YÜKLENİYOR
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Belediye Gazetesi'nin sorularını yanıtladı.
Türkiye’deki sokak hayvanları, istismar, kötü muamele, bakım-tedavi eksikliği, besine ulaşamama, barınma alanları gibi sorunlarla karşı karşıya. Belediyenizin sokak hayvanlarıyla ilgili yaptığı çalışmalardan bahseder misiniz? Belediyeniz bünyesinde bu çalışmalara yönelik birimleriniz var mı?
EKREM İMAMOĞLU: İstanbul, 16 milyonu aşan nüfusuyla Avrupa’nın en kalabalık kentlerinden biri. Kentimizde sokak hayvanları da bizimle birlikte yaşıyor. Göreve geldiğimiz günden bu yana “Sokak hayvanları için daha fazla ne yapabiliriz?” diye düşündük. Sokak hayvanlarıyla ilgili çalışmalara öncelik verdik. İstanbul’un farklı noktalarında beşi sahipsiz hayvan geçici bakımevi ve bahçeli yaşam alanı, biri hayvan hastanesi ve bakımevi, biri de hayvan aşılama ve tedavi ünitesi olmak üzere yedi farklı birimde sokak hayvanlarına hizmet veriyoruz. Sahipsiz sokak hayvanlarını rehabilite ediyoruz, bakım, tedavi, kısırlaştırma, dijital kimliklendirme ve sahiplendirme işlemlerini yapıyoruz. Sahiplendirilemeyen hayvanları, bu işlemlerden sonra alındıkları ortama geri bırakıyoruz.
Özellikle kış aylarında her gün toplam 500 farklı noktaya, 1 ton kuru mama bırakıyoruz. Yaşanmasını istemediğimiz kaza ve yaralanmalara müdahale etmek için kentin iki yakasında da bakımevi birimlerimiz 7/24 hizmet veriyor. Bunun yanı sıra çok çeşitli müdahale imkânlarıyla hizmetlerimize devam ediyoruz. Tepeören Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Yaşam Alanı’nda kemik ameliyatı (osteosentez) birimi de bulunuyor. Çeşitli travmalara maruz kalmış sahipsiz hayvanlara bu birimde ortopedik operasyonlar yapılıyor. Yine özellikle köpeklere hizmet veren “DentiVet” adlı diş ünitesi de var. Bu ünitede diş çekme, diş taşı temizleme ve dolgu işlemleri yapılıyor. Sağlık birimlerimize getirilen sokak hayvanlarını “DuşPet” adını verdiğimiz duş ünitelerinde gerekli hijyen işlemlerinden geçiriyoruz. Mobil klinik hizmeti veren “VetBüs”ler de her gün ayrı bir ilçede sahipsiz sokak hayvanlarına hizmet veriyor.
Geçtiğimiz günlerde sokak hayvanlarına ve evcil hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren bir genelge yayımlandı. Cumhurbaşkanı, belediyelerin hayvan barınakları kurmasını istedi. Yerel yönetimlerin sokak hayvanlarıyla ilgili en önemli görevi nedir? Genelge sonrasında sokak hayvanlarının kısırlaştırılması ve sahiplendirilmesi için nasıl bir yöntem izleyeceksiniz?
EKREM İMAMOĞLU: Son günlerde gündemde olan tehlikeli ırk köpekler konusunda oldukça hassasız. Sahipleri tarafından sokağa terk edilen bu köpekleri tespit ettikten sonra bakımevlerimize getiriyoruz. Bakım ve tedavi sürecini tamamladıktan sonra bu hayvanları kısırlaştırıyoruz, aşılarını yapıyoruz, işaretliyoruz (mikroçip) ve kayıt işlemini de tamamlayarak bakımevlerimizde himayemize alıyoruz. Şu veriyi de sizinle paylaşmak isterim: 2021 yılında yaklaşık 180.000 sokak hayvanını muayene ve tedavi ettik, 86.000 hayvanı aşıladık, 40.000’e yakın kısırlaştırma işlemi yaptık.
2021 yılı Temmuz ayında Hayvan Hakları Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Gerek yeni yasa gerek yayımlanan genelge, hayvan haklarını korumak için yeterli olacak mı? Hayvan haklarının korunması ve sokak hayvanlarının koşullarının iyileştirilmesi için yerel yönetimlerin alması gereken inisiyatifler nelerdir?
EKREM İMAMOĞLU: Kanuna aykırı birtakım davranışlar önceden kabahat iken, yeni düzenlemeyle birlikte suç teşkil ediyor. Böylelikle bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden, acımasız ve zalimce muamelede bulunan, öldüren kişiler suç işlemiş oluyor. Yapılan bu değişikliklerle kamuoyunun beklentilerine cevap verildi, sokakta yaşayan hayvanların haklarının korunması daha fazla önem kazandı.
Sokak hayvanlarına ilişkin sorunlar genellikle köpekler üzerinden tanımlanıyor. Sokaktaki diğer hayvanların varlığı da göz önünde tutulduğunda, sokak hayvanlarının korunması ve kontrol edilmesi için çözüm önerileriniz nelerdir?
EKREM İMAMOĞLU: Büyükşehir ve il belediyeleri, sahipsiz hayvanlar için yeteri kadar bütçe ayırırken, diğer belediyeler yeteri kadar bütçe ayıramıyor. Bu durum, sahipsiz hayvanlar için ortak çalışmaların yapılmasını engelliyor. Bu nedenle merkezî yönetim, yerel yönetimlere destek vermeli ve imkânlar sunmalı. Ayrıca kanunda, sahipsiz hayvanların rehabilite sürecinden sonra alındıkları ortama geri bırakılmalarına ilişkin yükümlülük var. Bu prensiple çalışıldığı mutlak suretle vatandaşlara duyurulmalı.