"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Aşılanma Oranını Artırmamız Gerekiyor

  • 2 Ağustos 2021

1 Temmuz 2021 itibarıyla kademeli normalleşmenin üçüncü etabı başladı. Kurban Bayramı tatiliyle birleşen süreç vatandaşların kıyı/tatil bölgelerinde yoğunlaşmasına ve memleketlerine gitmelerine neden oldu. Bölgenizdeki yoğunluğu ve turizm sektöründeki süreci değerlendirebilir misiniz?


MUSTAFA İDUĞ: Bornova, 8500 yıllık tarihiyle İzmir’in en eski yerleşim yeri. Levanten köşklerinden Ata Anı Evi’ne kadar tarihî ve kültürel mirasın yoğun olarak bulunduğu ancak deniz-güneş-kum turizminin yaygın olmadığı bir ilçe. Sanayi siteleriyle, kamu kurumlarıyla ilçedeki istihdam oranı da fazla. Dolayısıyla yaz aylarının ve bayram tatilinin etkisiyle Bornova’ya kıyı ilçelerindeki kadar turist gelmedi. Fakat tüm Türkiye’de olduğu gibi Bornovalılar da tatil beldelerine ve memleketlerine akın etti. Bu bölgelerde oluşacak bulaşın, tatil dönüşünde Bornova üzerinde de olumsuz bir etkisi olacaktır. Sayıların artması da bunun bir göstergesi. Vaka sayısında ilçe bazında her ne kadar ortalamanın altında olsak da, tedbiri elden bırakmadan maske kullanımına, mesafeye ve temizliğe önem vermeye devam etmeliyiz. 


Kademeli normalleşmenin etkileri ve yoğunluğu için hangi tedbirleri aldınız? Bu tedbirler yeterli oldu mu? Turizm bölgelerinde turizm sektörü ve çalışanları kapasite yoğunluğunu nasıl karşıladı? Bayram dönüşünde pandeminin yaygınlaşacağı öngörülüyor. Bu konuya ilişkin önlemleriniz var mı? Varsa nelerdir?


MUSTAFA İDUĞ: Tedbirleri hiç azaltmadık. İmkânlar ölçüsünde her noktada dezenfeksiyon çalışması yaptık. Pazaryeri girişlerinde dezenfeksiyon tünelleri oluşturduk, maske ve dezenfektan dağıttık. 


Sorumluluğumuzda olan tüm alanlarda pandeminin başından bu yana hem vatandaşların hem de çalışanların sağlığı önceliğimiz oldu. Bundan sonra da öyle olmaya devam edecek. 


Hijyen, sosyal mesafe ve maske kullanımı başta olmak üzere ülke genelinde uygulanan bütün kurallara harfiyen uyuyoruz. Vatandaşların önlemlere riayet etmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Sık sık denetimlere çıkıyoruz. Maske kullanımına ve mesafeye riayet etmeyenleri uyarıyoruz.


Bunlara ek olarak esnafa ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara yönelik desteğimiz sürüyor. Tam zamanlıya geçtiğimiz bu dönemde belediye personelleri hem kendi sağlıkları hem mesai arkadaşlarının hem de vatandaşların sağlığı için her zamankinden daha özenli davranıyor. Belediye binalarına ve sosyal tesislere girişlerde HES kodu uygulamamız devam ediyor. 


Belediye işlemlerinin -hobi ve spor kursları da dahil olacak şekilde- neredeyse tamamına yakın kısmını online yürütmeye yönelik projeler üzerinde çalışıyoruz. Vatandaşı belediyeye kadar yormadan, bulaş riskini azaltarak daha çağdaş bir belediyecilik sergilemeyi hedefliyoruz. 


Normalleşmeyle birlikte aşılama ve aşı karşıtlığı tartışmaları da gündeme yerleşti. Yerel yönetim olarak özellikle genç nüfusun aşılama sürecine hızla dahil edilmesi için planlarınız ve çalışmalarınız var mı? 


MUSTAFA İDUĞ: Aşının önemine inanıyorum, aşılanmada hiçbir gecikme olmaması gerektiğini düşünüyorum. İzmir insanı bu konuda oldukça bilinçli ve aşılama oranlarında örnek kentlerin başında geliyoruz. Yine de aşılanma oranını artırmamız gerekiyor.


Belediye personelleri ve gençler başta olmak üzere vatandaşlara aşının koronavirüse karşı mücadelede ne derece önemli olduğunu düzenlediğimiz toplantılarla, yaptığımız duyurularla her fırsatta anlatıyoruz.


Kapanma dönemleri sağlığımız için büyük önem taşımakla birlikte bazı sektörlere büyük bir darbe vurdu. Kapanma döneminin bir daha olmaması için aşılanmanın önemi büyük.


İlçenizdeki üniversiteler ve yüksekokullar kapsamında yeni eğitim-öğretim yılı için ne tür tedbirler almayı düşünüyorsunuz?

MUSTAFA İDUĞ: Kontrollü normalleşmeyle birlikte geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında yüz yüze eğitime geçen Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm okullarda temizlik ve dezenfeksiyon çalışması yaptık. Sosyal mesafe konusundaki işaretleri, bilgilendirme afişlerini ve levhaları yerleştirdik.  


Yeni eğitim-eğitim öğretim yılında yüz yüze eğitim başlarsa -ki en büyük temennimiz bu- çocukların ve öğretmenlerin sağlığı için ne gerekiyorsa yine yaparız. İlçemizdeki üniversitelerden de talep gelirse hiç düşünmeden destek oluruz, eğitim-öğretim için üzerimize düşen her görevi yerine getiririz.


Ayrıca bu dönemde ödüllü projemiz “Dijital Sınıf” aracılığıyla öğrencilerin derslerinden geri kalmaması için destek olduk. Geçtiğimiz yıl 40.000’nin üzerinde öğrenci “Dijital Sınıf” uygulamasından yararlandı. Bu yıl sayının artacağına inanıyoruz.


Önerilen Haberler