YÜKLENİYOR
2021 yılı sezonunda kentinizdeki doluluk oranı pandemi öncesine göre ne durumda? Nasıl biteceğini öngörüyorsunuz?
KADİR ALBAYRAK: Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin beş temel vizyonu var: Sanayi, tarım-hayvancılık, lojistik yatırımlar, üniversite ve turizm. Turizm, üzerinde titizlikle durduğumuz alanlar arasında yer alıyor.
Marmara Denizi boyunca uzanan 134 kilometrelik sahil şeridiyle, uluslararası mavi bayraklı yedi adet plajıyla, kırsal mahallelerinin zengin potansiyeliyle Tekirdağ’a her yıl -ağırlıklı olarak yaz aylarında- ülkemizin farklı illerinden ve yurtdışından fazla sayıda turist geliyor.
Salgın tedbirleri ve şehirlerarası seyahat kısıtlamaları sebebiyle 2020 yılından bu yana Tekirdağ’a gelen turist sayısında düşüş var. Her ne kadar turizm hareketliliğinde azalma olsa da, tatil sezonu boyunca sahillerimizde dikkate değer bir hareketlilik yaşanıyor.
Dünyayı etkisi altına alan salgın, yaşadığımız ekonomik kriz ve Marmara Denizi’nin müsilajla kaplanması gibi nedenlerle Tekirdağ’a gelen turist sayısında azalma olabilir. Yaşanan bu olumsuzluklara rağmen kentimizin ilgi gören turizm merkezleri arasında yer alacağını öngörüyorum.
Kentiniz pandemi koşullarında sezona hazırlanırken ne tür önlemler alındı? Belediyenizin sektör meslek kuruluşlarıyla, acentelerle, konaklama yerleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışması oldu mu? Bu çerçevede neler yapılıyor?
KADİR ALBAYRAK: Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi olarak turizm faaliyetlerini, bu alanda faaliyet gösteren işletmeleri ve emekçileri destekliyoruz. Salgın sürecinde turizm alanında yapılan her türlü çalışmanın halk sağlığı kavramıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da turizm sezonuna girmeye hazırlanırken temizlik, hijyen ve denetim çalışmalarımızı turizm merkezlerimizde yoğunlaştırdık. Uluslararası mavi bayraklı plajlarımızda ve turizme kazandırdığımız kırsal mahallelerimizde gerekli düzenlemeleri yaptık.
Öte yandan, sahil temizleme makinesiyle plaj kumlarını atık maddelerden arındırıyor ve deniz süpürgesiyle deniz suyundaki yabancı katı maddeleri temizliyoruz. Son dönemde Marmara Denizi’nin tamamında hızla yayılan müsilaj (deniz salyası) temizliğine ağırlık verdik. Vatandaşların daha sağlıklı, güvenli ve konforlu bir ortamda tatil yapabilmesi için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz.
BM, 2022 yılı turizm sezonunun da pandeminin domine edeceği koşullarda olacağını öngörüyor. Turizm sektörü, iklimin ve pandeminin etkisinde nasıl dönüşüyor?
KADİR ALBAYRAK: Çevre, tüm unsurlarıyla uyumlu bir bütündür. Pandemi süreci sağlıklı yaşamın, gıda maddelerinin, tarım-hayvancılığın, doğal dengenin korunmasının ve sürdürülebilir kalkınmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi.
İklim değişikliği, insanlar da dahil olmak üzere tüm canlıların yaşamsal varlığını tehdit ediyor. İklim değişikliğinin etkilerini ortalama hava sıcaklıklarının yükselmesi, mevsimsel döngünün bozulması, kuraklık, sel felaketleri ve tarımsal verimliliğin azalması şeklinde görüyoruz. Son dönemde Marmara Denizi’nin yüzeyini ve tabanını tamamen kaplayan müsilaj, çevresel kirliliğin küresel ısınmanın etkisiyle bir felakete dönüşmekte olduğunu somut bir şekilde gösterdi. Ortaya çıkan vahim tablo, turizm ve balıkçılık başta olmak üzere birçok sektörü olumsuz yönde etkileyecektir. Doğanın ve tüm canlı türlerinin korunması için çözüm odaklı projelerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerekiyor.
