"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Onur Taş: Herkes zor durumda

  • 22 Mart 2021

Onur Taş 

Beşiktaş Esnaf ve Yardımlaşma Derneği





Beşiktaş hem yiyecek içecek sektöründe hem de gıdada İstanbul’un Avrupa Yakası’nın nabzını tutan merkezlerden. Önce derneğinizi tanıyalım.

  
Onur Taş: Beşiktaş Esnafları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, normalde esnaf arasında dayanışma için kurulan bir dernek. Özellikle pandemi döneminde işlevsel hâle geldi. Dernek yöneticilerimiz diğer bölgelerin yani Beyoğlu’nun ve Kadıköy’ün dernek inisiyatifleriyle birlikte mülki idare amirlerle çeşitli görüşmeler yürüttü. Kadıköy’de ve Beyoğlu’nda ses yükseltmek ve bu dönemde yaşanan mağduriyetleri dile getirmek için protesto gösterilerimiz oldu. 


Derneğimizin amacı, esnafın sorunlarını/taleplerini mülki amirlerle paylaşmak ve bu tarz kriz dönemlerinde inisiyatif almak. Esnafın çeşitli kolları var, kendi alanlarıyla ve sorunlarıyla ilgili bir şeyler dile getirilmek istendiğinde dernek yönetimindeki arkadaşlarımız aracı oluyorlar. Beyoğlu zaten oldukça kalabalık bir bölgeyi kapsıyor. Beşiktaş da benzeş bir kalabalığa sahip. Çarşı içinde hizmet sektöründe bulunan mekân sayısı 300-400 civarındadır. 


Pandemiyi iki periyoda ayırıyorum. Mart’ta başlayan, Haziran’da sonlanan -ki o zaman da açıldığında direkt tam saatte açılmadık- bir dönem. İlk önce 10-12 ve sonra serbest oldu. Bir de Aralık’ta başlayan bir kapanma periyodumuz oldu ve şimdi Mart başı itibarıyla açıldık. Şimdi de saat 19:00 sınırlamasıyla açılmış durumdayız. Burada aslında mekânları birkaç kategoriye bölmek lazım. Kafeler ve restoranlar var. Alkol ruhsatlarında içkili kafe ya da restoran yazdığı ve bunlarla aynı sınıfta değerlendirildiği için birlikte açılıp kapanan yerlerden söz ediyoruz. Ben esnaf olarak içkili lokanta, içkili kafe kısmındayım. Bunlar dışında ruhsatında bar yazan yerler var. Alınan kararlarla Mart’ta kapatılıp Haziran’da açıldıktan sonra tekrar kapatıldık, ama özellikle bar yazan yerler ve nargileciler 1 yıl kapalı kaldı.  Personeller açısından kısa çalışma ödeneği gibi bir formül sunuldu, ama bunlar çok hızlı bir şekilde hayata geçmedi. İlk birkaç ay ödeme alınmadı. Sonrasında devam etti bu. Şu an Mart ayında son olduğu, devam etmeyeceği söyleniyor. İşletmeler açısından baktığınızda, ilk kapatma döneminde o dönemin kira borçlarının tahliye sebebi olmayacağı söylendi, ama bu borçla ilgili bir düzenlemeye gidilmediği için dönem bittiğinde kiracılar ve mal sahipleri karşı karşıya geldi. Birikmiş borçlar oluştu. İkinci dönemdeki kapatmada kirayla ilgili hiçbir şey söylemediler. 1.000 TL’lik destekten bahsettiler. Bunda da sadece basit usul denilen esnafa -ki Beşiktaş’ta hiç yok neredeyse- yönelik destekten bahsettiler, bu da destek anlamına gelmedi. Kiracı ve kiraya veren ilişkisi açısından en büyük sorun da buralarda yaşandı. Vergi borçlarıyla ilgili bir muafiyet yapılmadı, ötelemeler yapıldı. Onlar da karşımıza çıkacak. Bunun dışında tedarikçi firmalarımız var. Kapatma çok ani olduğu için hep borçlu gidildi ve bu borçlar bir sorun oluşturmaya başladı. Bunlar dışında faturalar, elektrik, su vs. Elektrik özellikle çok acımasız. Su ve doğalgazda biraz insaflı durum var, idare ediliyor, ama elektriği 1 ay ödemediğiniz zaman gelip elektriği kesen bir sistemle karşı karşıyayız. Beşiktaş’ta sürekli yaşıyoruz bunu. 


Saat 19:00 sınırlamasından kaynaklı özellikle içki sektörü açık değil gibi. Teorik olarak açık ama pratikte açık değil, çünkü cirosunu yapacağı saatte kapatmak zorunda. Ancak gelin görün ki, tedarikçisine ve mal sahibine vs. bunu anlatamıyorsunuz. Açık mısın? Açıksın. Genel bir tablo çizmek gerekirse, durum bu.

 

Nasıl bir dayanışma ortamı var? Ticaret Odaları’yla iletişiminiz var mı? Yerel yönetimlerden ne tür destekler aldınız? Talepleriniz nedir?


Onur Taş: Bu konularla ilgili Beşiktaş Belediyesi’nden genel olarak memnunuz. Özellikle işgaliye paralarını istemediler ve almadılar. Bunun yanında esnafın temel ihtiyacı olan maske, dezenfektan gibi ürünlerin dağıtımını sık sık gerçekleştirdiler. Yerelde görevli zabıta arkadaşlarımız esnafın iş yapabilmesi için olabildiğince yardımcı oldu. Açıkçası memnunuz Beşiktaş Belediyesi’nin bu uygulamalarından. Yerel yönetim elinden gelen imkânlar doğrultusunda destek verdi.

