"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Eser Atak: Doğa, Kültür Ve Tarih Güzergâhlarını ‘İzmiras Rotası’nda Birleştiriyoruz

  • 19 Temmuz 2021

ESER ATAK


Genel Sekreter Yardımcısı

İzmir Büyükşehir Belediyesi


Atıl alanların kamusal hayata yeniden kazandırılması kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları nelerdir? Yeniden işlevlendirilen yapılar var mı? 


ESER ATAK: İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak atıl alanları kamusal hayata yeniden kazandırmak için çok yönlü çalışmalar sürdürüyoruz. Bu çalışmaları yürütürken sürdürülebilir ve ekolojik olmasına özen gösteriyoruz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Başka Bir İzmir Mümkün” vizyonu doğrultusunda gelecek kuşaklara suyu, havası, toprağı temiz bir kent bırakmak, yönetim anlayışımızın öncelikli konusu. Bu anlayışla İzmir’in doğasıyla uyumlu bir kent olması için önemli ve kararlı adımlar atıyoruz. İzmir’de son iki yılda pandemiyi ve doğal afetlerin hemen her türlüsünü yaşadık. Bu süreç bize çok şey öğretti. “Kentimizi nasıl dirençli hâle getiririz?” sorusuna odaklandık. Gördük ki, afetlere ve salgınlara dirençli olmanın tek yolu, doğayla uyumlu bir yaşam sürmek ve kentleri doğasıyla uyumlu bir şekilde imar etmek. İzmir, 4.5 milyona yakın nüfusuyla, hızla büyüyen sanayisiyle, ticaret hacmiyle, turizmiyle, tarımıyla Türkiye ekonomisi için değerli bir kent. İzmir, 8500 yıllık tarihiyle uygarlıklara yön vermiş bir dünya kenti. 2020 yılının sonunda “İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı” ve “Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı” başlıklı iki önemli çalışmayı tamamladık. İklim Eylem Planı’yla İzmir’de 2030 yılına kadar sera gazını %40 azaltmayı hedefliyoruz. Doğayı koruyarak kentin ekonomisini büyütme hedefiyle Türkiye’de bir ilki daha gerçekleştirerek “İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi”ni yayımladık.  İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi, doğal afetlere dirençli, refahı yüksek ve aynı zamanda biyolojik çeşitliliğini koruyan döngüsel bir kent inşa etme hedefiyle 2030 yılına kadar İzmir’in yol haritasını çiziyor. Doğayla ve birbirimizle uyum içinde bir yaşamı esas alan yönetim anlayışının İzmir’le birlikte bütün ülkemize ilham vermesini ümit ediyoruz. 


Sürdürülebilir tasarım yaklaşımlarıyla kent içinde yer alan mevcut atıl alanlara yeni bir kamusal kimlik kazandırmak amacıyla İzmir Ekonomi Üniversitesi’yle işbirliği protokolü imzaladık.  İzmir merkezdeki ve çevre bölgelerdeki ulaşım ağı ve dere yatağı gibi insan eliyle ya da doğal etkenlerle ayrışmış, kopmuş veya bozulmaya uğramış atıl alanları kent ve kentliler için katkı sağlayabilecek tasarım ve uygulamalarla yeniden değerlendirmeyi planlıyoruz. Bu çalışmayla hâlihazırda işlevsiz ya da sorunlu olan bu alanları onarmayı,  canlandırmayı, yeniden işlev kazandırmayı, değerlendirmeyi ve kentin parçası hâline getirmeyi hedefliyoruz. Böylelikle sürdürülebilir ve ekolojik tasarım çözümleriyle yeşil altyapı süreçlerini yaygınlaştırmayı amaçladık. 


