YÜKLENİYOR
2021 yılı sezonunda ilçenizdeki doluluk oranı pandemi öncesine göre ne durumda? Nasıl biteceğini öngörüyorsunuz?
ŞÜKRÜ SÖZEN: Öncelikle sürekli takip ettiğimiz böylesine güzel bir yayında çalışmalarımızı anlatma ve düşüncelerimizi paylaşma imkânı verdiğiniz için dergi yönetimine teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Bilindiği gibi pandemi süreci tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de olumsuz etkiledi. Turizm sektörü de virüsün etkilerine yenik düştü. Bu etkilerden söz etmeden önce size Manavgat’ın Türkiye turizmi için ne kadar önemli olduğunu anlatmak isterim. Türkiye turizminin 1/3’ ünü Antalya, Antalya turizminin de 1/3’ünü Manavgat bölgesi taşımaktadır. Manavgat, 250.000’i aşan nüfusuyla Türkiye’nin en kalabalık ilk 100 ilçesi arasında olmakla birlikte Türkiye’nin 15 ilinden daha büyüktür. 55 yıl önce Side-Manavgat destinasyonunda beş pansiyonla başlayan turizm, yüz binlerce yatak kapasiteli büyük bir sektör hâline gelmiştir.
Side-Manavgat destinasyonunda 200’ü aşkın dört ve beş yıldızlı otel yer almaktadır, 250.000 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Pandemi öncesinde Manavgat’ın turizme ekonomik katkısı ise, yıllık 4.5 milyar dolardır. Kısacası Manavgat, Türkiye’nin en büyük turizm destinasyonlarından biridir. Pandemi öncesinde 15 milyon turiste ulaşarak parlak bir sezon geçiren ve yeni bir rekor beklentisiyle 2020’ye giren Antalya turizmi, salgın nedeniyle hedefine ulaşamadı. Antalya, 2020 yılını 3.5 milyon turistle kapattı. Antalya’nın sadece iki ilçesi gelen turistlerin %65’ini ağırladı. Manavgat, bu zorlu süreçte 1 milyon 150 bin turist ağırlayarak yılın kazanan ilk iki ilçesinden biri oldu. Diğer ilçe de Kemer’dir. Bu rakamlar, gazetelere de yansımıştır. 2020 yılında Antalya’ya gelen her 100 turistten 65’i Manavgat’ı tercih etmiştir. Bu nedenle turizm, bizim için her zaman umut olmuştur. Pandemiye rağmen umudumuzu kaybetmiyoruz. Sezona pandeminin etkileriyle başlasak da, 2021 turizmi için beklentimiz oldukça yüksek.
Sektörde çalışanların işsizlik rakamlarıyla ilgili veri var mı?
ŞÜKRÜ SÖZEN: SGK verilerine göre, Manavgat’ta 115.000 sigortalı turizm çalışanı bulunuyor. Pandemi, Manavgat’ta birçok turizm çalışanını işsiz bırakmıştır. İşini kaybedenlerin sayısı 60.000 civarındadır. Bu zorlu süreçte turizm çalışanlarına destek olduk. 1 Haziran itibarıyla tekrar hizmet vermeye başlayan otellerde işe dönüşler yaşanıyor. Bu, sevindirici bir durum.
İlçeniz pandemi koşullarında sezona hazırlanırken ne tür önlemler alındı? Belediyenizin sektör meslek kuruluşlarıyla, acentelerle, konaklama yerleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışması oldu mu? Bu çerçevede neler yapılıyor?
ŞÜKRÜ SÖZEN: İlçemizde turizmden geçimini sağlayan 25.000 esnaf bulunmaktadır. Bu nedenle turizme bütüncül yaklaşarak projeler üretiyoruz. Manavgat Belediyesi, turizmi öncelik kabul eden ve buna göre hizmet üreten bir belediyedir. Turizm birlikleriyle -AKTOB, TÜROFED, TÜRSAB, Titreyengöl Sorgun Turizm Yatırımcılar Birliği, Manavgat Side Turistik Otelciler Birliği Derneği- ilişkilerimiz güçlü. Ayrıca Antalya Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Altyapı Hizmet Birliği’nin encümen üyeliğini yürütmekteyim. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Muhittin Böcek’le turizmle ilgili çalışmalarımızı planlıyoruz, sık sık bir araya gelerek toplantılar yapıyoruz. 2021 sezonu başında da toplantılar gerçekleştirdik. Turizm sezonunun iyi geçmesi, yerli/yabancı konukların ilçemizden mutlu ayrılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Turizm yollarının düzenlenmesi, sahillerin temizlenmesi, turizm beldelerimizdeki plajların pandemi kurallarına göre düzenlenmesi ve açılması, cadde ve sokakların dezenfeksiyonu, pazarlardaki çeşitliliğin artırılması ve düzeninin sağlanması gibi çalışmalarımızı sezon öncesinde tamamladık, çalışmalarımız aynı titizlikle devam edecek.
