YÜKLENİYOR
Yönetsel bir birim olan “muhtarlık”, yerel yönetimle merkezi yönetimin kesiştiği noktada yer alıyor. Aynı zamanda bir yerel yönetim bileşeni olarak kabul ediliyor. Öncelikle kapsayıcı yerel yönetim anlayışı ve hizmette yerellik ilkesi kapsamında muhtarlıklarla yerel yönetimler/belediyeler arasındaki ilişkiyi değerlendirir misiniz?
MUHİTTİN BÖCEK: Muhtarlar ve muhtarlıklar, bizim için en önemli ve öncelikli yerel birimlerdir. Muhtarlıklar, mahallelerinde düzeni sağlayan kurumlardır. Muhtar, kendi mahallesini en iyi tanıyan ve sorunlarını bilen kişidir. Kim yoksul, kim ihtiyaç sahibi, kimin ne derdi var, muhtar bilir. Bu nedenle Antalya’nın 19 ilçesinin 913 mahallesinde görev yapan tüm muhtarlarla işbirliği ve iletişim hâlindeyiz. Muhtarlar, vatandaşlarla bizim aramızda köprü kuruyor. Mahallelere vereceğimiz hizmetlerin daha sağlıklı olması ve sorunların tespiti konusunda muhtarlarla temas kuruyoruz. Belediyemiz bünyesindeki Muhtarlık İşleri Daire Başkanlığı bu konuda verimli çalışıyor. Muhtarlık Bilgi Merkezi de muhtarlara hizmette kolaylık sağlıyor. Bu konuda da hiçbir ayrım yapmıyoruz, kimseyi ötekileştirmiyoruz, herkese eşit hizmet veriyoruz.
Özellikle pandemi süreciyle birlikte mahalle yönetimi, mahalle dayanışmaları ve mahalle muhtarları öne çıktı. Yasal mevzuatın içeriği açısından mahalle dayanışmaları-muhtarlık-belediyeler arasındaki süreçte neler yaşanıyor? Sorunların çözümünde ve taleplerin karşılamasında yetki, görev ve sorumluluk bağlamında nasıl bir yol izleniyor?
MUHİTTİN BÖCEK: Muhtarlar, doğal afet ve pandemi gibi süreçlerde en önemli bilgi kaynağı. Onlardan bilgi alıyoruz, sorunları, eksikleri ve ihtiyaçları tespit ediyoruz. Afet durumlarında ihtiyaçları tespit ederken muhtarlardan destek alıyoruz. Çünkü mahallesini en iyi muhtar bilir. Muhtarların kendilerine ait bütçesi olmadığı için temel ihtiyaçları belediyemize bildiriyorlar. İhtiyaçlar, ilgili birimler sayesinde karşılanıyor. Türkiye’nin en büyük yangını olarak kayıtlara geçen Manavgat yangınlarında örneğini yaşadık. Manavgat yangınlarında muhtarlarla birebir temas ve dayanışma hâlindeydik. Hasar tespitinden tutun, giyime, gıdaya, içeceğe kadar her ihtiyacı muhtarlar aracılığıyla öğrendik. Yangın çıkan ilçelerin belediyeleriyle koordineli olmaya çalıştık.
Muhtarlarla yasal mevzuat çerçevesinde çalışıyoruz. Muhtarlarla sık sık toplantılar yapıyoruz. Göreve başlar başlamaz 913 mahalle muhtarıyla bir araya geldik. Antalya’yı birlikte yöneteceğimizi söyledik. Her toplantıda genel sekreterimizle, genel sekreter yardımcılarımızla, ilgili birimlerimizin daire başkanlarıyla muhtarların sorunlarını ve taleplerini dinliyoruz, mahallelerin ihtiyaçlarına yönelik çözüm üretiyoruz. Yapılması gereken ne varsa, planlı ve kurallı bir şekilde yapıyoruz. Yerel yönetimlerin mihenk taşı olan muhtarların kendilerine ait bütçeleri olsa, sorunlara yerinde çözüm üretmek daha iyi olacak. Ancak böyle bir bütçe söz konusu olmadığı için yerel yönetimler olarak muhtarlara her zaman destek oluyoruz.
