YÜKLENİYOR
2021 yılı sezonunda ilçenizdeki doluluk oranı pandemi öncesine göre ne durumda? Nasıl biteceğini öngörüyorsunuz?
ÖMER GÜNEL: Kuşadası, sahip olduğu doğal, tarihî ve kültürel değerler açısından yılda 3 milyon turist ağırlama kapasitesine sahip olan ve tercihini turizmden yana yapan Türkiye’deki ilk turizm ilçesidir.
2019 yılında bölgemiz, önceki yıllara kıyasla daha başarılı bir turizm sezonunu geride bırakmış, tüm konaklama işletmelerinde yüksek doluluk oranına ulaşmayı başarmıştı. 2019 yılı sonlarında aldığımız erken rezervasyonlarla 2020 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre ülke genelinde %30’a varan bir artış olacağını öngörmüştük. Ancak Covid-19 salgınıyla birlikte beklentilerimizi revize etmek zorunda kaldık. Yılı %71.84’lük düşüşle, 352.903 ziyaretçi sayısıyla kapatmak durumunda kaldık. 2021 turizm sezonuna ilişkin bir tahminde bulunmak şu an itibarıyla mümkün görünmüyor. Çünkü her an, her şey değişebiliyor. Ancak bu yıl koronavirüsle mücadele konusunda dünya genelinde geçtiğimiz yıla göre daha olumlu bir tablo var. Aşılamayla ilgili çalışmaların hız kazanmasıyla birlikte bu yılın geçtiğimiz yıla kıyasla daha hareketli olmasını ve olumlu bir atmosferde geçmesini bekliyoruz.
Sektörde çalışanların işsizlik rakamlarıyla ilgili veri var mı?
ÖMER GÜNEL: Hâlihazırda elimizde net bir veri olmamakla birlikte pandemi nedeniyle kapanan veya çalışan sayısını azaltmak durumunda kalan işletmeler göz önünde bulundurulduğunda turizm sektöründeki işsizlik oranının %30 civarında olduğunu söyleyebiliriz. Dönemsel çalışma olanağı yaratan bir sektör olan turizmde hareketliliğin başlamasıyla birlikte istihdam oranları elbette ki artış gösterecektir.
İlçeniz pandemi koşullarında sezona hazırlanırken ne tür önlemler alındı? Belediyenizin sektör meslek kuruluşlarıyla, acentelerle, konaklama yerleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışması oldu mu? Bu çerçevede neler yapılıyor?
ÖMER GÜNEL: Kuşadası Belediyesi olarak Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının görüldüğü günden bu yana pandemi her an bitecekmiş gibi çalışmalarımızı yürüttük. Sokağa çıkma kısıtlamalarını fırsata çevirerek ilçemizin turistik çarşılarının altyapısını ve üstyapısını bütünüyle yeniledik. Çevre düzenleme çalışmalarımızla çarşılarımızı modern ve estetik bir görünüme kavuşturduk. Her zaman olduğu gibi bu süreçte de STK’larla, meslek odalarıyla iletişim kurarak esnafa gerekli bilgilendirmeleri yaptık, mutabakat sağladık. Öte yandan, turizmcilerle işbirliği içinde ilçemizin tanıtımını yapmak ve güvenli turizmin adresi olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2020 yılında bir yıllık tanıtım planımızı devreye almıştık. Hem incoming hem de kruvaziyer alanlarında düzenlenen ihtisas fuarlarına aktif olarak katılmayı planlamıştık. Pandemi nedeniyle iptal olan fuarlar hariç bu yıl Antalya, Moskova, Kiev ve Dubai’de düzenlenen fuarlara turizmcilerle birlikte katılarak ilçemizin tanıtımını yaptık. Ayrıca yıllık tanıtım planımız çerçevesinde dijital kampanyalar ve sosyal medya kampanyaları dahilinde ilçemizin tanıtımına devam ediyoruz.
BM, 2022 yılı turizm sezonunun da pandeminin domine edeceği koşullarda olacağını öngörüyor. Turizm sektörü, iklimin ve pandeminin etkisinde nasıl dönüşüyor?
ÖMER GÜNEL: Pandemiyle birlikte tüm dünyada turizm eğilimleri değişti. Tematik turizm anlayışı ön plana çıkmaya başladı. Son birkaç yıldır Y ve Z kuşağının talep ve beklentileri doğrultusunda şekillenen turizm anlayışı, iklimsel değişikliklerin ve pandeminin de etkisiyle deneyim odaklı. Sağlık, gastronomi, doğa, kültür, uzay, hatta spor turizmi gibi turizm eğilimleri ön plana çıkmaya başlayacak.
Seyahat pratiklerinde değişim gözlemliyor musunuz? Buna yönelik projeleriniz, önlemleriniz var mı?
ÖMER GÜNEL: Pandemiyle birlikte değişen alışkanlıklara ve yaşam tarzlarına bağlı olarak turizmde de konseptler hızla farklılaşıyor. Hijyenin ve güvenliğin ön plana çıktığı butik otellere, villa tipi konaklama tesislerine, izole edilmiş odalara yönelik ilgi artıyor, doğayla iç içe ortamlar büyük ilgi görüyor.