Kentteki atıl alanların kamusal hayata kazandırılması için öncelik verdiğimiz çalışma alanlarından biri, Halkapınar. Halkapınar bölgesi hem karayolu hem bağlantıları hem de toplu ulaşım sisteminin düğüm noktası olması açısından kritik bir alan. İzmir Ulaşım Ana Planı’na göre Halkapınar, İzmir için planlanan sekiz ana transfer merkezinden biri. İzmir Ulaşım Ana Planı model çalışmalarına göre, 2030 yılında günlük yaklaşık 1.097.000 yolcu hareketi olması bekleniyor. Bu değer, Halkapınar’ın gelecekte de kentteki en yüksek yolcu hareketinin gözleneceği transfer merkezi olacağına işaret ediyor. Raylı sistemin ve otobüs ulaşımının düğüm noktası olan Halkapınar aktarma merkezini ve çevresini her tür kullanıcının ihtiyacına cevap verecek şekilde nitelikli, güvenli ve iklimsel koşulları gözeten bir tasarım anlayışıyla iyileştirmeyi kurguluyoruz.


Atıl durumdaki yapıların yeniden işlevlendirilerek kent yaşamına katılması ve yaşatılması için birçok projeyi bir arada yürütüyoruz. Bu projelerden belki de en önemlisi, Basmane’de bulunan Yıldız Sineması’nın ve yanı başındaki Bıçakçı Han’ın kent belleğine yeniden kazandırılması. 26 milyon TL’lik bir kamulaştırma yaparak satın aldığımız iki yapıyı da yeniden kentin sosyal ve kültürel hayatının bir parçası hâline getiriyoruz. Ufak dokunuşlarla şimdilik kullanılır duruma getirdiğimiz Bıçakçı Han’da, Yıldız Sineması’nda bulunan filmlerin, kameranın, afişin ve arşivin sergilendiği bir sergi açtık. “Loca Memuru Yoksa Lütfen Zili Çalınız-Zaman İçinde Yıldız Sineması” adıyla düzenlenen sergide Başkan Tunç Soyer, Bıçakçı Han’ın sinema müzesine dönüştürüleceğini de duyurdu. İki yılda tamamlanacak restorasyon çalışmalarının ardından Yıldız Sineması da sanat ve gösteri merkezi olarak yeniden kent yaşamına katılacak. Aya Vukla Kilisesi’yle, Bıçakçı Han’la ve Yıldız Sineması’yla beraber Basmane, İzmir için kültür ve sanat dünyasında yeni bir cazibe merkezi hâline gelecek. Konak-Kadifekale aksını canlandırmak ve turizme kazandırmak vizyonu doğrultusunda yürüttüğümüz çalışmalarla tarihi koruyarak yaşatmayı, kent merkezinde turizm hareketliliğini artırmayı ve kent ekonomisini büyütmeyi hedefliyoruz. 


8500 yıllık geçmişiyle İzmir, yoğun kentsel dokusuna rağmen oldukça büyük bir biyolojik çeşitliliğe sahip. Örneğin, flamingo ve tepeli pelikan gibi nadir kuş türleri binlerce yıldır bu metropolde insanlarla birlikte yaşamını sürdürüyor. İzmir, bu özelliğiyle benzersiz bir metropol. İzmir’in hızlı kentleşme eğilimine girdiği 1960’lı yıllardan itibaren kent-doğa karşıtlığının üst düzeye çıktığını görüyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin doğa esaslı yaşama geçiş stratejisi, tam da bu zıtlıkları kırmaya, kent-kır arasındaki ilişkiyi bağlantısallığa ve döngüselliğe dayalı olarak yeniden inşa etmeye dayanıyor. Kırsal alanların canlarıyla, kültürüyle, ürettikleriyle yok olması, kentlerin de yok olması demektir. Kentsel-kırsal yaşamın birbirine değmediği yerlerde birbirinin farkında olması ve etkileşim alanlarındaki geçişlerin zenginliğini deneyimlemeye fırsat vermesi, kadim kültürün devamlılığı ve sürdürülebilir kentlerinin varlığı için gereklidir. Kentsel-kırsal birliğini sağlayacak sebepler yaratılması ve kentlinin bu birliği yaşayabilme fırsatına sahip olması, kentsel alanların rehabilite edilerek yaşam dostu yerlere dönüşmesinin, kırsal alanların da doğa okuryazarlığı yüksek kentliler tarafından korunarak yaşatılmasının yoludur. İzmir’in tüm destinasyonlarını kolay erişilebilir kılmak, birbirine sistemli bir şekilde bağlamak ve farklı deneyimler yaşanmasını sağlamak için kentteki tüm doğa, kültür ve tarih güzergâhlarını “İzMiras Rotası” adıyla birleştiriyoruz. 