Seyahat pratiklerinde değişim gözlemliyor musunuz? Buna yönelik projeleriniz, önlemleriniz var mı?
KADİR ALBAYRAK: Salgın döneminde toplu ulaşım hizmetlerine olan talep azalırken şahsi araçlarla yapılan seyahatler yaygınlaştı. Tekirdağ, Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı. Bu nedenle karayolu başta olmak üzere yoğun bir hareketlilik söz konusu. Aynı şekilde İstanbul ve Ege Bölgesi arasındaki ulaşım güzergâhı olması sebebiyle özellikle tatil sezonunda Tekirdağ’da yoğun araç trafiği yaşanıyor. Bu hususu göz önünde bulundurarak Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin yetki ve sorumluluk alanında bulunan güzergâhlarda ve turizm merkezlerinde yol bakım-onarım çalışmaları ve trafik düzenlemeleri yapıyoruz.
Tatilcilerin talepleri arasında ekoloji de ön plana çıkıyor. Sahillerdeki betonlaşma ve doğa tahribatı devam ediyor. Bu konuya ilişkin farkındalık çalışmalarınız var mı? Neler yapılıyor?
KADİR ALBAYRAK: Yeşille mavinin buluştuğu kıyılarımız ve eşsiz doğal güzelliklere sahip kırsal mahallelerimiz, turizm merkezlerimiz arasında önemli bir yere sahip.
Tekirdağ genelinde insan odaklı ve çevreye duyarlı bir hizmet modeliyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Sahillerin ortak kullanım alanı olarak kalması temel prensibimizdir.
Doğaya zarar vermeyen ve kırsal mahallelerimizde ikamet eden vatandaşlara ekonomik kazanç sağlayan kırsal turizmi destekliyoruz. Kırsal turizme açtığımız mahallelerimizin ve bu mahallelerimizde üretilen organik ürünlerin tanıtımına katkı sağlıyoruz. Ayrıca festivaller, şenlikler ve çeşitli organizasyonlar aracılığıyla üreticilerimize ürünlerini tüketicilerle buluşturabilme imkânı sunuyoruz. Kırsal turizmin daha da genişletilmesi için muhtarlıklarla, tarım kooperatifleriyle, köy dernekleriyle işbirliği yaparak çalışmalar yürütüyoruz.
Bu koşullar düşünüldüğünde turizm acil eylem planı ne olmalı? Yerel yönetimlerin sorumluluk alanını nasıl görüyorsunuz? Bu konuda siz neler yapıyorsunuz?
KADİR ALBAYRAK: Turizm faaliyetlerinin sağlıklı, güvenli, ekonomik ve konforlu koşullarda yürütülebilmesi için kapsamlı devlet politikaları hayata geçirilmelidir.
Salgının etkilerini ve risklerini en aza indirmek için aşılama hız kazanmalıdır. Ekonomik anlamda zor bir dönem geçiren turizm işletmelerine ve emekçilerine destek verilmelidir. Bununla beraber turizm yatırımı adı altında betonlaşmanın ve doğa tahribatının önüne geçilmelidir.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi olarak doğayla, çevreyle, kent-köy yaşamıyla uyumlu turizm faaliyetlerini destekliyoruz.
Modernize ettiğimiz atık su arıtma tesisleri sayesinde evsel atık sulardan kaynaklanan kirliliği büyük ölçüde azalttık. Deniz suyu ve sahil kumu temizleme çalışmalarımızı yıl boyunca kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz.
Tekirdağ turizmine yeni değerler kazandırmak amacıyla hayata geçirdiğimiz “Miras Atölyesi I-II” projesiyle günümüze ulaşan kültür varlıklarını restore ederek kentimize yeni turistik mekânlar kazandırdık. Kırsal mahallelerimizi turizme açarak Tekirdağ turizmine yeni rotalar ekledik.
Yeşille mavinin, dağla bağın, üzümle kirazın buluştuğu kıyılarımızı, uluslararası mavi bayraklı plajlarımızı, yamaç paraşütü yapılan Ganos Dağları’nı, organik ürünlerin yetiştirildiği eşsiz güzelliklere sahip kırsal mahallelerimizi ve kültür varlıklarımızı Türkiye turizminde yükselen bir değer hâline getiriyoruz.