YÜKLENİYOR
TOLGA GENCER
TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi
2021 turizm sezonu hayal edildiği gibi olmadı. Pandeminin ağır etkisi altında bir sezona giriliyor. BM, bu etkinin daha da süreceğini öngörüyor. Tablo ne gösteriyor? Turizmde istihdam ne durumda? İşsizlik rakamları nedir?
TOLGA GENCER: Aşının bulunmasının getirdiği ümitle 2021 yılına girmiş olsak da, dünya genelinde mutasyonla birlikte artan vaka sayıları, aşılanmanın henüz istenen seviyede ve yaygınlıkta olmaması gibi nedenlerle birçok ülkenin turizm amaçlı seyahatlere izin vermemesi, turizmde beklenen hareketliliğin başlamasına engel olmuş durumda.
Ancak son dönemde aşılama çalışmalarının küresel ölçekte hız kazanması, turizmde toparlanma sürecine dair beklentilere yeniden pozitif bir etki yaptı.
Turizmdeki umutlarımızı artıran bir diğer gelişme, on yedi günlük kapanma sürecinin ardından vaka sayılarında düşüş kaydedilmesi oldu. Bununla birlikte ülkemizde aşılama sürecinin Haziran ayında yeniden hız kazanması da önemli bir kazanım sağlayacak. Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, Haziran ayında 30 milyon doz aşının teslim edileceğini, nüfusumuzun 3 katını aşan 270 milyon doz aşıyı da imza altına aldığımızı açıkladı. Bununla birlikte yerli aşı çalışmalarında son aşamaya gelinmesi de olumlu bir gelişme. Dolayısıyla Haziran ayından itibaren hızlı bir aşılama sürecinin başlayacağını ve bunun da toplumsal bağışıklık sağlanması noktasında ülkemize büyük bir avantaj sağlayacağını ifade edebiliriz.
Dünya genelinde muadil birlik başkanlarıyla yaptığımız görüşmelerde birçok ülkeden Türkiye’ye yönelik talep bulunduğu dile getiriliyor. Ülkelerin seyahat sınırlandırmalarını kaldırması durumunda bu talebin gerçeğe dönüşebileceği yönünde değerlendirmeler alıyoruz. Önümüzdeki dönemde vaka sayılarında azalmanın yanında aşılama oranlarının da artmasıyla birlikte Türkiye’nin seyahat konusunda güvenli ülkeler kategorisine gireceğine inanıyoruz. Temmuz ayı itibarıyla turist trafiğinin artmasını bekliyoruz. Ancak turizmde 2019 yılı seviyesini yakalamak için zamana ihtiyacımız olacak. Dolayısıyla 2021 yılında geçen yıla göre tam bir toparlanma olmasa da, kısmi bir toparlanmadan bahsetmemiz mümkün olacaktır. Covid-19’un yeni bir mutasyona uğramaması ve aşılama hızının artmasıyla birlikte 2021 yılında başlayacak toparlanma sürecinin 2022’de hız kazanacağını düşünüyoruz.
Pandemi, istihdamı da olumsuz etkiledi. Haziran ayına kadar uygulamaya alınan “Kısa Çalışma Ödeneği”, tablonun daha da olumsuz bir seyir izlemesinin önüne geçti. SGK verilerine baktığımızda, 2020 yılının Şubat ayında 4A kapsamında çalışan sayısı, 1 milyon 85 bin 186. Bu sayı 2021 yılının Şubat ayında %10.6 oranında düşüşle 969 bin 464 kişiye gerilemiş. Ülkemizin turizmdeki rekabet gücünün temelini oluşturan kalifiye personel istihdamının sürekliliğinin sağlanması açısından turizm desteklerinin 2021 yılı sonuna kadar sürdürülmesi sektörümüz için oldukça önemlidir.
Bu yılın turizm hedefi neydi? Ne olacak gibi görünüyor? Rusya pazarının da durması bir darbe mi? AB, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanıdığı aşıları yaptırmış ülkelere sınırlarını açacak gibi. Bu riski değerlendirir misiniz?
