"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

İsmail Yetişkin: Çiftçinin ve Köylünün Teknolojiyle Buluşmasını Sağladık

  • 27 Eylül 2021

Yeni nesil sürdürülebilir tarım uygulamaları ve yerelde sürdürülebilir kalkınma kapsamındaki çalışmalarınız nelerdir? Tarımda dijitalleşmeye yönelik projeleriniz var mı?


İSMAİL YETİŞKİN: Amacımız, klasik yerel yönetim hizmetleri yanında yeni nesil belediyecilik anlayışıyla ilçenin doğal kaynaklarını yine ilçenin doğasına ve insanına kazandırarak çevre ve insan sağlığına hizmet edecek projelerle gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya ve ilçe bırakmaktır. Yerel tarım politikamız ise, çiftçinin ve köylünün yerinde üretim yapmasını, yerinde kazanmasını ve yerinde yaşayabilmesini sağlamaktır. Bu anlayışımızı hayata geçirebilmek için bölgemizde sürdürülebilir tarımı temellendirmek gerekiyordu. Çiftçilerin ve köylülerin yaşadığı sıkıntıları dinledik. Bu sıkıntıları çözmek için projeler geliştirecek ve modelleri uygulayacak olan Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nü kurduk, çalışmalara başladık. Bu, Türkiye’de bir ilkti. Tarımdaki dijitalleşmeye yönelik bir altyapı kurmak üzere üretimde örgütlenmeyi destekledik, kooperatif ve üretici birlikleri kurduk. Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve Mandalina Birliği bu yapılanmalar arasındadır. Çiftçinin ve köylünün teknolojiyle buluşmasını sağladık.


Tarım alanlarının, su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve güvenli gıdaya erişilmesi için tarımsal performansı yükseltmeye ve tarımsal ekonomiyi büyütmeye yönelik olarak yerel yönetimlerin alacağı inisiyatifler sizce neler olmalı? İklim değişikliği, kuraklık, doğal afetler ve ekolojik kriz karşısında tarımda hangi önlemler alınmalı?


İSMAİL YETİŞKİN: İlçemizin sınırlarındaki tarım havzasının 610 hektarlık kısmında 10 kilometrelik ana sulama arteriyle birlikte toplam 27 kilometrelik kapalı devre sulama hidrantlı şebeke kurduk. Bu sistem aracılığıyla Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü içinde oluşturduğumuz Baraj Sulama Birimi’yle birlikte 1.000 çiftçinin belirledikleri tarlalarına konuşlandırdığımız dijital saatlerle ekonomik sulama yapıyoruz. Su, tarımda sürdürülebilir üretimin temelidir. İlçemizdeki çiftçiler tarımsal sulamada elektrik enerjisine mahkûm değildir. Yereldeki tarımsal sulama şebekesi, suyun kalitesine göre tarım topraklarına ulaştırılacak şekilde belediyemiz tarafından planlandı ve gerekli düzenlemeler yapıldı. Tarımda maliyeti artıran nedenlerden biri, suyun tarlaya ulaştırılmasında bedelin yüksek olmasıdır. Bu sıkıntıyı gidererek kaliteyi artırdık. İklim değişikliği, kuraklık ve doğal afetler, insanların kaderi değildir. Uygulamaya koyduğumuz projelerle çiftçilerin bu anlamda yaşadığı sıkıntıları azaltacak çalışmalar yapıyoruz. Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nün hazırladığı “Salma Mera Hindi Projesi”yle böcek ve ot öldürücü ilaçların kullanılmasının önüne geçerek, doğal gübreleme miktarını artırarak, daha az kimyasal gübre kullanılmasını sağlayarak toprağın doğal yapısına hizmet ediyoruz. Toprak, zenginliktir. Bilimin ve teknolojinin sağlıkla birleştiği üretimler, çevreyi sağlıklı kılar, gıda güvenliğini sağlar.



Bölgenizdeki üreticilerin ve çiftçilerin yaşadığı sorunlar bağlamında tarımsal verimliliğin, üretim kapasitesinin ve gıda üretim sistemlerinin artırılması için yaptığınız çalışmalar var mı? Tarımsal istihdam alanında neler yapıyorsunuz?


