YÜKLENİYOR
İlçenizde imara açılan, satışa çıkarılan ya da imar planında izinleri değiştirilen araziler var mı? Varsa ne kadarlık bir alan? İçinde tarım arazisi var mı?
Abdullah Gürsel Uçar: İlçemizde mevcut imar planı kapsamında bulunan 217 ada 5 (5250 metrekare) ve 6 (5777 metrekare) parsel, 337 ada 1 parsel (3188 metrekare), 338 ada 1 (3567 metrekare) parselden oluşan 4 adet imarlı hazine parseli sessiz sedasız ve ihalesiz olarak TOKİ’ye devredildi, sonrasında satışı gerçekleştirildi. Kamuya ait bu parsellerin satış sürecinde TOKİ devreye alındı, parseller önce TOKİ’ye devredildi, TOKİ tarafından parseller satıldı, bu sayede satış bedelinden belediyenin %30’luk payı hiç edildi. Bu işleme ilişkin açtığımız dava sonucunda 2020 yılında parsellerin TOKİ’ye devir işlemi iptal edildi.
Kargı’ya yakın olan İskele Mahallesi 165 ada 42 parsele ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı plan değişikliği yaptı, Özelleştirme İdaresi bu değişikliği onadı. Bu plana ilişkin belediyemiz tarafından donatı alanlarının azaltılması ve plan bütünlüğünün bozulması hakkında dava açıldı, dava süreci devam etmektedir.
İlçe merkezinde bulunan ve meydana komşu olan 595 ada 2, 16, 17, 18, 19, 20 parsellere yönelik Özelleştirme İdaresi Başkanlığı plan değişikliği hazırlamaktadır. Görüşümüz talep edilmiştir. Önceki planlarda bu alanda belediye hizmet alanı yer almaktaydı. Plan değişikliği taslağında belediye hizmet alanına yer verilmediği görülerek uygun görüş verilmedi. Belediye hizmet alanı hem meydanı tanımlayan ana öğeler arasındadır hem de kamusal hizmetlerin etkin olarak sağlanması açısından önemlidir. Bu alana ilişkin plan değişikliği onandıktan sonra donatı alanları oranı düşürüldüğü takdirde hukuki süreç başlatılacaktır.
Geçtiğimiz günlerde basında da geniş yer bulan Kargı Koyu’nda, Özelleştirme İdaresi 128.640 metrekare büyüklüğündeki 213 ada 1 parsele ilişkin plan değişikliği yaptı. Parsel, turizm tesis alanı, günübirlik tesis alanı, park alanı, otopark alanı, trafo alanı, doğal karakteri korunacak alan olarak planlanmıştır. Bu parselin turizm tesis alanı olarak planlanan kısmı ilk olarak 1994 yılında onanan 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda yerleşik alan lejantında yer almakta olup 1994 yılı sonrasında onanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’yla 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı da bulunmaktadır. Eski 1/1000 ölçekli uygulama imar planıyla yeni onanan plana ilişkin veriler incelendiğinde parselde turizm tesis alanı eskiden 30.562 metrekareyken, 24.415 metrekareye düşürülmüştür. Günübirlik tesis alanı 3.579 metrekareyken, 8.526 metrekareye çıkarılmıştır. Kargı’nın bütününde belediyemiz tarafından meri planda revizyon çalışması yürütülmektedir. Süreç içinde Özelleştirme İdaresi’yle yapılan toplantıda kuruma ait olan bu araziye ilişkin plan sürecinin de bütüncül olarak belediyemiz tarafından yürütülmesi önerisi iletilmiştir, ancak olumsuz yanıt alınmıştır. İlgili kurum mülkiyetinde bulunan bu parselde plan yapma yetkisi doğrultusunda planı (parçacıl plan) bizzat kendilerinin yapacağı bildirilmiştir.
İlçenizde planlama sürecinde imar planlarının plan tadilatlarına ya da bakanlıklar tarafından yapılan parçacıl planlarla bölünmesine nasıl bakıyorsunuz? Yaşadığınız sorunlar ve örnek olaylar var mı? Belediye hizmetlerine ve çevreye getirdiği yükler nelerdir?
Abdullah Gürsel Uçar: Datça Yarımadası ve Bozburun, 21.11.1990 tarihinde “Özel Çevre Koruma Bölgeleri” kapsamına alınmıştır. 1989 tarihli ve 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle plan onama yetkisi Özel Çevre Koruma Başkanlığı’na verilmiştir. Özel Çevre Koruma Başkanlığı’nın kapatılmasıyla birlikte plan onama yetkisi 644 ve 648 sayılı KHK’larla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne geçmiştir. Bu anlamda ilçemizdeki -diğer belediyelerin imar planı onay süreçlerinden farklı olarak- tüm imar planları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından onanmaktadır.
Datça Yarımadası’nın Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmesinden sonra ilçemizde çok az sayıda plan değişikliği yapılmıştır. Hem mülga Özel Çevre Koruma Başkanlığı hem de Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, özel statüdeki bölgemize ilişkin koruma ekseninde kararlar alarak Datça’nın günümüze kadar korunarak ulaşmasına katkı sağlamıştır. Belediyemiz ilgili kurumlarla koruyarak geliştirme ve sürdürülebilir gelişme doğrultusunda koordinasyon içinde çalışmaktadır. Yarımadaya ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı doğrultusunda alt ölçekli planı bulunmayan köylerimizde de 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları bütüncül bir anlayışla çalışılmaktadır.
