YÜKLENİYOR
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Belediye Gazetesi'ne konuştu.
Türkiye’deki sokak hayvanları, istismar, kötü muamele, bakım-tedavi eksikliği, besine ulaşamama, barınma alanları gibi sorunlarla karşı karşıya. Belediyenizin sokak hayvanlarıyla ilgili yaptığı çalışmalardan bahseder misiniz? Belediyeniz bünyesinde bu çalışmalara yönelik birimleriniz var mı?
OSMAN GÜRÜN: Türkiye’nin en kapsamlı geçici hayvan bakımevlerinden birini kentimize kazandırdık. Belediyemiz bünyesindeki geçici hayvan bakımevi, 37.349 dönümlük arazi üzerine kuruldu. Bakımevinin içinde müşahede odaları, açık/kapalı kafesler, yavrulu anne bölümü, muayene odaları, ameliyathane, bakım üniteleri, karantina bölümü, kedi ünitesi ve doğal yaşam alanları yer alıyor. Bakımevinde üç veteriner hekim, bir laborant, veteriner sağlık teknikeri ve 11 personel, sokak hayvanları için 7/24 hizmet veriyor, sokak hayvanlarının bakımı ve tedavisi yapılıyor, kısırlaştırma ve işaretleme (küpe ve mikroçip) işlemleri gerçekleştiriliyor. Ayrıca gelişmiş görüntüleme cihazlarıyla tedavi, teşhis, muayene, koruyucu hekimlik, rehabilitasyon, cerrahi müdahale (ortopedik operasyonlar, tümör operasyonları, fıtık ve göz operasyonları vb.) hizmeti veriliyor.
Sokak hayvanları için yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında gönüllü vatandaşlarla, hayvanseverlerle, yerel hayvan koruma görevlileriyle işbirliği yapıyoruz. 128 adet besleme odağı ve 58 adet barınma alanı oluşturduk. Bu sayede sokak hayvanlarının beslenme ve barınma ihtiyacını karşılıyoruz.
2014 yılından bugüne kadar 8.329 köpek, 7.186 kedi olmak üzere toplam 15.515 sokak hayvanını kısırlaştırdık. 27.050 sokak hayvanını tedavi ettik. 749 hayvana da cerrahi operasyon (kısırlaştırma harici cerrahi operasyon) yaptık. “Satın Alma Sahiplen” sloganıyla 2.453 sokak hayvanını sahiplendirdik. Bakımevimiz, belediyeler, öğrenciler ve vatandaşlar tarafından da ziyaret ediliyor.
Geçtiğimiz günlerde sokak hayvanlarına ve evcil hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren bir genelge yayımlandı. Cumhurbaşkanı, belediyelerin hayvan barınakları kurmasını istedi. Yerel yönetimlerin sokak hayvanlarıyla ilgili en önemli görevi nedir? Genelge sonrasında sokak hayvanlarının kısırlaştırılması ve sahiplendirilmesi için nasıl bir yöntem izleyeceksiniz?
OSMAN GÜRÜN: 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır,” hükmünde ve Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’nin 7. maddesinde yerel yönetimlerin görevleri belirtilmiştir. Bu görevler, yerel hayvan koruma görevlileriyle işbirliği yapmak, öncelikle güçten düşmüş ve sahipsiz hayvanları rehabilite etmek, rehabilitasyon sonrası hayvanları alındığı ortama geri bırakmak, sahiplendirmeye yönelik çalışmalar yapmak, hayvanların beslenmesini sağlamak, yapılan iş ve işlemleri kayıt altına almak, ev ve süs hayvanı satışı yapacak olanlara ve yerel hayvan koruma görevlisi olmak isteyen kişilere verilecek eğitimleri organize etmek şeklinde sıralanabilir.
Yayımlanan genelge, tehlike arz eden köpeklerle ilgili hususların yeniden vurgulanmasını, sokak hayvanlarının rehabilitasyonu için bakımevi olmayan belediyelerin bakımevi kurmasını, bakımevi olmayanların belediyelerin de hayvanları en yakın bakımevine götürmesini kapsıyor. Genelge, mevzuat kapsamındaki hususları hatırlatma şeklinde yorumlanabilir. Cumhurbaşkanının açıklamaları ve son dönemde sokak hayvanlarının sebep olduğu üzücü olayların tekrar yaşanmaması için mevcut mevzuat hükümlerine atıfta bulunan genelge, kamuoyunda sahipsiz hayvanların tamamen toplanması şeklinde yoruma açık gibi görünüyor, ancak bu konuda yerel yönetimlerin elini kuvvetlendirecek yeni bir hüküm bulunmuyor.