İzmir’in tüm park alanlarının yeşil koridorlar aracılığıyla birbiriyle ve kentin doğal alanlarıyla bağlanması için beş ayrı güzergâh belirlendik. Bu kapsamda “Kuzey Rotası” (Bostanlı-Yamanlar Vadisi), “Güney Rotası” (Kültürpark-Meles-Kaynaklar Köyü), “Doğu Rotası” (Yeşilova-Smyrna), “Kuzeybatı Rotası” (Bostanlı-Gediz Deltası) ve “Güneybatı Rotası” (İnciraltı Kent Ormanı-Yelki Olivelo) saptadık. Bu beş ana koridor, İzmir Körfezi’ni çevreleyen kıyı rotasıyla birbirine bağlanıyor. Rotalar hem yeşil koridorlar yaratarak doğanın kentin içine nüfuzu etmesini sağlayacak hem İzmir merkezde yaşayanlar için doğaya kesintisiz yürüyüş yolları olarak işlev görecek hem de kentin farklı bölgeleri arasındaki ekonomik/kültürel bağları güçlendirecek. Şu anda Körfez’in çevresinde 37 kilometrelik kesintisiz bisiklet ve yaya yolumuz mevcut, aktif olarak kullanılıyor.  41 kilometrelik “Kuzey Rotası” (Yamanlar Yolu), “Doğu Rotası” (1 günde 8500 yıl rotası) ve “Kuzeybatı Rotası” üzerinde (Flamingo Yolu)  mekânsal düzenleme ve bitkilendirme çalışmalarımız sürüyor. 


Toplamda 171 kilometrelik “İzMiras Rotası” planlıyoruz. Bu rotaları “Efes-Mimas Rotası”, “Yarımada Rotaları” ve “Efeler Yolu” gibi diğer yürüyüş rotalarıyla birleştirerek kırsal turizmin gelişmesini sağlayacağız. Ayrıca İzmir’den geçen “Avrupa Bisiklet Rotası Ağı” (EuroVelo) da gerekli altyapı ve üstyapı düzenlemeleriyle, yeşil koridorlarla, dijital uygulamalarıyla İzMiras Rotaları’na bağlanacak. Böylece İzmir’e EuroVelo üzerinden gelenlerin kentte daha uzun vakit geçirmesi sağlanacak. İzmir, dünyada daha fazla tanınacak. 


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in seçim vaatleri arasında bulunan, kentte 2.5 milyon metrekare yeni yeşil alan yaratma hedefi doğrultusunda “35 Yaşayan Park” projesini de İzMiras Rotası’nda hayata geçiriyoruz. İzMiras gezi rotasında kurulacak olan “35 Yaşayan Park” için Güzelbahçe Yelki Olivelo, Gediz Deltası, Yamanlar Dağı, Flamingo Doğa Parkı, Meles Vadisi gibi birçok farklı alan belirledik. Her bir alanla ilgili çalışmalara başladık. Güzelbahçe Yelki Mahallesi’nde 57 hektarlık alanda ekoloji öncelikli bir ortak yaşam alanı oluşturmak için çalışmalara başladık.  Projeyle birlikte Avrupa’nın en geniş ve etkili ağı olma özelliğine sahip Europarc Avrupa Doğa ve Kültür Mirası Ağı’na üyelik için de ilk adımı atıyoruz.

