terkini önleyecektir. Yapılaşmanın önüne geçecektir.
Politikamızı “Agro Turizm” olarak belirledik. Kültürel farklılıkların ve yerel dokunun korunmasına büyük önem veren tarım turizmi anlayışıyla bir taraftan kentlerde yaşayanlara doğayla dost, farklı insanları ve kültürleri tanıyabilecekleri bir tatil sunmayı; diğer taraftan ise, hizmetin verildiği bölgedeki halka maddi gelir sağlayarak kırsal kalkınmayı sağlamayı ve sahip olduğumuz güzellikleri gelecek nesillere aktarmayı hedefimiz olarak belirledik. Amacımız; gıda güvenliği ve güvencesi, istihdam ve gelir artışı, doğal ve çevresel kaynakların korunması, sürdürülebilir tarım ve kırsal kalkınma, çölleşme ve kuraklaşmayla savaş, toprak kaynaklarının entegre planlanması ve yönetimi, halkın kararlara ve yönetime daha aktif katılımının sağlanmasıdır. Politikamızı “kırsalda üretip sahilde tüketeceğiz” olarak belirledik. Bu amacımıza uygun gıda kooperatifleri, mikro işletmeler, çiftçi pazarları, alım garantili ve destekli üretim yapan tarım çiftlikleri, araç paylaşımı, kooperatif evler ve eko-köyler gibi oluşumlar planladık. Hem turist profilindeki hem de tüketim kalıplarındaki değişikliklere bağlı olarak doğal/kültürel çevrenin koruma-kullanma dengesi içinde kullanımını öngören “kırsal turizm”, “ekolojik turizm”, “sürdürülebilir turizm” gibi kavramları Bodrum’la buluşturmaya karar verdik.
Bu konuda projeleriniz var mı? Varsa nelerdir?
Ahmet Aras: Kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilir kalkınmada bir örnek olması için “Kültür Köy Projesi”ni hayata geçirmek istiyoruz. “Kültür Köy”, kırsal nüfusun devamlılığının sağlandığı, çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirildiği, yeni ekonomik etkinliklerin oluşturulduğu, kırsal kadının sosyal ve ekonomik rolünün desteklendiği, yöresel el sanatları ve geleneksel tarımın desteklenerek kültürel mirasın ve çevrenin korunmasının hedeflendiği projedir.
Bodrum’da “Tarımsal Kalkınma Hamlesi” başlattık ve belediye bünyesinde Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nü kurduk.
Çalıştay Sonuç Bildirgesi, bizim için bir yol haritası oldu. Beş yıllık “Tarımsal Kalkınma Planı” oluşturduk ve bu kapsamda şu adımları attık:
Bodrum’un ilk üretici destekli tarım kooperatifini, TARKO’yu kurduk ve satış ofislerini belediye kafelerimizde hizmete açtık. TARKO, kadın üreticinin desteklenmesi konusunda öncü çalışmalar başlattı. Bodrum markalı ürünlerin Türkiye ve dünya pazarına satış ve pazarlamasına öncülük edeceğiz. Üreticinin kendi pazarını oluşturması için her hafta dört farklı mahallede üretici pazarları kurduk. Tarım Ar-Ge ve Yerel Tohum Merkezi’ni kurduk. Atalık tohumlarımızı çoğaltıyoruz. Tritikale ve Karakılçık buğdayı üretimine başladık. Tarım Ar-Ge ve Yerel Tohum Merkezi’nde Distilasyon Tesisi kurarak hasadını gerçekleştirdiğimiz lavantalardan uçucu yağ ve hidrosol su elde edilmesini planlıyoruz. Tıbbi aromatik bitkilerin ekimini teşvik ettik ve üretime başladık. Bodrum’un tarım ve turizm envanterini çıkarıyoruz.
