YÜKLENİYOR
Zelal Yalçın
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Sosyal Politikalar Koordinatörü
İBB, pandemi döneminde de çalışmalarını durdurmadan devam etti ve merakla beklenen Yerel Eşitlik Eylem Planı’nı Mart 2021’de açıkladı. Arkasında ciddi bir emek, araştırma, ekip olan bu süreci anlatır mısınız?
Zelal Yalçın: İstanbul’un merkez ilçelerinden, kadın erkek oranı eşit çocuk/genç popülasyonunun görece yüksek olduğu, yaklaşık 20.000 kişilik bir mahalle, 7-8 katlı binalar, dar sokaklar ve yok denecek kadar az yeşil alan… Bu mahallenin sınırlı yeşil alanı üzerine bir gün ilçenin “yöneticileri” bir karar veriyor. 7’den 77’ye tüm nüfusun kullanabildiği, özellikle çocukların ve kadınların temel ihtiyacı olan yeşil alan, çoğunluğu 15-35 yaş arasında olan futbol sever erkeklerin kullanımına ücretli olarak sunulan bir futbol sahasına dönüştürülüyor. Birkaç kadın, dönemin belediye başkanıyla karşılaştıklarında bu dönüşümden memnun olmadıklarını, yeşil alanlarını geri istediklerini paylaşıyor. Belediye başkanı, “İyi de bunu daha önce neden söylemediniz ki?” diye karşılık veriyor ve uygulamayı değiştirmiyor. Kadınlar, başkanın bu yaklaşımı karşısında itiraz etme haklarının olduğunu düşünmüyor ve içlerinden hiçbiri, “Peki, siz bunu yapmadan önce bize neden sormadınız?” diye soramıyor. Giden gittiğiyle kalıyor… Bu hikâye başka türlü olabilir miydi? Kadınların, çocukların, yaşlıların, engellilerin, yoksulların sesini duyan, ihtiyaçlarını önceleyen bir kenti nasıl oluşturabiliriz? Tabii ki bu soruyu onlara sorarak!
Kente dair her türlü kararın kentin tüm sakinlerini etkilediğinin farkındayız. Bu nedenle İstanbul Büyükşehir Belediyesi, tarihinde ilk kez stratejik planı âdeta bir katılım şöleniyle oluşturmuştu. Belediyenin 5 yıllık yol haritası onlarca toplantıyla, yüzlerce kamu/sivil toplum kuruluşunun, üniversitenin, meslek örgütünün birebir katıldığı toplantılarla, yüz binlerce vatandaşın yüz yüze veya online anket, tartışma panoları vb. yöntemlerle katıldığı bir süreçle yazıldı. Şimdi İstanbul’un genel yol haritasında eşitliği tesis etmek, kalıcı ve sürdürülebilir kılmak için Yerel Eşitlik Eylem Planı’nı yine kentin bileşenlerine sorarak belirledik.
Yerel Eşitlik Eylem Planı oluşturulurken ulusal ve uluslararası pek çok doküman referans alındı. Herkes için eşit şekilde yaşanabilir bir kentin standartlarını ortaya koyan ve bu standartların sağlanması için yerel yönetimlerin güçlenmesini merkeze alan Avrupa Kentsel Şartı, Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi tarafından hazırlanan ve kentte kadın erkek eşitliğini sağlamayı yerel yönetimler için bir kamu sorumluluğu olarak tarif eden Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi, bilinen adıyla CEDAW, BM Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, kadınların yoksulluk, eğitim, sağlık, şiddet, siyasete ve karar alma süreçlerine katılım gibi temel problemlerine dair ortaya koyduğu tespit ve önerilerle ilham veren Pekin Deklarasyonu ve tabii ki İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, İstanbul’un Yerel Eşitlik Eylem Planı’nı oluştururken vizyonlarını referans aldığımız başlıca metinlerdir. Ayrıca 2016 yılında toplanan HABİTAT III Konferansı’yla ve 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin uygulanmasında belirleyici bir rolü olan Yeni Kentsel Gündem’le kent yaşamında sosyal içerme, yoksullukla mücadele için sürdürülebilir kentsel gelişme, afet ve krizlere karşı dirençli kentsel gelişme, herkes için eşit fırsatlar ve kapsayıcı kentsel refah gibi dönüştürücü taahhütlerin tam da yeni bir kentsel paradigma doğurduğu süreçte İstanbul’u yönetme sorumluluğu dönüşümün bir parçası olma şansını doğurdu.