Büyükşehir Yasası dahilinde muhtarlıkların sayısının artmasıyla belediyeler, muhtarlıklarla yatay bir ilişki kurmaya başladı. Belediyelerin bünyesinde muhtarlık birimi, müdürlüğü, masası kuruldu, iletişimi kolaylaştıracak teknik olanaklar oluşturuldu. Bu alt birimlerin işleyişinde hem muhtarlıklar hem belediyeler nasıl bir inisiyatif alıyor? İhtiyaçların karşılanması noktasında bu imkânlar yeterli oluyor mu?
MUHİTTİN BÖCEK: İmkânların yeterli olması için çalışıyoruz. Elbette yetemediğimiz durumlar oluyor. Büyükşehir Yasası’yla birlikte Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin görev alanı genişledi. Dediğiniz gibi, MUBİM üzerinden iletişimi güçlendiren teknik olanaklar sağlandı. Antalya’nın dört bir yanında görev yapan muhtarlar, sorunları veya talepleri bilgisayar ortamından tarafımıza bildirip sonucu en kısa sürede öğrenebiliyor. Böylelikle hem işler daha hızlı ilerliyor hem de çözüm süreci kolaylaşıyor. Dolayısıyla hizmet alma noktasında da belediyelerle işbirliği hâlinde ve koordineli çalışılıyor.
Ancak Muhtarlık Daire Başkanlığı da belli bir bütçe doğrultusunda hizmetini sürdürüyor. Ne olursa olsun, vatandaşların ve muhtarların taleplerini, beklentilerini karşılamak için imkânlarımızı seferber ediyoruz. Antalya’nın en ücra köşesine hizmet götürüyoruz. Evinde hâlâ su akmayan vatandaşlar var. Bu sorunu yaşayan vatandaşları muhtarlar aracılığıyla tespit ediyor, suya kavuşturuyoruz. Aklınıza gelebilecek her türlü ihtiyacı ve sorunu muhtarlar sayesinde tespit ediyor ve gereğini yapıyoruz.
Belediyeler ve muhtarlıklar arasındaki mevcut durumun ve ilişkinin geliştirilmesi için hangi çalışmalar yapılıyor? Bütçeleme, yardım ve destek süreçlerinde aksaklık yaşanıyor mu? Yaşanıyorsa, çözüm önerileriniz, talepleriniz ve beklentileriniz nedir?
MUHİTTİN BÖCEK: Sık sık toplantılar yapıyoruz. Muhtarlar bana 7/24 ulaşabiliyor. Şeffaf yönetim anlayışımızla ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Yardım ve destek süreçlerinde aksaklık yaşanmaması en hızlı şekilde çalışıyoruz. Her ilçede oluşturduğumuz ilçe hizmet birimlerimizle ihtiyaçların giderilmesi ve taleplerin karşılanması için çalışıyoruz. İlçe hizmet birimlerimiz, büyükşehir belediyemizin o ilçedeki temsilcisidir, beni temsil ederler. Ancak belediyelerin de belli bütçeleri vardır ve o doğrultuda hizmet etmek zorundadır. Keşke muhtarlar için bağımsız bir kanun olsa. Demokrasinin temel taşı diyoruz, ancak muhtarlara yönelik özel ve bağımsız bir kanun çıkaramıyoruz. Muhtarlara gerekli önemi vermek ve özen göstermek zorundayız, ancak bu da özel bir durum. Dediğim gibi, muhtarların bir bütçesi olmalı. Düşünün, bir muhtar mahallesindeki en yoksul kişiyi bilir. Yardım etmek ister, ama edemez. Nereye gidecek? Mecburen bize gelecek. Biz de elimizden geldiği kadarıyla yardımda bulunuyoruz. Muhtarlar daha çok önemsenmeli, onlar için özel kanun çıkarılmalı, belli bir bütçe verilmeli. Gerekirse yardımcı personelleri olmalı. Bu konuda düzenlemeler yapılabilir. Devlet, bu iradeye ve güce sahiptir.