YÜKLENİYOR
Şişli Belediye Başkanı Belediye Gazetesi'ne açıklamalarda bulundu.
Türkiye’deki sokak hayvanları, istismar, kötü muamele, bakım-tedavi eksikliği, besine ulaşamama, barınma alanları gibi sorunlarla karşı karşıya. Belediyenizin sokak hayvanlarıyla ilgili yaptığı çalışmalardan bahseder misiniz? Belediyeniz bünyesinde bu çalışmalara yönelik birimleriniz var mı?
MUAMMER KESKİN: Belediyemizin bünyesindeki Veteriner İşleri Müdürlüğü tarafından sokak hayvanlarının ihtiyaçlarının (muayene, tedavi, aşılama, beslenme ve barınma) karşılanmasına yönelik çalışmalar yapılıyor, kısırlaştırma ve işaretleme (mikroçip) işlemleri gerçekleştiriliyor. Ayrıca hayvan sevgisi ve hayvanlarla birlikte yaşama konusunda eğitimler veriliyor. Bu sayede konuya ilişkin farkındalığın artırılması hedefleniyor. Hayvan hakları ihlaliyle ilgili tarafımıza iletilen her şikâyeti değerlendiriyoruz. Sahipli/sahipsiz hayvan ayrımı yapmıyoruz. Göreve geldiğimiz günden bugüne (pandemi dönemi de dahil olmak üzere) 25.715 sokak hayvanını muayene ve tedavi ettik. 4.445 sokak hayvanını kısırlaştırdık, kayıt altına aldık, 6.942’sini kuduz hastalığına karşı aşıladık. Tam donanımlı “Can Dostlar” gezici bakım aracımızla mahalle mahalle dolaştık, 2.710 sokak hayvanının parazit tedavisini yaptık ve bu hayvanları aşıladık. Rehabilitasyon merkezimizde işlemleri tamamlanan 83 sokak hayvanını sahiplendirdik. Sokak hayvanları için ilçemizi yaşanabilir kılmak amacıyla 4.414 adet kedi ve köpek evini belirli noktalara yerleştirdik. 96 ton kedi ve köpek mamasını besleme ekibimiz ve gönüllülerimiz aracılığıyla besleme odaklarına dağıttık. Çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde sokak hayvanlarına ve evcil hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren bir genelge yayımlandı. Cumhurbaşkanı, belediyelerin hayvan barınakları kurmasını istedi. Yerel yönetimlerin sokak hayvanlarıyla ilgili en önemli görevi nedir? Genelge sonrasında sokak hayvanlarının kısırlaştırılması ve sahiplendirilmesi için nasıl bir yöntem izleyeceksiniz?
MUAMMER KESKİN: 27.12.2021 tarihli genelge kapsamında sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz. Ancak ilgili genelgenin ve genelgeye bağlı haberlerin etkisiyle uzun zamandır aynı yerde yaşayan rehabilite edilmiş köpeklerin barınaklara götürülmesine yönelik bazı talepler gelmeye başladı. Yürürlükteki kanunda ve genelgede belirtildiği gibi, rehabilite süreci tamamlanan hayvanlar ait oldukları yere geri bırakılıyor, rehabilitasyon merkezlerinde sürekli tutulamıyorlar.
Yerel yönetimlerin sokak hayvanlarıyla ilgili en önemli görevleri; beslenme/barınma desteği sağlamak ve kısırlaştırma çalışmaları yapmak. Kısırlaştırma oranını artırmak amacıyla 300 yatan hasta kapasitesine sahip yeni bir veterinerlik hizmet binası inşa etmek için 2021 yılında çalışmalara başladık, binayı 2022 yılında faaliyete geçirmeyi hedefliyoruz. Yeni hizmet binası, kısırlaştırma başta olmak üzere tedavi ve sahiplendirme sürecine de önemli ölçüde katkı sunacak. Bünyesinde sahiplendirme ünitesi, enfeksiyon üniteleri, yoğun bakım bölümü ve tıbbi donanımlı bir merkez yer alacak. Kısırlaştırma ve tedavi işlemleri tamamlanan sokak hayvanlarını sahiplendirme ünitesinde bir süre misafir edebileceğiz. Vatandaşlar bu üniteyi haftanın yedi günü ziyaret edebilecek, aşıları tamamlanmış, kısırlaştırılmış ve işaretlenmiş sokak hayvanlarını sahiplenebilecekler. Bu işlemlerin maliyeti belediyemizin bütçesinden karşılanacak. Böylelikle sahiplendirmeyi teşvik edeceğiz.