Katma değeri yüksek ürünleri belirliyoruz. Bodrum’un endemik bitkilerini tespit ederek bunları katma değerli ürünler hâline getirmek için çalışıyoruz. Atıl kalan binlerce dönüm boş arazinin tespitini yaptık. Belediye mülkiyetindeki tarım arazilerini üretime açtık. Üretici destekleme ve hibe programını başlattık. Uzmanlarımızla üreticimize danışmanlık ve eğitim hizmeti sunuyoruz. Arıcılığı destekliyoruz. Arı yetiştirme merkezi kurarak üreticileri “Apiterapi” ve “Apiturizm” konusunda destekleyeceğiz. Kırsal turizme yönelik konaklama tesisleri oluşturulmasını teşvik ediyoruz. “Agro-turizm” için imar planlama çalışmaları bizim öncülüğümüzde yapılacak. Arazi büyüklüğü 5 dönümün üzerinde olan mandalina bahçelerine, zeytinlik ve üzüm bağları alanlarına, sadece kırsal turizme yönelik konaklama tesisleri yapılacak. Tarımsal atıkların geri dönüşümü konusunda bir sistem oluşturacağız. Üretici destekleme ve hibe programımızı başlattık. Tarım üretimi konusundaki örnek işletmeleri destekliyoruz. Halk Süt’le başlattığımız üretimimizi peynir, yoğurt, tereyağı üretimiyle destekleyerek geliştireceğiz. Bodrum ve yöresine ait geleneksel peynir üretiminin yaşatılması için eğitim amaçlı peynir yapım atölyelerinin kurulmasını sağlayacağız. Kaybolmaya yüz tutmuş yiyeceklerimizin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için bu yiyeceklerin yöremizdeki örneklerini tespit ederek koruma altına alıyoruz. Yerel ürünlerimizden “Bodrum Mandalinası” için “Coğrafi İşaret” alınmasına katkıda bulunan belediyemiz, “Bodrum Gemici Peksimeti”, “Gambilya Baklası” ve “Bodrum Desti Peyniri” için de “Coğrafi İşaret” alınması için yapılan girişimleri desteklemektedir. Kırsaldan sahile tarım-turizm koridoru oluşturmayı hedefliyoruz. Bölgeye bir “Tarım Enstitüsü” kazandırmak için proje hazırlıyoruz.
Su kaynaklarının tarımsal alanlarda kullanımına ilişkin önlemleriniz var mı? Varsa nelerdir?
Ahmet Aras: Tarım sektöründe (bitkisel üretim, hayvancılık, balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği ve ormancılıkta) sulama suyunun verimli kullanımı ve artan su verimliliği, sürdürülebilir su yönetimi ve iklim değişikliğine uyum için çok önemlidir. Bodrum Belediyesi olarak “Entegre Su Yönetimi Sistemi” oluşturuyoruz. Doğru tarım uygulamaları ve destekleyici politik çözümlerin uygulanmasıyla, tarımda su verimliliğini önemli ölçüde artırabilir ve başta doğa olmak üzere diğer kullanım alanları için daha fazla su bulunmasını sağlayabiliriz. Tarımda kullanılan suyun yaklaşık %82’si hâlihazırda sulamaya gitmektedir. Oysa sulamada suyun bu kadar yoğun kullanılmasına gerek yoktur. Taşıma etkinliği (tarlaya dağıtılan çıkarılmış suyun oranı) ve tarla uygulama etkinliği (ürün tarafından gerçekte kullanılan su oranı) ile su verimliliği kazanımı elde etmek mümkündür. Örneğin, iyileştirilmiş taşıma/dağıtım ağlarının kullanılması ve damlama sulama yöntemiyle %95’lik su verimliliği sağlanmıştır.
Su kaynaklarının tarımsal alanlarda kullanımına ilişkin uyguladığımız yöntemler şöyledir:
- Tarım Ar-Ge ve Yerel Tohum Merkezi’ndeki üretim parsellerinde yüzey akışı ve buharlaşmayla su kaybını azaltmak ve su tasarrufu sağlamak amacıyla damlama sulama sistemi kullanılmaktadır.
- Pınarlıbelen Mahallesi Etrim mevkisindeki 52 dönüm arazi üzerine kurulu lavanta proje alanımızda Tarihi Etrim Çeşmesi’nden yıl boyunca akan doğal kaynak suyunu lavantaların su ihtiyacının giderilmesi amacıyla depolayarak damlama sulama sistemiyle kullanmaktayız.
- Yağmur suyu hasadı için Karaova bölgesinde göletler oluşturuyoruz.
- Lavanta proje alanında bulunan üç ayrı binanın çatılarına, yağmur suyunu değerlendirmek amacıyla, yağmur suyu hasat sistemi kuruyoruz.