Türkiye’de Yerel Eşitlik Eylem Planları ilk kez 2006 ile 2010 yılları arasında Birleşmiş Milletler Kadın Dostu Kentler Programı kapsamında İzmir, Kars, Nevşehir, Şanlıurfa, Trabzon ve Van Belediyeleri’nde hazırlanmıştır. Bu planlar, Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı’na taraf olmanın bir gerekliliği olarak ortaya konmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak söz konusu eşitlik şartına imza atma onayını meclisten alır almaz biz de eşitlik planı için kolları sıvadık ve çok titiz çalışmalar sonucunda İstanbul’a kadınların kentin fırsatlarından eşit bir şekilde yararlanmasını önceleyen tutarlı bir politika kazandırdık. Danışmanlarımız İlknur Üstün ve Özgün Akduran’ın rehberliğinde yürüttüğümüz bu süreci daha önce sorulmuş ve sorulmamış tüm soruları toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yeniden sorarak başlattık. Bu soruların ilki, “İstanbul’da kim, nerede, nasıl yaşıyor?” sorusu oldu.
Cevaplarımızı ilk aşamada İBB’nin İstanbul’un eşitsizlik tablosuna dair önemli ipuçları taşıyan veri tabanında, ulusal veri tabanı TÜİK’te, kamu kurumlarının ürettiği verilerde, yerel yönetimlerin paylaştığı bilgilerde, sahada kıymetli çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının araştırma ve veri derleme çalışmalarında aradık. Daha sonra sivil toplum kuruluşları, İBB ve ilçe belediyelerinden meclis üyeleri, daire başkanları, uzman ve akademisyenlerle toplam 73 toplantı gerçekleştirdik. İstanbul’un ihtiyaçlarına ve önceliklerine dair fotoğrafı toplumsal cinsiyet eşitliğini odağa alarak bir kez daha çektik. İstanbul’daki farklı eşitsizlik dinamiklerine dair üretilen bilgiyi ve yaptığımız odak grup görüşmelerinde öne çıkan talepleri göz önünde tuttuk. Bir yerel yönetim birimi olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapabilirlikleri, kısıtlılıkları, yetki alanı, kaynakları ve öncelikleri eşleştirildi. Nihayetinde 15 temadan oluşan Yerel Eşitlik Eylem Planı’nı oluşturduk.
Yerel Eşitlik Eylem Planı’nda öne çıkan konular neler oldu? Bu plan İBB’nin çalışmalarında nasıl hissedilecek?
Zelal Yalçın: Planın ilk basamağı, katılımcılık. Katılımcık hem bir kent hakkı olarak başlı başına bütçe, personel ve program gerektiren bir sosyal politika alanı hem de Yerel Eşitlik Eylem Planı kapsamında hayata geçecek tüm hizmet ve politikalar için uygulanacak temel bir yönetişim prensibidir. Katılımın ilk şartı da haberdar olmaktır. Bilmediğimiz hiçbir sürece katılım gösteremeyiz. Dolayısıyla İstanbul'da yaşayan herkesin belediyemizin sağladığı tüm hizmetlerden haberdar olması için önümüze bir dizi hedef koyduk. Özellikle kadınlara yönelik hizmetlerin ev ziyaretleri gibi yüz yüze yöntemlerle duyurulması, mahallelerde kadınların kent hakları ve kentsel hizmetlere dair periyodik toplantılar yapılması, her alanda hayata geçecek hizmet ve politikaların toplumsal cinsiyete duyarlı veriyle desteklenmesi ve mahallelerde belediye noktalarının yaygınlaştırılması bu hedefler arasında. Ayrıca katılım için önemli bir kanal olan sivil toplumla kurumsal ve güçlü ilişkiler geliştirmeyi, mahalle temelli katılım mekanizmalarını desteklemeyi planlıyoruz.
