"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Ağbaba: “Aile Destekleri Sigortası Yoksul Hane Sayısını Azaltacak”

  • 14 Ocak 2022

Aile Destekleri Sigortası hangi sosyal hakları kapsayacak? Geçmişte, 1971 yılında taahhüt edilen uygulama bugüne kadar neden hayata geçirilemedi?

VELİ AĞBABA: İktidar, sosyal yardımları bugüne kadar siyaset aracı ve oy şantajı şeklinde kullandı. Sosyal devlet olmanın temel şartı, sosyal yardımlardır. Sosyal yardımlar, AKP tarafından yoksulluğun yeniden üretilmesi için araç olarak görüldü ve bu amaç doğrultusunda kullanıldı. İktidar, yoksulluğu bitirecek, yoksullukla başa çıkabilecek, düzenli bir işleyişe ve mekanizmaya sahip kurumsal anlayışı inşa etmekten kaçındı. Zira sosyal yardımlaşma vakıfları ve belirli dernekler aracılığıyla dağıtılan yardımlar sanki ilk defa AKP iktidarı tarafından yapılıyormuş gibi sunuldu. Oysaki devlet yardımları, vatandaşlara hak temelli bir bakış açısıyla sunulmalı. Bu, sosyal devletin gereği ve gerçeğidir. İktidarın yoksullukla mücadele etmeye niyeti olsaydı, bugün 6.5 milyon hane, yani yaklaşık 20 milyon vatandaş yardıma muhtaç hâle gelmezdi. Bu nedenle AKP, Aile Destekleri Sigortası’nı uygulamayarak, yürürlüğe koymayarak bilinçli bir tercih yaptı. Bunun nedeni de yoksullaştırdığı kitleleri kendisine bağımlı hâle getirmek ve vatandaşların rızası üzerinden oy devşirmeye çalışmak.

Uygulamanın ekonomik altyapısı ve gerekli kaynak nasıl oluşturulacak? Sigortadan yararlanacak vatandaşlar belirlenirken dikkate alınacak kriterler nelerdir?

VELİ AĞBABA: Bu sorunuza cevap vermeden önce Aile Destekleri Sigortası’nın, iktidarın yürüttüğü sosyal yardımlardan farkını anlatmamız lazım.

Aile Destekleri Sigortası, yoksul hane sayısını azaltmayı, vatandaşları yoksulluk sisteminden çıkarmayı ve aileleri sigortaya ulaştırmayı amaçlıyor. Aile Destekleri Sigortası’nın en temel amacı, her evde en az bir sigortalı vatandaşın olması. Aile Destekleri Sigortası, iktidarın değil, sosyal devletin bir uygulaması olarak muhtaçlık zihniyetini ortadan kaldıracak.

Aile, yoksulluk sınırının altındaysa, sınıra uzaklığına göre nakdi destek tutarı belirlenecek. Bu desteğin adı, Aile Gelir Desteği. Yine ailenin yapısına göre diğer başlıklarda tanımlanan ek destekler de Aile Gelir Desteği’ne eklenecek. Aile Gelir Desteği, doğrudan hanede yaşayan kadına verilecek.

Aile Destekleri Sigortası şemsiyesi altında yedi başlık bir arada yer alacak ve birbirini destekleyecek biçimde işletilecek:

1. Aile Gelir Desteği,

2. Aile Yardımları,

3. Gençler,

4. Kadınlar,

5. Engelliler,

6. Yaşlılar,

7. Çocuklar.

Tüm yardımlar belirli bir kurum etrafında toplanacak ve tek bir sistemde işletilecek. Aile Destekleri Sigortası, Aile Destekleri Sigorta Kurumu’yla yönetilecek. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun çatısı altındaki bu kurum, yardımları tek elde toplayacak ve disiplin altında tutacak. Tıpkı yerel yönetimlerimizin başardığı gibi, keyfiliği, medyatik hayırseverliği ve aileleri yetkililerle sürekli temas etmeye zorlayan rencide eden zihniyeti ortadan kaldıracak.

Aile Destekleri Sigortası kapsamında muhtaçlık yerine yoksulluk kavramı ön plana çıkacak. Muhtaçlık sınırı, kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgari ücretin aylık net tutarının 1/3’ünden az olanları kapsıyor.

Bu bakımdan sigortanın işletilmesinde muhtaçlığın değil, yoksulluğun dikkate alınması gerekiyor. Çünkü muhtaçlık kavramı, sosyal devlet kavramıyla çelişiyor. Yoksulluk kavramını kullandığımızda, yoksulluğun nedenine dair bir çözümleme yapıyoruz. Sorunu doğru tespit ettiğimizde, çözümü de başarıyla hayata geçirebiliriz.

