"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Muhittin Böcek: Kültürel Değerlerimizi Projelerle Tanıtacağız

  • 17 Mayıs 2021

Kentinizin kültürel miras kapsamındaki değerleri (arkeolojik, tarihî, kültürel vb.) nelerdir?


MUHİTTİN BÖCEK: Antalya, tarih öncesi çağlardan itibaren kesintisiz biçimde yerleşim alanı olarak kullanılmış ve pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli Paleolitik dönem yerleşimlerinden kabul edilen Karain Mağarası, Antalya il merkezinin sadece 30 kilometre kuzeybatısında bulunur. Mağarada yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarında günümüzden 500.000 yıl öncesine ait veriler ortaya çıkmaktadır. Antik dönemde Antalya; Likya, Milyas, Pisidia, Pamphylia, Kilikya uygarlıklarına mesken olmuş ve bu uygarlıklara ait yüzlerce Antik kent, garnizon, çiftlik yerleşimi kurulmuştur. Bunların otuz tanesi ören yeri statüsündedir. Side, Aspendos, Perge, Phaselis, Olympos, Myra, Patara gibi Antik kentlerde arkeolojik kazı çalışmaları devam etmekte ve her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir. Bilindiği gibi Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunan Patara Antik kenti 2020 ve 2021 yıllarına ismini vermiştir. Bu yıllar, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Patara yılı olarak ilan edilmiştir. 13. yüzyılın başlarında Selçuklular tarafından Türk yurduna dönüştürülen Antalya, bu dönemde de oldukça zengindir. Selçuklu döneminde başkent olan Alanya’da ve Antalya'nın kalbi Kaleiçi'nde Selçuklu Devleti'nin en güzel eserleri bulunmaktadır ve bu eserle ziyaret edilebilmektedir. Yine aynı şekilde Osmanlı dönemine ait cami, han, saray vb. yapıların en güzel örnekleri, Antalya’nın neredeyse bütün ilçelerinde bulunmaktadır. Kısacası, Antalya'da pek çok uygarlığın ve topluluğun yaşam izlerini takip edebilmekteyiz.  


UNESCO kapsamında olan ve koruma altına alınan yerler var mı? UNESCO’yla işbirliğinizin çerçevesi nedir? Nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?


MUHİTTİN BÖCEK: Antalya, bugüne kadar UNESCO'nun sadece Dünya Miras Listesi’ne başvuruda bulunmuştur. 1988 yılında Kaş’ta bulunan Ksanthos-Letoon Antik kentleri kalıcı listeye girebilmiştir. Bunun dışında 1994 ile 2016 yılları arasında Karain Mağarası (1994), Alanya Tarihî Şehir (2000), Güllük Dağı-Termessos Milli Parkı (2000), Kekova (2000), Demre St. Nikholaos Kilisesi (2000), Perge Arkeolojik Alanı (2009), Likya Uygarlıkları Antik Kentleri (2009), Aspendos Antik Kenti Tiyatrosu ve Su Kemerleri (2015), Yivli Minare Camisi (2016) geçici listeye alınmıştır. UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girebilmek ancak kültürel varlıkların/alanların sürdürülebilir korumasının sağlanması ve işletim modellerinin oluşturulmasıyla mümkündür. Bunun için ilgili kurumlarla ve konunun uzmanlarıyla planlı, programlı, sürdürülebilir koruma ve işletme modelleri oluşturulmalıdır. Bizim görevimiz öncelikle sürdürülebilir koruma ve işletme modellerini oluşturmak, sonrasında bütün dünyanın ortak mirası olan, fakat öncelikle ülkemiz tarafından yaşatılması gereken eserlerimizi hak ettikleri listeye sokmak için gerekli çalışmaları yapmaktır. 


Önümüzdeki başvuru döneminde UNESCO'nun yaratıcı kentler ağına sinema alanında başvurmayı planlamaktayız. Bilindiği gibi yarım asırdan uzun süredir gerçekleştirilen Altın Portakal Film Festivali (bu yıl 58.'sini düzenleyeceğiz), ülkemizin en uzun soluklu sinema festivalidir. Antalya, bir sinema kentidir. amacımız bu özelliğini UNESCO vasıtasıyla tescilletmektir.

 

Kültürel değerler sizce kentinizin kimliğine neler katıyor? Farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalarınız var mı? Varsa nelerdir?


MUHİTTİN BÖCEK: Somut/soyut bütün kültürel değerler kentlerin kimliğini oluşturan unsurlardır ve insanlığın ortak mirasıdır. “Antalya Kaleiçi Yivli Minare Camisi ve Medrese”, “Kesik Minare”, “Hıdırlık Kulesi”, yat limanı ve özgün hâliyle korunmuş çok sayıda sivil geleneksel mimarlık örnekleri, özgün sokakları, Antalya’nın özetidir. Üstte geleneksel mimarlık, altta katman katman Antik dönem kalıntılarıyla eski Antalya’nın ruhudur. Attaleia, Adalya ve Antalya burada yaşamaktadır. 


“Oyuncak Müzesi”, “Deniz Biyolojisi Müzesi”, “Yörük Müzesi” ve “Karatay Medresesi” yine belediyemize bağlı olarak hizmet vermektedir. Koleksiyonlarında bulunan eserler modern sergileme yöntemleriyle ziyaretçilerle buluşmaktadır. 


Şehir merkezinde bulunan ve bir inşaat çalışması sırasında tesadüfen ortaya çıkan Antik döneme ait nekropol (Antik dönem mezarlığı) alanında arkeolojik kazı çalışmaları tamamlandı, müzeleştirme çalışmaları devam ediyor. Antalya Müzesi Müdürlüğü’yle birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda binlerce arkeolojik eser gün yüzüne çıkarıldı. Arkeolojik alana zarar vermeden inşa edilen müzede bu eserlerin ziyaretçiyle buluşturulması planlanıyor. 


