"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Önlemleri Azaltma Lüksümüz Yok

Seyit Torun

CHP CHP Parti Meclisi Üyesi | Ordu Milletvekili

Kardeşliğin, dayanışmanın, paylaşmanın ve sevdiklerimizle bir arada olmanın vücut bulduğu bayramlarımızdan birini daha geride bıraktık. Bu duygularla vatandaşlarımızla bir araya geldik, dertleştik, sorunları, talepleri dinledik. Belediyelerimiz, bu bayramda da evine et girmeyen binlerce aileye dokundu, dayanışmayı yükseltti. 

Ne yazık ki, bayram herkes için aynı şekilde devam edemedi. Karadeniz, yine sele maruz kaldı. Yoğun yağışın ardından yaşanan sel felaketi neticesinde yüzlerce vatandaşımız zarar gördü, işyerini ve evini kaybetti, bayram zehir oldu. Sel nedeniyle zor durumda kalan vatandaşlarımızın yanına koştuk, dertlerine ortak olduk, elimizi uzattık, üzerimize düşen sorumlulukla belediyemize ve vatandaşlarımıza destek verdik. Bu vesileyle geçmiş olsun dileklerimi tekrar iletiyorum, aynı acıların bir kez daha yaşanmamasını temenni ediyorum.

Karadeniz’de her yıl aynı felaket yaşanıyor. Bir yıl Giresun, bir yıl Ordu, bir yıl Rize, bir yıl Artvin. Yaşanan bu tür felaketleri sadece doğa olayıdır diye açıklamaya çalışmak hakikatle yüzleşmemek olur. Bu anlayış aynı zamanda insan eliyle etki alanı genişleyen iklim krizine yönelik tedbirlerin alınmasını da geciktirir. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin bugüne kadar yayımlanan raporlarında iklim krizinin nedenleri artık bir faciaya doğru yol alındığını göstermektedir. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında iklim değişikliğinin azaltılmasına, adaptasyonuna, bu çerçevedeki finansmanına yönelik içeriğiyle 2015 yılında imzalanan ve 2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşması doğrultusunda küresel ısınmayı azaltmak için her ülkenin üzerine düşen sorumluluklar bulunmaktadır. AKP iktidarının hem üretim hem de rant politikaları sonucunda doğaya verdiği zarar, bozulan dere yatakları, uygun olmayan HES projeleri, dere yataklarında devam eden ve artan yapılaşma, küresel ısınmanın ve iklim krizinin sonuçlarıyla birlikte geri dönülmez sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor. Maalesef ki, insan eliyle dönüştürülen doğanın intikamı acımasız. Bu anlamda doğaya yönelik mevcut politikaların ve uygulamaların ivedilikle gözden geçirilmesi, değiştirilmesi ve hayata geçirilmesi gerekiyor.

İnsanlığın müdahaleleriyle doğanın yaşadığı bu krizin yanı sıra yaklaşık iki yıldır tüm dünyayı ve insanlığı etkileyen Covid-19, yeni varyantlarıyla, aşı ve aşılama tartışmalarıyla, normalleşme süreciyle, önlemlerin tekrar ele alınması gerekliliğiyle gündelik hayatımızın orta yerinde durmaya devam ediyor. Ülkemizde kademeli normalleşmenin üçüncü etabı 1 Temmuz itibarıyla başladı. 14 Nisan-17 Mayıs tarihleri arasındaki kısmi ve tam kapanma dönemlerinin akabinde 1 Temmuz’da tüm işyerleri açıldı, sokağa çıkma kısıtlamaları kaldırıldı. Normalleşme sürecinin bayram tatiliyle birleşmesi, uzun zamandır evlerinde kapalı kalan vatandaşlarımızın özellikle kıyı bölgelerinde yoğunlaşmasına neden oldu. Turizm sektörü ve çalışanları ekonomik açıdan bir nebze de olsa nefes aldı. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Delta varyantının etkileri görülüyor. Vaka sayıları her geçen gün artıyor. Hafta sonundaki açıklamaya istinaden vaka sayısının 12.381 olduğu belirtiliyor.  Her ne kadar kademeli olarak ifade edilse de, normalleşme merkezî yönetim tarafından önceki etaplarda olduğu gibi doğru yönetilemiyor. Aşılama oranında istenen seviyeye ulaşılamaması, aşılamanın öneminin merkezî yönetim ve Sağlık Bakanlığı aracılığıyla detaylı ve doğru bir şekilde vatandaşlara anlatılamaması, olumsuzlukların yaşanmasına neden oluyor. CHP’li yerel yönetimler, elbette ki normalleşmenin yeni etabında da sorumlulukların farkında. Belediyelerimiz, merkezî yönetimin bir anda, detaylarını ve sonuçlarını düşünmeden başlattığı normalleşmenin olumsuz etkilerini minimuma indirmek için yine aynı sorumluluk bilinciyle çalışmaya devam edecek. Bu anlamda önümüzdeki aylarda yaşanacak zorlukların farkındayız. Önlemleri azaltma, birbirimizin sağlığını tehlikeye atma lüksümüz yok. Pandemi döneminde bugüne kadar dayanışmayı artırarak, vatandaşlarımızın her tür ihtiyaçlarında yanlarında olarak devam ettirdiğimiz hizmet anlayışını normalleşme döneminde de sürdüreceğiz, doğru yaklaşımlarla ve önlemlerle süreci yönetmeye devam edeceğiz.


Önerilen Haberler