BM, 2022 yılı turizm sezonunun da pandeminin domine edeceği koşullarda olacağını öngörüyor. Turizm sektörü, iklimin ve pandeminin etkisinde nasıl dönüşüyor?
ŞÜKRÜ SÖZEN: Dünyadaki her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Pandemi sonrasında turizmin büyük bir değişim yaşayacağı bizim de öngörülerimiz arasındaydı. Pandemi, turizm sektörünü daha önce yaşamadığı sorunlarla yüzleştirdi. Hijyen ön plana çıktı, insanların tercihleri değişti. Turistler, doğayla iç içe olabilecekleri destinasyonlar arıyor. Bu açıdan Manavgat’ın artı yönleri fazla. Manavgat’taki tesislerde her türlü hijyen tedbiri alınıyor. Doğayla bütünleşik konumlarıyla Manavgat, turizmde bir kez daha ön plana çıkıyor. Çünkü Manavgat, ırmağıyla, deniziyle, şelalesiyle, Oymapınar’la, rafting alanlarıyla, çam ormanlarıyla ve Side gibi tarihî değeriyle muhteşem bir yer. Herhangi bir siyasi kriz yaşamazsak, bölgemize yönelik tercihlerin değişeceğini düşünmüyorum. Ancak söylediğiniz gibi, turizmi iklim krizi faktörüyle de birlikte değerlendirmek gerekiyor. Sürdürülebilir turizm için bu şart. Küresel ısınma, kuraklığın baş göstermesi, havaların mevsim normallerinin dışında seyretmesi gibi durumlar süreci etkileyecek. 2030 itibarıyla iklim krizi kendini iyiden iyiye gösterecek. Fırtına, kasırga gibi hava olaylarının artması, bunlardan etkilenen bölgelerdeki turizmin zarar görmesine neden oluyor. Küresel iklim değişikliği sonucunda deniz seviyesinin yükselmesi, kıyılardaki kara alanlarını küçültüyor. Bu durum turizmle geçinen bazı ada devletlerini şimdiden tehdit etmeye başlamış. Küresel ısınmanın beraberinde getirdiği kuraklık, salgın hastalıklar ve sıcak hava dalgaları, turizmi etkileyebilecek ve turistleri o destinasyonlardan uzak tutabilecek olaylar arasında. Küresel ısınma, kayak merkezlerindeki kar miktarını azaltabilir, böylelikle kayak sezonunu kısaltabilir. Turizm sektörünün iklim değişikliğinden daha az etkilenmesi için uyum önlemlerinin alınması gerekiyor. Biz de ülke çapında alınacak bu önlemleri yaşayacağımız süreç içinde öğreneceğiz ve uygulamak için elimizden geleni yapacağız.
Seyahat pratiklerinde değişim gözlemliyor musunuz? Buna yönelik projeleriniz, önlemleriniz var mı?
ŞÜKRÜ SÖZEN: Turizm seyahatleri bazı insanlara göre temel ihtiyaç. Bazı insanlar için de yapılması gereken son faaliyet. İnsanların salgın hastalığa yakalanmaktansa evinde oturmayı tercih edeceği ya da vaka sayılarına göre değerlendirme yaparak daha güvenli gördüğü yerlere seyahat etmeyi planladığı bir dönem yaşıyoruz. 2020’de sektör açısından olumsuzluklar yaşadık. Son 25 yılda Side-Manavgat destinasyonunu %49 oranında Almanlar, %28’le Ruslar, %10’la İngilizler, %7’yle Hollandalılar, %6’yla İskandinav turistler ve %2.5’la Belçikalılar, Avusturyalılar ziyaret etmiş. Bu yılki değişimi hep birlikte gözlemleyeceğiz.
Tatilcilerin talepleri arasında ekoloji de ön plana çıkıyor. Sahillerdeki betonlaşma ve doğa tahribatı devam ediyor. Bu konuya ilişkin farkındalık çalışmalarınız var mı? Neler yapılıyor?