İSMAİL YETİŞKİN: Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü, yaşanan sorunları çözmek için öncelikle üretici pazarlarını düzenledi. İlçe merkezindeki ve kırsaldaki üretici pazarları farklı günlerde kuruluyor. Böylece üreticiyi ve tüketiciyi aracısız buluşturduk. Atalık tohumları Can Yücel Tohum Merkezi’nde topladık. Yerel tohumların ekilmesiyle birlikte sıfır atık uygulamalarıyla çiftçilere para kazandıracak örnek çalışmalar yaptık. 

Türkiye’de kırmızı et fiyatları hemen hemen her gün değişiyor, hayvan yetiştiricileri zarar ediyor, tüketici de kırmızı et satın alamıyor. Bu kapsamda “Alım Garantili Meraya Salma Hindi Projesi”ni hayata geçirdik, 2.000 adet hindiyi çiftçilere ve üreticilere ücretsiz dağıttık. Kırsalda sürdürülebilir hayvancılığı destekledik ve istihdam yarattık.


Topan karakılçık buğdayını Can Yücel Tohum Merkezi’ndeki Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirdik, çoğalttık ve tohumlarını çiftçiye, köylüye bedelsiz dağıttık. Alım garantili ekim yaptırarak satın aldığımız buğdayları taş değirmenlerde öğüterek una çevirdik, köylerdeki üreticilere verdik, taş fırınlarda ekşi mayalı ekmek üretilmesini sağladık ve vatandaşlara gluteni az, doğal vitaminli ve mineralli, sağlıklı ekmek sunduk. 4. Hasat Şenliği’ni kutladığımız topan karakılçık buğdayının coğrafi işaretini almak üzere başvuruda bulunduk. 


Bölgemizin ürünü olan enginarın atılan yapraklarını toplayarak enginar sirkesi yapılmasını sağladık. Bu çalışmayla çiftçilerin para kazanmasına yardımcı olduk.


Coğrafi işaretini aldığımız mandalinanın satışına istikrar kazandırmak için kurutulmuş mandalina dilimlerinin raf ömrünü jeotermal tesislerimizde bir yıl uzatıyoruz. Böylelikle ürünü para kazandırır hâle getiriyoruz. Bu çalışmaların benzerlerini üzüm ve lavanta için de yapıyoruz.


Yerel yönetimler, tarımda sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışının sağlanmasından gıda güvenliğine, bitkisel üretimden hayvancılığa, sulama sistemlerinden toprağın kalitesine kadar dayanıklı tarım uygulamalarını sizce nasıl hayata geçirebilir? Varsa, belediyenizin bu konudaki faaliyetlerinden bahseder misiniz?


İSMAİL YETİŞKİN: Çiftçinin ve köylünün yerinde üretim yapmasını, yerinde kazanmasını ve yerinde yaşayabilmesini sağlamak, temel hedefimizdir. Diğer amacımız, toprağın doğal döngüsünü göz önünde tutarak doğayı doğayla tedavi edecek teknik çalışmaları hayata geçirmektir. Tarım havzalarında atalık tohumlarla üretimde çeşitlilik sağlanmalıdır. Vahşi sulamadan vazgeçilmelidir. Toprak altı damlama, yağmurlama gibi sulama türleri tercih edilmelidir. Bitkinin ihtiyacına ve zamanına göre su kullanılmalıdır. Suyun bilinçli kullanılmasına yönelik eğitimler verilmelidir. Bitkisel üretim ve hayvancılık, bölgenin mikro-klimasına, toprak yapısına ve iklim şartlarına uygun olmalıdır, bu konuda teşvik edici çalışmalar yapılmalıdır. Tarımsal üretim, arz ve talep doğrultusunda planlanmalıdır. Ürün fazlalığını regüle edecek projelerle, tarımsal üretim fazlalığında raf ömrünü uzatacak uygulamalarla katma değer yaratılmalıdır, ekonomik kayıpların önüne geçilmelidir. Tarımsal atıklar ekonomiye geri kazandırılmalıdır. Sıfır atık, sözde kalmamalı, Seferihisar’daki gibi eylemlere çevrilmelidir.


Önerilen Haberler