YÜKLENİYOR
28 Temmuz 2021 tarihinde başlayan ve oldukça geniş bir alana yayılan orman yangınlarının ardından bölgenizdeki son durumu öğrenebilir miyiz?
VAHAP SEÇER: 28 Temmuz 2021 tarihinde başlayan orman yangınlarında Aydıncık’ta 85 ev, 6 ahır, 3 ambar, 5 depo, 1 dükkân, 4 araç, 2 sera olmak üzere toplam 106 yer ve 1.500 hektar arazi yangından zarar gördü. Silifke’deki yangında ise, 13 ev, 60 hektar arazi zarar gördü. Orman yangınlarında 7 itfaiye eri, belediyemizin 1 çalışanı yaralandı. Orman Genel Müdürlüğü’nün 4 personeli, 166 sivil vatandaş dumandan etkilenerek sağlık birimlerinde tedavi gördü. Söz konusu yangın tamamen söndürüldü, soğutma çalışmaları tamamlandı. Yangınların devam ettiği günlerde belediyemize ait mobil mutfak tırını yangının olduğu bölgeye gönderdik. Mobil mutfakla itfaiye personeline, orman işçilerine ve vatandaşlara sıcak yemek, çorba, su, ayran gibi ikramlarda bulunduk. Ayrıca Tarımsal ve Veteriner Hizmetleri Dairesi’ne bağlı ekipler, orman yangınlarıyla birlikte can dostlarının yardımına koştu. Bölgede 7/24 hayvanlar için teyakkuzda olan ekiplerimiz, ilçe merkezlerindeki hayvanlar için de çeşitli noktalara mama ve su bıraktı. Bölgede hasar tespit çalışmaları devam ediyor.
Söndürme ve soğutma çalışmalarında karşılaştığınız güçlüklerden bahseder misiniz? Afet risk yönetimi kapsamında doğal afetlerle mücadele sürecinde yetki ve sorumluluk açısından yaşadığınız zorluklar nelerdir?
VAHAP SEÇER: Söndürme çalışmalarındaki en büyük sorunumuz, itfaiye araçlarının arazi koşullarına uygun olmaması, orman içindeki yollarda hareket kabiliyetinin azalması ve arazi şartlarında söndürme çalışmalarını olumsuz etkilemesidir. Orman yangınlarında belediyeler, yerleşim alanlarından, orman ekipleriyse tapulu olmayan arazilerden sorumludur. Orman yangınlarında orman içerisinde bulunan tapulu bir arazide (orman köylerinde) çıkan yangın, orman ekiplerinin sorumluluk alanından çıkmaktadır. Belediye itfaiyelerinin söndürme çalışmalarında etkili olabilmesi için orman yollarının en az 10 teker itfaiye aracının geçebileceği şekilde genişletilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Yangınların başlangıç aşamasında, büyümeden söndürülmesi en önemli aşamadır. Bu sayede yangınlar küçük yangın olarak kalır.
Yangına müdahale esnasında koordinasyon eksikliği de yaşanmaktadır. Sorumlu durumda olan AFAD, Orman İşletme Müdürlüğü, itfaiyeler, diğer kolluk kuvvetleri arasındaki görev dağılımında, araçlara su takviyesinde, yangına katılan personelin yeme-içme-barınma-dinlenme gibi ihtiyaçlarının karşılanmasında aksaklıklar ve yetki karmaşası yaşanmaktadır.
Orman yangınlarında orman içerisinde bulunan su şebekesine bağlı çelik boru hatları üzerinde, muhtelif yerlerde yangın hidrantlarının yapılması, su temininde araçlara zaman kazandıracaktır. Yangın gözetleme kulelerinin ve özellikle insan kaynaklı yangınlar için eğitimlerin artırılması gerekmektedir. Yanan yerlerin kullanımına dikkat edilmelidir, tarla, yerleşim yeri, otlak, otel vs. yapılmamalıdır. Belirlenen önemli noktalara “Acil Müdahale Ekipleri” yerleştirilmelidir.
İklim krizinin ve ekolojik krizin artan etkileri neticesinde orman yangınları, sel gibi doğal afetler hem dünyayı hem ülkemizi etkiliyor. Yerel yönetimlerin geliştireceği iklim politikalarının içeriği, çevre politikalarıyla eşgüdümü ve stratejik plan kapsamı sizce nasıl olmalı?
VAHAP SEÇER: Son yüzyıldaki 1.1 derecelik sıcaklık artışının önümüzdeki 10-15 yılda 1.5 derece, 2100 yılına kadar da 2 ila 4 derecelik seviyeye ulaşacağı aşikârdır. Küresel sıcaklık artışlarıyla birlikte özellikle Akdeniz Havzası’nda iklim değişikliği yoğun olarak hissedilecektir. En kısa vadedeki etkiler; sıcak hava dalgaları, aşırı yağışlar, orman yangınları, seller vb. aşırı meteorolojik olaylar olacaktır.
