YÜKLENİYOR
2021 yılı sezonunda kentinizdeki doluluk oranı pandemi öncesine göre ne durumda? Nasıl biteceğini öngörüyorsunuz?
LÜTFÜ SAVAŞ: Salgından en fazla etkilenen sektörlerin başında hiç kuşkusuz turizm geliyor. Doğa ve deniz, gastronomi, spor, sağlık ve inanç turizmi olanaklarına sahip kentimiz de maalesef bu olumsuzluktan nasibini aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, 2021 yılının ilk yarısında kentimize giriş yapan yerli ve yabancı turist sayısı 32.775. Aynı istatistik, salgının başladığı 2020 yılında 107.721 iken salgın öncesi 2019 yılında 293.474 idi. Veriler, turizm sektöründe kentimizin olumsuz etkilendiğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Tabii bu durumu tersine çevirmek mümkün. Bunun birinci kuralı, aşılama. Tüm yaş ve meslek gruplarının iki doz aşılaması tamamlanırsa, kentimize ve ülkemize gelen turist sayısında artış gözlemlenecektir. Aşılama sayısında ve hızında çok geride kaldık. İlaç firmalarıyla yapılan anlaşmalar sonrası Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı sayıda aşı gelirse, en azından gelecek dönemi kontrol altına alabilir ve güvenli geçirebiliriz.
Sektörde çalışanların işsizlik rakamlarıyla ilgili veri var mı?
LÜTFÜ SAVAŞ: Bu konuda elimizde resmî veri yok. Ancak net bir şekilde ifade edebilirim ki, her sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de ciddi bir istihdam sorunu baş gösterdi. Otel, pansiyon, restoran ve eğlence yerleri gibi mekânların kısıtlamalar gereği kapalı olması birçok vatandaşı işsiz bıraktı. Bu durum sadece kentimizde değil, ülke genelinde de aynı.
İşsizlik verilerini kişi üzerinden değil de hane üzerinden değerlendirmek daha doğru olur. Çünkü bir kişinin işsiz kalması tüm haneyi doğrudan etkiliyor. Umarım merkezi hükümet bu tarz mekânların ilişkin kararını yeniden gözden geçirir.
Kentiniz pandemi koşullarında sezona hazırlanırken ne tür önlemler alındı? Belediyenizin sektör meslek kuruluşlarıyla, acentelerle, konaklama yerleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışması oldu mu? Bu çerçevede neler yapılıyor?
LÜTFÜ SAVAŞ: Önlemlerimizi hem bu sezon hem de gelecek sezonlar için alıyoruz. Tabii ki kentimizdeki STK’larla, meslek odalarıyla ve ilgili tüm paydaşlarla ortak akıl ve işbirliği içinde ilerliyoruz. Nisan ayı içinde yaz turizminin yoğun olduğu Arsuz’un turizmine katkı sağlamak amacıyla Arsuz Turizm ve Kültür Derneği’yle sözleşme imzaladık.
Yaptığımız protokolle Arsuz’daki işletmelere destek olmayı amaçladık. Protokol gereği belediye personelimiz, derneğe üye 24 işletmeden indirimli faydalanabilecek. Bu ve benzeri protokolleri çoğaltmayı, vatandaşlara, esnafa ve sektöre omuz vermeyi istiyoruz.
BM, 2022 yılı turizm sezonunun da pandeminin domine edeceği koşullarda olacağını öngörüyor. Turizm sektörü, iklimin ve pandeminin etkisinde nasıl dönüşüyor?
LÜTFÜ SAVAŞ: 2022 nasıl olur bilemem, ama 2021 turizm sezonunun salgın etkisinde yaşanacağı aşikâr. Bunu kendi ülkemiz için rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatta buna örnek olarak Şampiyonlar Ligi finalinin ülkemizden alınmasını gösterebiliriz. Turizm gibi birçok sektörün geleceği pandemi etrafında şekillenecek. Çünkü bu hastalık, insanlığın karşısına her gün farklı bir mutasyonla çıkıyor. Bu doğrultuda insanlar, tatilde sağlık ve hijyen açısından daha dikkatli davranacak. Küresel ısınmanın etkisiyle değişen iklimi de unutmamak lazım. Mevsimlerin tarihlerinin ve seyrini değişmesi, turizme bakışı da değiştirdi.
Seyahat pratiklerinde değişim gözlemliyor musunuz? Buna yönelik projeleriniz, önlemleriniz var mı?
LÜTFÜ SAVAŞ: Bu değişim oldukça net. Sadece seyahat koşullarında değil, konaklama pratiklerinde de değişiklik söz konusu. İnsanlar toplu taşıma araçlarıyla seyahat yerine kendi araçlarıyla ya da kiralık araçlarla ulaşımı tercih etmeye başladı. Otel ya da pansiyon gibi işletmeler yerine evlerde ya da butik işletmelerde konaklamayı değerlendirmeye başladı. Bunu tersine çevirmek ya da eski normale döndürmek şimdilik pek mümkün değil. Kaldı ki, yerel yönetimlerin bu konularda şu an için hızlı manevra kabiliyeti olabileceğini düşünmüyorum.
