"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Deniz Demir: Ülkenin Her Sorununu Çözmeye Gücümüz Yeter

  • 27 Eylül 2021

Öncelikle sizi tanıyalım. Siyasete giriş motivasyonunuz neydi? 


DENİZ DEMİR: 1985 yılında doğdum. Bozok Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nü ve Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nü bitirdim. Yerbilimleri alanında faaliyet gösteren farklı firmalarda görev aldım. Siyasete lise öğrencisiyken başladım. Siyasi hayatımın başladığı tarih, AKP’nin iktidara gelişiyle eşzamanlı diyebilirim. O dönemde yaşanan olaylar, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasi gelişmeler siyasete olan ilgimi artırdı. 2000’li yılların başında yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmeler hâliyle beni de etkiliyordu. Her ne kadar yaşım küçük de olsa, yakın çevremizdeki tablo kötüydü. 


Siyasetin herhangi bir alanında yer almak, geleceğimiz ve Türkiye için bir şeyler üretmek istedim. Evet, ülkede zor günler yaşansa da, bu zor günlerin çözümünün AKP olamayacağı düşüncesi hâkimdi bende. AKP iktidarının ülkeyi getirdiği durum ortada. Geç de olsa zaman bizi haklı çıkardı. Demokraside, toplumsal yaşamda, siyasette, insan haklarında, adalette ve ekonomide geldiğimiz durum aşikâr. Bu da bizim doğru yolda olduğumuzun kanıtı. Herkesin refah içinde yaşayabileceği, mutlu bir Türkiye’yi biz yaratabiliriz. Ülkemiz böyle bir kötü yönetimi hak etmiyor. Amacımızın ve motivasyonumuzun kaynağı, daha iyi bir Türkiye yaratmak. Ülkemizi düzlüğe çıkaracağız.

 

Üniversiteli gençlerin yurt sorunu, genç işsizlik ve üniversiteden mezun olan gençlerin kredi geri ödemelerinde yaşadığı zorluklar çalışma alanlarınız arasında yer alıyor. Bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Yerel yönetimler odağında özellikle genç işsizliğini azaltmaya ve yurt sorununu çözümlemeye yönelik sizce neler yapılabilir?


DENİZ DEMİR: Genç işsizlik sorunu, özel çalışma alanlarım arasında. Bununla ilgili değişik dönemlerde çeşitli raporlar hazırladım, bu raporlar büyük yankı buldu. Bu sorunu Türkiye’nin beka meselesi olarak görüyorum. Ülkenin her yerine üniversite açmak maharet değil. Maharet, o insanları işgücüne dahil edebilmek. Üniversiteyi bitiren gençlerin çoğu işsiz. Siz yayınlanan resmî verilere bakmayın, genç işsizlik oranı o verilerin iki katı. “Geniş Tanımlı Genç İşsizlik Oranı” %40’ın üzerine çıkmış durumda. Covid-19’la başlayan sürecin en büyük mağduru gençler oldu. Koruyucu istihdam politikaları hazırlanamadı. İstihdamı bırakın, barınma sorununa ilişkin en ufak bir çözüm dahi üretemediler. 


Bugün gelinen aşamada üniversiteye yerleşen gençlerin büyük bir çoğunluğu yurt kriziyle karşı karşıya. Bir iktidar düşünün, üniversite öğrencisi sayısını, kaç öğrencinin yurt sorunuyla karşı karşıya kalacağını öngöremiyor. Gençlik ve Spor Bakanı, alay edercesine açıklamalar yapıyor. “Yeterince yurt var,” diyor. Yurtlar yeterliyse, bu öğrenciler neden yurtlara yerleşemiyor? Bakan, bunun cevabını versin. Bir de şöyle bir tablo var: Yurt bulamayan öğrenciler artık eve de çıkamıyor. Türkiye’nin her yerinde kira fiyatları almış başını gidiyor, büyük bir kontrolsüzlük kol geziyor. Geçen yıl kirası 1.000 TL olan yere 2.500-3.000 TL kira isteniyor. Bunlar hiç mi sokağa çıkmıyorlar, halktan bu kadar mı koptular? Sokağa çıksalar tabloyu görecekler. 


Öğrenciye verdikleri geri ödemeli krediyi 650 TL’ye çıkardıklarını söylediler, bu rakamla da övündüler. Oysaki bu rakamla yüksek enflasyonu doğruladılar. TÜFE, son 20 yılda %689 artarken, öğrenci kredilerindeki artış %134 oldu. Rakamlar ortadayken öğrencilere, “Elinize, dilinize dursun,” diyorlar. Gençler her şeyin farkında, ilk seçimde bu kötü yönetime gereken cevabı sandıkta verecekler. 