Planlarımızı “yeni dünyanın yeni turizm anlayışına” öncülük edecek yatırımlar üzerine yapıyoruz. Özellikle Covid-19 salgını sonrası ön plana çıkmaya başlayan deneyime ve keşfe dayalı turizm anlayışı doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz projelerin başında ise, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla açtığımız “Ada Camping” kamp ve karavan alanı projesiyle yine aynı gün temelini attığımız “Kampinova” projesi geliyor. Davutlar Mahallesi Sevgi Plajı’ndaki 25 dönümlük alanda yer alan “Ada Camping”, 93 standart çadır, 15 glamping çadır ve 24 karavanı aynı anda ağırlama kapasitesine sahip bir alan olarak şimdiden kamp tutkunu tatilcilerin uğrak noktası olmaya başladı bile. Öte yandan, Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Habitat Derneği’yle yaptığımız işbirliği neticesinde hayata geçireceğimiz “Kampinova” projesiyle de ilçemizi pandemi sonrası sayıları artan “dijital göçebeler” için çekim merkezi hâline getireceğiz. Turizmde değişen konsepte uyum sağlamak üzere misafirlerimize uzay ve Mars deneyimi yaşatabilecek “Mars Colony” projesinin hazırlıklarını sürdürüyoruz. Ayrıca bölgemizde bulunan termal kaynakları turizmde etkin bir biçimde kullanarak sağlık turizmi alanında da ilçemizi ön plana çıkarmaya yönelik gerekli yatırımları yapıyoruz.
Tatilcilerin talepleri arasında ekoloji de ön plana çıkıyor. Sahillerdeki betonlaşma ve doğa tahribatı devam ediyor. Bu konuya ilişkin farkındalık çalışmalarınız var mı? Neler yapılıyor?
ÖMER GÜNEL: Kuşadası, Türkiye’de turizmin ilk başladığı yer olması nedeniyle ne yazık ki yapılaşmanın yoğun yaşandığı bir bölge. Sürdürülebilir turizm anlayışı doğrultusunda öncelikle koruma-kullanma dengesini gözetiyoruz. Doğayı, çevreyi, denizi, plajları, ormanlık alanları, endemik bitki türlerini ve biyoçeşitliliği korumak için gerekli tüm önlemleri alıyoruz. “Mavi Bayrak” sayımızı artırmak ve ekolojiyi korumak için turizmcilerle, çevre konusunda faaliyet gösteren STK’larla işbirliği içinde çalışıyoruz. Bunun yanında ilçemizin tarihî ve kültürel dokusunu korumaya yönelik çalışmalar da yürütüyoruz. Bu kapsamda kırsal mahallelerimiz arasında yer alan, sahip oldukları özgün, otantik mimariyle dikkat çeken Caferli ve Kirazlı Mahalleleri için önemli bir karar alarak geleneksel mimari dokuyu bozacak inşaat ve tadilat faaliyetlerine engel olduk.
Bu koşullar düşünüldüğünde turizm acil eylem planı ne olmalı? Yerel yönetimlerin sorumluluk alanını nasıl görüyorsunuz? Bu konuda siz neler yapıyorsunuz?
ÖMER GÜNEL: Pandemi sürecinden en fazla etkilenen sektörlerin başında gelen turizmde öncelikle sektörün borçlarının yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Bankalara olan borçlar, pandemi koşulları dikkate alınarak faizsiz bir biçimde yeniden belirlenmelidir. Pandemi nedeniyle işsiz kalan turizm sektörü çalışanlarıyla faaliyetlerini durdurmak ya da kısıtlamak zorunda olan tüm işletmelere doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır. Kısa Çalışma Ödeneği, pandemi sonuna kadar uzatılmalıdır. Yerel yönetimlerin yetki/faaliyet alanıyla bütçeleri kısıtlı olduğu için bu süreç ancak merkezi hükümetin desteğiyle aşılabilir. Bu süreçte ilçemizdeki esnaflara destek olmak için elimizden geleni yaptık. Geçtiğimiz yıl belediye mülklerinde kira bedelini tamamıyla silen tek belediye olduk. Sildiğimiz ecrimisil ve kira bedeli, 3 milyon 183 bin TL’ydi. Bununla yetinmeyerek kira borçlarını beş ay faizsiz erteledik ve her bir kiracımızın kira sözleşmesine üç ay ilave ettik. İşyerlerinin katı atık bedellerinde 2 buçuk milyona yakın, işgaliye bedellerinde 1 milyondan fazla indirime gittik. Şu âna kadar vazgeçtiğimiz alacaklarla 6 milyon 683 bin TL’nin esnafın cebinde kalmasını sağladık. Öte yandan, pandemi sürecinde ayni ve nakdi yardımlarımızı artırarak işsiz kalan vatandaşları yalnız bırakmadık. Ancak ifade ettiğim gibi, yetkilerimiz ve olanaklarımız kısıtlı. Bu noktada merkezi hükümetin devreye girmesi ve gerekli önlemleri ivedilikle alması gerekiyor.