"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Kamu Arazisi Ülkemizin Gelecek Garantisidir

Seyit Torun

CHP CHP Parti Meclisi Üyesi | Ordu Milletvekili

1980’ler neo-liberal politikalarla devletin rolünün küçüldüğü ve serbest piyasa ekonomisinin egemenliğinin en fazla taraftar bulduğu yıllardı. Darbelerle demokrasinin kesintiye uğradığı ve hukukun egemenliğinin tartışmalı olduğu ülkemiz de bu politikaların en vahşi uygulamalarına sahne oldu. 1980’lerden itibaren devlet kontrollerinin azaldığı, piyasa mekanizmasının kaynak dağılımında başat rolü oynadığı, dış ticaret ve uluslararası sermaye akımlarının serbestleştiği yeni bir ekonomi politikası, rejimin bir parçası olarak gündeme geldi. Ancak özelleştirmelerin esas itibarıyla AKP iktidarında, 2004 yılından itibaren hız kazandığını biliyoruz.  

AKP iktidarının üretim politikalarından rant politikalarına sürüklediği ülkemizde yıllardır bilinçli politikalarla zarar ettirilen kamu işletmelerinin adım adım tasfiye edildiği, özelleştirmenin temel hedefinin kamusal üretimi yok etmek ve özelleştirme üzerinden yerli/yabancı sermaye için yeni kâr alanları açmak olduğu bir talan dönemine tanıklık ediyoruz.  Kamuya ait üretim tesisleri yok pahasına özelleştirilirken çoğunun binaları yıkıldı, makineler hurdacıya gitti. Başta TEKEL ve şeker fabrikaları olmak üzere çok sayıda fabrikanın arsasına ya alışveriş merkezi yapıldı ya da daha yüksek rant geliri elde edilecek şekilde değerlendirildi.

Türkiye’nin en büyük şirketlerini, fabrikalarını, enerji tesislerini ve limanlarını satarak 62 milyar dolarlık özelleştirme yapan AKP hükümeti, kamu arazilerinin satışına da son sürat devam ediyor.

AKP hükümeti son beş yılda 2 milyar 167 milyon metrekarelik taşınmazı satarak Yalova’nın üç katı büyüklüğünde kamu arazisini elden çıkardı. Ülkemizin yarınlarının güvencesi olan kamu arazi stokunda Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir talan yaşanıyor. O araziler çocuklarımızın güvencesi. O araziler tarımımızın kaynağı ve gıdaya erişimimizin teminatı. O araziler yeşil alanlarımız. O araziler afetlere karşı güvenceli yerleşim alanlarına taşınma garantisi. O araziler ulusal hazinemiz. 

AKP iktidarı, inşaat ekonomisindeki iflasını gizlemek için haraç mezat ülkeyi satışa çıkarıyor. Betonlaşmaya teslim ettiği kentlerin bu kez de nefes alma alanlarına, tarım toprağına, kültürel değerlerine göz dikiyor. Yerelin sadece yönetimlerini değil, tüm sivil kuruluşlarını, vatandaşlarının ihtiyaç ve taleplerini devre dışı bırakıyor. Geceleri çıkardığı kararnamelerle geleceğimizi ipotek altına alıyor. CHP, buna seyirci kalmayacağını yerel yönetimleri nezdindeki duruşuyla göstermeye devam ediyor. 

CHP belediyeleri, kent planlarını tüm engellemelere rağmen en geniş katılımla hayata geçirmek için çalışıyor. 

Sahte gündemlerle yaptıkları talanı gizlemeye çalışmalarına izin vermeyeceğiz. Kentlerimize, toprağımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için oynamaya çalıştıkları oyunları teşhir edecek,  vatandaşlarımıza anlatacağız. Gücümüzü bu topraklardan, bu ülkeyi kuranların cesaretinden aldığımızı unutmuyoruz. 

Kamu arazileri bu ülkenin sadece arazi stoku değil, geleceğinin güvencesi, varlığı ve ulusal meselesidir.


Önerilen Haberler