YÜKLENİYOR
Öncelikle sizi tanıyalım. Siyasete giriş motivasyonunuz neydi?
BURHANETTİN BULUT: Orta ve lise eğitimimi Adana’da tamamladım. 1992 yılında Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden, 2019 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldum. 1993 yılında Adana’da eczane açarak mesleğimi sürdürdüm. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görev aldım. Adana Eczacı Odası’nda dört dönem Adana Eczacı Odası Başkanlığı görevini yürüttüm. Çukurova Kent Konseyi Kurucu Yürütme Kurulu Üyeliği’nin yanı sıra 1999 yılından bu yana üyesi olduğum CHP’nin il ve ilçe örgütlerinin çalışmalarında aktif görev aldım. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Çukurova Belediye Meclis Üyesi oldum. CHP Adana İl Başkanı olarak atanmam üzerine meclis üyeliğinden ayrıldım. 24 Haziran 2018 seçimlerinde CHP Adana milletvekili olarak parlamentoya girdim. TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesiyim.
İlk gençlik yıllarımdan itibaren siyasetle iç içeyim. Aristo, siyaseti “bir insanın uğraşabileceği en nitelikli iş” olarak tanımlar. Bir kalbe dokunuyorsun, bir insanın sorununu çözüyorsun, bir insanın hayatını olumlu yönde değiştiriyorsun, toplumsal bir sorunda halkla güç birliği yapıyorsun, derdiyle dertleniyorsun. Bu açıdan bakıldığında Aristo haklı. Siyaset, yapılacak en nitelikli iş. Ben de haksızlıklara karşı mağdurların sesi olmak, eşitsizlikleri dile getirmek, Abdi Ağalara karşı İnce Memed olmak için daha özgür, daha mutlu bir ülke idealimle siyasetin içinde oldum.
Sağlık sistemi konusunda birçok çalışması olan vekillerdensiniz. Sağlık sistemi neden çökme noktasına geldi? Kapsayıcı ve iyi sağlık hizmetine herkesin erişebileceği öngörülmüştü. Kapsayıcı sağlık sisteminin kritik başlıkları neler olmalı?
BURHANETTİN BULUT: Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla birlikte sağlığın finansmanı ekonomik çıkarlar gözetilerek planlanmaya başladı. Ekonominin tekelinde belirlenen sağlık politikalarıyla vatandaşlar için fazla ücret ödemeyle daha sınırlı sağlık hizmeti söz konusu oldu. Sağlık çalışanları için de güvencesizlik yaratan uygulamalar başladı. AKP iktidarıyla her alandaki özelleştirme devam etti. Vatandaşın en temel hakkı olan sağlık, eğitim gibi hizmetlerin devlet eliyle yürütülmediği bir sistem yapılandırıldı. Anayasal hak olan sağlık hizmeti, sektör hâline dönüştü.
Uygulamada da görülebileceği gibi, devletin sunmak zorunda olduğu sağlık hizmeti sadece fark ücreti veya katkı payı ödeyebilenlerin satın aldığı bir sektör oldu. “Sağlık sektörü”, parası olanların en iyi şekilde tedavi olduğu, tüccarların para kazandığı ancak parası olmayanın hizmeti satın alamadığı bir alan olarak halka sunuluyor. Henüz hastaneye gitmeden, hastane randevu sistemi aranırken ödenen telefon parasıyla başlayan sağlık giderleri, katkı ve katılım paylarıyla vatandaşları bu hizmeti almaktan caydırıyor. “Paran kadar sağlık” dönemine bir an önce son verilmeli. Anayasal bir hak olan sağlık, kâr amacı güdülmeden herkese eşit dağıtılmalı.
Ankara’nın yoğun gündeminden bölgenize zaman ayırabiliyor musunuz? Adana bölgesinin öne çıkan sorunları ve bölgenin önündeki fırsatlar nedir?
