"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

İşkolu Barajı

  • 9 Ağustos 2021

Toplu iş sözleşmesinin yapılmasında “yetki” konusu 6356 sayılı kanunun 41. maddesinde düzenlenmiş olup işçi sendikasının kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az %1’nin üyesi bulunması şartı aranmaktadır. Ayrıca toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise %40’nın kendi üyesi bulunması hâlinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olmaktadır.


İşkolu barajı olarak adlandırılan ilk şarta ilişkin olarak bir işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinin tespitinde bakanlık tarafından her yıl Ocak ve Temmuz aylarında yayımlanan istatistikler esas alınmaktadır. Bu istatistiklerde her bir işkolundaki toplam işçi sayısıyla işkollarındaki sendikaların üye sayıları yer almaktadır. 


Yayımlanan istatistik, toplu iş sözleşmesi ve diğer işlemler için yeni istatistik yayımlanıncaya kadar geçerli olup yetki belgesi almak üzere başvuran veya yetki belgesi alan işçi sendikasının yetkisini daha sonra yayımlanacak istatistikler etkilememektedir. 


İstatistiklerin gerçeğe uymadığı gerekçesiyle on beş gün içinde Ankara İş Mahkemesi’ne başvurulabilmektedir. Mahkeme bu itirazı on beş gün içinde sonuçlandırır. Mahkeme tarafından verilen karar hakkında ilgililerin veya bakanlığın istinaf yoluna başvurulması hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi bir ay içinde kararını verir. Bu karara karşı Yargıtay nezdinde temyiz yolu açıktır.


Eski yasa döneminde %10 olan işkolu barajının yeni yasayla %1’e indirilmesiyle yetki alımının büyük ölçüde kolaylaşacağı ve yetki sisteminin ILO sözleşmelerine uygun hâle gelmesi beklenmekteydi. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün eleştirilerini karşılama gerekçesiyle işkolu barajını düşüren yeni yasa, toplu iş sözleşmesi yetkisi için başvuru tarihinde işyerinde çalışanların yarıdan fazlasını üye yapma koşulunu korumuş, işletmede ise çoğunluk koşulundan vazgeçerek işçilerin %40’nın sendika üyesi olmasını yeterli görmüştür. 6356 sayılı kanunun, genel gerekçesiyle de çelişen bir biçimde örgütlenmeyi işkoluyla sınırlaması, taslak aşamasında yine ILO eleştirilerine maruz kalmıştır. 


Günümüzde istatistiklere bakıldığında işkolu barajının %1 gibi düşük bir düzeyde dahi toplu pazarlık hakkının önünde hâlen bir engel teşkil ettiği görülmektedir. 


İşkolu barajının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuşsa da, Anayasa Mahkemesi’nin 14/05/2015 tarih ve 2014/177-2015/49 E.K. sayılı kararında; “İşkolu barajı, sendikaların sayısının makul seviyede kalmasını sağlayarak sendikalar arası yıkıcı rekabeti önlemek ve bu suretle işverenden bağımsız güçlü sendikaların toplu iş sözleşmesinin tarafı olabilmelerini temin etmek amacına dayanmaktadır. Bağımsız ve güçlü sendikaların toplu iş sözleşmesinin tarafı olabilmelerinin temin edilmesi, çalışanların sendikal haklardan daha etkin bir şekilde yararlanmaları sonucunu doğurmakta olup bunun sendikal hak ve özgürlüklerin korunmasına hizmet edeceği açıktır. Dolayısıyla işkolu barajı öngörülmesinde anayasal açıdan meşru bir amaca dayanıldığı anlaşılmaktadır... Güçlü sendikaların toplu iş sözleşmesinin tarafı olabilmelerinin temin edilmesi amacıyla öngörülen %1’lik işkolu barajının çalışanlara aşırı ve olağanüstü bir yük yüklemediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle %1’lik işkolu barajının sendika hakkına ölçüsüz bir müdahale teşkil ettiği söylenemez. Açıklanan nedenlerle dava konusu kural Anayasa’nın 13., 51. ve 53. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir,” ifadelerine yer verilerek iptal istemi reddedilmiştir.


Av. MERVE NUR KARAKAŞ


Önerilen Haberler