ŞÜKRÜ SÖZEN: 12 yıllık görev sürecinde çevre değerlerini her zaman ön planda tuttuk. Çalışmalarımızın ana odağında ilçemizin doğal değerlerine sahip çıkmak, geçmişi koruyarak planlı ve kurallı bir ilçe kimliği oluşturmak vardı. Bu anlamda birçok çalışmamız mevcuttur. Örneğin, Manavgat Irmağı’nın etrafındaki 10 kilometrelik kıyı alanını düzenledik. Irmak kenarındaki betonlaşmaya ve yüksek katlara izin vermedik. 106 mahalleye yaptığımız parklarla, mesire alanlarıyla, halk plajlarıyla ilçemizdeki yeşil alan miktarını 1.5 metrekareden 5 metrekareye çıkardık. Hedefimiz, bu rakamı AB standartı olan 7 metrekareye çıkarabilmek. İlçemizdeki tarihî değerlere de sahip çıkıyoruz. Açık hava müzesi niteliğindeki Antik Side’de Türkiye’ye örnek çalışmalara imza attık. Tarihle turizmin iç içe olduğu Side’de 50 yıldır atılamayan adımlar, ilk kez bizim öncülüğümüzde atılmıştır. Antik Side kentsel tasarım çalışmalarını koruma amaçlı imar planı çalışmalarıyla beraber yürüterek bambaşka bir Side oluşturduk. Meydanlarını doğal taşlarla yeniledik, trafiğe kapatıp yayalaştırdık, tarihin daha rahat izlenebileceği bir alan yarattık. Koruma amaçlı imar planı çalışmalarıyla kaçak yapıları yıktık, tarihî eserleri gün yüzüne çıkarttık. Çıkan eserlerin üzerini camla kaplayarak izlenebilir hâle getirdik. Bu çalışmalar yürütülürken, yıkılan yapıların yerine aslına uygun tarihî evler yapıldı. Side’deki çalışmalarımız, Türkiye’nin koruma dalındaki Oscar’ı kabul edilen Metin Sözen Koruma Büyük Ödülü’ne layık görüldü, belediyemize birçok ödül de getirdi. Nesli tükenmeye yüz tutmuş Caretta caretta kaplumbağalarının yılın on iki ayı korunmasına yönelik çalışmalarımız da belediyemizin aldığı önlemlerle birlikte devam etmektedir. STK’larla da işbirliği yapıyoruz, doğanın korunmasına yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Bölgemizdeki bütün plajların mavi bayraklı olması, en büyük hassasiyetimiz. Doğa harikası Manavgat’ta 91 adet mavi bayraklı plaj bulunuyor, bu anlamda belediyemize ait olan halk plajlarımız da var. Türkiye’nin mavi bayraklı en fazla sayıda plajına sahip olmak, bölgemizin turizmi açısından artı değer taşıyor.
Bu koşullar düşünüldüğünde turizm acil eylem planı ne olmalı? Yerel yönetimlerin sorumluluk alanını nasıl görüyorsunuz? Bu konuda siz neler yapıyorsunuz?
ŞÜKRÜ SÖZEN: Turizm sektörüne yönelik yerel düzeyde planlamalar yapıyoruz. Bölgemizdeki turizmin çeşitlendirilerek on iki aya yayılması gerekiyor. Bu konuda çalışmalarımız var. Turizm yatırımcılarıyla, birlikleriyle bir araya gelerek alternatif turizm çalışmaları yapıyoruz. Spor, sağlık, doğa, tarih ve kültür turizminin geliştirilmesi için çalışmalarımız var. Karavan turizmi alanında bölgede tek sayılırız. Belediyemize ait Boğaz Otel’in önünde, deniz ve ırmağın buluştuğu noktada, Sorgun Ormanı içinde çok güzel bir kamp ve karavan alanımız mevcut. Bu alanı daha geliştirmek ve güzelleştirmek için çalışıyoruz. Beydiğin Mahallesi’nde yer alan, Selçuklu dönemine ait eserlerden olan Tarihî Kargı Hanı ve Hamamı’nı yeniden restore ederek tarih ve kültür turizmine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. İlçemize yerli/yabancı turistlerin faydalanabileceği halk plajları ve mesire alanları kazandırıyoruz. Beşkonak bölgesinde alternatif turizme imkân sağlayacak rafting platformlarına destek veriyoruz. Turistler ve ülke vatandaşları için boş zaman faaliyetlerine yönelik alanlar hazırlıyoruz (konferans merkezleri, tiyatrolar, parklar, spor alanları, müzeler). Alışveriş turizmi için turistik pazarlarımızı geliştiriyoruz. Türkiye’ye örnek olacak Toros Kadınları Projesi’ni tur operatörleriyle ortak çalışma yaparak geliştirdik. Turistler, bu pazarı ziyaret etmeden gitmiyor. Kamu, turizm ve halk sağlığı konusunda üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. İlçemizdeki turizme, festivallerle de destek oluyoruz. Her yıl yüz binlerce yerli/yabancı misafiri ağırladığımız festivallerle Manavgat’ı renklendiriyoruz. “Uluslararası Manavgat Motosiklet Festivali”, “Barış Suyu Festivali”, “Side Dünya Müzikleri Festivali”, “Titreyengöl Dragon Kano Festivali”, “Yağlı Pehlivan Güreşleri” gibi etkinlikleri her yıl geleneksel olarak düzenliyoruz. Festivallerle hem turizmi canlandırıyoruz hem esnafımıza katkı sağlıyoruz hem de vatandaşların sosyalleşmesini sağlıyoruz. Pandemi nedeniyle ara verdiğimiz festivallere önümüzdeki yıl yeniden başlayacağız.