TOLGA GENCER: TÜRSAB olarak 2021 yılına ilişkin projeksiyonlarımızı yaparken yurtdışındaki muadil birlik başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirmiştik. UNWTO başta olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşların çalışmalarını analiz ederek turizmdeki hareketlenmenin yılın ikinci yarısından itibaren başlayacağını öngörmüştük. Bu çerçevede 2021 yılı için 20 milyonu yabancı, 5 milyonu da yurtdışında yaşayan vatandaş olmak üzere 25 milyon ziyaretçi sayısına ulaşılacağı şeklinde görüş açıklamıştık.
Bu bakımdan yılın ikinci yarısındaki gelişmelere odaklanmış durumdayız. Rusya'nın 15 Nisan-1 Haziran tarihleri arasında Türkiye'ye charter uçuşları askıya almasının ardından iki ülke arasında turizm amaçlı seyahatlerin yeniden başlatılabilmesi için diplomatik temaslar devam ediyor. Beklentimiz, Haziran ayı ortasından veya en geç Temmuz ayı başından itibaren Rus misafirleri ülkemizde ağırlamaya başlamak yönünde.
Türkiye’deki vaka sayılarındaki düşüşle, aşılama sayılarındaki artışla birlikte Avrupa ülkelerinin de önümüzdeki süreçte hareketlenmesini bekliyoruz. Pandemi konusunda alınan önlemler sonucunda vaka sayısının kontrol altına alınmasıyla Almanya, İngiltere, Fransa gibi önemli pazarlarımızda riskli ülkeler kategorisinden çıkacağımızı ve Temmuz ayı başında Avrupa pazarlarından Türkiye’ye turist akışının başlayacağını ümit ediyoruz.
Bu pazarların yanı sıra pandemi öncesinde İstanbul, Bursa, Yalova, Sakarya, Trabzon ve Rize başta olmak üzere Türkiye’ye turistik talebin ciddi biçimde arttığı Ortadoğu pazarında da 2021’in ikinci yarsından itibaren hareketlenme öngörüyoruz. Özellikle Ramazan ayının geride kalması, Ortadoğu ülkelerindeki ve Türkiye’deki aşılama sayılarının artması da bu artışı olumlu yönde etkileyecektir.
Pandemi öncesi dönemde büyüme kaydedilen Uzakdoğu pazarının da Türkiye’deki vaka sayısının azalması ve aşılama sürecinin hız kazanmasıyla yeniden toparlanma sürecine gireceğini düşünüyoruz.
İç turizm bir alternatif olabilir mi? Avrupa ülkeleri, ülke içinde kalmayı teşvik ediyor. TÜRSAB bu konuda ne öneriyor ve ne tür çalışmalar planlıyor?
TOLGA GENCER: TÜRSAB olarak yurtiçi turizm pazarının önemine inanıyor, bu alanda gelişim sağlanması için yıllardır büyük çaba sarf ediyoruz. Bu çerçevede uzun yıllardan bu yana vatandaşların uygun fiyatlı tatil yapabilmesini sağlayacak şekilde erken rezervasyon kampanyaları düzenliyoruz. Düzenlenen bu kampanyalar neticesinde vatandaşlarda tatil kültürü de oluştu.
Ancak pandemi, geçtiğimiz yıl yurtiçi turizm pazarında düşüşe neden oldu. Yurtiçi turizm pazarının yeniden hareketlendirilmesi büyük önem arz ediyor. Bu çerçevede devlet, seyahat acenteleri üzerinden gerçekleştirilecek yurtiçi rezervasyonlar için geçtiğimiz yıl İtalya ve Rusya’nın uyguladığına benzer hibe ve teşvik uygulamalarını hayata geçirebilir. Turizmin 50’den fazla sektörü harekete geçiren lokomotif niteliğinde bir sektör olması da göz önünde bulundurularak bu yönde bir adım atılabilir.
