YÜKLENİYOR
TUR-İD neden kuruldu? Amacı nedir?
CENGİZ TERZİ: Turizm İşbirliği Derneği, Mayıs 2020’de WhatsApp grubuyla başladı. Pandemi gündeminin en yoğun olduğu dönemde turizme ve turizm paydaşlarına nasıl katkımız olabilir diye düşünürken bu grubu kurdum. Şehir otellerini, termal otellerde çalışanları, teknecileri, vize ve sigorta satanları, resort otellerden turizm profesyonellerini, karavancıları gruba dahil ettim. Bu grubu kurma sebebim, paydaşların pandemi sürecinden daha az zarar görmelerine ve katma değer sağlanması için kendi aralarında işbirliği yapmalarına olanak sağlamaktı. Örneğin, tekne sahibi birine ihtiyacı olan diğer kişinin ulaşmasını sağladık. Ekim ayından sonra Turizm İşbirliği Derneği adıyla resmî bir dernek olduk.
Bu derneğin temelini pandeminin neden olduğu zorunlu bir sosyal platform oluşturdu değil mi?
CENGİZ TERZİ: Evet, üyelerimizle birlikte sektöre nasıl fayda sağlayabileceğimiz üzerine kafa yorduk. Bize katılanların çoğu kendi aralarında iş yaptılar ve katma değer sağladılar. Bunu yaparken pandeminin zararlarını en aza indirmeye çalıştık, hâlâ bu amaçla çalışıyoruz. Biliyorsunuz, dernekler ticaret yapamıyor, ama belli bir noktadan sonra yapma zorunluluğu söz konusu oluyor. Gelecek yıl şirketleşme yoluna gideceğiz, paydaşlarımıza yarar sağlamak için çalışacağız.
Turizm sektörü pandeminin gölgesindeki ikinci sezonu yaşıyor. 2021 projeksiyonunuz nedir? 2022 nasıl bir yıl olur?
CENGİZ TERZİ: Bildiğiniz üzere turizm sektörü hâlâ 2020’nin yaralarını sarmaya çalışıyor. 2021’de yurtdışından yoğun turist beklemiyoruz. Otel işletmecileriyle sürekli bilgi paylaşımı yapıyoruz ve geçen yılki taleplerle bu yılki talepleri karşılaştırıyoruz. Rezervasyonların geçen yıla göre çok düşük olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki Covid-19 vakalarının seyrinin güven vermediği anlaşılıyor. En iyi oteller ve hizmet bizde ama güven vermediğiniz sürece turistler gelmek istemiyor, bu da bizim 2022 yılı turizm gelirimizi etkiliyor. Görünen o ki, bu yıl hedefler tümüyle tutmayacak, fakat insanların bunaldığını da biliyoruz. Ülkemizdeki insanların denize, kuma, güneşe ihtiyacı var. Nefes almamız gerekiyor. Geçen haftalarda on yedi günlük bir kapatma yaşadık. Son on gündür yüksek oranda rezervasyon talepleri geliyor. Öncelikle de resort otellere. Kalabalığa karışmak istemeyen insanlar butik otel odaları, tekneler, villalar veya karavanlar kiralıyor. Çok kalabalık olmayan yerlerde rezervasyonlar artıyor, insanlar kalabalık olmayan kültür turlarına yöneliyor. Pandeminin sağlıkla sona ermesini dört gözle bekliyoruz, ama sürecin ne kadar süreceğini de öngöremiyoruz. Bu yıl, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarındaki durum 2022’yle ilgili fikir verecektir. Bilim insanları sonbaharda biraz rahatlayacağımızı söylüyor. 2022’nin ilkbaharından itibaren biraz rahatlayabilir, 2018-2019 yıllarındaki durumu yakalayabiliriz diye düşünüyorum.
TUR-İD, turizm profesyonellerinin ağırlıklı olduğu bir kuruluş. İstihdam açısından sektör oldukça daraldı. İstihdamdaki bu daralmayı siz nasıl görüyorsunuz? Alanın profesyonelleri başka sektörlere kaydı mı?
AKAY ÖNDEYER: İç turizmle alakalı ciddi bir yoğunluk olduğunu söyleyebilirim. Özellikle aşı olan insanlar gezilere, turlara ilgi gösteriyorlar, fakat rehber kadromuzun daraldığını görebiliyoruz. Aradığımız rehberler veya otel müdürleri işi bıraktıklarını, başka yerlerde üretimde ve tarımda çalıştıklarını anlatıyorlar. Yeni yetişen kişilerde de bir kayıp var. Dolayısıyla mecbur olanlar haricinde neredeyse hiç kimse kalmadı. Acenteler veya işletmeler de şunu diyor: “Covid patladı, bir-iki senedir iş yok ama bir sürü acente açıldı. Bu nasıl oldu?” Şunu göz ardı ediyorlar, o insanlar mecburiyetten 200-300.000 TL değerindeki belgeleri 30-40.000 TL’ye satmak zorunda kaldı. Bazı büyük şirketler de nasılsa değerlenir diye bu belgelerden üçer-dörder tane aldı, bu da istatistiklere girdi. Bu durum sanki turizm sektörünün tuzu kuruymuş gibi bir algı yarattı. 2019, Türkiye için rekor bir yıldı, 2020 de şahane olacaktı, ama pandemi nedeniyle %100 olan potansiyel %20-25’lere indi. Biz de bunun farkına vardık ve Turizm İşbirliği Derneği’ni kurduk. İstihdam konusunda istatistiklere yansımayan ciddi bir yok oluş olduğunu düşünüyorum.
