"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Osman Gürün: Pandemi Sürecinde Turizm Algısı Tamamen Farklılaştı

  • 7 Haziran 2021

2021 yılı sezonunda kentinizdeki doluluk oranı pandemi öncesine göre ne durumda? Nasıl biteceğini öngörüyorsunuz?


OSMAN GÜRÜN: 2021 yılı öncesi ziyaretçi oranlarını inceleyerek bugünlere nasıl geldiğimizi değerlendirmemiz, ardından güncel bir analizle içinde bulunduğumuz yılın ve sonrasının nasıl sirayet edeceğine dair öngörüde bulunmamız gerekmektedir. 2019 yılında Muğla’ya gelen yabancı turist sayısı, 3 milyon 266 bin 650 idi. Bu sayıya yerli ziyaretçilerimizi de eklersek -ki yerli ziyaretçilerimizin sayısı şu anda ulaşılabilir bir veri olmaktan uzaktır- bu sayının 4.5 ila 5 milyon arasında seyrettiğini söyleyebiliriz. 2020 yılında bu sayı yabancı turistte 13.905’e kadar düşmüştür. 2021 Mart ayında açıklanan verilerde ise, 2.482’ye gerilemiştir. 


Pandemi sürecindeki uluslararası ve ulusal yasakların 2021 yılı içinde Muğla’ya gelen ziyaretçi sayısında düşüşe neden olduğu görülmektedir. Genel anlamda konaklama kapasitemizin yalnızca %5’lik kısmı kullanılmaktadır. 


Pandeminin etkisinden kurtulduktan sonra bu verilerin eski sayıların üzerine çıkacağı düşüncesiyle çalışmaya devam ediyoruz. 


Sektörde çalışanların işsizlik rakamlarıyla ilgili veri var mı? 


OSMAN GÜRÜN: Turizm sektörü çalışanları için merkezi yönetim tarafından açıklanmış net bir veri olmamasına rağmen sektör temsilcileriyle yaptığımız görüşmeler neticesinde konaklama, ulaşım, eğlence ve yeme-içme sektöründeki işsizlik tablosu son derece vahimdir. Tüm sektör, çalıştırabileceği minimum personelle ayakta durmaya çalışmaktadır.  

Kentiniz pandemi koşullarında sezona hazırlanırken ne tür önlemler alındı? Belediyenizin sektör meslek kuruluşlarıyla, acentelerle, konaklama yerleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışması oldu mu? Bu çerçevede neler yapılıyor?


OSMAN GÜRÜN: Belediyemiz sezona hazırlanırken değişim gösteren turizm trendleri hakkındaki çalışmalarını hızlandırmıştır. Yoğunlukla tanıtım, arşiv, altyapı/üstyapı projeleriyle çalışmalarımız hız kazanmıştır, pandemi süreci bir nevi fırsata çevrilmiştir. İçişleri Bakanlığı’nın ve İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun aldığı kararlara tüm çalışanlarımız tarafından harfiyen uyulmuştur.


Bununla birlikte kısıtlamaların elverdiği ölçüde sektör temsilcileriyle turizm tanıtım faaliyetleri alanında online görüşmeler yapılmıştır, etkinlikler gerçekleştirilmiştir. Yerel yönetimlerle sektör temsilcileri arasındaki organik bağın gücüyle bu süreci en verimli şekilde değerlendirmeye devam ediyoruz.

 

Yeni turizm trendlerinin gündemimizde olduğunu ve bu konuda ekip arkadaşlarımızın kapsamlı çalışmalar gerçekleştirdiğini söyleyebilirim.  


BM, 2022 yılı turizm sezonunun da pandeminin domine edeceği koşullarda olacağını öngörüyor. Turizm sektörü, iklimin ve pandeminin etkisinde nasıl dönüşüyor?


OSMAN GÜRÜN: Bu süreç sadece 2022 yılı turizm sezonuna değil, sonrasındaki yıllara da yayılacak bir süreç aslında. Pandemi sürecinde turizm algısı tamamen farklılaştı. Kitlesel turizm anlayışı yerine bireysel ve daha özgür bir turizm anlayışı ön plana çıktı. Alışılmış kitlesel turizm anlayışını 2023’den önce mümkün görmüyor, bu doğrultuda yeni turizm trendleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.


İklim konusunda küresel bir çözüm gerekmektedir. Ulusal ölçekte betonlaşmaya ve doğa talanına göz yuman zihniyete ivedilikle son vermemiz gerekmektedir. Tarihimizde önemli yere sahip, bölgemiz için doğal miras ve ticari getirisi olan zeytin ağaçlarından birinin İyonyalı Ozan Homeros’un kulağına fısıldadığı cümleyi hatırlatmakta fayda görüyorum. “Herkese aitim ve kimseye ait değilim, siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım.” 


Seyahat pratiklerinde değişim gözlemliyor musunuz? Buna yönelik projeleriniz, önlemleriniz var mı?