Antalya'nın simgelerinden Karaalioğlu Parkı'nda bir dizi kültürel miras çalışması gerçekleştiriyoruz. MS 2. yüzyılda “Roma Anıt Mezarı” olarak inşa edilen, daha sonraki dönemlerde farklı işlevlerde kullanılan ve günümüzde “Hıdırlık Kulesi” adıyla anılan yapının çevresinde arkeolojik kazı çalışmalarını yürütüyoruz. Bu kazı çalışmalarında Roma Dönemi'ne ait hamam yapısı ve yakın geçmişimize ait buz fabrikası açığa çıkarıldı. Kazılar tamamlandıktan sonra restorasyon ve konservasyon çalışmalarını yapıp koruma altına alacağız, en sağlıklı şekilde ziyaret edilmesini sağlayacağız. Projenin amacı, kazı sonucu çıkan arkeolojik kalıntıların cam terasla sergilenmesi ve milyonlarca ziyaretçi alan Kaleiçi’nde tarihle bambaşka bir buluşma gerçekleştirilmesi.


Eski Halkevi’nin ve Belediye Binası'nın restorasyon çalışmaları tamamlandı. Antalya Kent Tarihi Sergisi bu tarihî mekânda ziyarete açılacak. 2020 Nisan ayında kuruluş çalışmalarını tamamladığımız ve kısa bir süre sonra resmi açılışını yapacağımız Antalya Kent Araştırmaları Merkezi'nde Antalya'ya ilişkin somut ve soyut kültürel değerler toplanacak, tasnif edilerek başta araştırmacılar olmak üzere konuya ilgi duyan herkesin hizmetine sunulacaktır. 


Kültürel değerlerimizi projelerle tanıtacağız, değerlerin korunmasını ve geleceğe aktarılmasını sağlayacağız. Böylelikle kültürel varlıklarla bu değerlerin bir parçası olan halkın arasındaki iletişim güçlenecek ve farkındalık artacak.

 

STK’larla çalışmalarınız var mı? Varsa nelerdir?


MUHİTTİN BÖCEK: Gerçekleştirdiğimiz ya da gerçekleştireceğimiz bütün projelerimizi ortak akılla ve kolektif çalışmayla hayata geçiriyoruz. “Ben, Sen Yok, Biz Varız, Biz Birlikte Yaparız” sloganıyla yola çıktığımız bu süreçte sivil toplum örgütlerinin, odaların, derneklerin, muhtarların ve bölge halkının görüşleri doğrultusunda çoklu katılımla çalışmalarımızı yürütüyoruz.


Antalya'nın sivil toplum kuruluşlarından olan ANKA'nın  (Antalya Kültürel Miras Derneği) yürütücüsü olduğu "Teke Yaylası Elmalı'da Bulunan Geleneksel Serenlerin ve Ambarların Belgelenmesi, Dijitalleştirilmesi ve Tanıtılması" projesini destekliyoruz. Proje sonucunda Antalya'nın önemli kırsal mirası olan geleneksel arı serenlerinin ve ambarlarının durum tespiti ve belgelemesi yapılacak, dijitalleşmesi sağlanacak, koruma altına alınacak ve tanıtılacak. İleriki yıllarda kurmayı planladığımız Deniz Müzesi için Deniz ve Ticaret Odası’yla, Kadın Müzesi için de Antalya Tanıtım Vakfı’yla işbirliği içindeyiz. Sadece STK'larla değil, akademisyenlerle ve ilgili meslek kuruluşlarıyla koordineli çalışıyoruz.  


Kültürel kalkınma, kent ve bölge için bir kalkınma yolu olabilir mi? Sizin bu konuda faaliyetiniz var mı? 

MUHİTTİN BÖCEK: Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken önem verdiği konulardan birisi, kültürel kalkınmaydı. Bu sebeple cumhuriyetin daha ilk yıllarında müzeler, orkestralar, tiyatrolar, kütüphaneler kurulmuş, kültür ve sanat merkezleri yapılmış, üniversitelerde bölümler açılmış, öğrenciler yetiştirilmiş. 


Dünyada markalaşma denildiği zaman, bir kente turist çekmek için yapılması gereken tanıtımlar ve işler sıralanırdı. Günümüzde bu anlayış değişiyor. 


Kent vizyonu, kentin kültürel birikimi, sanatı, tarihi ve doğası, gastronomisi artık markalaşan bir kentin aktörü hâline geliyor. Gastronomiyle ilgili bu yıl ilk festivali gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.


Yakında açılışını yapacağımız Kent Araştırmaları Merkezi ve Kütüphane, kuruluş çalışmaları devam eden müzeler, gerçekleştirdiğimiz kültür ve sanat festivalleri, yayın, konferans ve film çalışmaları hep bu amaç doğrultusundadır.

    

Dünyadaki ülkeler kentleriyle anılıyor ve kültürel miras bu açıdan büyük değer taşıyor. Stratejik planınızda ve hedeflerinizde bu alana yönelik politikalarınız neler?


MUHİTTİN BÖCEK: Kültürel miras alanında öncelikli hedefimiz, bu mirası korumak ve kültürel mirasla halk arasındaki bağı güçlendirmektedir. Kültürel miras alanlarının en sağlıklı şekilde ziyaret edilmesini sağlamak, müze, kütüphane, araştırma merkezi, sanat galerisi vb. kültür kurumlarının sayılarını artırmak, kültür sanat festivallerini yaygınlaştırmak ve sürdürülebilir kılmak temel politikalarımızdır.  





Önerilen Haberler