"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

İş Kazası Nedir?

  • 13 Eylül 2021

İş kazası kavramı hukukumuzda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda tanımlanmıştır. Kanundaki iş kazasına dahil edilen hâllerin kapsamı oldukça geniştir.


5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesinde iş kazası kabul edilecek durumlar: “a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) Bu kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e) Sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay’’ şeklinde tanımlanmıştır.


Türk Sosyal Güvenlik Hukuku bakımından bir olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hususunu illiyet bağı (sebeple sonuç arasında bir bağ) yönünden değerlendirmek gerekirse; olayın iş kazası sayılması için yapılan işle kaza arasında bir bağ olup olmamasına bakılmaz. Kanunun 13. maddesinin 1’a bendinde hüküm altına alındığı üzere sigortalı işçinin işyerinde bulunduğu sırada kaza geçirmesi yeterlidir. Nitekim Yargıtay da bir olayın iş kazası sayılabilmesi için sigortalıyı ruhen veya bedenen engelli hâle getiren olayın kanunun belirlediği hâl ve durumlardan birinde meydana gelmesini gerekli ve yeterli saymıştır. Bu hükme göre, işçinin işyerinde kendi sağlık problemleri dolayısıyla kalp krizi geçirmesi ve hatta intihar etmesi dahi Sosyal Güvenlik Hukuku kapsamında iş kazası olarak kabul edilir. Diğer yandan, işverenin sağladığı servisle işe gidip gelen işçilerin taşıma sırasında kaza geçirmeleri ya da yine kendi sağlık problemleri veya kendi kastı ve kusuruyla dahi olsa kaza geçirmeleri iş kazası sayılır. Bu yönüyle baktığımızda kanunun işle meydana gelen kaza arasında bir illiyet bağı aramaması, ortaya çıkışından ve olması gereken amaçtan saparak iş kazasını çok daha geniş bir kavram hâline getirmiştir. İş kazası, adı üzerinde çalışma hayatından kaynaklanan riskleri koruma altına almayı öngören bir sigorta kolu olarak ortaya çıkmıştır. Türk hukukunun aksine Almanya’nın ve İngiltere’nin iç hukukunu incelediğimizde olayın “iş kazası” olarak nitelendirilebilmesi için somut anlamda bir “kaza” ve bu kazanın yapılan işle bağlantılı olması aranmaktadır. Hukukumuzda “kaza” kavramının anlamı genişletilerek hastalık, intihar, kavga vs. gibi durumlar da kaza kavramı kapsamına alınmaktadır. İşle bağlantılı olmayan her türlü zarar verici olay iş kazası olarak kabul edilmektedir.


Sonuç olarak hukukumuzdaki “iş kazası” kavramının “illiyet bağı” kavramını göz önüne alarak kazayla yapılan iş arasında bir bağ araması yerinde olacaktır. Kaldı ki, işyerinde gerçekleşen fakat yürütülen işle arasında illiyet bağı olmayan zarar verici olayların hastalık sigortası kapsamında değerlendirilmesi ve sigortalının bu kapsamdan geçici iş göremezlik ödeneği alması mümkündür. Buna rağmen “iş kazası” kavramının geniş tutulması, diğer ülkelerle de kıyasladığımızda amaca aykırı sonuç doğurmaktadır.



Av. HARİKA ECEM DEĞİRMENCİ



Önerilen Haberler