"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Zeydan Karalar: İklim Eylem Planları Akılcı Ve Sistemli Olmalıdır

  • 16 Ağustos 2021

28 Temmuz 2021 tarihinde başlayan ve oldukça geniş bir alana yayılan orman yangınlarının ardından bölgenizdeki son durumu öğrenebilir miyiz?


ZEYDAN KARALAR: Adana’nın Kozan, Aladağ, Sarıçam ve Karaisalı ilçelerinde yaşanan orman yangınlarında zarar gören kırsal mahalleler var. Ormanların ve doğal yaşamın yanında insan yerleşkeleri de yangından etkilendi. 


Adana Büyükşehir Belediyesi, başta İtfaiye Daire Başkanlığı olmak üzere ilgili bütün birimleriyle hem yangının söndürülmesi için Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerine destek olmuştur hem de vatandaşların mağduriyetini gidermek için büyük çaba göstermiştir. 


Vatandaşlara yemek, su, hayvan yemi, beyaz eşya, tarla-bahçe malzemeleri, hastalara sağlık hizmeti, yaşananlardan dolayı yoğun stres altında olanlara da psikolojik destek veriliyor. Hasar tespit çalışmalarının ardından evleri yananlara yapılacak destekle ilgili faaliyetler sürüyor.


Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili daire başkanlıklarının titizlikle sürdürdüğü destek çalışmaları ihtiyaçlar giderilene ve mağduriyet sona erene dek sürecek.


Bölgemizde çıkan yangınların tamamı söndürülmüştür. Şu anda devam eden yangın yoktur. İlimiz genelinde 28 Temmuz 2021 tarihinde başlayan orman yangınlarında zarar gören vatandaşlara yardım edebilmek amacıyla saha çalışmaları yapılmıştır. Saha çalışmalarında beşer kişilik beş ayrı saha ekibi oluşturulmuştur. Her ekip içerisinde iki inşaat mühendisi, bir harita mühendisi, Afet ve Risk Yönetimi Şube Müdürlüğü’nün bir personeli (şehir planlama, jeoloji mühendisi vb.), Derman ekibinin bir personeli yer almıştır. Saha çalışmaları sonucunda ön tespit raporları hazırlanmıştır, bu raporlar CBS sistemine eklenmiştir.


Söndürme ve soğutma çalışmalarında karşılaştığınız güçlüklerden bahseder misiniz? Afet risk yönetimi kapsamında doğal afetlerle mücadele sürecinde yetki ve sorumluluk açısından yaşadığınız zorluklar nelerdir?


ZEYDAN KARALAR: 6381 sayılı Orman Kanunu’na göre, orman yangınlarıyla mücadelede asli yetki, görev ve sorumluluk, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndadır. Belediyelerin yetkisi, orman yangınları için değil, kent içi bina yangınları içindir.


İlgili kanun maddesinde orman yangınlarında sorumluluğun Tarım ve Orman Bakanlığı’nda olduğu görülmektedir. 


Ancak halkın mağdur olmaması için belediyemizin bütün imkânlarını yangının söndürülmesine destek olmak ve mağdur halkın ihtiyaçlarını karşılamak için kullandık.


İtfaiye Daire Başkanlığı’na bağlı söndürme araçlarının şehiriçi yangınlara müdahaleye uygun olmaması ve ormanlık alanlara bu araçlarla ulaşım konusunda zorluklar yaşanması, müdahaleyi güçleştirmektedir. Yangında oluşan yoğun duman sebebiyle itfaiye araçlarıyla yakın müdahale yapılması da yer yer olanaksız hâle gelmiştir. 


Adana Büyükşehir Belediyesi Afet ve Risk Yönetimi Şube Müdürlüğü, AFAD vb. kurumlarla güçlü işbirliğini ve etkili iletişim içerisindeki çalışmalarını sürdürmektedir.


İklim krizinin ve ekolojik krizin artan etkileri neticesinde orman yangınları, sel gibi doğal afetler hem dünyayı hem ülkemizi etkiliyor. Yerel yönetimlerin geliştireceği iklim politikalarının içeriği, çevre politikalarıyla eşgüdümü ve stratejik plan kapsamı sizce nasıl olmalı?


ZEYDAN KARALAR: Kentler, yaşam standartları gereği enerji kaynaklarının ve doğal kaynakların hızlı ve daha fazla tüketilmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla kentler, sera gazlarının atmosferdeki miktarının artmasından sorumlu olan yerleşimlerdir. Kentlerin iklim değişikliğine etkisinde önemli unsurlardan biri de kentsel büyümenin yol açtığı arazi örtüsünde yaşanan değişimdir. Kentsel büyüme (nüfustaki ve yapılaşmış alan miktarındaki artış) ve yayılma, sera gazı emisyonlarının artışına neden olmaktadır. Düzensiz kentleşmenin olumsuz etkileri giderek artmaktadır.