İkinci basamak, toplumsal cinsiyete dayalı/kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık. Öncelikle yönetici ve personellerimizin toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almasını ve İBB iş süreçlerine toplumsal cinsiyet eşitliği mevzuatının entegre edilmesini hedefliyoruz. İBB'ye ait iletişim araçlarının ayrımcı dilden arındırılması eşitlik düşüncesinin yaygınlaştırılmasına hizmet edecek. Özellikle dezavantajlı mahalleler kadınlar için yaşanılabilir hâle gelene dek iyileştirme çalışmaları sürecek, danışma/dayanışma merkezleri artırılacak, 7/24 açık kriz masaları kurulacak, kadınlar için öz savunma kursları açılacak, kadınların şiddet karşısında sahip oldukları yasal bilgiler İSMEK başta olmak üzere tüm eğitim merkezlerimizde yaygınlaştırılacak.
Bir diğer öncelik alanımız ve sağlık alanında da ilk hedefimiz, hizmetleri toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yeniden düzenlemek. Ayrıca kadınların özellikle üreme sağlığı danışmanlığı gibi kritik hizmetlere erişimini artırmak için mahalle temelli mekanizmalar oluşturmayı ve kadın sağlığı kampları gibi kadınlar için önleyici sağlık hizmetlerini yaygınlaştırmayı planlıyoruz.
Kadına yönelik şiddetle ve kadın yoksulluğuyla mücadelenin önemli bir parçası, barınma hakkının garanti altına alınmasıdır. Çeşitli nedenlerle evinden ayrılmış, ayrılmak zorunda kalmış, evsiz kalmış kadınların yararlanacağı geçici misafirhanelerin şehrin dışında değil, tam merkezinde, kadınları toplumsal hayattan izole etmeyecek fakat güvenliklerini de sağlayacak şekilde açılmasını hedefliyoruz.
Bir diğer basamağımız, ekonomik güçlenme ve istihdam. Öncelikle İBB içerisindeki istihdam politikalarında eşitliği sağlayacağız. Bunun için hem kadın personel ve yönetici oranını hem de kadın çalışanların farklılaşan ihtiyaçlarını gözeteceğiz. Diğer yandan, belediyenin istihdam alanında doğrudan ve dolaylı hizmet veren merkezlerini eşitlikçi ve istihdam yaratıcı bir şekilde yeniden düzenleyecek, İBB'nin tüm kaynaklarıyla kadın kooperatiflerini, kadın girişimcileri ve kadın üreticileri destekleyeceğiz.
Kadın yoksulluğunu azaltmanın bir diğer aracı, kurumsal bakım hizmetlerini yaygınlaştırmaktır. 150 mahallede 150 kreş açma hedefimizi daha önce birçok kez duyurmuştu. Birçok ilçede kreş açma çalışmalarımız sürüyor. Ayrıca yaşlı bakım hizmetlerinin de mahalle temelinde yaygınlaştırılması, özellikle yaşlı kadınlar için sosyalleşme mekânlarının artırılması, bakım veren kadınların hayatlarının düzenli psikolojik destek ve gündüz bakım evleriyle biraz olsun kolaylaştırılması bu alanda önümüze koyduğumuz hedeflerden birkaçı.
Kentsel mekânları da kadınların farklılaşan ihtiyaçlarına göre yeniden düzenleyeceğiz. Sadece erişilebilirlik, kapsayıcılık ve kent güvenliği açısından değil, kadınların kentteki gündelik yaşam içerisinde birbirleriyle karşılaşmalarına da imkân verecek şekilde kentsel tasarım yapacağız.
