"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Adnan Hasırcı: Memnun Et Ki, Bir Daha Gelsin, İyi Servis Ver, Düzgün Ağırla

  • 14 Haziran 2021

ADNAN HASIRCI


Otel Sahibi





Sektörün birçok alanında yer alan bir otelci olarak turizmin gelişimi hakkındaki gözlemlerinizi öğrenmek isterim. Son 1.5 yılı nasıl geçirdiniz? 2021’in geri kalanı ve 2022 sizce nasıl geçecek? 


ADNAN HASIRCI: 55 yıldır turizmin her alanında varım. Eski bir rehberim. Dolayısıyla Türkiye turizmini yakından takip ediyorum. 


Üniversite hayatım yurtdışında, Almanya’da geçti. Öğrenciliğim süresince her yaz Türkiye’ye gelirdim. O zamanlar İtalya üzerinden gelirdik. Truva gemisi vardı. Truva’ya biner, İzmir’e gelirdik. Dolayısıyla o yıllarda İtalya’nın durumunu görüp Türkiye’nin öyle olmadığına sevinirdim. Ama süreç içinde betonlaşma konusunda onlardan bin beter olduk. 


Türkiye’de turizmin ana gayesini satış üzerine yoğunlaştırdık. Hizmet sektörüne pek önem vermedik. Kurulan endüstri o kadar büyüktü ki, devlet bile bir şey diyemedi. Çünkü vergi aldı. Turiste bir şey sat, parayı al, gönder. Oysaki getir, memnun et, gönder olmalıydı.  Memnun et ki, bir daha gelsin, iyi servis ver, düzgün ağırla. 


Bir örnek vermek isterim. Kuşadası’nda limanın yanında bir ayakkabı boyacısında ayakkabımı boyatıyordum. Yanımda üst gelir grubundan Hollandalı orta yaşlı bir çift vardı. Dikkatimi çekti, onlar da ayakkabı boyatıyordu. “Hangi otelde kalıyorsunuz?” diye sordum.  Adam “Ben otelde kalmıyorum, şu gördüğünüz gemideyim,” dedi. Lüks bir gemiydi. Maliyeti sordum. Bir haftalığına 12.000 euro olduğunu söyledi. Kuşadası’nı beğenip beğenmediklerini sordum. “Fikir yürütecek kadar görmedim,” dedi. Böyle bir yerde tatil yapmak isteyip istemeyeceklerini sordum. “Düşünmem,” dedi. “Neden?” diye sordum. “Bizim çalışanlarımız buraya tatile geliyor,” dedi. Şaşkınlık içinde adamı izledim. Adam buraya geliyor, otelde akşam yemeğini yiyor, orkestra eşliğinde eşiyle dans ediyor, yanında fabrikasındaki çalışan. Yermek için söylemiyorum, ama böyle bir olayla karşılaşmak istemiyorlar. Şunu vurgulamak istiyorum. Segmente edemediğimiz için o kalitedeki müşteriyi çekemedik. Bundan sonra nasıl olur, nasıl düzeltilir? Bilmiyorum. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, Kuşadası’nın çehresini düzeltti, elinden geleni yaptı, 


Pandeminin etkileri biraz daha sürecektir. Önümüzdeki sezonun sonunda, yani 2022 sezonundan sonra düzelir diye düşünüyorum. 



Normalleşmeyle birlikte kitle turizmi eski günlerine dönecek mi? Yoksa B planı yapmak gerekir mi? Seyahat pratiklerindeki değişimi nasıl görüyorsunuz? Bir otelci olarak bu sürece nasıl uyum sağlamayı düşünüyorsunuz? 


ADNAN HASIRCI: Aşılama düzgün bir şekilde yürütülürse, hijyen kurallarına riayet edilirse süreç düzelecek. Pandemi bitti demek, her şeyin hemen normale dönmesi demek değil. Yurtdışında insanlar planlarını, programlarını önceden yapıyor. Avrupalılar, Amerikalılar birçok konuda bizden önde. Otelcilikte de öyle. Onlar bizden daha önce başladılar, otelleri artık yıprandı. Bizde tesisler yeni. Beş yıldızlı çok güzel tesislerimiz var, ama servis kalitesi, işletme tekniği, işletme mantalitesi geri. Bu düzelmeden hiçbir şey düzelmez. Bildiğiniz gibi artık herkes her şeyi internetten takip ediyor, oradaki reytinglere bakıyor. Kaç puan almışım diye bakıyor, seçimini o şekilde neticelendiriliyor. Pandemiyle bu durum önem kazandı. Yaşadıklarımızdan ders almamız gerekiyor. Şartlar uygun olursa turizm sektörünün önü açık. Ülkemiz çok güzel. Süreci iyi değerlendirirsek olumlu sonuçlar alırız.


Dünyadaki kentler turizm potansiyelinde öne çıkıyor. Kenti güvenle gezebilmeye, oradaki yaşam biçimini deneyimlemeye değer veriliyor. Her şey normale dönerse, sektördeki bileşenlerin, turizmcinin, yerel yönetimlerin, yan sektörlerin üzerine düşen görevler nedir? 


ADNAN HASIRCI: Her şeyin bir başlangıcı, bir sonu var. Üç-beş yıl önce buradaki arkadaşlar böyle bir süreç yaşayacağımızı tahmin edemezlerdi, ama ağırlığı 1 gram bile etmeyen bir virüs insanları perişan etti. Dükkânlar iki yıldır kapalı. Gemiler iki yıldır yok. Çarşı, pazar tümüyle kilitlendi. Her şey bitti. Bu durum ders oldu. Anlaşıldı ki, böyle bir şey olabilir. Bu nedenle herkesin akıllı olması ve potansiyelini iyi değerlendirmesi lazım. Eskisi gibi yolda turist kazıklamak, günübirlik kolay para kazanmak, fırsatçılık olmamalı. Güven önemli. Her şey planlı, projeli olmalı. Bir gün İzmir’deyim. Valiliğin sekreteri aradı.  Valinin beni toplantıya davet ettiğini söyledi. Toplantıya gittim. Otelin konferans salonunda sahne kurulmuş, vali, ilçe/il emniyet müdürü, kaymakam, daire başkanları var. Sayın vali son derece mütevazı bir şekilde herkese hitap ediyor, yapmayın, etmeyin turizm polisi yapacağız, jandarma koyacağız diye anlatıyor. Dinlerken dayanamadım. Bu işleri kimin bu duruma getirdiğini sordum. Şaşırdı. İşlerin bu duruma nasıl geldiğini anlattım, kimlerin sebep olduğunu söyledim. Bir daha beni toplantılara çağırmadılar. Şunu söylemek istiyorum. İşler planlı ve programlı yapılmazsa, kent yönetimi tarafından önlemler alınmazsa hiçbir sorun çözülmez.  Bir şeyin değerini düşürmemek lazım. Yani siz öyle bir restoran yaptırın ki, bir değeri olsun, kaliteli olsun. Yerel yönetimlerin önlem alması gerekiyor. Esnafın akıllı olması, uzun vadeli düşünmesi lazım. Yani gelen turisti memnun gönderelim, bir daha gelsin ya da başkalarına tavsiye etsin. 

 



Önerilen Haberler