"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Ülgür Gökhan: Turizmin Normal İvmesine Ulaşması 2022 Bahar Aylarını Bulacaktır

  • 7 Haziran 2021

2021 yılı sezonunda kentinizdeki doluluk oranı pandemi öncesine göre ne durumda? Nasıl biteceğini öngörüyorsunuz?


ÜLGÜR GÖKHAN: Çanakkale, barındırdığı doğal ve tarihî zenginliklerle ekonomisi büyük oranda turizmden beslenen, istihdamın hizmet sektöründe kümelendiği, yerel küçük esnafın ekonomik açıdan en önemli potansiyelini turistlerin ve üniversite öğrencilerinin oluşturduğu bir kent olarak pandemi sürecinden çoğu turistik kent gibi olumsuz etkilenmiştir.


2020 Mart ayında başlayan seyahat kısıtlamalarıyla yurtdışı ve yurtiçi pazar hareketleri durma noktasına gelmiştir. Çoğu işletme kapanmış, az sayıda işletme de en fazla %20 kapasiteyle ayakta kalmaya çalışmıştır. 2020 Haziran ayı ortasıyla 2020 Eylül ayı arasındaki kısmi açılmalarla nüfus yoğunluğu az, doğayla iç içe, sportif ve kültürel deneyimler sunan, büyük kentlerle karayolu bağlantıları yakın ve denize kıyısı olan sakin kentler, tüketiciler tarafından öncelikli tercih edilmiştir. 2020 Ekim ayıyla birlikte vaka sayılarındaki artış, ilave kısıtlamaları beraberinde getirmiştir. 2021 Haziran ayına kadar geçen sürede Mart 2020-Temmuz 2020 arasında yaşanan durum tekrarlanmıştır. 


Vaka sayılarındaki artış ve yurtdışı ülkelerin aldığı seyahat tedbirleri, 2021 yılına büyük umutlarla başlayan sektörün tedirginliğini artırmıştır. 2021 Nisan ayında başlaması öngörülen hareketlilik gerçekleşmemiştir. Yurtdışı iptallerinin artması sebebiyle umutlar 2021 Haziran sonuna ertelenmiştir.


2021 yılında turizmin iç pazar odaklı olması beklenmektedir. Aynı zamanda karayoluyla ulaşımın kolay olduğu Balkan ülkeleri (Romanya, Bulgaristan ve Sırbistan) başta olmak üzere yakın komşu ülkelerden hareketlilik beklenmektedir. Çanakkale, dünya coğrafyasındaki neredeyse tüm kıtalardan -Troya ve Gelibolu Yarımadası odaklı- ziyaretçi ağırlamaktadır. Yaşanan salgına bağlı olarak Uzakdoğu pazarları 2020 yılından 2021 yılının son çeyreğine kadar kapalı görünmektedir. AB pazarları, Avustralya ve Amerika kıtalarındaki pazarlar, kendi coğrafyalarında seyahati özendirmektedir, dış seyahatle ilgili katı tedbirler uygulanmaktadır. Rusya’dan ve BDT ülkelerinden gelişlerde kısıtlama tedbirleri devam etmektedir. Gerçekçi bir tahminle vaka sayılarının azalmasına bağlı olarak dış turizm hareketinin normal ivmesine ulaşması, 2022 bahar aylarını bulacaktır. 2021’de bölgemiz açısından öncelik iç pazarda ve Balkan ülkelerinde olacaktır.



Sektörde çalışanların işsizlik rakamlarıyla ilgili veri var mı? 


ÜLGÜR GÖKHAN: Pandemiyle birlikte sektör çalışanları için kısa çalışma ödeneği ve işsizlik destekleri can suyu olmuştur. Aynı zamanda işçi çıkarma yetkileri de kanunla kısıtlanmıştır. Bu süre zarfında önemli sayıda çalışan, sektör değiştirmek zorunda kalmıştır. Biliyoruz ki, serbest çalışma düzeninde olan turist rehberlerinin birçoğu farklı sektörlere geçmeye çalışmaktadır. 


Konaklama sektöründe çalışan giderlerinin toplamı, cironun %35-%45’i arasında planlanır. Pandemi sürecinde işlerin istenen düzeye ulaşmaması riskine bağlı olarak işletmeler işgüçlerinde kısıntıya gitmek durumunda kalmıştır. İşten çıkarma kısıtlaması nedeniyle işsizlik rakamlarının tespiti kolay değildir. 


Kentiniz pandemi koşullarında sezona hazırlanırken ne tür önlemler alındı? Belediyenizin sektör meslek kuruluşlarıyla, acentelerle, konaklama yerleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışması oldu mu? Bu çerçevede neler yapılıyor?


ÜLGÜR GÖKHAN: Çanakkale, pandemi sonrası misafir davranışlarına en uygun turizm çeşitliliği sunan destinasyonlar arasında yer almaktadır. Konaklama tesislerinin önemli bir bölümü Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Tanıtma Geliştirme Ajansı’nın “Güvenli Turizm Sertifikası”nı almıştır. Bu anlamda Covid-19’a karşı hijyen ve diğer uygulamalarda denetim altındadır. Aynı zamanda “Güvenli Turizm Belgesi”ne sahip tesislerin çalışanlarının büyük çoğunluğu Covid-19 aşısı olmuştur. 


Çanakkale, deniz turizmi çeşitliliğiyle, bisiklet, trekking, dalış, rüzgâr sörfü ve kitesurf, kıyı balıkçılığı gibi ziyaretçiye deneyim sunan doğal imkânlarıyla, Troya, Gelibolu yarımadası, Assos gibi ünlü kültürel zenginlikleriyle, müzeleriyle, deniz ürünleri ve organik tarım ürünleriyle pandemi sonrası misafir tercihlerinde önemli bir avantaja sahiptir. Bunun yanı sıra pandemiden yoğun etkilenen havayolu taşımacılığına alternatif karayolu ulaşımı da diğer avantajıdır.  


