"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Mustafa Geyikçi: Yerli Üreticilere Bedelsiz Yer Tahsis Ediyoruz

  • 27 Eylül 2021

Yeni nesil sürdürülebilir tarım uygulamaları ve yerelde sürdürülebilir kalkınma kapsamındaki çalışmalarınız nelerdir? Tarımda dijitalleşmeye yönelik projeleriniz var mı?

 

MUSTAFA GEYİKÇİ: Yeni nesil sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla doğrudan ilgili olacak şekilde şu anda herhangi bir çalışmamız bulunmamaktadır. Tarımda dijitalleşmeden ziyade iklim değişikliğine uyum ve aşırı hava olaylarının tarım sektörüne verdiği zararın önlenmesinde dijitalleşmeye yönelik projelerimiz mevcuttur. Bu yönelimimizin sebebi ise, yapılan sorun analizleri sonucunda her yıl tarımsal ürünlerdeki genel rekoltenin ortalama %20’sini ve %30’unu aşırı hava olayları (dolu felaketi, don olayı, hortum vb.) nedeniyle kaybettiğimizin ve bu oranın giderek arttığının saptanmasıdır.

 

Bu projelerimiz, finansal kaynak bulunamaması sebebiyle henüz başlamadı. Gerek devlet kurumlarının gerek yabancı kurumların (elçilikler, birlikler vb.) donörlük yaptığı uygun hibe çağrılarını takip ediyoruz, uygun çağrılar buldukça başvuru yapıyoruz. Lakin bu süreçte karşılaştığımız ve mevcut koşullarda müdahale edemediğimiz iki problem mevcuttur. Birincisi, hibe başvurusu değerlendirmelerinin çok uzun sürmesi ve bu nedenle hibe verilse bile ihtiyacı karşılayamaz hâle gelmesi. Örneğin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bir yıl önce başvurduğumuz ve hâlen ön değerlendirme sürecinde olan iklim değişikliğine uyum projemiz var. İkincisi, hibe veya şartlı nakdi yardım başvurusu değerlendirmelerinde hem ulusal kurumların hem de ülkemizde faaliyet gösteren yabancı kurumların tarafsızlığını kaybetmiş olması, değerlendirmeye siyasal lobi faaliyetlerinin karıştırılması nedeniyle muhalefet partili belediyelerden gelen başvuruların direkt elenmeye çalışılması.


Tarım alanlarının, su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve güvenli gıdaya erişilmesi için tarımsal performansı yükseltmeye ve tarımsal ekonomiyi büyütmeye yönelik olarak yerel yönetimlerin alacağı inisiyatifler sizce neler olmalı? İklim değişikliği, kuraklık, doğal afetler ve ekolojik kriz karşısında tarımda hangi önlemler alınmalı?


MUSTAFA GEYİKÇİ: Tarım alanlarının, su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve güvenli gıdaya erişilmesi için tarımsal performansı yükseltmeye ve tarımsal ekonomiyi büyütmeye yönelik olarak bir belediyenin alması gereken inisiyatifleri şöyle sıralayabilirim:


  • İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak çiftçilerin bilinçli sulamaya yönelmesi için eğitilmesi, 


  • Sulama suyunda ürün çeşidine ve o yılki iklim koşullarına göre dekar başına yıllık belli su miktarı kotası konulması ve kota aşımında çiftçiye yaptırım uygulanması,


  • Atalık yerli tohumlara sahip çıkmaya ve kendi toprağında geçmişte yetişen ancak kaybolmaya yüz tutmuş olan türlerin yeniden uyandırılarak iç pazarda yerini almasına, bunların tanıtımını yapmaya, böylece çiftçilerin kazanç elde edebilecekleri alternatif ürünleri emsallerine istinaden hem daha sağlıklı hem de çok daha az tarımsal girdiyle üretmesine yönelik çalışmalar yapılması ve bu çalışmalara destek verilmesi, 


  • İlçe sınırları içerisinde kurulan Tarımsal Üretici Birlikleri, Sulama Birlikleri, Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri’ne maddi anlamda da destek olabilmek amacıyla üye olunması,


  • Tarımsal ekonomiyi büyütmek amacıyla üreticilerin ürünlerini aracısız pazarlayabilecekleri ulusal/uluslararası alanlar ve sanal platformlar oluşturulması. Bu hususların göz önünde tutulması günümüz koşullarında elzemdir.