İklim değişikliğine sebep olarak gösterilen sera gazlarının atmosfere salınmadan tutulmasına ve azaltılmasına yönelik projelere, eylem planlarına ihtiyaç bulunmaktadır. Atmosfere salınan sera gazlarının içerisinde en büyük paya sahip olan karbondioksitin yeryüzünde en fazla tutulduğu alanlar, orman alanlarıdır. Ormanlar, bir nevi karbondioksit yutak alanlardır. Bu yüzden hem yerelde hem de ülke çapında ormanların korunması geliştirilmesi ve yeni orman alanlarının oluşturulması gerekmektedir.
Belediyeler, iklim değişikliğine karşı kapasite geliştirme, sera gazı azaltım ve iklim değişikliğine uyum çalışmalarını mutlaka yapmalıdır.
Bu kapsamda Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı bünyesindeki İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Şube Müdürlüğü’yle belediyemizin iklim değişikliğine uyum stratejisini ve eylem planını hazırlıyoruz.
Yerel yönetimler, yerelde karar alıcı mekanizmalardır. Bu nedenle hem kapasite hem de görev ve yetki açısından iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarına hazırlıklı olması gereken kurumlardandır. Belediyeler, hizmetlerinin tamamını iklim değişikliği senaryolarına adapte etmelidir. Yerel yönetimlerin en üst düzeyde oluşturacağı master plana çevre ve iklim değişikliği konuları bütünleşik bir şekilde dahil edilmelidir. İklim değişikliğinin yakın gelecekte ve 2100 yılına kadar ciddi sonuçlar doğuracağı biliniyor. Bu anlamda yerel yönetimlerin de iklim değişikliği projeksiyonlarına uygun yapılanmaya gitmesi elzemdir.
İl genelinde orman alanlarının artırılması, ağaç dikim kampanyaları, yeşil alan projeleri, yenilenebilir enerji kaynaklarının en üst düzeyde kullanılabilir hâle getirilmesi, kent içindeki ısı adacıklarının yok edilmesi, enerji verimliliği politikalarının oluşturulması, yeşil ve akıllı binaların kullanılması, sürdürülebilir su kullanım ve depolama projeksiyonlarının geliştirilmesi ve çöp gazının (metan) tamamen bertaraf edildiği sürdürülebilir atık yönetiminin sağlanması, yerel yönetimlerin başlıca yapması gerekenler olarak sıralanabilir.
Yerel yönetimlerin bu çalışmaları yaparken ulusal iklim değişikliği eylem planlarına ve ulusal çevre yönetimi sistemlerine uyum sağlayacak şekilde il master planlarında eşgüdüm oluşturması, bu konulardaki hedeflerinin stratejik planda yer alması gerekmektedir.
Bu kapsamda belediye olarak yürüttüğümüz çalışmalar:
“İklim Değişikliği Alanında Ortak Çabaların Desteklenmesi Projesi” kapsamında “İklim Değişikliğine Karşı Çıkın Projesi” yapıldı.
“Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Hibe Programı” kapsamında “Türkiye ve Polonya Arasında Çevre Ortaklığı Projesi” yürütüldü.
“Katı Atıktan (Çöpten) Elektrik Enerjisi Üretimi Projesi” başlatıldı. Proje devam ediyor.
Fosil yakıtların tüketimini azaltmak amacıyla CNG’yle çalışan 100 adet halk otobüsü alındı.
Kent merkezinde oluşan ısı adalarının önüne geçmek ve yeşil aksı artırmak amacıyla karbon yutağı olarak 700.000 adet fidan dikildi.
Mersin kent merkezinde 70, Tarsus’ta 30 kilometre olmak üzere toplam 100 kilometre bisiklet yolu çalışması devam etmektedir.
Güneş pillerinin kullanımıyla, yağmur hasadıyla, yeşil çatıyla, akıllı enerji sistemleriyle ilgili çalışmalar devam etmektedir.
Doğal afetler sonrası yaşanan krizlerde belediyeler yetki, görev ve finansman kaynakları açısından sizce ne kadar güçlü? Bölgeniz dahilinde iklim eylem planınız var mı? Varsa somut hedefleriniz nelerdir?
VAHAP SEÇER: “İklim Değişikliği Eylem Planı” kapsamındaki çalışmalarımız devam ediyor. 2020-2024 stratejik planında “Ulusal İklim Eylem Planına Uygun İl Düzeyi İklim Eylem Planının Çok Paydaşlı Çalıştaylarla Desteklenerek Hazırlanması ve Uygulamaya Konulması”, stratejik hedef olarak belirlendi, 2022 yılı sonunda tamamlanması öngörülüyor. Bu kapsamda sera gazı salımında azaltıma yardımcı olmak ve uyum stratejileri geliştirmek üzere Mersin ili genelinde Ekim 2020’de “Mersin İli Sera Gazı Emisyonu Envanteri” çalışmaları başlatıldı ve süreç tamamlandı.