BURHANETTİN BULUT: Genel kurul çalışmaları için haftanın üç günü Ankara’dayım. Genel kurul çalışmalarını bitirince bölgemizde ilçe ve köy ziyaretleri yapıyor, hemşerilerimizin sorunlarını dinliyoruz. İl ve ilçe örgütlerimizle sık sık bir araya gelip gündeme dair görüş alışverişinde bulunuyoruz. Adana’nın sorunlarını TBMM’ye ve ulusal gündeme taşıyoruz. Adana’nın en kronik sorunu, işsizlik. Adana, bu konuda Türkiye’nin aynası gibi. Özellikle fabrikaların kapanması nedeniyle Adana’da işsizlik artıyor. Adana vergisini veriyor, ama karşılığını yatırım olarak alamıyor. Yapılmayan, tamamlanamayan kamu yatırımlarıyla iktidardan üvey evlat muamelesi görüyor. Bu tablonun tersine çevrilmesi için Adana yatırım bekliyor, ancak son derece az olan kamu yatırımları dahi ağır aksak ilerliyor. Bir zamanlar bereketli topraklarıyla, sanayisiyle, tarımıyla ülkenin lokomotifi olan Adana, o günlerini mumla arıyor. Adana, yaşanılabilir bir kent olmaktan hızla uzaklaşıyor. Kırdan kente göç, yoksulluk ve işsizlik, Adana’nın kaderi hâline geldi. Sanayinin içinde bulunduğu krize tarımın tasfiyesi de eklenince ortaya yoksul, sağlıksız büyüyen çarpık bir kent çıktı. Birçok çiftçi icralık, birikmiş elektrik, Bağ-Kur ve kredi borçları karşısında çaresiz. Girdi maliyetleri ürünün satış fiyatını karşılamıyor. Adana’nın eski günlerine dönmesi için yatırımın ve istihdamın önünün açılması gerekiyor.
Yerel yönetimlerle iletişiminiz nasıl?
BURHANETTİN BULUT: Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla, Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun başkanlığında kurulan Yerel Yönetimler Heyeti’nin üyesiyim. Yerel seçimlerdeki başarımızı ve yerelde yeşeren umudu genele taşımak için “Yerelden Genele İktidara Yürüyüş” programımızı başlattık. Yerel Yönetimler Heyeti olarak belediyelerimizin bulunduğu il, ilçe ve beldelerimizi ziyaret edip yapılacakları planlıyoruz. Sorunları dinliyor, talepleri alıyor, çözüm üretiyoruz. Belediye başkanlarıyla görüş alışverişinde bulunuyor, neler yapılabileceğini belirliyor, sosyal belediyecilik anlayışıyla, insan odaklı hizmet üretmek amacıyla yapacakları yeni çalışmalara destek oluyoruz. Belediyelerimizin başarılarını artırmanın ve daha fazla sayıda vatandaşa sağlıklı, doğru hizmet götürmenin derdindeyiz. Belediyelerimizin toplumun tüm kesimlerinin takdirini kazanacak faaliyetleri, genel iktidarın kapısının açılmasında “anahtar” olacak.
Gittiğimiz her kentte ve ilçede, vatandaşın, esnafın sıkıntılarını dinliyoruz. CHP’nin çözüm önerilerini anlatıyoruz. CHP’li belediyeler halka umut oldu. Özellikle pandemi döneminde iktidarın bütün engellemelerine rağmen belediyelerimiz aracılığıyla ihtiyaç sahibi her vatandaşa ve esnafa yardım eli uzattık. Ayrım yapmadık. Toplumun her kesimine hizmet götürdük. Belediyelerimiz tarafından ayni yardım yapılan aile sayısı, 5 milyon 800 bine yaklaştı. Vatandaşlar, vergilerin doğru yere harcandığını, vergilerinin kendilerine hizmet olarak döndüğünü görüyor. Belediyelerimiz, şeffaf ve hesap verebilir yönetim anlayışıyla çalışıyor, sorunları çözüyor.