"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Evren Laçin: İnsanca yaşamak bizim de hakkımız

  • 22 Mart 2021

Evren Laçin

İzmir Seyyar Satıcılar Derneği Başkanı 





Derneğinizi tanıtır mısınız? Nasıl bir araya gelindi? Kaç üyeniz var? 


Evren Laçin: Ankara’da bir toplantı olmuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de güvencesiz çalışan seyyar satıcılardan söz etmişti. İzmir’de bir de Sokak Ekonomisi Şube Müdürlüğü açıldı. Biz de arkadaşlarla bir araya gelerek bir dernek kurmuştuk. Osman Hocam’la o dönem irtibata geçtik. Bu gelişmeler bizi cesaretlendirdi. Bizi sokaklara ve işimize daha da bağladı. Tabii o zaman da sokaklarla ilgili kurulan dernekler ve kooperatifler vardı. Sokaklarda çalışanlarla ilgili Osmanlı’dan günümüze kadar gelen sorunlar var. Sokakta çalışıyoruz, ama zabıta ve polis peşimizde. Güvencesiz, kayıt altında olmayan kesimlerin başında geliyoruz. Biz bu dernekle Türkiye’de bir ilk olarak sabit ve seyyar esnaf meclisi kurduk.



Mecliste kooperatif başkanlarımız ve bazı muhtarlarımız var. Kanaat önderleriyle 15 günde veya ayda bir meclisimizde toplanıyoruz. Sokaklardaki sorunu yetkililere ivedilikle nasıl ulaştırabileceğimiz konusunda çalışıyoruz. 



Tunç Soyer, Sokak Ekonomisi Şube Müdürlüğü’nü açtığında sorunlarımızı anlatabileceğimiz bir birim vardı. Bu girişim medya tarafından da desteklenmişti. Daha sonra ne olduysa, biz anlamadık. Bu soruyu hâlâ yetkililerin hepsine soruyoruz. Ne oldu da kapandı? Siz açmıştınız, neden kapattınız? Şimdiye kadar bir açıklama duymadık. Derneğimizin 10.000 üyesi var, hatta 10.000’nin üzerindeyiz. Şu anda görüştüğümüz dernekler ve kooperatifler var. Bunlarla beraber 25.000 üyeye sahip olacağız. Görüştüğümüz siyasetçiler bize yakın ilgi gösteriyor. 


Derneğin işkolunuza ilişkin öncelikli talepleri ve çalışmaları neler?


Evren Laçin: Her şeyden önce kayıt altına alınmak istiyoruz. İzmir’in çeşitli bölgelerindeki simitçiler gibi. Onlar belediyeye işgaliyesini veriyorsa, vergiye tabiyse biz de aynı şartlar altında çalışmak istiyoruz. Bu konuyu, görüştüğümüz bütün siyasetçilere de anlatıyoruz. 


Pandemide yaşadığınız zorluklar oldu mu? Nasıl bir dayanışma gösteriyorsunuz?

 


Evren Laçin: Pandemi sürecinden en çok etkilenen kesim, seyyar satıcılar. Ek gelirleri yok. Aslında biz bir anlamda işsizliği önlüyoruz. Bugün İzmir’de kendi ekonomisiyle mücadele veren 200.000 seyyar satıcının tamamı devletten, belediyeden, herhangi birinden katkı beklemiyor. Cumartesi ve Pazar günleri evden çıkamadık biliyorsunuz. Bunun haricinde belirli saatler arasında çalışınca zabıta baskısıyla karşılaştık. Çoğu arkadaşımız mağdur oldu. 


Bizim kendi kooperatiflerimiz var. Onların sayesinde üreticinin malını değerinde, direkt üreticisinden alıp halka daha ucuz ulaştırıyoruz. Pandemi sürecinde 65+ insanlar sokağa çıkamadı. Mahalle aralarında, büyük marketlerde 4.90 TL olan salatalığı biz 2.50 TL’ye  verdik. Bunun da en büyük sebeplerinden biri, direkt üreticiden alıp halka ulaştırmak. Biz pandemi sürecinde bunu başardık. Kooperatiflerimizle hâlâ devam ediyoruz. Üreticilerimiz bu durumdan mutlu, tabii mutsuz olanlar da var. Mutsuz olanlar; aracılar, komisyoncular, haller yani rant peşinde koşanlar.


Pandemi, hijyen konularına yönelik hassasiyeti artırdı. Üyelerinizi bu konuda nasıl yönlendiriyorsunuz? Hijyen ve sağlık kurallarıyla ilgili bilgilendirme yapıyor musunuz? 


Evren Laçin: Maske, mesafe ve hijyen hayatımızın bir parçası oldu.
Arkadaşlarımız sokakta müşteriye temas etmiyor, eldiven kullanıyor, maskesini takıyor. 


Bu süreçte yerel yönetimlerden öncelikli talebiniz nedir?


Evren Laçin: Tunç Soyer’le yaptığımız görüşmede Çankaya bit pazarlarında ikinci el eşya satan seyyar esnafımız için ricada bulunduk. Bu arkadaşlarımızın sokaklardan çekilmeleri gerek. Hem kayıt altına alınsınlar hem de sokaklardan çekilsinler. Bugün her ilçede bir pazaryeri var. Haftada bir gün açılıyor, ama geri kalan 6 gün boş. Boş olan bir günde bu ilçelerde buraları değerlendirebilirsiniz. Tabii Tunç Soyer bu öneriye olumlu yaklaştı. Bizi 2 hafta sonra davet edeceğini söyledi, ama 3 ay oldu. Umutla bekliyoruz bakalım.

En büyük talebimiz, zabıtayla ve polisle yüz yüze gelmeyelim. Kayıt altına girelim. Aslında tüm siyasetçilerimizin bizi takdirle karşılaması lazım. Kendi imkânlarımızla diyoruz ki, biz kayıt altına girmek istiyoruz. Hem vergimizi hem işgaliyemizi verelim. Bizim de geriye dönük emeklilik hakkımız olsun. Bizim ailelerimiz de hastanelerden yararlansın. Neden olmasın? Bütün siyasetçilerimize buradan seslenmek isterim. Bir an önce adım atılsın.

Türkiye genelinde bir federasyona gitmeye çalışıyoruz. İstanbul’da ve Ankara’da derneklerimizi açıyoruz. Kendi odalarımızı da kurmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki, insanca yaşamak bizim de hakkımız.





Önerilen Haberler