Tatilcilerin talepleri arasında ekoloji de ön plana çıkıyor. Sahillerdeki betonlaşma ve doğa tahribatı devam ediyor. Bu konuya ilişkin farkındalık çalışmalarınız var mı? Neler yapılıyor?
LÜTFÜ SAVAŞ: Hatay, sahilleriyle, yaylalarıyla, şifalı sularıyla, üç semavi dinin bir arada kardeşçe yaşama alışkanlığıyla, tabiatıyla ve daha nice zenginliğiyle her zaman bir adım öne çıkan bir kent olmuştur. Doğanın bize sunduğu nimetlere her zaman saygıyla, sevgiyle yaklaştık. Doğaya sahip çıkmak, onu korumak ve geleceğe taşımak hepimizin insanlık görevidir. Doğadaki dengenin korunması sadece tatilcilerin tercihi değil, herkesin başat ilkesi olmalıdır.
Maalesef birçok sahil, göl kenarı ve ormanlık alan, günlük maddi ve siyasi çıkarlar uğruna tahrip ediliyor. Ormanlar kül edilirken birçok canlı türü de yok ediliyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak bu konuda birçok önemli etkinliğin altına imza attık. Vatandaşların bu konuda bilinçli ve duyarlı davranması için çeşitli eylemler gerçekleştirdik. Bölgemize ait endemik bir tür olan Gazella dağ ceylanına ilişkin farkındalığı artırmak için Expo 2021 Hatay’ın maskotu olarak belirledik. Caretta caretta deniz kaplumbağalarının sınırlı üreme alanlarından bir tanesi kentimizde bulunuyor. Her yıl onların denize güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlamak amacıyla üniversitelerle, çevreci dostlarımızla birlikte çalışmalar yürütüyoruz. Samandağ ilçemizde yer alan ve birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Milleyha sulak alanının tahrip edilmesinin önüne geçmek için kuş gözlemcileriyle ortak hareket ediyoruz.
Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin bu konudaki hassas tutumu her şartta aynı kararlılıkla devam edecektir.
Bu koşullar düşünüldüğünde turizm acil eylem planı ne olmalı? Yerel yönetimlerin sorumluluk alanını nasıl görüyorsunuz? Bu konuda siz neler yapıyorsunuz?
LÜTFÜ SAVAŞ: Her sektör için acil eylem planlarının başında aşılama gelmelidir. Aşılama tamamlanmadıkça hiçbir sektör ve alan verimli çalışamaz. İnsanlar kendini güvende hissetmediği bir yerde bulunmak istemez. Bu nedenle aşılama çalışmalarının hızla yapılması büyük önem arz ediyor.
Yukarıda bahsettiğim özellikler sebebiyle Hatay, çok özel ve zengin bir kent. Biz bu değerlerimizi dünyayla paylaşmak için Aralık ayında Expo’yu yapacağız. Doğanın önemini vurgulayan temalarıyla, sürdürülebilir projeleriyle Expo 2021 Hatay, çevre bilincini ve doğa sevgisini tüm insanlara aşılamayı, gelecek nesillere ve kente kalıcı bir miras bırakmayı temel amaç edinmiştir. 10 Aralık’ta başlayacak organizasyonda endemik, tıbbi ve aromatik bitkilerimizden mutfak kültürümüze kadar birçok zenginliğimizle dünya sahnesine çıkacağız. Onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin değerleriyle harmanlanmış kentimizde Expo sayesinde yüz binlerce turisti ağırlamak istiyoruz. Bu organizasyonu yapmamızdaki amaç, kentimizi tanıtmak ve daralan ekonomiye katkı sunmak. Expo 2021 Hatay, pandemi sürecinde yapılan en büyük uluslararası organizasyonlardan biri olacak.
Bununla beraber geçtiğimiz yıllarda çalışmalarına başladığımız “Hatay Deniz Otobüsü” projemizi bu yıl, yaz aylarında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Arsuz’daki limandan KKTC’ye, Ortadoğu’daki birkaç ülkeye seferler düzenleyeceğiz. Bu sayede turizme ve ticarete canlılık getireceğiz. UNESCO tarafından tescillenen mutfağımızı her yerde tanıtmaya devam edeceğiz.
Kısacası Hatay’ın turizm değerlerini dünyayla paylaşmaya devam edeceğiz. Pandemi ve ekonomik sıkıntılar devam ederken, oturup hayıflanmak yerine çıkış yolları bulacağız. Bulamazsak, yeni yollar açacağız. Umudumuzu her zaman diri tutup geleceği birlikte inşa edeceğiz.