Kentlerdeki bir diğer gerçeklik, iklim değişikliğinden etkilenme potansiyelidir. İklim değişikliği sonucunda meydana gelen/gelmesi beklenen aşırı atmosfer olayları ve riskler, kentsel sistemlerin varlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir. İklim değişikliğinin kentlere taşıdığı problemler çeşitlidir; ısı değişimi, yağış rejiminin değişmesi, kuraklık, sel, deniz seviyesinin yükselmesi, nüfus hareketleri (iklim değişikliğinin neden olduğu göçler) gibi birçok sorun kentleri yakından ilgilendirmeye başlamıştır. Bu sorunlarla sadece çevresel önlemlerle değil, toplumsal ve ekonomik açıdan da ele alınması gereken özelliklere sahip, kapsamlı ve entegre/bütünleştirici bir yaklaşımla baş edilmesi gerekmektedir. Bu koşullar, sera gazı emisyonlarını azaltım ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama noktasında kentleri oluşturan sistemlere ve şekillendirdiği kentsel mekânlara dair ekonomik, sosyal ve ekolojik unsurları, geleceğe yönelik politikalarda ve planlama kararlarında ele almaya her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Çünkü kentsel planlama kararları iklimi etkilemektedir. İklim değişikliği de kentleri etkilemektedir.


Yerel yönetimler, mevcut yasal ve kurumsal sorumlulukları çerçevesinde hedefledikleri iklim eylemlerini hayata geçirmek için çeşitli yönetim araçlarını kullanmaktadır. Yerel yönetimlerin planlama araçlarından biri, yasalardır. Yasalar aracılığıyla kentleri yönetenlere tanınan yetki ve görevler, aslında yerel iklim eylemleri için önemli bir altlık teşkil etmektedir. Yasal mevzuat doğrudan iklim değişikliğiyle mücadeleye odaklı olmasa da, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki birçok yerel hizmeti hayata geçirmeye işaret eden hükümlerle donanmıştır. 


Burada yerel yönetimlerden beklenen, belediye/taşra kanunlarıyla gelen kentsel altyapı, (atık, atık su yönetimi), hava kirliliği, su kirliliği, yeşil alanlar (yeşil altyapı), kent içi ulaşım, toplu taşıma, parklar-açık yeşil alanlar, gıda güvenliği, fiziki planlama, konut, afet yönetimi, acil durumlara hazırlıklı olma, kentli sağlığı, sosyal yardım hizmetleri vb. gibi hizmetler kapsamında bu sorumlulukları ulusal iklim politikalarını da dikkate alarak oluşturacakları yerel politikalar doğrultusunda bütünsel bir yapıya kavuşturmaktır. 


İklim değişikliğiyle mücadelede bir başka yerel yönetim aracı, yerel yönetimlerin planlama yetkisidir. Burada planlama derken sadece mekânsal açıdan değil, aynı zamanda ekonomik, ekolojik ve sosyal imkânlarla insanların ve tüm canlıların yaşam kalitesini şekillendiren ve giderek artıran bir planlama yaklaşımı esastır. Böyle bir hizmet anlayışının yerel iklim politikasının gerekleriyle uyumlaştırılması hâlinde söz konusu planlama, yerel yönetimlerin iklim eylemlerinde en etkili uygulama araçlarından biri olmaktadır.


Yerel yönetimlerin tüm bu yönetim araçlarını dikkate alarak iklim eylem planları hazırlamaları ve uygulamaları için iç yönetim yapılarında ele almaları gereken bazı hususlara/tavsiyelere bu noktada dikkat çekmek faydalı olacaktır. 


Bu hususlar/tavsiyeler şunlardır: 


-Planlanan belediye hizmetlerinin/yatırımlarının iklim değişikliği etkilerini (azaltım ve uyum bağlamında) inceleyecek kurumsal bir mekanizma oluşturulmalıdır. 


-İklim değişikliğiyle ilgili sorunlara ve çözümlere sadece belediye sınırlarının içinde değil, il ölçeğinde ve bölgesel ölçeklerde yaklaşılmalıdır. 


-Belediyenin iç kurumsal yapısında daimî bir iklim çalışma grubu/birimi oluşturulmalıdır. 


-Belediyenin farklı müdürlüklerine ve yan kuruluşlarına azaltım ve uyum konularında somut sorumluluklar verilmelidir. 


-İklim eylemlerinin, belediyenin öncelikli sektörlerinde ve diğer konularında geliştirilmesi desteklenmelidir. 


-İklim eylem planıyla belediyenin bütüncül politikalarını içeren yatırım programının (stratejik planlar, bütçeleme vb.) bağlantılı ve uyumlu olması sağlanmalıdır. 


-İklim eylem planına belediye dışındaki diğer aktörlerin (STK’lar, üniversiteler, meslek odaları, özel sektör vb.) katkı vermesi ve aktif katılımı için zemin oluşturulmalıdır.


Sürdürülebilir ve iklime dayanıklı kentsel gelişme için yerel iklim eylem planlarının şehiriçi ulaşım planlama sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmesi, atılabilecek önemli adımlardandır. Bu çerçevede kent ulaşım planlamalarında bisikletin ana akım trafik aracı olarak kullanımına dair geliştirilecek politikalar çerçevesinde gerekli fiziki altyapının vakit geçirmeden ifası faydalı olacaktır.