2021 yılı Temmuz ayında Hayvan Hakları Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Gerek yeni yasa gerek yayımlanan genelge, hayvan haklarını korumak için yeterli olacak mı? Hayvan haklarının korunması ve sokak hayvanlarının koşullarının iyileştirilmesi için yerel yönetimlerin alması gereken inisiyatifler nelerdir?
MUAMMER KESKİN: Hayvanlara yönelik kötü muamele, yeni yasal düzenlemeden önce de Kabahatler Kanunu’na göre değerlendiriliyordu ve para cezası veriliyordu. Yeni düzenlemeyle para cezası miktarı artırıldı, bazı eylemler suç kapsamına alındı. Bunu hayvanların korunmasına dair olumlu bir adım olarak değerlendirmek mümkün. Ayrıca kanun kapsamında sahipli hayvanların da kayıt altına alınması gerekiyor. Bakımevi olmayan belediyelere bakımevi kurma zorunluluğu getirildi. Bu, geç alınmış bir karar. Çünkü sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, aşılanması, kayıt altına alınması, yaşadıkları yere geri bırakılması, bu yerlerin koşullarının iyileştirilmesi ve hayvanların haklarının korunması, yerel yönetimlerin tamamının eşzamanlı ve aynı standartlarda gerçekleştireceği faaliyetlerle mümkün. Günümüzde Veteriner İşleri Müdürlüğü olmayan yerel yönetimler var. Yerel yönetimler, standart ve eşzamanlı çalışmalar yapmalı.
Sokak hayvanlarına ilişkin sorunlar genellikle köpekler üzerinden tanımlanıyor. Sokaktaki diğer hayvanların varlığı da göz önünde tutulduğunda, sokak hayvanlarının korunması ve kontrol edilmesi için çözüm önerileriniz nelerdir?
MUAMMER KESKİN: Sokak hayvanlarına yönelik sorunlar iklime, kültüre, coğrafi ve ekonomik yapıya göre farklılıklar gösteriyor. Bu nedenle sorunlara çözüm bulmak için geniş bir perspektiften bakmak gerekiyor. En önemli konu, sokak hayvanı popülasyonunu kontrol altına almak. Kısırlaştırma çalışmalarının ilgili kurumlarla, STK’larla, konunun uzmanlarıyla işbirliği içinde planlanması ve yapılması gerekiyor. Konu hakkında toplumsal farkındalık artırılmalı. Bu kapsamda eğitim çalışmaları koordine edilmeli, vatandaşların desteği alınmalı.
Her sahipli hayvan, potansiyel bir sokak hayvanıdır. Kısırlaştırılmamış her sahipli hayvandan doğacak yavrular da potansiyel sokak hayvanıdır. Hayvan sahiplerinin sorumluluklarının net bir şekilde belirtilmesi, sahipli hayvanların kontrolsüzce üretilmesinin engellenmesi, ruhsatsız/denetimsiz hayvan üretiminin ve satışının engellenmesi, caydırıcı cezaların uygulanması, ülke çapında erişime ve kullanıma uygun bir kayıt sistemi oluşturulması, sahipsiz sokak hayvanı kayıtlarının yanı sıra sahipli hayvanların da kayıtlarının yapılması, denetimi ve popülasyon kontrolünü sağlayacaktır. Ayrıca hayvan sahiplerine ve hayvanseverlere yönelik eğitimler hazırlanmalı. Bu sayede toplumsal farkındalık artırılabilir.
Kısırlaştırma yerel düzeyde kalmamalı. Her belediyenin aynı imkânlara sahip olmaması, kısırlaştırma çalışmalarının eşzamanlı olmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle belediyeler birbirleriyle işbirliği yapmalı ve çözüm odaklı projeler geliştirmeli.
Köpekler genellikle kırsal bölgelerde sokak hayvanı olarak algılanıyor. Büyük kentlerin merkezlerinde kalmış ilçelerde ise, kedi popülasyonu yoğun. Kedi kısırlaştırma çalışmalarındaki başlıca sorun, kedilerin yakalanması sürecinde yaşanıyor. Bu konuda gönüllü hayvanseverlerden destek alınabilir.
Bakanlığın yaban hayvanı olarak değerlendirmediği karga, martı, güvercin ve kumru gibi kanatlı hayvanları da sokak hayvanı kategorisine dahil edebiliriz. Her ne kadar bakanlığın sorumluluğunda olsa da, bu hayvanların yaralanması ve hastalanması durumunda yerel yönetimlerden hizmet talep ediliyor. Kaynaklar ve imkânlar doğrultusunda çeşitli projeler geliştirmek mümkün.