"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Ali Necati Koçak: Kent kimliği pek çok değerin yan yana gelmesiyle oluşuyor

  • 15 Mart 2021




Kente aidiyet ve kent kültürünün tabana yayılmasında mahalle ve semt çalışmalarının önemi sizce nedir? Siz yıllardır bu alanda çalışıyorsunuz. Deneyimlerinizi öğrenmek isterim. Yerel yönetimlerin bu alanda üstlenebilecekleri inisiyatifler sizce neler?


Ali Necati Koçak: Mahalle ve semt ölçeğinde örgütlenmelerin geçmişi, köyden kente göçle oluşan gecekondu bölgelerine kadar gidiyor. Temelinde bir dayanışma argümanı var. Aynı köyden kente göçenlerin birbirlerine yakın yerlerde yerleşmeleri, buralarda barındıkları gecekondular, kentteki iş arayışları, bu dayanışma arayışının bir sonucu.1930’lu yıllarda başlayan bu göç serüveni 1950’li yılların çok partili düzene geçen politik düzleminde kendini mahalle dernekleri ve hemşeri örgütleriyle ifade etmiş. İlk örneği, 1948 yılında kurulan “Kazlıçeşme-Zeytinburnu Havalisi Gecekondularını Güzelleştirme ve Teşkilatlandırma Derneği” olarak tespit ediliyor. O yıllarda DP’nin gecekondu affı gibi popülist seçim vaatleriyle oy depolarına dönüşmüş ve 1960 askeri müdahalesinden sonra da kapatılmış olan bu mahalle dernekleri, 1970’li yılların başında bu defa radikal sol grupların hakimiyetinde yeniden kuruluyor. Öyle ki, 1973 yerel seçimlerinde mahalle güzelleştirme dernekleri yoluyla CHP’ye akan oyların azımsanmayacak büyüklükte olduğunu ortaya koyan araştırmalarda ve dönemin siyasetçilerinin anılarında bu durum açıkça belirtiliyor.


1980 sonrasında büyük kentlerde gecekonduyla mücadele, bir kültür inşasına da destek oluyor. Kent kavramı kadar kentli, kentli kültürü ve kent kimliği kavramları bu dönemin ruhunu da belirliyor.


Kent kimliği ve mahalle dernekleri


Kent kimliği konusunun modern kentlerin inşasıyla gündemimize giren konulardan biri olduğu aşikâr. Ankara’nın mahalle ve semt dernekleri anlamında bu yeni döneme damgasını vuran “Çiğdemim Derneği” 1996 Nisan ayında, “Kavaklıderem Derneği” de 1996 Kasım ayında kuruluyor. Her ikisi de 25 yılı doldurdu ve faaliyetlerini sürdürüyorlar.

 

Biraz detaylı baktığımızda her ikisinin de çok farklı kültürel altyapılarla kurulduğunu görüyoruz. Çiğdem Mahallesi, yeni yapılaşan, çok katlı binalardan ve sitelerden oluşan bir mahalle. Burada ev sahibi olanlar Ankara’nın ve özellikle Çankaya’nın iyi mahallelerinden buraya taşınan, orta üst gelir seviyesindeki daha kültürlü kişiler. Geldikleri mahallelerdeki bakkalı, ayakkabı tamircisini, terziyi, manavı, kasabı ve bunlarla iç içe geçmiş günlük mahalle yaşamını, yani aslında mahalle kültürünü burada bulamadıklarından bu kültürün yeniden inşası ve dayanışma arayışı içine giriyorlar.


Kavaklıdere’de ise, Tunalı Hilmi Caddesi’nin esnafı tarafından bir dayanışma ve aslında güzelleştirme derneği olarak kuruluyor. Bu açıdan bakıldığında, zanaatkârlık üzerinden Ankara’nın kadim Ahilik kültürünü ve dayanışmasını da andırıyor.


Mahallenin öğeleri


Bu kısa tarihçe bize kent yaşamıyla, ihtiyaçlarla, mahallenin ölçeğiyle ve mahalleyi oluşturan öğelerle ilgili bazı ipuçlarını veriyor.


Konut


Mahalle, temelinde ev ve konut olarak bir araya gelmiş bir öbek. Yan yana evlerin zamanla üstü üste evlerle birleştiği, akşam olduğunda ışıkları yanan bir yaşam bloğu. 