Öğrenci kredilerini geri ödemekte zorlanan yüz binlerce genç var. Öğrenim kredisi borcunu ödeyemediği için erteleme talebinde bulunan gençlerin sayısı 2006 yılından bugüne %400’ün üzerinde arttı. Mezunlar, icra ve haciz kıskacında. Borcunu ödeyemeyen insanlara yapılandırma getirip borcu taksitle tahsil etme yoluna gitmek sorunu çözmez. O parayı ödeyemeyecek insana taksit yapsan ne olacak? Ben şuna eminim, üniversiteyi bitirdikten sonra hayatını idame ettirecek kadar gelire sahip olacak her genç bu borcu geri öder. Yeter ki, düzenli bir işi ve geliri olsun. 


Belediyelerimiz maddi durumu kötü olan öğrencilere her türlü desteği veriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, “İBB Genç Üniversiteli Eğitim Yardımı” adı altında on binlerce öğrenciye yardım etmeye bu yıl da devam edecek. Bu proje aynı zamanda Sayın Ekrem İmamoğlu’nun seçim vaadiydi ve projeyi hayata geçirdi. 


Ankara Büyükşehir Belediyesi, “Başkentin Güneşleri Projesi” adı altında öğrencilere burs olanağı yaratmaya devam edecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi de “eğitimde fırsat eşitliği” ilkesi kapsamında üniversite öğrencileri için burs imkânı sağlıyor. Diğer büyükşehir, il ve ilçe belediyelerimiz de farklı projelerle öğrencilere burs ve çeşitli yardım imkânları sunuyor. Belediyelerimiz çeşitli projelerle kendi aralarında tatlı bir yarış içerisinde. Örneğin, üniversite öğrencilerinin yaşadığı yurt sorununu aşmak için yeni alanlar yaratıyorlar, başta belediyelere ait olan yerler olmak üzere yeni yaşam alanları üretiyorlar. Bu, çok kıymetli bir çalışmadır. Pandemi sürecinde belediyelerimizin başarısı ortadaydı, şimdi o başarılı projelere büyük bir hızla devam ediyorlar. Belediyelerimiz, işsizlik sorununu da çözmek için büyük bir çaba harcıyor. İktidarın yapması gereken çalışmaları belediyelerimiz yapıyor. Meslek edindirme kursları açan, özel sektörle işbirliği yaparak istihdam yaratan birçok belediyemiz var. Kariyer ofislerimiz sayesinde binlerce vatandaşa iş olanağı yaratıldı. 


Ülkenin neredeyse genelini etkileyen kira ve konut fiyatlarındaki artış gündeme yerleşti. Birkaç gün önce gençlerin başlattığı “barınamıyoruz” eylemi sosyal medyada da destekleniyor. Ekonomik kriz ve gelir adaletsizliği bağlamında artan barınma sorununu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapılması gerekenler sizce nedir?


DENİZ DEMİR: Fırsatımız olsaydı da, bu soruyu “Yeterli miktarda öğrenci yurdumuz var,” diyen Gençlik ve Spor Bakanı’na sorsaydık. Yeterli miktarda yurt varsa, bu öğrenciler neden banklarda yatıyor? Bu soruna hiç kimse duyarsız kalamaz. Yurt kapasitesinin dışında yedekte bekletilen öğrenci sayısı inanılmaz boyutta. 4-5 öğrenci birleşip eve de çıkamıyor artık. Ev kiraları astronomik rakamlara ulaşmış durumda, farklı nedenlerden dolayı piyasada kiralık ev zaten bulunamıyor. Öğrencilerin insani koşullarda hayatını idame ettirmesini sağlamak devletin başlıca görevidir. Bu, Anayasa’da da tanımlanmıştır. Bu sorunlar, kamudaki israfın önlenmesiyle rahatlıkla aşılabilir. 20 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidarın böylesine basit bir sorunu çözememesi, beceriksizliğinin göstergesidir. Har vurup, harman savrulan paralarla binlerce öğrenci yurdu rahatlıkla yapılabilirdi, böylelikle barınma sorunu da çözülürdü, yapmadılar. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, yurt sorununu bir yılda çözeceğini deklare etti. Hatta “Bir yıl içinde çözemezsem siyaseti bırakacağım,” dedi. Gençler bize yetki versin, biz bu yurt sorunu bir yılda çözelim. Ülkemizin kaynakları, doğru bir yönetim anlayışıyla bu çalışmaları kolaylıkla yapabilecek durumda. Yeter ki, etkin ve etkili planlama yapalım, kaynaklarımızı doğru kullanalım. Yandaş firmaları ve 3-5 kişiyi zengin etmek uğruna kamu kaynaklarını kullanmayacağız. Her şey şeffaf ve adil olacak. Türkiye, bunu yapacak insan kaynağına ve işgücüne sahip, yeter ki doğru yönetilsin. Ülkenin her sorununu çözmeye gücümüz yeter.


Önerilen Haberler