2021 yılı Temmuz ayında Hayvan Hakları Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Gerek yeni yasa gerek yayımlanan genelge, hayvan haklarını korumak için yeterli olacak mı? Hayvan haklarının korunması ve sokak hayvanlarının koşullarının iyileştirilmesi için yerel yönetimlerin alması gereken inisiyatifler nelerdir?
OSMAN GÜRÜN: 7332 sayılı “Hayvanları Koruma Kanunu İle Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 14/07/2021 tarihli ve 31541 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bahse konu olan kanunun 5. maddesi kapsamında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14. maddesinin (l) bendi, “Bakanlıkça belirlenen tehlike arz eden hayvanları üretmek, sahiplenmek, sahiplendirmek, barındırmak, beslemek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak yasaktır,” şeklinde değiştirildi. Ayrıca belirtilen hükümlere ve yasaklara aykırı davrananlara verilecek idari para cezaları yaklaşık dört kat artırılmış, hayvana işkence etmek, öldürmek, bir hayvanla cinsel ilişkiye girmek gibi davranışlar suç kapsamına alındı.
Kanuna eklenen geçici 4. maddede yer alan, “Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyeler 31/12/2022, diğer belediyeler ise 31/12/2024 tarihine kadar ek 1. maddenin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla yükümlüdür. Belediyeler bu madde yürürlüğe girdikten sonra üç yıl süreyle birinci fıkra gereğince hayvan bakımevleri kurmak ve rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayırır. Bu oran büyükşehir belediyelerinde binde üç olarak uygulanır. Bu fıkra uyarınca ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamaz. Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31/12/2022 tarihine kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorundadır,” hükümleriyle bakımevi olmayan ve nüfusu 25.000 üzerinde olan tüm belediyelere bakımevi kurma zorunluluğu getirildi ve bunun için bütçelerinden pay aktarma zorunluluğu hükme bağlandı. Bu hususlar dışında yerel yönetimlerin inisiyatif alarak sokak hayvanlarıyla ilgili sorunların çözümü için elini güçlendirecek bir düzenlemeye gidilmedi. Denetim yetkisi, Tarım ve Orman Bakanlığı’na verildi.
Sokak hayvanlarına ilişkin sorunlar genellikle köpekler üzerinden tanımlanıyor. Sokaktaki diğer hayvanların varlığı da göz önünde tutulduğunda, sokak hayvanlarının korunması ve kontrol edilmesi için çözüm önerileriniz nelerdir?
OSMAN GÜRÜN: Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının, odaların, tüzel ve özel kişilerin konuya “bütün hayvanlar biyolojik denge kavramı içinde var olmak bakımından eşit haklara sahiptir” ilkesi çerçevesinde bakması ve mevzuat kapsamında kendilerine verilen görevleri eksiksiz yerine getirmesi gerekiyor.
Bakımevi kurmak istemeyen belediyelerle kurdukları bakımevini etkin ve amacına uygun kullanamayan belediyelere, mevzuattaki “hayvan sahiplerinin görev ve ödevleri” başlıklı hükümlere aykırı davrananlara, yine hükme bağlanmış yasak fiil ve davranışlarda bulunanlara, özellikle kırsal mahallelerden bakımevi olan yerleşim yerlerine köpek bırakanlara, hayvanları terk edenlere istinasız bir şekilde yaptırım uygulanmadıkça hayvanların korunması ve kontrol edilmesi maalesef mümkün olmayacak. Belediyeler, kanunda belirtilen oranda bütçe ayırmalı, verilen süre içinde mutlak suretle bakımevi kurmalı ve bu problemin çözümüne ortak olmalı. Ayrıca vatandaşların besledikleri hayvanları ısrarla yavrulatmak istemesi, daha sonra bu yavruların bir kısmının kayıtdışı olarak sahiplendirilmesi, bir kısmının büyüdükten sonra terk edilmesi ve “mahalle köpeği” adı altında sokağa bırakılmasının engellenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, yılda iki kez doğum yapan dişi köpeklerin ve devam edecek üremelerin kontrol altına alınması, popülasyonun istenen orana düşmesi mümkün olmayacak. Kontrolsüz üreyen sahipsiz hayvanların yavrularının çoğunun hayata tutunamadığı da göz ardı edilmemeli. “Kültürel Mücadele” kapsamında çocuklar ve hayvan sahipleri başta olmak üzere tüm vatandaşların bahsi geçen konular hakkında bilinçlendirilmesi gerekiyor. Sadece kamu kurumları ve kuruluşları değil, vatandaşlar da sorumluluklarını yerine getirmeli. “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” kuralı çerçevesinde denetleyici ve icracı tüm kurumlar görevlerini eksiksiz yapmalı.