Esnaf

Evlerdeki bu yaşam doğal olarak kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve günlük ev hayatını sürdürebilmek için ev içi alışverişin, bakkalın, kasabın, manavın, yufkacının, fırının, ayakkabı tamircisinin, terzinin, muslukçunun, kuru temizlemecinin yani mahallenin esnaflarının da içine girdiği bir büyüklüğe ulaşıyor.


Yaya ölçeği


Bu büyüklük, yürüyüş mesafesinde ihtiyaçların görülebildiği bir alan. Araç ihtiyacı gerektirmeyen, yaya olarak katedilebilen, çocukların okul çıkışı eve yürüyerek ulaşabildikleri ölçekten bahsediliyor.


Komşuluk


Bunların doğal uzantısı olarak gelişen ve mahallenin olmazsa olmazı, komşuluk ilişkisi. İster yan yana evlerden ister üst üste apartmanlardan oluşsun, komşuluk ilişkisi mahallenin tadı tuzu. Yemek yaparken kuru soğan eksiğini, işi çıktığında komşuya bırakılan çocukları, ihtiyacı olduğunda bir ekmek parası borç alabileceği dayanışmayı gösteren komşuluk, televizyon yokken akşam misafirliğini, telefon yokken sohbeti, kurslar yokken örgüyü vb. bir ilişkiyi de ifade ediyor.


Muhtar


Bu kadar nüfusun yönetim birimi, mahallenin mülki idare amiri muhtar olarak karşımıza çıkıyor. Muhtar bir yönetim unsuru olduğu kadar mahalle dayanışmasının vücut bulmuş hâli, her evin sırdaşı. Evine icra gelen, mahkemelik olan, devletin kurumlarıyla problem yaşayan herkesten doğal olarak haberi olan muhtarlar, her evin içinden evde yaşayanlar kadar haberdar olan bir unsur hâlini alıyor. Bu nedenle tanıdık, bildik, güvenilir kişilerin muhtar seçilmesine özen gösteriliyor.


Anılar


Kentin kültürünü ve önemli ölçüde kentin kimliğini de oluşturan öğeler, kentin günlük yaşamı, ilişkiler, kurallar ve bütün bunların anılardaki yeri oluyor. Yaşanmışlıklar bir süre sonra başka kişilere ve kuşaklara aktarılmak üzere birikiyor. Tarlalar bahçelere, bahçeler evlere dönüşüyor. Evler apartmanlara, onlar da artık sitelere, plazalara dönüşüyor. Bu dönüşümler sırasında bir kültür birikiyor, kentin kimliğini oluşturuyor.


Ayrancı semti


Ayrancı semti Ankara’nın ve Çankaya’nın merkezinde yer alan, beş mahalleden oluşan ve nüfusu 50.000’i bulan bir semt. Beş mahalle muhtarından dördünün kadın olduğu, Cumhuriyet değerlerine bağlı çağdaş bir semt. CHP’nin oylarının %70’lerde seyrettiği, partililik bağının güçlü olduğu bir semt. Eskiden bağlarıyla bilinen ve dereleriyle güzel olan, şimdilerde başkentin simgeleriyle çevrili bir alan. Ayrancı’nın giriş kapısı dediğimiz yer, TBMM’nin bittiği yer. Ankara’nın simgelerinden Atakule’nin gölgesinde duran, en önemli büyükelçilikleri barındıran aşağısıyla yukarısıyla Ayrancı burası.


“Ayrancım Derneği”, özetlemeye çalıştığımız kültürel ve tarihsel mirasın üzerine kuruldu. Var olan derneklerden farklı olarak hem isminde hem de kuruluş amacında “kent kültürü” kavramını benimseyen bir yol çizdi. Bunları gerçekleştirmek için en önemli çalışmamız ise, “Ayrancım Gazetesi” oldu.





Ayrancım Gazetesi


Ayrancım Gazetesi, 1 Mayıs 2020 tarihinde yayına başladı. Aylık yayımlanan gazete, semtin değişik uğrak yerlerinde ve alışveriş noktalarında ücretsiz bulunmakta ve dağıtılmaktadır. Web sitesinden ve sosyal medya üzerinden hem yazılara hem de tasarım hâline ulaşılabiliyor. “Herkesin bir komşuya ihtiyacı var” mottosuyla çıkan gazete, içerik açısından kente ve mahalleye dair önemli bir işlevi yerine getirmeye çalışıyor.