 
Merkezi hükümetin ya da merkezi yönetimin neler yapabileceğine dair çok şey var. Çoğu da yapılmadı. Vergi muafiyeti en büyük taleplerimizden biri. Çünkü şu an dükkânlar yarı açık, yarı kapalı gibi. Bu dönem vergi büyük bir yük. Kiracı ve kiraya veren arasındaki ilişki düzenlenmesi açısından da bir adım atmadılar. Bu saatten sonra adım atmaları ne kadar gerçekçi olur bilmiyorum, ama bununla ilgili beklentimiz nakit yardımından ziyade bir düzenleme gelmesiydi. Çünkü Beşiktaş’ta işletmelerin 30.000-40.000 TL’ye kadar varan kiraları var. Sonuçta mülk sahibine de pandemi var, ticaret yapan insana da. En azından bu dönem %50 ödenmesi gibi bir yönetmelik getirilebilseydi daha uygun koşullarda bir süreç yaşardık. Keza Bursa’da bir mahkeme, bir esnafın kirasının yarısını ödemesine karar verdi, ama illa mahkemelik olmamıza gerek yok. Böyle bir şey gerçekleştirilebilirdi. Bunun dışında kısa çalışma ödeneği çok erken sonlandırıldı. Çünkü dediğimiz gibi, mekânlar 19:00’a kadar açık, kısa çalışma ödeneği sayesinde işletmeciler de üstüne biraz ek yaparak çalışanlarla bir şekilde dayanışıyorlar ve ayakta durmaya çalışıyorlar, ama bu ödenek kesildiği zaman başka çare bulamayan işletmeciler şu an gizli işsizlik anlamına gelen ücretsiz izin politikasına geçecek. Bu durum özellikle çalışanlar açısından büyük sorun yaratacak. Ödeneğe yönelik uzatma yapılması mantıklı olabilir. SGK primi, vergi vs. ilgili öteleme değil de dönemsel bir muafiyet herkes açısından daha mantıklı olur, çünkü örneklerini duyuyoruz. Özellikle Avrupa ülkelerinde tanıdığımız insanlardan duyuyoruz. Kapatılan yerlere verilen ciro desteklerinin, çalışanlara verilen desteklerin ve kira desteklerinin yanından bile geçemiyoruz. Belli olanaksızlıklar söz konusu olabilir, ama en azından bunlarla ilgili esnetme yapılabilirse insanlar bir nebze nefes alır. Bizim içinde bulunduğumuz dernek de bu talepleri değerlendiriyor. Çünkü esnaf arası dayanışma var tabii ki. İnsanlar tanıdıklarıyla borç alışverişi yapıyor. Bir dayanışma atmosferi söz konusu ama kelin merhemi olsa kendi kafasına sürer lafı da var. Herkes zor durumda. Herkesin beklentisi merkezi hükümetten ve uygulamalarından yana. Bir de hep başından beri söylüyoruz. Bütün Türkiye’nin yaşadığı pandemi yükü aslında alınamayan kararlar,  önlemler ve politikalar yüzünden oluyor. Biz hep şunu söyledik: Bir kereye ya da birkaç kereye mahsus tam kapatma ve ondan sonra herkesin işleyişine devam etmesi. Böyle olmadığı için virüsün tam anlamıyla engellenemediği, esnafın sürekli kapatma tehdidiyle yüz yüze kaldığı ya da kısıtlı saatlerle çalışabildiği süreci yaşıyoruz.

Beşiktaş Çarşı her zaman çok kalabalık bir yerdir. Gözlemleriniz neler? Kontrollü açılmadaki kalabalıklar ticarete katkı sağlıyor mu? 


Onur Taş: Sadece Cumartesi günleri ciroya yansıyan tabloyla karşılaşıyoruz. Çünkü diğer günler işten çıkan ya da evden eğitim alan insanların mekânlara gelmesinin zor olduğu günler, hafta içleri çok boş zaten. Kapasiteyi şöyle söyleyeyim. Eskiden aynı gün 100 birimlik iş yapılıyorsa, şu an hafta içleri belki 5 birim yapılıyor. Cumartesileri açı biraz daralıyor, eskiden Cumartesi günü 100 ise, şimdi 60-70 diyebiliriz. Çünkü cumartesi insanlarda özlem de oluyor ve dışarı çıkıyorlar. Tabii bu durum bir yoğunluk da yaratıyor. Virüs ve esnaf arkadaşlarımız açısından tehlikeli. Kendi aramızda konuşuyoruz bazen, uzun zamandan beri çalışmamanın verdiği bir istek neticesinde önlemlere bazen uyulmayabiliyor. Bu da sıkıntı aslında, buna da dikkat etmemiz lazım. Tablo bu. İş hacmini genel ortalama olarak ele alırsak, geçen senenin aynı dönemine göre %30’dur. Beşiktaş esnafı mecburen fedakârlığı önce personelden yapacak. Bir yerde 20 kişi çalışıyorsa, bunun sayısı 1-2’ye düşer. Bunu yapamayanlar zaten kapattı. Benim bulunduğum sokakta bir pizzacı arkadaşımız dükkânı kapattı gitti. Beşiktaş’ın simge yerlerinden biri İntiba Döner kapattı. Hakan Lokantası bir şubesini kapattı. Bunlar sadece verebileceğim birkaç örnek. Kapatmayanlar da bu tarz beka stratejileri uyguluyor. İşçi çıkarıyor, kendi duruyor çalışıyor vs. Nereye kadar bu şekilde devam edilebilir? Hele bir kapatma daha gelirse düşünemiyorum.



Önerilen Haberler