İklim değişikliği, kuraklık, doğal afetler ve ekolojik kriz karşısında tarımda alınması gereken önlemler:


  • Toplumsal bilincin ve farkındalığın tabana kadar etkili bir şekilde yayılması, 


  • Yenilikçi/inovatif çözümlerin tasarlanması ve uygulanması, bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için de belediyelerde bir Ar-Ge ekibinin veya çevre biriminin oluşturulması,


  • Hangi sebeple olursa olsun çıplak kalan arazilerin (terk edilmiş maden ocakları, yanmış alanlar, çöplükler vb.)  yeniden tarıma kazandırılması,


  • Tarım arazilerinin yakınlarında ister ÇED gerektirsin ister gerektirmesin hiçbir şekilde maden ocağı veya taş ocağı kurulmaması ve MTA faaliyetlerine izin verilmemesi.


Belediyeler bu konularda önlem almakta yetersiz kalabilir. Bu yetersizliğin iki sebebi vardır. İlki, mevzuat kısıtları, araziler üzerinde sınırlandırılmış yetki sahibi olunması ve kasten oluşturulan bürokratik engeller. Diğeri, bütçe kısıtlamalarının olması ve alternatif finansman kaynağı bulunamamasıdır.

 

Bölgenizdeki üreticilerin ve çiftçilerin yaşadığı sorunlar bağlamında tarımsal verimliliğin, üretim kapasitesinin ve gıda üretim sistemlerinin artırılması için yaptığınız çalışmalar var mı? Tarımsal istihdam alanında neler yapıyorsunuz?


MUSTAFA GEYİKÇİ: Bölgemizdeki üreticilerin ve çiftçilerin yaşadığı sorunlar bağlamında verimlilik ve üretim kapasitesinin artışında bütçe kısıtı ve bürokratik engeller nedeniyle çok fazla çalışma yapamıyoruz. Yapabildiğimiz çalışmaların başlıcaları:


  • Ziraat Odası’yla ve İlçe Tarım Müdürlüğü’yle koordineli olarak Akdeniz meyve sineğiyle mücadele kapsamında zirai ilaç dağıtımı, 


  • Finike Meyve Üreticileri Tarımsal Birliği’ne üye olarak üreticilerin sorunlarını dinlemek ve çözüm üretmeye çalışmak,


  • Mevcut tarım arazilerinin yakınlarında yer alan ve tarımsal/hayvansal ürünlerin rekolte ve kalite kaybına sebep olan yasadışı taş ocağı faaliyetlerine itirazlarda vatandaşlara yardımcı olmak, 


  • Yerli üreticilere pazaryerlerinde bedelsiz yer tahsis ederek ekonomilerine yardım etmek ve böylece onları üretmeye teşvik etmek.


Yerel yönetimler, tarımda sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışının sağlanmasından gıda güvenliğine, bitkisel üretimden hayvancılığa, sulama sistemlerinden toprağın kalitesine kadar dayanıklı tarım uygulamalarını sizce nasıl hayata geçirebilir? Varsa, belediyenizin bu konudaki faaliyetlerinden bahseder misiniz?


MUSTAFA GEYİKÇİ: Yerel yönetimlerin tarımda sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışının sağlanmasından gıda güvenliğine, bitkisel üretimden hayvancılığa, sulama sistemlerinden toprağın kalitesine kadar dayanıklı tarım uygulamalarını tam olarak hayata geçirebilmesi ve sorunsuz şekilde sürdürebilmesi için sadece bu alanda kullanmalarına izin verilen ödenekler tahsis edilmelidir. Tüm belediyelerde sadece bu alanda faaliyet gösteren ve projeler yapan birimler oluşturulmalıdır. Bu birimlerde ziraat mühendisi, veteriner, ziraat teknikeri gibi konusunda uzman kişileri bulunmalıdır. 


Ayrıca 5393 sayılı Belediye Kanunu, bu konuda belediyelere daha net roller vermelidir. Tarım arazisi niteliğindeki arazilerde ve yakınında bulunan diğer arazilerde yapılabilecek faaliyetlere verilecek izinler hususunda belediyelerin daha fazla söz hakkı olmalıdır. Aksi hâlde ne açık alanda üretilen tarla sebzelerindeki, narenciyedeki, endemik bitkilerdeki, baldaki ve diğer ürünlerdeki gıda güvenliğinden ne de kaliteye dayalı üretim artışından söz edilebilir. Bu durumun örnekleri gerek bölgemizde gerek başka bölgelerde görülmektedir. Dolayısıyla tabi olduğumuz mevzuatın bu hususta güncellenmesi gerekmektedir.


Önerilen Haberler