Kent kültürü ve kent kimliği


Gazete bir yandan semt haberlerine yer verirken, bir yandan da kente dair bir alanı doldurmaya çalışıyor. Kent kültürü, kent sorunları, kentin kamusal alan tartışmaları noktasında bir yayın politikası geliştirmeye çalışıyor. Gazete ilk yılında, “kent sorunlarını ve kamusal alana müdahaleleri gündemleştirdiği, kent kültürüne ve kentlilik bilincine yaptığı katkı nedeniyle” TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından 2020 Kent Planlama Basın Ödülü’ne değer bulundu. 


Semt tarihi, sözlü tarih, bina tarihi


Gazete aracılığıyla mahalle tarihi, semt tarihi, anılar, yaşanmışlıklar üzerinden kent tarihi çalışmasını yürütüyoruz. Bu alanda Tarih Vakfı, VEKAM, Çankaya Belediyesi ve semtteki büyükelçiliklerle işbirliği geliştiriyoruz.


Semtin eski yaşayanlarıyla, bölgede ikamet edenlerle ve anılarına başvurduğumuz komşularla yapılan röportajlarla ve döneme ilişkin fotoğrafları, belgeleri toplayarak sözlü tarih çalışması yapıyoruz.


Semtin tarihine ışık tutan binalarla ilgili çalışmalar ve özellikli binalara yönelik bina tarihi araştırmaları yapıyoruz. Ayrancı Bağevi, Börekçizade Konağı, Ayrancı Bağları, Havuzlu Bağevi, Koraltan Konutu gibi tarihi binaların tarihinin yazımını; Piknik Apartmanı, İkramiye Evleri, Plan Oba Apartmanı gibi binalara ilişkin anıları projeleriyle yayınlamaya çalışıyoruz.


Kent kimliğinin mahalle ölçeğinde inşası

 

Ölçek, bir mühendislik kavramı olmasının yanında ekonominin, yaşamın, kişisel gelişimin, eğitimin ve daha pek çok disiplinin de temel kavramı. Yapılan işlerin başarısı, o konuyu hangi ölçekte düşündüğünüz ve yaptığınızla yakından ilgili. Kent yaşamının ve kent kimliğinin oluşması da bunlardan biri. Kent kimliği, yıllar hatta yüzyıllar süren yaşamın biriktirdiği pek çok değerin yan yana gelmesiyle oluşuyor. Bu değerlerin ne kadar sahiplenildiği, kuşaklar boyunca nasıl aktarıldığı, ne tür değişimlere uğradığı, sürecin sonunda oluşan ürünün niteliğini belirliyor. Kentler de kültürün bir ürünü olarak değişimlere uğruyor. Bu değişimler sırasında evler rezidanslara, apartmanlar sitelere dönüşürken mahalleler direniyor. Çünkü mahalle sadece binalardan oluşan bir alan değil, ilişkiler bütünü. Bir tarih, bir anı, bir fotoğraf, bir paylaşım ve aslında bunların hepsi. 


Kentler değişirken mahalleyi de değiştirdi, ama ortadan kaldıramadı. Mahalleyi bir yaşam alanı olarak kabul ederken burada yaşananların biriktirilmesi, korunması ve aktarılması gereken bir kültürel miras olduğunu unutmadan, mahalle ölçeği korunmaya ve güzelleştirilmeye devam edilmelidir.







Ali Necati Koçak

Siyasal Danışman


Gazi Üniversitesi Ekonometri Bölümü’nü bitirdi. CHP’de ilçe ve il yöneticiliği, Çankaya Belediyesi meclis üyeliği (2014-2019) görevlerinde bulundu. CHP Genel Merkezi ve TBMM danışmanlığı yaptı. Sosyal Demokrasi Vakfı’nda ve Sosyal Demokrasi Derneği’nde uzun yıllar yöneticilik yaptı. Siyasetin finansmanı, yerel yönetimlerde katılım konularında çalışıyor. Politus Dergisi’ni yayımlıyor.

Ankara’da bir semt inisiyatifi olan Ayrancı Semti Kent Kültürü ve Dayanışma Derneği’nin kurucularından ve hâlen başkanlığını yapıyor. Derneğin yayını olan Ayrancım Gazetesi’nde yazıyor.




Önerilen Haberler