Kadınlar için sosyal destek mekanizmalarını mahalle temelli ve kadınlar arası farklılıkları gözetecek şekilde yaygınlaştıracak ve çeşitlendireceğiz. Kadınların öncelikle İBB hizmetleri olmak üzere diğer haklara erişimini kolaylaştırmak için mahalle başvuru noktaları oluşturacağız, Mahalle Evleri ve İSADEM gibi kadınların kolayca erişebileceği ve belediyeyle temas kurabileceği hizmet noktalarını artıracağız. Çocuklar arası eşitsizlikleri azaltmaya yönelik okul gıdası ve hijyeni alanında müdahil olacağız. Ayrıca yaşlılığın tek bir şekilde yaşandığı ezberini unutacağız ve yaşlılara yönelik sosyal destekleri yaşlılar arası farklılaşmayı gözeterek düzenleyeceğiz.
Ulaşım hizmetlerinin iyileştirilmesi hem başlı başına bir yerel eşitlik alanı hem de diğer tüm hizmetlere erişimin ön koşullarından biridir. Ulaşım hizmetlerinin kadınların kent güvenliği gözetilerek iyileştirilmesiyle kadınların kent içindeki hareketliliğini destekleyecek ve kentsel hizmetlere erişimlerini kolaylaştıracağız.
Kadınlar ve çocuklar için erişilebilir ve mahalle temelli kültür, sanat, spor ve sosyalleşme mekânlarını artıracağız. Kadınlar için gezici kütüphaneler oluşturacağız, mahallelerde sosyo-kültürel etkinlikleri artıracağız, kadınlara yönelik kültür sanat faaliyetleri için özel bütçe ayıracağız ve tüm etkinlik merkezlerimizi çocuklu ve engelli kadınlar başta olmak üzere kadınların ihtiyaçlarını gözetecek şekilde düzenleyeceğiz.
Halkla ilişkiler ve tanıtım alanında önümüze koyduğumuz hedefler, şu âna kadar saydığım ve sayacağım tüm hizmetlerin ve politikaların vatandaşa hangi dil ve yaklaşımla aktarılacağıyla ilgili. Elbette olabildiğince kapsayıcı, her türlü ayrımcılıktan uzak ve çeşitliliği gören bir iletişim dilini kurumsallaştırmayı hedefliyoruz. Bunların yanında, havasıyla, suyuyla, toprağıyla, gıdasıyla yaşanabilir bir kent inşa etmek istiyoruz. Bu hedefimizi de özellikle İstanbul’un kırsalında üreticilik yapan kadınları destekleyerek gerçekleştirmek istiyoruz.
Diğer yandan, yoksulluğun nesilden nesile devredilmemesi için özellikle kız çocuklarının belediyenin sağladığı tüm eğitim olanaklarından yararlanmasını hedefliyoruz. Tüm eğitim programlarımızı toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yeniden düzenleyeceğiz, özellikle kadınların ve kız çocuklarının eğitim hizmetlerimize erişimini artıracağız. Bu hizmetlerin engelli ve göçmen kadınlar için de erişilebilir olması için kapsayıcılığı her açıdan artıracağız.
Tüm bu hizmetlere erişimin öncelikle kadınlar ve çocuklar olmak üzere herkes için afet ve kriz durumlarında dahi garanti altına alınmasını sağlayacağız. Bunun için afet hazırlık süreçlerine kadınların aktif katılımını destekleyeceğiz.
Yol haritamızın izlenebilir olması için Yerel Eşitlik Koordinasyon Birimi’ni kuracağız ve periyodik olarak kendi performansımızı değerlendirdiğimiz raporlar hazırlayarak paylaşacağız.
Bu plan sadece cinsiyetten doğan eşitsizliklerle değil, aynı zamanda etnik, bedensel, ekonomik eşitsizliklerden de doğan dezavantajlılıkla da mücadele edecek. Kısacası, eşitliği tam anlamıyla hayata geçirdiğimizde kadınlar, engelliler, çocuklar, yaşlılar, erkekler hep birlikte kazanacağız, kalkınacağız.