YÜKLENİYOR
Günümüzde çevre sorunları, günden güne büyüyen kentlerde, ilçelerde ve mahallelerde etki alanını genişleten doğa felaketlerine ve ekolojik felaketlere dönüşüyor. İnsan eliyle dönüştürülen doğa, yine insanlığın neden olduğu küresel ısınmayla ve iklim kriziyle baş etmeye çalışıyor. Değişen toplumsal, kültürel, siyasi, ekonomik koşullar bağlamında ve birbirine eklenen bu koşulların olumsuz neticeleri dahilinde mevsim ayrımı olmaksızın yaşanan doğal afetlerle mücadele ediyoruz. Her şeyden önce bu gerçeğin farkında olmak, sorunun boyutlarını tüm aşamalarıyla tespit etmek ve sonuçlarını temel unsurlarıyla değerlendirmek gerekiyor. Çünkü toplum ve doğa iç içe. Dolayısıyla doğal afetlerin yıkıcı tesirlerini toplumdan, insandan ve insani faaliyetlerden ayrı düşünmek imkânsız. Sıklıkla dile getirdiğimiz küresel ekolojik kriz, insan da dahil olmak üzere bütün ekosistemi içeriyor, insanlığı ve toplumu doğrudan etkiliyor. Ekolojinin bir bütün olduğunu aklımızdan çıkarmadan konunun uzmanlarıyla üreteceğimiz akılcı politikalar ve alacağımız kapsamlı önlemler, önümüzdeki yıllarda daha kötü deneyimleri yaşamamamız için yol gösterici olacaktır.
28 Temmuz 2021 tarihinde başlayan ve on iki gündür oldukça geniş bir bölgede ormanlarımızı etkileyen yangınları da aynı sorumlulukla ve toplumsal bilinçle değerlendirmemiz gerekiyor. Bu nedenle 11 Büyükşehir Belediye Başkanımızın ülkemizdeki orman yangınlarıyla ilgili olarak yaptıkları görüşme neticesinde hazırladıkları bildiri, her kelimesiyle çok önemli. Doğal afetler, insanlığın neden olduğu niteliksel dönüşümlerin devamında ortaya çıkıyor, nicelik açısından mühim ve geri döndürülemez sonuçları doğuruyor. Orman yangınlarının yaşandığı bölgelerdeki belediyelerimiz ve belediye başkanlarımız, böylesi sonuçların önüne geçebilmek, yangınların kontrol altına alınmasını sağlamak için cansiperane çalıştı. Günlerce uyumadan vatandaşlarımızı, itfaiye ekiplerimizi orman işçilerimizi, gönüllülerimizi, sağlık çalışanlarımızı, veteriner hekimlerimizi, katkı veren, destek olan hiç kimseyi yalnız bırakmadılar. Var olsunlar. Bu süreçte iktidar tarafından yok sayıldık. Orman Kanunu’nda madde madde anlatıldığı ve yerel yönetimler olarak yetkilerimiz kısıtlı olduğu hâlde söndürme sürecinin uzamasından sorumlu tutulduk. Bu yangınlar, merkezi yönetim açısından tam bir sorumsuzluk örneğidir. Sanki kendi hâline bırakılmış, ormanlar terk edilmiş gibi bir anlayışla karşılaştık. Çaresiz kaldıklarında belediyelerimizi suçladılar. Ayrımlaştırmayı ve ötekileştirmeyi tercih ettiler. Başkanlarımızın bildirisinde belirtilmiş olduğu gibi, “Bu alanların yeniden orman vasfını kazanması için konunun takipçisi olacağız. Daha önce örnekleri olduğu gibi, yanan alanlara yönelik yapılacak tüm imar girişimlerinden kamuoyunu haberdar edeceğiz. Bu yönde atılacak adımların hukuk yoluyla engellemesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Öte yandan, gündemimizdeki diğer önemli konuyu da göz ardı etmiyoruz. Hayatlarımızı değiştiren pandemi sürecinin doğrudan etkilediği eğitim-öğretim, her zaman titizlikle ele aldığımız öncelikli konularımız arasında. Çocukların ve gençlerin pandemi döneminde eğitim-öğretim sürecinde yaşadıklarını, zihinsel/bedensel/ruhsal durumlarını ve gelişimlerini düşündüğümüzde aşılamanın hızlanması ve okulların açılması gerekliliğini iktidara bir kez daha hatırlatıyoruz. Eğitim ve öğretim görmezden gelinemez. Okulların kapalı tutulmasının artık normal bir durum olmadığını, alınacak önlemlerle eğitim-öğretim sürecinin devamlılığının sağlanabileceğini bilimsel açıdan toplumun tüm kesimlerine anlatmak, okulsuzluğun çocuklarımızda ve gençlerimizde yarattığı tahribatı ifade etmek için de zorunludur. Türk Tabipleri Birliği’nin toplumu doğru bilgilendiren açıklamaları doğrultusunda yerel yönetimler olarak bu anlamda üzerimize düşen her görevi yerine getireceğimizden, alınması gereken tedbirlerden taviz vermeyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
CHP’li yerel yönetimler olarak ortak toplumsal hayatımızı doğrudan etkileyen her konuda vatandaşlarımızın yanındayız. Adaletsizliği, yoksulluğu, işsizliği derinleştiren, kendi menfaatleri uğruna ülkemizi ve doğayı rant/talan unsuru hâline getiren iktidara karşı gücümüzün, sorumluluğumuzun farkındayız. Yeni bir hayatı birlikte inşa edeceğiz.