Aile Destekleri Sigortası, hane içindeki bireyleri güvence altına almayı ve yoksulluk problemini çözmeyi esas alıyor. Bu yönüyle sadece yoksul haneleri bitirmekle kalmayacak, bireylerin yoksulluğunu da ortadan kaldıracak.

Kaynak meselesine gelince, şunu unutmayalım, yeterli oranda kaynak vardır, yeter ki, bu kaynaklar eşit ve adil dağıtılsın. Şu âna kadar iktidar, sosyal yardımlar aracılığıyla yoksulluğu bitirecek, sosyal adaleti sağlayacak ve gelir eşitsizliğini ortadan kaldıracak bir tercihte bulunmadı. Kaynak olmasına rağmen kullanılmadı.

Yaklaşık 2 trilyon TL para harcayan bir devletimiz var. Dolayısıyla Aile Destekleri Sigortası’nın hayata geçirilmemesi, maliyet sorunundan öte zihniyet sorunudur, tercihlerle ilgilidir.

Bakanlık, keyfi olarak 45 ayrı destek programı yürütüyor. Bakanlığın sadece 2020 yılında yaptığı sosyal yardım harcamaları 70 milyar TL civarında. Bu yardımlardan kimler, nasıl yararlanıyor, bilinmiyor.

Ayrıca mevcut sosyal yardım harcamalarının etkin yönetimi, çok başlılığın önlenmesi, işleyiş harcamalarının düşürülmesi, sosyal yardımlardaki yolsuzluğun ve usulsüzlüklerin kaldırılması da ek kaynak yaratacak. Yine yerel yönetimlerin yürüttüğü önemli sosyal yardım programları var. Bu programlarla merkezî yönetim arasındaki tamamlayıcı bir işbölümü, kaynak sorununu da azaltacak.

Derin yoksulluğa, ekonomik krize ve işsizliğe paralel olarak toplumsal sınıflar arasındaki gelir adaletsizliği giderek artıyor. Aile Destekleri Sigortası, derin yoksulluğun ortadan kaldırılmasına ve gelir adaletsizliğinin giderilmesine yönelik ne öneriyor?

VELİ AĞBABA: Aile Destekleri Sigortası’nın en büyük vaadi, ekonomik yaşama katılım ve insan onuruna yaraşır bir hayat.

Hepimizin bildiği gibi, Türkiye’de işsizlik sorunu var. İstihdama katılımda özellikle kadınlar ve gençler sıkıntı yaşıyor. İstihdamın olmadığı haneler, yoksullukla baş başa kalıyor. Bu nedenle istihdamda öncelik, Aile Destekleri Sigortası sistemine kayıtlı hanelere verilecek.

Aile Destekleri Sigortası’nda yoksulluğu ortadan kaldırma stratejisinde başarılı olabilmek için tamamlayıcı reformlar da (üretim, emeklilik, vergi ve sosyal hizmetler reformu) uygulanacak.

Aile Destekleri Sigortası, bütünlüklü sosyal politikaları hayata geçirmeyi amaçlıyor. Bu hâliyle Aile Destekleri Sigortası, birbirini tamamlayan sosyal politikalar çerçevesinde gelir eşitsizliğini ve adaletsizliğini ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Uygulama dâhilindeki sosyal hizmetler reformunun yerel yönetimler üzerindeki etkisi nasıl olacak?

VELİ AĞBABA: Belirttiğimiz kapsam ve işleyiş doğrultusunda hizmetler reformu bağlamında yerel yönetimlerimizle eşgüdüm içinde çalışılacak.

Yerel yönetimlerimiz özellikle pandemi döneminde oldukça başarılı destek programları oluşturdu. Bu programları uyguladılar, uygulamaya da devam ediyorlar. Merkezî yönetimin her türlü baskısına ve engellemesine rağmen bu hizmetleri yerine getiriyorlar.

Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da dile getirdiği gibi, “Bizim iktidarımızda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek.” Yerel yönetimlerimizin iktidarda olduğu bölgelerde hiçbir çocuk yatağa aç girmiyor.

Şöyle diyebiliriz, amaçladığımız sosyal hizmetler reformları yerel yönetimlerimiz aracılığıyla hayata geçiriliyor. Aile Destekleri Sigortası’nın ve yoksulluğa karşı mücadelenin ilk tohumları yerel yönetimlerimiz tarafından atılıyor.

Bu süreci tamamlamak için seçimleri ve iktidarımızı bekliyoruz. Bu ülkede gerçek bir sosyal ve ekonomik adalet inşa etmek, CHP iktidarıyla mümkündür. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nde belirttiğimiz gibi, Türkiye’de yoksulluğu kader olmaktan çıkaracak tek adres, CHP’dir.


Önerilen Haberler