İlimizde 16-17 Kasım 2021 ve 3-4 Aralık 2021 tarihlerinde AFAD’la eşgüdümlü olarak “İl Risk Azaltma Planı” hazırlanmasına yönelik online çalıştay gerçekleştirilmiştir ve bu plan yürürlüğe konmuştur. Hazırlanan bu planda belirlenen çalışma gruplarından birisi de, “Meteorolojik ve İklim Değişikliği Kaynaklı Afetler Masası”dır. 


Bu çalıştayda eylemler ve eylemlerden sorumlu kurumlar belirlenmiştir. Eylemlerin takibi altı ayda bir ilgili kurumlar tarafından yapılmaktadır. Ayrıca tarafımızdan mekânsal kararları içeren sakınım planı da hazırlanacaktır. Bu sakınım planında iklim krizine ve etkilerine de yer verilecektir. Aynı zamanda iklim krizinin etkileri sonucunda oluşan su baskınları için Adana Büyükşehir Belediyesi’nde erken uyarı sistemi kullanılmaktadır. Olası bir su baskınında vatandaşlar sosyal medya üzerinden uyarılmaktadır, müdahale ekipleri sahaya önceden gönderilmektedir ve olası zararlar azaltılmaktadır. Adana Büyükşehir Belediyesi’nin geliştireceği iklim politikaları, İl Risk Azaltma Planı’yla, sakınım planıyla, çevre politikalarıyla eşgüdümlü olacaktır.


Doğal afetler sonrası yaşanan krizlerde belediyeler yetki, görev ve finansman kaynakları açısından sizce ne kadar güçlü? Bölgeniz dahilinde iklim eylem planınız var mı? Varsa somut hedefleriniz nelerdir? 


ZEYDAN KARALAR: Planların finansal stratejisi ve ayrıntılı bütçesi yoktur. Eylemlerin bütçe ve maliyet karşılığı bulunmamaktadır. Belediyelerin öz kaynaklarının, potansiyel iklim finansmanı kaynakları olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Yerel yönetimler, iklim eylem planlamalarında hangi tip finansmana (kredi, hibe, ulusal, yerel, dış kaynak ve diğer) ihtiyaç duyacağına dair akılcı ve sistemli bir strateji izlemelidir.


Adana Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) Projesi: Dünya Bankası desteğiyle uygulanmaktadır. İLBANK ve Dünya Bankası’yla birlikte yürütülen ve finanse edilen Sürdürülebilir Şehirler Projesi’nin “Sürdürülebilir Şehir Planlaması ve Yönetim Sistemleri” bileşeni kapsamındaki Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) dahilinde Adana’da eylem planları oluşturularak farkındalık çalışmaları yapılacaktır. (Adana Büyükşehir Belediyesi Etüd ve Projeler Daire Başkanlığı, Başlama-Bitiş Tarihi: 2020-devam ediyor.)


CDP ve GCoM Projesi: Kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan CDP, kamu kurum ve kuruluşlarıyla şirketlerin doğal kaynaklarını ve doğal sermayeyi nasıl kullandıklarını, faaliyetleriyle sınırlı kaynakların yeniden üretimini nasıl etkilediklerini ve bu alandaki risklerini nasıl yönettiklerini yatırımcılara raporlamalarına aracılık etmektedir. Bu kapsamda Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ilk kez çevre raporu ve çevre kredi notu ücretsiz olarak CDP tarafından hesaplanmıştır. Adana Büyükşehir Belediyesi, Küresel Belediye Başkanları sözleşmesi de imzalamıştır. (Başlama-Bitiş Tarihi: 2020-devam ediyor.)


Somut Hedefler (Belediyelerin Sürdürülebilir Enerji Eylem Planlarındaki Başlıca Eylemler):


-Belediye hizmet binalarında ve parklarda elektrik ve ısınma amaçlı doğal gaz emisyonlarının hesaplanması, 

-Belediye araçlarının yakıt tüketiminden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının hesaplanması, 

-Toplu ulaşımın ve elektrikli araçla bisiklet kullanımının teşvik edilmesi, 

-Motorlu araçlardan arındırılmış alanların artırılması, 

-Binaların ısı yalıtımlarının sağlanması, 

-Binalarda güneş ve rüzgârdan faydalanarak enerji üretiminin teşvik edilmesi,

-Fosil yakıt kullanımının kademeli olarak azaltılması veya tamamen terk edilmesi, 

-Kentlerin elektrik gereksinimleri için yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih etmesi, 

-Mevcut sanayi tesislerinin enerji tüketimlerinin gözden geçirilmesi, 

-Yeni kurulacak sanayi işletmelerinde enerji verimliliğinin göz önüne alınması, 

-Katı atık yönetiminin iyileştirilmesi,

-İklim Değişikliği Şube Müdürlüğü kurulması.



Önerilen Haberler