Yaşanan kapanmalar nedeniyle insanlar bunalmış durumda, tatil yapmak istiyor. İfade ettiğimiz çerçevede sağlanacak teşvik ve desteklerle iç pazarda önemli bir hareket oluşturulabilir ve yaz döneminde yoğun bir sezon geçirebiliriz. Bu yönde adımlar atılmasını temenni ediyoruz.
TÜRSAB olarak ayrıca 36 bölge temsil kurulumuzla da ülkemizin dört bir yanında tanıtım çalışmaları yapıyor, iç turizmi geliştirmek için çaba sarf ediyoruz. Vatandaşların tatil konusundaki yaklaşımlarını tespit edebilmek ve yurtiçi turizm pazarındaki tüketici beklentilerini ölçebilmek için GENAR işbirliğiyle iki farklı araştırma yaptık. “Yerel Halkın Algısı” ve “Koronavirüs Salgını ve Turizm Faaliyetlerine Etkisi” başlıklı araştırmalardan çıkan sonuçları sektörümüzle paylaştık.
Yapılan araştırmalarda vatandaşların tatile olan özlemini açık biçimde görebildik. Araştırmalar, vatandaşların sadece deniz, kum, güneş tatiline değil, kültür turlarına ilgisinin de yüksek olduğunu ortaya koydu. Bu çerçevede aşılamada ve toplumsal bağışıklıkta sağlanacak artışla birlikte iç turizmde de hareketlenmenin başlayacağını düşünüyoruz.
Pandemi, seyahat pratiklerinde ne tür değişimler getirdi? Bu yeni eğilimlere hazır mıyız?
TOLGA GENCER: Pandemi süreci seyahat ve tatil alışkanlıklarında köklü değişikliklere neden oldu. Tüketici alışkanlıkları ve tercihleri bu süreçten etkilendi, farklı turizm türleri öne çıkmaya başladı. İnsanların kalabalık yerlerden uzak durma eğilimi eko turizme, yani doğa turizmine ilgiyi artırdı. Kendi araçlarıyla daha yakın bölgeleri, doğayla baş başa kalınacak yerleri, küçük ve butik otelleri tercih edenlerin oranı yükseldi. Bu dönemde büyük otellerden ziyade butik oteller, ev turizmi, villa kiralamalar, küçük gruplarla yat turları ve karavan gibi konaklama üniteleri yoğun ilgi görmeye başladı. Organize turlarda ve transferlerde ise, daha küçük araçlarla ve dar gruplarla gerçekleştirilen turlar öne çıkmaya başladı.
Pandemiyle birlikte dijitalleşmede de önemli gelişmeler yaşandı. Dijitalleşmede âdeta 10 yıllık bir sıçrama gerçekleşti. Dolayısıyla dijitalleşmeyle ilgili uygulamaların önümüzdeki dönemde sektörümüzde daha belirgin bir şekilde ön plana çıkacağını öngörüyoruz. Bu çerçevede operasyonel süreçlerde mobil entegrasyonun, mesajlaşma platformlarının ve chatbotların, yapay zekânın, nesnelerin internetinin ve sanal gerçeklik gibi teknolojilerin kullanımı artacaktır.
Bu süreçte tüketicilerin pandemiye dair verilere, hijyen önlemleriyle ilgili bilgilere, kurum bazlı şeffaflık ve hızlı geri bildirim süreçlerine yönelik talepleri ciddi oranda arttı. Bu beklentinin önümüzdeki dönemde daha da öne çıkmasını bekliyoruz. Pandemi döneminde tüketicilerin çevre ve sürdürülebilirlik konusunda duyarlılığının arttığı da gözlemlendi. Bu çerçevede tüketicilerin önümüzdeki süreçte sosyal sorumluluk projelerini, yeşil teknolojiyi ve karbon ayak izini azaltmaya yönelik çevre projelerini fazlasıyla dikkate alacağını öngörüyoruz.
Turizmde dijitalleşme konusunda hazırlık var mı?