 

Avrupa Birliği’nin “HORIZON 2020” programı kapsamında hazırlanan ve 2.3 milyon avroluk hibe alınan “Urban Green Up-Doğa Esaslı Çözümler” projesinin önemli uygulamalarından birini Peynircioğlu Deresi’nde tamamladık. Derenin kıyı kesimiyle Halk Park ve devamındaki güzergâh üzerinde “kesintisiz bir ekolojik koridor” oluşturduk. Bu  düzenleme için 7.7 milyon TL’lik harcama yaptık. Doğa esaslı çözümlerin yaşayan parklardan başlayarak kentimizin tamamına yayılması ve kentsel yaşamla altyapıların birbirini tamamlayan bir bütünlük oluşturması, en büyük hedeflerimizden biri. Akdeniz Havzası’ndaki en büyük sulak alan ekosistemlerinden biri olan Gediz Deltası'nın UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesi’ne alınması için resmi adaylık başvurusunda bulunduk. Gediz Deltası’nın tanıtılması ve sürdürülebilir turizme kazandırılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 


Kent içindeki yeşil alanlarda egzotik bitki türleri yerine tümüyle Akdeniz’in ve İzmir Bölgesi’nin doğal florasını kullanmak için de çalışma yürütüyoruz. Başkanımız Tunç Soyer'in su kaynaklarının verimli kullanılması vizyonu çerçevesinde “İzMiras Rotası” güzergâhlarından başlayarak kentin genelinde doğal floraya ait türleri kullanacağız. 


“Endüstriyel Miras Rotası”na ilişkin stratejiler ve uygulamalar nelerdir? Çamaltı Tuzlası’yla ilgili bilgi verebilir misiniz?


ESER ATAK: İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak küresel iklim kriziyle mücadele etmek için birçok çalışma yürütüyoruz. Bu çalışmalardan biri, Avrupa Birliği “HORIZON 2020” programı kapsamında hazırlanan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öncü ve uygulayıcı kent olarak katıldığı, 2.3 milyon avroluk hibe aldığı  “Urban Green Up-Doğa Esaslı Çözümler” projesi.  “Endüstriyel Miras Rotası”nı da  bu proje kapsamında  hayata geçiriyoruz. Mavişehir bölgesinden başlayan, Sasalı Kuş Cenneti’ne kadar uzanan bölümdeki bisiklet rotası boyunca yer alan endüstriyel miras rotasında endüstri mirasının anlatıldığı görsel iletişim elemanları yer alıyor. Bu rota, tamamen yapılaşmış yoğun kentsel alandan başlayan, doğal yapısı gereği eşsiz bir öneme sahip olan Gediz Deltası’ndan geçiyor. Kent-doğa ilişkisine dikkat çekmek için hayata geçirdiğimiz bu rota iki önemli noktadan geçiyor.  Bunlardan biri, Türkiye’nin ve Avrupa’nın önemli sulak alanlarından biri olan Gediz Deltası. Flamingoların dünya nüfusunun yaklaşık %10’u İzmir’in Gediz Deltası’nda yaşıyor. Burası, tepeli pelikan, Akdeniz foku ve caretta caretta deniz kaplumbağası gibi nadir ve nesli tehlikedeki türlerin bir arada yaşadığı  benzersiz bir alan. Binlerce canlı türüne ev sahipliği yapan Gediz Deltası, İzmir’e bu kadar yakın olmasına rağmen kent sakinlerinden yeterli ilgiyi görmüyor. Bu rotayla birlikte hem kentliler hem de kent dışından gelecek ziyaretçiler Gediz Deltası’nı tanıma ve anlama olanağına sahip olacak. Rotada yer alan ikinci önemli nokta, Çamaltı Tuzlası. Bu tuzla, Türkiye’de tarihî açıdan korunmuş ve üretime devam eden tek deniz tuzlası olarak biliniyor.  Gediz Deltası’nın batısında yer alan Çamaltı Tuzlası, ülkemizdeki tuz üretiminin üçte birinden fazlasını sağlıyor. Tuzla, dünyadaki  insan-doğa işbirliğinin en güzel örneğini oluşturuyor. Alan, yaş, tarih, özgünlük, bütüncüllük, sosyo-kültürel ve ekonomik değerlerin yanı sıra jeolojik, biyolojik ve ekolojik, peyzaj, sürdürülebilirlik ve kaynak yaratma açısından güçlü bir kültürel miras alanı. Türkiye’de flamingonun ürediği iki alandan biri, Çamaltı Tuzlası. Yaklaşık 20.000 çift flamingo her yıl tuz tavalarından birinin içindeki üreme adasında kuluçkaya yatıyor. Çamaltı Tuzlası, aynı zamanda kente kazandırdığımız Bostanlı Seyir Terası’nı Gediz Deltası’na bağlayan yürüyüş ve bisiklet rotasının önemli bir durağı. 