Otellerde durum nasıl? El değiştiren otel sayısı çok mu?
HAKAN ŞENEL: Çok fazla. Geçmişte iletişimde olduğumuz bazı otel zincirlerinin yabancı yatırımcılar veya tekeller tarafından alındığını görüyoruz. Buraya müşteri olarak gitmem diyeceğiniz en ücra tesisleri bile bu büyük isimlerin ödeme yatırımlarıyla kapattığını, oralarda dahi rezervasyon yaptırmadıklarını söyleyebiliriz. Turizm sektöründe hangi işletmeler ayakta kalır, önümüzdeki iki-üç ayda belli olacak. Cengiz Bey’in de söylediği gibi, 2022’nin Mayıs ayından önce net konuşmak mümkün değil. Belki salgında yeni pikler yaşayacağız, hazırlıklı olmak zorundayız. Bu açıdan manzara pek umut verici görünmüyor açıkçası.
Yeni normal, dünyayı etkiledi. İklim krizi nedeniyle turizm anlayışında farklılaşma başlamıştı, ama pandemi önemli bir dönüm noktası oldu. Bu açıdan sizce sektörde nasıl bir değişim oluyor? Seyahat pratiklerinde ve hizmet alanlarında ne tür değişimler öngörüyorsunuz? Türkiye, 5 yıldızlı oteller, deniz, kum tatil konseptiyle ilerliyordu, böyle devam edecek mi?
HAKAN ŞENEL: Yeni normale hiç alışkın değiliz. İnsanımız yüz yüze temasa alışık ama pandemi nedeniyle şirketlerin, otellerin, turizmle uğraşan acentelerin hepsi sanal ortama dönmek zorunda kaldı. Yurtdışından hiç turist gelmedi. Yeni normalde artık kalabalık gruplar yok. Herkes büyük oteller yerine büyük villalara, bireysel tatillere yönelmeye başladı. Otellerde aktiviteler devam ediyor, ama yeni normalin içinde kalabalık partiler, organizasyonlar yok. Oteller daha sakin organizasyonlar yapmaya özen gösteriyor. Tatile gidemeyenler için sanal turlar yapılıyor, müzeler de sanal gezilebiliyor. Yeni normal, deniz, kum ve güneşten ziyade bilgisayar, internet ve teknolojiyle hemhal olmuş durumda. Oteller aslında bu konuda oldukça başarılı. Bir şeyler üretmek istiyorlar; yurtdışından gelecek olan turistlere farklı fırsatlar sunmak istiyorlar, ama 2021’de kalabalık bir talep öngörmüyoruz. 2022’nin başlarında yurtdışı turizminin canlanmasını umuyoruz. Teknolojik yeniliklerden ötürü personel bulmak da zorlaşıyor, çünkü uyum sağlayamayan herkes başka sektöre kaymış durumda. Bu yüzden Turizm İşbirliği Derneği olarak yeni normalin içinde dayanışma örgütlemeye çalışıyoruz.
Şimdiye dek dünyada kitle turizmi çok yaygındı. Bütün planlamalar bunun üzerine yapılıyordu. Yeni normalde kitle turizminin araçları da değişecek gibi görünüyor. Hem destinasyonları gözden geçirmek hem de yeni bir turizm “master planı” oluşturmak gerekiyor. Bu, nasıl planlanacak?
SAMİ YÜREKLİ: Turizm master planı çok önemli. Yaklaşık otuz beş yıldır bu işin içindeyim, turizmle ilgili birçok dernekte ve kuruluşta görev aldım. En büyük sıkıntı, ülkemizin turizm master planının olmamasıdır. TURSAB, Otelciler Birliği ve Turizm Bakanlığı bu konuda kılını kıpırdatmamıştır. TUR-İD’in doğmasının ana sebeplerinden bir tanesi budur, turizm profesyonellerini ortak akıl altında toplayıp ihtiyacı olana yol göstermektir. Birçok çalışmamız ve planımız var. Önemli olan, siyasi iradenin bu konuya nasıl baktığı. Bizim sektörümüzün en büyük sıkıntılarından bir tanesi de siyasi iradenin turizme bakış açısı. Turizm Bakanı’nın sektörün içinden olması turizmcileri umutlandırmıştı ama ne yazık ki bu durum bir fark yaratmadı. Turizm master planı şart. TUR-İD bu zorunluluklardan ortaya çıktı. Oyunun bir piyonu değil de, oyun kuranı olduğumuzu daha ileriki aşamalarda göreceksiniz.
