YÜKLENİYOR
ULAŞ TOL
Araştırma Direktörü
TEAM
CHP’li başkanlar tarafından yönetilen kentlerde muhalefet çoğunluk enerjisini oluşturmuş. Ancak henüz Türkiye geneline yayılamamış durumda. 2023 seçimleri, ülke tarihinin belki de en kritik seçimlerinden olacak. “Belediyeler ve Muhalefetin Etkileri” araştırması, muhalefet ve Cumhur ittifakı açısından ne gösteriyor?
ULAŞ TOL: Cumhurbaşkanlığı sistemiyle gelen merkezileşme ve yetkilerin tek elde toplanması, bu süreçte Cumhur İttifakı’nı karakterize ediyor. Karar mekanizmasının merkezileşmesi ve parlamento, yerel yönetimler, medya, sivil toplum, akademi gibi alanların karar alanından tasfiyesi öne çıkan konular oldu.
Cumhur İttifakı, seçimlere Cumhurbaşkanlığı sistemini kurumsallaştırma hedefiyle, hedefe sadakatle bağlı ortaklarla, devlet olanaklarıyla, lider iletişimiyle, güçlü adaylarıyla girecek gibi görünüyor.
Muhalefeti karakterize eden en önemli durum, 31 Mart seçimlerinde Ak Parti’yi yenebileceğini kanıtlayarak elde ettiği psikolojik üstünlük ve 23 Haziran’da elde ettiği ahlaki üstünlük. Belediyeler ve yönetme becerisine dair örnekler, iktidarın değer erozyonu semptomları, seçmenlerin iktidardan artan memnuniyetsizliği, gelecek kaygısı ve değişim arzusu, muhalefetin elini güçlendiren diğer konular. Dağınık görüntü, farklılıklar ve uzlaşılmış bir program eksikliği ise, muhalefetin zayıf bulunan yönleri.
Belediyelerin çalışmalarından memnuniyet nasıl? Hangi konular öne çıkıyor ve en az memnuniyet hangi alanlarda?
ULAŞ TOL: CHP’li belediye başkanları, çalışkan, kapsayıcı, mücadeleci ve sosyal yardımlar konusunda başarılı bulunuyor. Vatandaşları arasında ayrım yapmayan, kenti için çabalayan, yoksullara destek olmak amacıyla olanaklarını seferber eden başkan algısı öne çıkıyor.
Belediyelerin geliştirmesi gerektiği düşünülen alanlar ise, altyapı, ulaşım, trafik gibi konularda dile geliyor. Aslında bu başlıklar, yurttaşların her belediyen bekledikleri temel hizmetler. Sosyal destekler, çevre, yeşil alan gibi konularda memnuniyet yüksek ama daha fazlası da talep ediliyor. Bu konularda beklenti çıtası yükselmiş görünüyor.
Belediyeler açısından sizce en önemli mesaj nedir?
ULAŞ TOL: Sanırım bunu iyi haber ve acilen odaklanılması gereken konular olarak belirtmek doğru olur. İyi olan, belediye başkanlarına destek, 31 Mart’a göre yükselmiş durumda. Ancak bu durum çıtayı yükseltmiş ve beklentiyi artırmış durumda. Yani seçmen, başkanlara yönelik tutunma toleransı döneminden, başaran ve eser bırakan belediye başkanı beklentisi taşıdığı döneme geçti.
Son 2.5 yıl belediyeler açısından hiç kolay geçmedi. Çoğu, ağır borç yükleriyle, genişlemiş israf alanlarıyla alındı. Zaten ekonomik kriz yükseliyordu. Tam bunları yoluna koyarken, pandemi süreci eklendi. İşsizliğin ve yoksullaşmanın sonuçlarıyla ilk karşı karşıya kalan, kamu kuruluşları, belediyeler oldu. Bu da seçmen açısından belediyenin başarı kriterlerinde önceliği istihdama ve yoksullukla mücadeleye taşıdı. Burada belki belediyenin doğrudan işe alan olamayacağını biliyor, ama yardımcı olacak yöntemler bulmasını istiyor. Yoksullukla mücadelede sosyal yardımlar oldukça önemli. Yoksulluğu azaltacak çözümleri de belediyeden bekliyor. Seçmen, aynı zamanda altyapı çalışmaları gibi temel belediyecilik hizmetlerinin de eksiksiz yapılması talebini asla bir kenara bırakmıyor. Daha temiz, çöpleri düzenli toplanan, yolları yapıla, daha fazla yeşil alanı olan, ulaşım sorunu çözülen kentler istiyor.
Peki muhalefetin seçmene etkisi ne gösteriyor?
ULAŞ TOL: Net bir durum var. Cumhur İttifakı, CHP’li belediyelerde daha yüksek, AKP’li ve MHP’li belediyelerde daha düşük oranda da olsa geriliyor. Ancak muhalefet açısından gayet açık olan diğer mesaj, CHP’li büyükşehirlerde oluşan çoğunluk enerjisinin henüz aynı oranda Türkiye’ye yayılamaması.
Özellikle 128 milyar dolar nerede kampanyası, önceki Ticaret Bakanı’na yönelik yolsuzluk iddiaları ve beşli çete söylemleri, seçmende karşılığını bulmuş görünüyor.
Cumhur İttifakı seçmeninin de yaklaşık %20’si eleştirileri haklı buluyor.
Bu kesim, hareketlenmesi ve karar değiştirmesi muhtemel bir seçmen grubu.
AK Parti içinden çıkan değer erozyonu işaretleri, daha fazla farkındalık yaratıyor. Muhalefetten beklenti, durum eleştirisinden ziyade tahribatın onarım yöntemini, takvimini ve kadrolarını ortaya koyması.
Seçmenler, muhalefetten işbirliği yapmasını, değişimin programını ve takvimini somut olarak ortaya koymasını bekliyor. Değişim evet, ama “Neyi, nasıl, neyle, ne zaman, ne sürede ve kimle değiştireceksiniz?” diye soruyor.
Bu, seçim sonucu açısından çok önemli bir görevi muhalefetin önüne koyuyor: Aday tercihi ve seçim stratejisi kadar bir Türkiye vizyonu, seçim sonrası onarım dönemine yönelik programlar. Belediyeler, seçim sonrası başlayacak onarım ve yeniden inşa dönemlerinin işaretlerini veriyor.