 

Bu uygulamaların turizmle ilişkilendirilmesiyle ilgili girişiminiz var mı? Mesela Visitİzmir’in içinde yer alıyor mu? Uluslararası rotalara başvurdunuz mu? Yeni projeleriniz nedir? Katılım konusunda ne tür çalışmalarınız oluyor?

 

ESER ATAK: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in turizm stratejisinin ana hedeflerinde biri, kentte turizmi 12 aya ve 30 ilçeye yaymak. Bu ana hedef doğrultusunda Visitİzmir adını verdiğimiz bir mobil uygulamayı da hayata geçirdik. Kentin dijital turizm altyapısını mobil aplikasyonla kullanıcıların erişimine açtık. Visitİzmir uygulaması sayesinde İzmir’i gezmek isteyenler, kentin 30 ilçesinde 2.300’den fazla nokta hakkında bilgi alabiliyor. Bir tür dijital turizm ansiklopedisi oldu. Bu çalışmaya Kültür Turizm İl Müdürlüğü ve İzmir Valiliği de destek verdi. Visitİzmir’le İzmir, Türkiye’de dijital turizm altyapısını tamamlayan ilk kent oldu. “Tarih ve Kültür”, “Doğa”, “İnanç”, “Somut Olmayan Kültürel Miras”, “Konaklama”, “Gastronomi” gibi 11 farklı başlıkta yapılan çalışmayla bu noktalara dair hem detaylı metin bilgisi hem de görsel ve video havuzu oluşturuldu. Konum ve iletişim bilgilerinden noktaların yönetiminde yetkili kurum/kuruluş bilgilerine kadar detaylı bir çalışma hayata geçti. Bergamalı son sepet ustası Mustafa Pancar’dan Çeşme’deki lüks otellere, İzmir’in 8500 yıl öncesine uzanan ilk yerleşim yeri Yeşilova Höyüğü’nden müze ve sanat galerilerine, az bilinen doğa alanlarına ve bu alanlardaki canlılara kadar tüm noktalara dair detaylı bilgilere Visitİzmir üzerinden ulaşılabiliyor. Her kullanıcı, Visitİzmir’e üye olduğunda “İzmir Dostu” etiketine de sahip olacak. Her etkileşim, yorum yapma ve beğenme, kullanıcılara puan kazandırıyor. 8500 puanı toplayan kullanıcılar, “İzmir Elçisi” oluyor. İlerleyen süreçte İzmir elçilerine farklı avantajlar da sağlanacak. Otellerde ve restoranlarda indirim gibi. Visitİzmir aplikasyonuyla dünyanın neresinden olursa olsun herhangi bir gezgin, İzmir’in en ücra köşesindeki turizm destinasyonuna erişim konusunda her türlü bilgiye hızlı bir şekilde erişebilecek. Visitİzmir, ilk ödülünü Türkiye’nin bağımsız web ödülleri organizasyonu Altın Örümcek Yarışması’nda “Kamu Kurumu” kategorisinde aldı.  Dünyada bu kapsamda bir turizm uygulamasına sahip olan çok az kent var. Türkiye’de ise, bir ilk. Bu nedenle çalışma, İzmir’in Akdeniz ve dünya genelinde farklı bir destinasyon olarak ortaya çıkmasına büyük katkı sağlayacak. Pandemi koşullarının ortadan kalktığı dönemde İzmir için hedeflenen, kentimizin nüfusu kadar, yani 4 milyon ve üzerinde yerli/yabancı turist ağırlamak. Visitİzmir uygulamamızda “Endüstriyel Miras Rotası” ve “İzMiras Gezi Rotası”na ilişkin bilgiler/görseller yer alıyor. 



Önerilen Haberler