Her zaman olduğu gibi pandemi sürecinde de kurumlarla, STK’larla işbirliği yaparak çalışmalarımızı yürütüyor, dijital alanlardaki gücümüzü kullanıyoruz. İnsanların tatil yapmak için Çanakkale’yi tercih etmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Pandemi sürecinde sosyal ve kültürel hayat ciddi yara aldı, bu durum süreci olumsuz etkiledi. Belediyemizin düzenlediği festivaller ve yaz boyunca süren etkinlikler, turistler için önemli bir tercih nedeniydi. Umuyorum ki, kısa zamanda konserler, tiyatrolar, müzikaller ve bu süreçten en fazla zarar gören sanatçılar, seyircileriyle buluşur. 


Çanakkale Truva Altyapı Hizmet Birliği tarafından “Bir Nefes Çanakkale” adıyla güzel bir çalışma yürütülüyor. Turizmi olumlu anlamda etkileyecek iletişim çalışmalarının tüm kurumların desteğiyle yapılması, pandemi sonrası misafir algısını etkilemek için önem arz etmektedir.


BM, 2022 yılı turizm sezonunun da pandeminin domine edeceği koşullarda olacağını öngörüyor. Turizm sektörü, iklimin ve pandeminin etkisinde nasıl dönüşüyor?


ÜLGÜR GÖKHAN: Pandemi, turistlerin tercihlerinde keskin değişikliklere yol açtı. Turistler artık kitlesel, kalabalık turizm hareketlerinden uzak durmaktadır. Kişiye özel, küçük ama nitelikli, butik, doğal, organik deneyimler ön plana çıkmaktadır. Pandemi, talep odaklı değil, nitelik odaklı büyümenin önemini ortaya koymuştur. Çevreye duyarlı, kişiye özel, deneyim ve nitelikli ürün sunan bölgeler bu süreci en az hasarla atlatacaktır. Yeni düzende kişiye özel ürünler tercih edilmektedir.


Küresel ısınma ve çevre kirliliği, önümüzdeki süreçte en önemli tehditlerin başında yer almaktadır. Bölgemizde yakın zamanda görülen ve etkisini devam ettiren müsilaj, en trajik örnektir. Bu konuda acil tedbir alınması gerekmektedir. Çevreyi kirleten termik santraller ve derin atık su deşarjları için de tedbir alınması zorunluluk hâline gelmiştir. 


Seyahat pratiklerinde değişim gözlemliyor musunuz? Buna yönelik projeleriniz, önlemleriniz var mı?


ÜLGÜR GÖKHAN: Doğal yürüyüş ve bisiklet rotalarının artırılması, kıyı balıkçılığıyla ilgili alanlar açılması, doğada meditasyon gibi etkinliklerin yaygınlaştırılması, deniz ve rüzgâr odaklı spor imkânlarının artırılması, Çanakkale’nin dokusunu yansıtan organik ürünlerin ve yemek kültürünün öne çıkarılması, misafirlere deneyim sunan etkinliklerin planlanması, sosyal medya başta olmak üzere diğer dijital araçların iletişim açısından aktif kullanılması öncelikli konular arasındadır.


Tatilcilerin talepleri arasında ekoloji de ön plana çıkıyor. Sahillerdeki betonlaşma ve doğa tahribatı devam ediyor. Bu konuya ilişkin farkındalık çalışmalarınız var mı? Neler yapılıyor?


ÜLGÜR GÖKHAN: Yeni süreçte nitelikli küçük butik işletmelerin teşvik edilmesi önemlidir. Betonlaşma, çevre kirliliği, çarpık yapılaşma ve nefes almayan yaşam alanları bu sürecin düşmanı hâline gelmiştir. 


Marmara Denizi’ni tehdit eden müsilaj (deniz salyası), kıyı kentleri için ciddi bir tehdittir. Marmara’ya kıyısı olan illerdeki nüfus artışı, kıyıların tahrip edilmesi, sanayi atıkları ve aşırı avlanma gibi insan kaynaklı olumsuzlukların artması da sorun teşkil etmektedir. Çanakkale Belediyesi olarak çevre yatırımlarını tamamlıyoruz, denize tek damla kirli su akıtmıyor, katı atık sorunumuzu yıllar önce havza bazında ve Avrupa standartlarında çözmüş olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu, tek başına yetmez. Her kurumun ve kuruluşun çevresel değerleri koruyan önlemleri alması şarttır. 


Bu koşullar düşünüldüğünde turizm acil eylem planı ne olmalı? Yerel yönetimlerin sorumluluk alanını nasıl görüyorsunuz? Bu konuda siz neler yapıyorsunuz?


ÜLGÜR GÖKHAN: Sürdürülebilir başarının tek anahtarı, yerel yönetimlerle STK’ların koordineli çalışması, ihtiyaç analizlerinin yapılması, süreçlerin yeni normale göre güncellenmesi, olası tehditlerin yeniden tanımlanması ve acil eylem planı oluşturulmasıdır. Bu planın kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonlarının hazırlanması, buna bağlı aksiyonların tanımlanması, yürütülmesi için kamu ve STK işbirliğinde bir yönetişim mekanizması kurulması önemlidir. Bu kapsamda ÇATTAB tarafından başvurusu yapılan, GMKA destekli “Çanakkale Destinasyon Yönetimi Projesi” devam etmektedir. Destinasyon yönetişim yapısında kentin ilgili paydaşlarının etkin rol alması ve sonraki süreçte bu yapıyı şeffaf bir şekilde işletmesi, sürdürülebilir başarı için en kritik konudur.


Önerilen Haberler