- Atık suyun tarımda kullanılması için proje hazırlıyoruz.
Tarım sektörünün sıkıntılarını aşmada yerel yönetimlerin alabileceği inisiyatifler sizce neler olabilir? Belediyenizin bu konuda girişimi var mı?
Ahmet Aras: Bodrum dünyanın önemli turizm merkezlerinden biri konumundadır. 550.000 dekarlık alana yayılmış ilçe sınırlarının 150.000 dekarı tarım arazisi özelliği taşımaktadır. Bu avantajımızı en akılcı biçimde değerlendirmek istiyoruz. Çiftçiyi, üreticiyi destekleyerek emeğinin boşa gitmemesini sağlamak zorundayız. Bu sayede toprakları muhafaza eder, betona teslim etmeyiz. Çiftçinin yerinde kazanmasını sağlamanın ve kontrollü üretim için kooperatifleşmenin şart olduğunun bilincindeyiz. Tarım, balıkçılık ve hayvancılıkta kooperatifleşmeyi destekliyoruz. Üreticiyle garantili satışlar için protokol imzalayarak alım garantili ve sözleşmeli üretimi teşvik ediyoruz. Kendi toprağımızın ürününü alarak köylüye destek oluyoruz. Köylerin yerel değerleriyle gelişmesini, kendi ekonomisini üretmesini ve kültürel mirasımızın kazanca çevrilmesini sağlıyoruz. Üretici kooperatiflerinin ürettiği yöresel ürünleri Bodrum merkezde açtığımız marketlerde uygun fiyatla satışa sunuyoruz. Bunu hem pazar yerlerinde hem de belediyenin kafelerinde ve restoranlarında hayata geçiriyoruz. Ayrıca turizm bölgelerinde açılacak belediye marketlerinde Bodrum’da üretilen meyve, sebze, zeytin, bal ve diğer ürünlerin doğru fiyatlarla tüketiciye ulaştırılmasını planlıyoruz. Hem tüketiciye taze, doğal, sağlıklı ve ekonomik ürün ulaştırmak hem de piyasayı fiyat anlamında dengelemek istiyoruz. Tarım, orman ve su ürünleri alanlarında etkin ve kalıcı kooperatifçilik sistemlerini geliştirmek için adımlar atan Bodrum Belediyesi, bu hizmeti araştırmaya ve geliştirmeye dayalı inovatif uygulamaları hayata geçirmeye çalışmaktadır. Çiftçinin fidanını, tohumunu, gübresini veriyoruz.
Bu süreçte, üreticilerin üretim aşamasında yaşadığı zorlukları ortaya çıkarmak ve bu zorluklara çözüm bulabilmek amacıyla anket çalışmaları yapıyoruz. Üreticileri bilinçlendirmek ve üreticilerin daha fazla gelir sağlaması amacıyla katma değerli ürün ekim ve dikimini gerçekleştirmeye teşvik ediyoruz. Katma değerli ürün elde edebilmek amacıyla üreticilerle “Tarımda Kümelenme” modelini uygulamaya çalışıyoruz. Yazlık ve kışlık olmak üzere senede iki kere fide dağıtımı gerçekleştiriyoruz. Hayvancılığı desteklemek için 2020 yılında 350 adet dişi kıl keçisi dağıttık. Tarım sektöründe ekipman maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle üreticilerin yararlanabileceği “Tarım Aletleri Parkı” oluşturuyoruz.
Bitkisel ilaç, bitki kimyasalları, gıda ve katkı maddeleri, kozmetik ve parfümeri sanayi girdilerini oluşturan pek çok bitkisel ürün, ülkemizin zengin florasını oluşturmaktadır. Ancak bu zengin floraya rağmen yıllık 25 milyar dolarlık bu pazardan sadece 158.4 milyon dolarlık bir pay alabiliyoruz. Oysa potansiyelimizle bu rakamın çok üzerinde pay almamız gerekiyor. Bu nedenle üreticiyi teşvik ederek, ürün bazlı destek vererek, hasat sonrası ambalajlama, paketleme ve depolamayı sağlayacak tesisleri kurarak bu pazardan önemli bir pay almayı hedefliyoruz.