Süreç yukarıda izah edildiği gibi koruma ve sürdürülebilirlik çerçevesinde devam ederken Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kendisine yasayla verilen plan yapma yetkisi doğrultusunda ilçemizde parçacıl planlar üretmeye başlamıştır. İlgili kurumun kuruluş amacı, bu arazilerin satışıdır. Bu nedenle işlemlerde ilçenin ve doğanın korunmasından öte arazilerin satılabilir ve pazarlanabilir olmasına öncelik verilmektedir. Yapılan işlemlerde görüş alma dışında işbirliği ve birlikte değerlendirme gibi süreçler oluşmamaktadır. Plan değişiklikleri bir anda karşımıza çıkmaktadır. Arazilerin satılmasında veya satışa yönelik plan değişiklikleri yapılmasında dünyanın en özel bölgeleri arasında yer alan ilçemizin “Özel Çevre Koruma Bölgesi” statüsünde olması dikkate alınmamaktadır. Bu alanlar, halka hizmet üretilecek alanlar olarak ele alınmak yerine satışa konu edilebilme yönünden ele alınmaktadır. Bu planlama sürecinde “Ben yaptım oldu, ben yaptım olacak,” anlayışı hâkimdir. Bu anlamda parçacıl plan değişiklikleriyle planlama hiyerarşisi ve bütünlüğü bozulmakta, yerel halk ve yerel idare devre dışı bırakılmaktadır. Bir önceki soru kapsamında bahsedilen dört adet işlemin B-C-D maddeleri Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülmüştür.
Datça Belediyesi olarak sürdürülebilir kentleşme ve nitelikli yaşam standartlarının sağlanması doğrultusunda parçacıl plan değişikliklerinin ve farklı kurumlarca yapılan plan değişikliklerinin karşısındayız. Bu kapsamda hukuki yolları kullanarak ilçeyi ve doğayı korumaya çalışıyoruz.
İlçenin yönetimindeki plan süreçlerinin bütünlüklü ve koordinasyon içerisinde yürütülmesi için neler yapılmalı?
Abdullah Gürsel Uçar: Plan süreçlerinin bütünlüklü yürütülebilmesi için öncelikle plan değişikliklerine gerek kalmayacak ve mevzi planlarla parçalanmayacak Çevre Düzeni Planı’na sahip olmak gerekmektedir. Biz bu anlamda şanslı bölgeler arasında yer almaktayız, çünkü 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı, bilimsel nitelikte bir çalışma olan 2010 tarihli “Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi Sosyo-Ekonomik, Tarihi ve Kültürel Değerler Araştırması”na dayanmaktadır. Ayrıca Çevre Düzeni Planı’nda son derece detaylı bir çalışma yürütülmüştür. Alt ölçekli planlara ilişkin yapım süreçlerinde koruma bağlamında kriterler getirilmiştir. Sürdürülebilirlik bağlamında köylerimiz ve gelişme alanları belirlenmiştir. Nüfus projeksiyonları oluşturulmuştur. Merkezler kademelenmesi yapılarak bütüncül olarak çalışan bir sistem kurgulanmıştır. Tüm bunların yanında plan çalışması sürecinde anketler vasıtasıyla halkın taleplerinin de plana yansıdığı ve bu taleplerin karşılanmasının amaçlandığı görülmektedir.
Ancak plan süreçlerinin bütünlüklü olarak yürütülebilmesinin en önemli koşulu, mevcut planların yetersiz kaldığı durumlarda revizyon planlar aracılığıyla bütüncül bir planın yeniden yapılması ve teknik sorunların çözümü haricinde planın mevzi plana veya plan değişikliklerine konu edilmemesidir.
STK’larla ve meslek örgütleriyle bu konuda nasıl bir işbirliğiniz oluyor?
Abdullah Gürsel Uçar: Belediyemiz tüm konularda demokratik kitle örgütleriyle, STK’larla ve meslek örgütleriyle yakın ilişkiler kurmaktadır. Bu kapsamda ilçemizdeki STK’ların ve meslek örgütlerinin temsilcileri kent konseyinde yer almakta, oluşturulan çalışma gruplarında oldukça verimli çalışmalar yapmaktadır. Kent konseyi, belediyemize her konuda katkı sağlamaktadır.
Ayrıca alt ölçekli planlar hazırlanırken halkla katılım toplantıları düzenlenmektedir. Konuyla ilgili uzmanların planlara ilişkin görüşleri alınmaktadır. Palamutbükü mevkisine ilişkin belediyemiz tarafından yürütülen alt ölçekli plan çalışmalarında ilçemizde bulunan tüm mimarlar paydaş olarak görülmüştür, plan onama sürecine başlamadan önce tamamının görüşleri alınmıştır. Bu görüşlerde çok değerli öneriler ortaya çıkmış ve imar planına bu yaklaşımlar yansıtılmıştır. Katılımı da aşan bir yaklaşımla halkın bir parçası olduğu planlama süreçlerini önemsiyor ve kendimizi bu doğrultuda geliştirmeye çalışıyoruz. Öte yandan, dava süreçlerinde STK’larla ve meslek odalarıyla da görüşülmektedir. STK’lar ve meslek odaları davalara müdahil de olmaktadır. Halkın ve kamunun haklarını belediyemizle birlikte savunmaya devam etmektedirler.