TOLGA GENCER: Dijitalleşme alanındaki gelişmeler pandemiden önce hız kazanmıştı. Dolayısıyla pandemi öncesinde de turizm sektöründe dijitalleşmenin önemi fark edildi. Pandemiyle birlikte bu farkındalık üst seviyelere çıktı. Bu nedenle sektör yeni döneme hazırlanırken dijitalleşme, üzerinde en fazla durulacak husus olacaktır.
Pandemi öncesinde TÜRSAB olarak dijitalleşmenin sektöre etkilerini göz önünde bulundurarak önemli bir adım attık. Ülkemize yurtdışından gelen misafirlerin sayısını artırmanın yanında iç turizmde gelişim sağlamak, iç pazar turizmini deniz, kum, güneş üçgeninin dışına taşımak amacıyla TÜRSAB Rota projesini hayata geçirdik. Bu çerçevede oldukça önemli bir dijital platform yarattık.
Seyahat acentelerinin katılımıyla gerçekleştirilen bu projeyle kültür turları başta olmak üzere tüketicilere sunulan tatil seçeneklerini artırmayı hedefledik. Tamamen ücretsiz bir şekilde hizmet sunan B2B temelli bir yapıdaki TÜRSAB Rota projesine üye olan acenteler, kendi tur seçeneklerini bu platformda yayınlayabildiği gibi meslektaşlarının tur paketi seçeneklerini de görebiliyor. Dolayısıyla tüketicilere yeni rota alternatifleri sunulabiliyor. Pandemi sonrasında da dijitalleşmeyle ilgili çalışmalarımız artarak devam edecek.
Bu zorlu dönemde destek olmak için yerel yönetimler nasıl bir inisiyatif kullanabilir sizce? Yerel yönetimlerle nasıl bir işbirliği içindesiniz?
TOLGA GENCER: Kontrollü normalleşmenin gündeme geldiği bu dönemde yurtdışı pazarlarının yeniden açılması ve turist akışının hız kazanması için gerek turizm sektörünün gerek devletin çalışmaları devam ediyor. Bununla birlikte bu süreçte yurtiçi pazarının önemi de daha iyi anlaşıldı. Pandemiden büyük ölçüde etkilenen seyahatlerin kontrollü normalleşmeyle birlikte özellikle iç pazarda yeniden hız kazanması için turizm sektörü kadar yerel yönetimlerin ve kamunun üzerine de önemli görevler düştüğüne inanıyoruz.
TÜRSAB olarak yerel yönetimlerle işbirliği yapıyoruz. Bu anlamdaki en önemli işbirliğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle hayata geçirdiğimiz Uluslararası Travel Turkey İzmir Fuarı. Bu işbirliği hem Türkiye’nin hem de İzmir’in sahip olduğu değerleri dünya turizm vitrinine çıkartıyor.
Pandemi sürecinde Türkiye’nin dört bir yanındaki yerel yönetimlerin turizm çalıştaylarına ve toplantılarına ağırlık vermesini olumlu buluyor, TÜRSAB olarak bu tarz çalışmalara destek olmaktan memnuniyet duyuyoruz.
Yerel yönetimlerin özellikle pandemi süreciyle gelişim gösteren turizm segmentlerine yönelik hizmet sunumlarını çeşitlendirmesi fayda sağlayacaktır. Yerel yönetimlerin sorumluluk alanında bulunan bölgelerde kamp-karavan turizmine uygun rekreatif alan düzenlemelerinin yapılması, bu turizm segmentindeki gelişim sürecine katkı sağlayacaktır. Bununla birlikte pandeminin neden olduğu ekonomik kayıplar dikkate alınarak maddi durumu uygun olmayan aileler için seyahat acenteleri aracılığıyla kısa mesafeli kültür turlarının organize edilmesi de vatandaşların turizm aktivitelerine katılmasına imkân yaratması bakımından fayda sağlayacaktır.
Doğa turları, yakın mesafe deniz tatilleri, çocuklar için turlar, aktiviteler, gemi turları, yaz tatilinde eğitimler, sanat dersleri, engelliler için tatil olanakları yaratılması da yerel yönetimlerin turizm alanında atabileceği adımlar olarak sıralanabilir.