"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Toplumsal Hafızanın Mekanları

Seyit Torun

CHP CHP Parti Meclisi Üyesi | Ordu Milletvekili

Kentlerdeki nüfus artışıyla birlikte kullanılmayan mekânların ve endüstriyel alanların işlevli hâle getirilmesine yönelik dönüşüm projelerinin son yıllarda önem kazandığını görüyoruz. Merkezi yönetimin, yerel yönetimlerin, özel sektörün ve sivil platformların katılımıyla, uzlaşmasıyla hazırlanan projeler aracılığıyla endüstriyel mirasın korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması, sosyal/kültürel cazibe merkezi hâline gelmesi, iş/üretim olanaklarının yeniden sağlanması, rekreasyon/turizm tesisleriyle donatılması, konut kullanımının desteklenmesi ve alanın canlılığının sağlanması hedefleniyor. Endüstriyel mirasın değerlendirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, toplumun kültürel kimliğini yaşatmak ve geleceğine yön vermek için önem taşıyor. Geçmişle gelecek, eskiyle yeni arasında bir köprü olan kültür varlığı, kültürel sürekliliğin sağlanması ve kültürel zenginliklerin gelecek nesillere aktarılması bağlamında kıymetli. Endüstriyel alanların dönüşümü ve sürdürülebilirliği, binaların yeni kullanım pratiklerine uyum sağlamasındaki başarıyla doğru orantılı. Yeniden işlevli hâle getirme süreci başarılı olduğunda endüstriyel alanlar hem varlığını devam ettiriyor hem de birer hafıza merkezine dönüşüyor.


Bilinçsizlik ve yanlış koruma çalışmaları nedeniyle ülkemizdeki tarihî endüstri yapıları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Endüstri devriminin yaşlanan yapıları, neoliberal politikalara kurban edildi. Zamanla fonksiyonunu yitiren bu yapıların çoğu iyi korunamamıştı. Endüstriyel alanların terk edilmesi ve işlevsiz kalması, endüstriyel miras için büyük bir tehlike. 


Endüstri yapıları işlevsiz kaldığında terk edilmiş bölgelere dönüşüyor. Bu durum kentte yaşayanların güvenlik ve konfor alanını daraltıyor. Endüstri yapılarının yeniden kullanımı, tarihî değerlerin korunmasının yanında mevcut kaynakların kullanımı açısından da önemli bir yaklaşım. Bu sayede kültürel turizme hizmet veren endüstri turizmi ortaya çıkıyor. Böylelikle beraberinde kültürel sürdürülebilirliği getiriyor. 


Toplumsal kimlik, tarih içinde biçimlenen kültürün, zamanın ve kullanıcıların ortak simgesidir. Kültürel birikimin gelecek nesillere aktarılması, toplumsal sorumluluk ve ilerleme açısından önemli. Endüstri yapılarının bakımsızlık, ihtiyacı karşılamama, bilinçsizlik ve koruma eksikliği nedeniyle kaybolması, kültürel sürdürülebilirliğin tehdit altında olması anlamına gelmektedir.


“Kültürel miras” anlayışı, endüstri devrimi sonrasında yaşanan kentsel dönüşümlerin kent kimliğini yok etmesiyle önemsenmeye başlamıştır. Avrupa, “endüstriyel kültür mirası” kavramının ortaya çıkışında öncülük etmiştir. Bu kavramla birlikte sanayi yapılarının kültürel kimlik açısından taşıdığı öneme dikkat çekilmiştir. Kültürel mirası korumanın ana hedeflerinden biri, bu mirasın gelecek nesillere aktarılmasıdır. Kültürel mirası korumak, Avrupa’da ekonominin ana kaynağı olarak görülmektedir. Dünya turist potansiyelinin yarısından fazlasını kıtasına çeken Avrupa, bu başarısını kültürel miras potansiyelini korumaya, işletme ve yönetme konusundaki çabalarına borçlu. 


Geleneksel mekân değerlerinin onarılması, günümüzün gereksinimlerine cevap verecek şekilde donatılması, yeni bir işlevle yaşamına devam etmesi, tarihî birikimin korunması ve doğru yansıtılması, sosyal/kültürel sürdürülebilirliğin belirleyicisi olarak tanımlanıyor. Her zaman tarihî bir değer atfedilmese de, ülkemizin endüstri tarihinin, toplumsal gelişiminin önemli tanıkları olan bu yapılara sadece rant ve metrekare değeri olarak bakmak, kent kimliği ve hafızası açısından büyük bir kayıp. Aynı zamanda tarihin sosyolojik boyutunu da göz ardı etmek demek. 

Önemli tarihî geçmişe sahip olan bu yapılar, her ne kadar anıtsal bina olarak tanımlanmasalar da, aslında kentin geçmişiyle ilgili fikir veren, dikkat çeken sembollerdir. Bu yapılar yaşatılırsa, kentin tanıtımına katkı sağlayacaktır,  kenti canlandıracaktır, kent için endüstriyel turizm alanı açacaktır. Bu alanların dönüşümünde toplumsal katılımı sağlamak, o mahallenin geçmişine, hikâyesine sahip çıkmakla mümkün. Belediyelerimizin bu alanların dönüşüm süreçlerine sağlayacağı katılım, ortak hafıza için anlamlı bir örnek olacak.



Önerilen Haberler