OSMAN GÜRÜN: 2020 yılı içerisinde Ocak-Haziran verilerinden yola çıkarak yurtiçinde 13 milyon 934 bin seyahatin gerçekleştiğini biliyoruz. Bir önceki yılın aynı dönemine nazaran %58.3’lere varan bir düşüş söz konusu. Fakat bu sayının bizi yanıltmaması gerekiyor. Mevcut düşüş, toplu taşıma kayıtlarına ait. Muğla genelinde yerli misafirlerin ziyaretleri, pandemi kısıtlamalarıyla doğru orantılı ilerlemektedir. zaman zaman artmakta, zaman zaman azalmaktadır. Sorumluluk sahamızdaki mevcut yol ağının bu yoğunluğu kaldırabileceği öngörülmektedir. Yol bakım-onarım çalışmaları ve modern otobüs terminallerinin yapımı devam etmektedir. 


Tatilcilerin talepleri arasında ekoloji de ön plana çıkıyor. Sahillerdeki betonlaşma ve doğa tahribatı devam ediyor. Bu konuya ilişkin farkındalık çalışmalarınız var mı? Neler yapılıyor?


OSMAN GÜRÜN: Ülkemizdeki sahiller, devletin hükmü ve tasarrufu altındadır. Bahsi geçen alanlardaki işler ve işlemler, ticari döngü kapsamındadır.


Sahillerin kamu kullanımına açık olması ve vatandaşların olası ihtiyaçlarının karşılanması, maddi kaygılarla, bilinçsiz işletme zihniyetiyle betonlaşmaya ve doğa tahribatına sebebiyet vermektedir.


Muğla’daki kıyı alanlarının uzunluğu, yat turizmini, ikinci konutun etkisiyle kıyılarda yapılanmayı, doğal yapının tahribini ve plansız gelişme eğilimlerini artırmaktadır. Kıyı alanlarında plan onama yetkisi bakanlıklardadır. Belediyemizin Başkanlığımızın kıyı geri alanlarında plan onama yetkisi ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Plan onama aşamasına hukuki süreçler başlatılarak dahil olunabilmektedir. Plan onama yetkimizin olduğu alanlara ilişkin koruma/kullanma dengesi ve kamu yararı hususları irdelenerek gerek STK’ların gerek meslek odalarının katılımıyla plan süreci tamamlanmaktadır.


Bu gerekçelerle hem hukuki karmaşaya sebep olmamak hem de doğanın geri dönülmesi imkânsız zararlar almasını engellemek için sahillerin yapılacak işlere, işlemlere dair belgeler eşliğinde kiralanması, ruhsat vermeye yetkili kurumla kiralayan kurum tarafından kontrol mekanizmasının geliştirilmesi gerekmektedir.



Bu koşullar düşünüldüğünde turizm acil eylem planı ne olmalı? Yerel yönetimlerin sorumluluk alanını nasıl görüyorsunuz? Bu konuda siz neler yapıyorsunuz?


OSMAN GÜRÜN: Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acil eylem planı hazırlanmalıdır. Bu eylem planı kapsamında turizm sektörüne teşvik verilmelidir. 

 

Avusturya, 1.6 milyar euroluk turizm kredisinin yanında 2 milyar euroluk destek fonu oluşturmuştur. İspanya, 200 milyar euroluk bir paket açıklamıştır, bunun 4.2 milyar eurosu turizm sektörüne aittir. Portekiz, turizm işverenlerinin sigorta yükünü %70 oranında azaltmıştır, oteller için 900 milyon euroluk kredi paketini hayata geçirmiştir. Sadece küçük ölçekli işletmeler için 60 milyon euroluk kredi paketi açıklanmıştır. Hükümet tarafından destek paketleri açıklansa da, desteklerin beklenenin altında kaldığını sektör temsilcilerimiz dile getirmektedir. 


Yerel yönetimler, özellikle turizm kentlerinde olanlar, yaz aylarında artan nüfusuna göre pay almalıdır. Muğla, 1 milyon yerleşik nüfusa sahipken yaz aylarında nüfusu 5 milyona yükselmektedir. Dolayısıyla altyapı, su vb. hizmetler yazlık nüfusa göre yapılmaktadır. Kıyıların tamamının merkezi hükümetin inisiyatifine bırakılması da yetki karmaşasına sebep olabilmektedir. Oysa yetkinin büyükşehirde, denetimin merkezde olması gerekmektedir. Güçlenen yerel yönetimler, turizmin gelişmesi ve çeşitlenmesi anlamında büyük adımlar atabilir. 


Muğla’da Büyükşehir Belediyesi olarak Dünya Bankası’ndan sağladığımız kredilerle dünya çapında tanınan ilçelerimizin altyapı sorununu çözüyoruz. Bu anlamda Bodrum’un altyapıdan yararlanma oranını %46’dan %91’e çıkarıyoruz. Fethiye, Ula, Milas ve diğer ilçelerimizde yazlık nüfusa göre altyapı çalışmaları devam ediyor. Ayrıca kırsal Muğla’yla kıyı Muğla’yı düzenli ve güvenli yollarla birbirine bağlıyoruz. Kentimizi ziyaret eden misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlamak ve ulaşımlarını sağlamak için çalışıyoruz. Türkiye’nin iki havaalanına sahip iki kentinden biri olan Muğla’da vatandaşlara havaalanı taşımacılığıyla da hizmet veriyoruz. 


Kırsal Muğla’nın bereketli topraklarında kooperatiflerimizle üretim yaparak kıyı Muğla’da bu ürünlerin tüketilmesi için projeler üretiyoruz. Tarımı ve turizmi birbirinden ayrı düşünmüyor, bu iki sektörün Muğla’mız için önemli olduğunu biliyoruz. 





Önerilen Haberler