Seyahat pratiklerindeki değişiklikleri nasıl yöneteceksiniz? Kitle turizmi anlayışından butik turistik organizasyonlara geçiş nasıl olacak?
CENGİZ TERZİ: İnsanlar büyük tesislerde konaklama yapmak istemiyor. Pandeminin ilk zamanlarında her şey dahil sistemli otellerin bu konseptten vazgeçeceklerini düşündüm, ama öyle olmadı. O süreçte bu otelleri ziyaret ettik. Mesela öğlen yemeklerinde sosyal mesafenin olmadığını gördük. Açık büfelerin olduğu yere bölmeler yerleştirilmiş, ama 2.000-3.000 kişilik otelde bu düzeni sürdürmek zor. Bir buçuk metre mesafeyi gözettiğinizde insanlar bir kilometrelik kuyruklar oluşturuyordu. Bu ortamdan çekinen insanların çoğu da butik otellere veya müstakil tatillere yöneldi. Bazı yerler kişiye özel turlar yapmaya başladı. Örneğin, “Çantanı Kap Gel Otobüsümüzü Takip Et” gibi kampanyalar yapıldı, ama bu yöntem tutmadı. Sonuç itibarıyla insanlar alternatif konaklamalar ayarlamaya başladı.
Bu durumda acentelerin işi zor. Çünkü büyük turların kârı çok, ama küçük turlar internet olanakları anlamına geliyor. Bu konudaki önlemler neler?
CENGİZ TERZİ: Dijital çağda herkes çevrimiçi rezervasyonu kendisi yapıyor. Otellerin çoğu aracılık yapan acenteleri aradan çıkarmak istiyor. Facebook’tan ya da Instagram’dan kampanyalar yapılıyor. Acenteler saf dışı kalıyor. Müşteri sizin tavsiye ettiğiniz otelin ismini alıyor, yarım saat sonra uğrayacağım diyor, oteli arıyor ve daha uygun fiyat alıyor. Acente mesai harcıyor, hizmet veriyor, ama iş yapamamış oluyor. Master planın bu sorunlara yönelik çözüm önerileri de sunması lazım. Önceden herkes evini, dükkânını kendisi kiraya verebiliyordu. Emlakçılar ayaklandı, yalnızca biz yaparız bu işi dediler. Emlakçılar Birliği birkaç belge zorunluluğu çıkardı. Kendi dükkânınızda kiralık duyurusu yaparsanız tazminat davası açıyorlar. Bunun bir benzerinin acenteler tarafından yapılması gerekiyor. Villaları da emlakçılar kiralıyor, biliyor musunuz? Turizm Bakanı, ne yazık ki bu konularla ilgilenmedi. Pandemiden önce Türkiye’de 14.000 acente vardı, bu sayı 9.000’e indi.
AKAY ÖNDEYER: Pandemi sonrası en büyük sorunlardan bir tanesi, hizmet verecek seyahat acentelerinin ve otellerin hizmet kalitesindeki düşüklük olacak. “Master plan” vurgumuzun nedenlerinden biri de bu. Sorunların ne olduğunu belirlemek ve bu sorunları makro açıdan ele almak lazım. İşsiz kalan turizmcilerin, kalifiye olmayan elemanla çalışmak zorunda kalan otellerin ve acentelerin sorunlarına bakalım istiyoruz.
Umarım 2021 tüm turizmcilere güzel kapılar açar, tünelin ucunu görürüz.
TURİD
Turizm İşbirliği Derneği
Cengiz Terzi
Başkan YK Üyesi
1990 yılından itibaren turizm sektörünün çeşitli bileşenlerinde üst düzey görevler aldı. 2018 yılından bu yana çeşitli hotellere ve tur operatörlerine danışmanlık hizmeti veriyor.
Akay Öndeyer
Başkan Yardımcısı YK Üyesi
1990 yılından itibaren turizm sektöründe otelcilikten seyahat acenteliğine kadar birçok alanda yönetici olarak görev aldı. Hâlen seyahat acentesi yöneticiliği yapıyor. Turizm İşbirliği Derneği’nde kurucu üyedir.
Hakan Şenel
Genel Sekreter YK Üyesi
Anadolu Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nü bitirdi. 1999-2012 yılları arasında yurtiçi kültür turları ve organizasyonları alanında çalıştı. 2013 yılından bu yana incoming ve mice organizasyonu yapıyor.
Sami Yürekli
YK Üyesi
Dokuz Eylül Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nden mezun oldu. Hotelcilik, acentecilik ve turizm işletmeciliği alanlarında çalışıyor.