"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Figen Ayhan Karakelle: Turizmde İyileşmenin Başlama Noktası Aşılama

  • 14 Haziran 2021

FİGEN AYHAN KARAKELLE


İBB Kültür Daire Başkanlığı Koordinatörü




İklim krizi ve pandemi turizmde neleri dönüştürüyor?


FİGEN AYHAN KARAKELLE: İklim krizi ve pandemi, tüm dünyayı ilgilendiriyor. Dolayısıyla ortak bir bilinç oluşturulması ve küresel eşgüdümle adım atılması gerekiyor. Yasal, kurumsal ve yapısal dönüşümlerin sağlanması için uluslararası işbirliği oldukça önemli. Öte yandan, bu iki büyük küresel felaketin önüne geçebilmek için bireysel davranış kalıplarında da kökten bir değişime ihtiyaç var. Ulusal ya da uluslararası önlemler ne olursa olsun, uzun vadede her bireyin çözümün bir parçası olduğunun farkına varması ve yaşam pratiklerini değiştirmesi şart. 


Turizmin nasıl etkilendiğine hem küresel hem de bireysel açıdan bakmak gerekir. Seyahat kısıtlamaları ve güvenlik endişeleri nedeniyle pandemiden en fazla etkilenen sektörlerden biri, turizm. İklim krizinin somut sonuçlarını ve doğa üzerindeki tahribatını görmek mümkün. Doğanın tahribatı da turizmi olumsuz anlamda etkiliyor. Ağır yara almış turizm ekonomisinin toparlanıp ayağa kalkması için uzmanlar 2023’ü işaret ediyor. Toparlanma sürecinin uluslararası eşgüdümle insanın ve doğanın güvenliğini önceleyen çözümleri kapsaması gerektiği de açık. 


Turizm, insanın arzularıyla seçimleri arasındaki kesişme noktasında yer alır. Yeni bir yer görmek, uzaklaşmak, rahatlamak ya da alışveriş yapmak arzusundaki turistin seçim kriterleri arasına sağlık güvenliği de eklendi. Vakaların ve kayıpların azaldığı gözlemlense bile seyahatten konaklamaya kadar esnek rezervasyon olanakları da seçimleri etkiliyor.


Şimdiden alınması gereken önlemler nelerdir?


FİGEN AYHAN KARAKELLE: En önemlisi, güvenli destinasyon olmak ve turistin algısını bu yönde geliştirmek. Turizm, seyahatle başlıyor. Bu açıdan öncelikle seyahat güvenliğinin artırılması gerekiyor. Uçak, tren, kruvaziyer gibi büyük ölçekli, ülkeler arası seyahat araçlarında ve şehiriçi mobilizasyonu sağlayan araçlarda sağlık güvenliği perspektifiyle hizmet sağlamak önemli hâle geldi. Ancak bunun standartları belli ve sürekliliği sağlanmalı. Aynı şekilde her türlü konaklama seçeneğinde, yeme-içme kültüründe turistik aktivitenin sağlık güvenliği açısından yeniden ele alınması lazım. Turizm sektöründe faaliyet gösteren bileşenler arasında bu yenilenmeye hem zihinsel açıdan hem de uygulama açısından hızlı şekilde uyum sağlayanlar daha çabuk toparlanacak. 


Turizm yaklaşımını “çevre dostu” bir bakış açısıyla oluşturan turizm bileşenleri daha çok tercih ediliyor. Burada ihtiyaçlar, pandeminin ortaya çıkardığı acil çözümler kadar hızlı olmuyor. Aslında bu, fırsat sayılabilir. Dünyayı ve doğayı korumak üzerine inşa edilen yenilikçi bir turizm konsepti geç olmadan kurulmalı.


“Sağlık güvenliği” garantisi sunacak uluslararası sertifikalarla ilerlemek, yapısal dönüşümlere odaklanmak, turizm sektörü çalışanlarının farkındalığını ve uygulama alışkanlıklarını değiştirmek, nihai kullanıcının zihninde güven inşa edecek iletişim çalışmaları yapmak, tüm canlıların birbirine bağlı olduğu bilinciyle deneyim odaklı yeni bir turizm anlayışı kurgulamak gerekiyor.


Turizm acil eylem planında neler olmalı?


FİGEN AYHAN KARAKELLE: Turizm acil eylem planı aşılamayla başlıyor. Sektörün hem güvenli bir ortam vaat edebilmesi hem de sunabilmesi için öncelikle hastalığın kontrol altına alınması ve aşılamanın toplumun en az 570’ine ulaşması gerekiyor. Bu konuda iyi durumda olduğumuzu söyleyemeyiz. Merkezi yönetimin güven zedeleyici ve tutarsız açıklamaları, aşı temininde ve takvimindeki gecikmeler, ekonomik tahribatın büyümesine neden oldu. Yaklaşık bir buçuk yıldır kapalı kalan, turizmin merkezinde yer alan yeme-içme ve eğlence mekânlarının pandemi sonrası ayakta kalması, kendilerini yeni döneme adapte etmesi destek verilmeden pek mümkün görünmüyor. Merkezi yönetimin destek paketleri oluşturması, kredi alanlarını genişletmesi şart. Zira sorumluluk ve yetki alanı açısından yerel yönetimlerin yapabilecekleri sınırlı. Turizm, merkezi yönetimin ve yerel yönetimlerin işbirliği içinde çalışması gereken bir alan.


İstanbul’un neredeyse her köşesi turizm açısından önemli olduğu için yetki alanımız dahilindeki her yerde hijyen çözümleri üretmek önceliğimiz. Güvenli ulaşım sağlamak, yemek, dinlenme, kültür/sanat ve etkinlik alanları oluşturmak, sürdürülebilir sistemler kurmak ve güvenli turizm kenti olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.  Çevre Koruma Müdürlüğü, Atık Yönetimi Müdürlüğü ve Deniz Hizmetleri Müdürlüğü’yle birlikte yoğun nüfus baskısının ve diğer yüklerin kent dokusu üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Aynı zamanda İstanbul’un az bilinen noktalarında doğa turizmini geliştirerek, karavan ve çadır kamping alanları kurarak alternatif konaklama seçenekleri oluşturmayı hedefliyoruz. Tarihsel mirasıyla göz kamaştıran İstanbul’un uzun zamandır ihmal edilmiş, unutulmuş tarihî yapılarını ortaya çıkarıyor, restore ediyor, uygun alanları kamusal alan olarak kente geri kazandırıyoruz. İstanbul’un tarihî ve doğal güzelliklerinin tozunu alıyoruz, kenti yeni dünyanın kültür, sanat ve eğlence merkezi olarak yeniden kurguluyoruz. Bunları yaparken de iklim kriziyle etrafı sarılmış bir dünyanın parçası olduğumuzu unutmuyoruz.


Dünyanın içinden geçtiği bütün zor zamanların ardından gelen dönemler, yeni fikirlerin yeşerdiği ve insanların büyük umutlarla yaşama sarıldığı dönemler. Bunu unutmamak gerekiyor. Pandemi ve iklim kriziyle sarsılan hayatlarımızın bizi birbirimize yakınlaştıracağını, dünyayla gerçek bir bağ kuracağımızı umut ediyorum.





Önerilen Haberler