"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Kuzu: “Kooperatifler kentsel ve kırsal kalkınmanın mihenk taşıdır”

  • 24 Ekim 2022
İş Geliştirme ve Girişimcilik Uzmanı Mehmet Kuzu Belediye Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.

Ekonomik ve demokratik örgütlenme modeli olan kooperatiflerin kent yaşamına katkıları nelerdir?

MEHMET KUZU: Kooperatifler, her şeyden önce iletişimi temel alan sosyal yapılardır. Kent yaşamında dayanışmayı odağa alan toplulukların olması, kentsel sorunların çözümünde önemli bir araçtır. Katılımcılık, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerinin teminatı, kentte yaşayanların kurduğu yapıların demokratik özellikleri ve sorgulayıcı yaklaşımdır. Kooperatifleri iletişim ve ticaret mecraları olarak tanımlayabiliriz. İletişimi güçlü sosyal yapılar, ekonomik örgütlenme biçimi olarak demokratik bir yönetimle işlevsellik kazanır. Kooperatifleri oluşturan ortaklar, bir şirketin ya da işletmenin ortağıdır. Tüm ortaklar, o şirketin patronudur ya da ortakların hepsinin eşit oy ve söz hakkına sahip olduğu kooperatifler patronsuzdur diyebiliriz. Patronsuz şirketler olan kooperatifler, kentlerin demokratikleşmesine katkıda bulunur, ticari açıdan ekonomik değer oluştururlar. Kooperatif iş modeli her yönüyle kentsel ve kırsal kalkınmanın mihenk taşıdır.

Yerel yönetimlerin kooperatiflerle işbirliği yapmasına, yereldeki sorunlara çözüm bulmasına, yerel kalkınmaya ivme kazandıracak politikaları üretmesine olanak tanıyacak programlar ve uygulamalar nasıl geliştirilmeli?

MEHMET KUZU: Belediye, kaymakamlık ya da valilik hizmetleri kooperatifler aracılığıyla planlanabilir. Kooperatifler, sosyal ya da ekonomik sorunların çözümünde vatandaşların sürece dahil edilmesini sağlar. Özellikle sosyal sorunların çözümünde kooperatiflerin katkısı yadsınamaz. Örneğin, belediyelerin sosyal hizmetler kapsamındaki çalışmaları kooperatiflerle birlikte yürütülebilir. Bu sayede daha büyük bir etki yaratılır. Bir belediyenin sorumluluk alanında yaşayan insanlar bir araya gelirse, “sosyal hizmetler kooperatifi” kurmak için adım atarsa, sosyal hizmetlerin yararlanıcısı olan vatandaşların da katılabileceği bir süreç geliştirilir. Yardımların nereye, nasıl, ne şekilde yapılacağına kooperatifi oluşturan ortaklar karar verir, belediyenin bu konuya ayırdığı bütçe ve olanaklar daha verimli kullanılabilir. Belediye çalışanlarının denetim sistemine göre vatandaşların doğrudan dahil olduğu bir kooperatif sistemi daha güçlüdür. Belediyelerin istihdam yöntemleriyle ilgili örnekler de verilebilir. Bir hizmet ve dayanışma kooperatifi, belediye işçilerinin ortak olduğu bir kooperatif olarak modellendiğinde taşeron kavramı ortadan kalkar, çalışanların ortak olduğu bir kooperatiften istihdam hizmeti alan belediye, bu konuya ayırdığı bütçeyi daha etkin ve verimli kullanır. Kaymakamlıklar ya da valilikler güdümünde olan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları, yardımları alanlar ya da yardımları alanların komşuları, yakınları veya hemşerileri tarafından bir kooperatifle yapılandırılırsa bütçe, daha fazla sorunu çözebilir. Örnek uygulamaları çoğaltmak için www.sosyalekonomi.org takip edilebilir.

Dünyadaki örnekleriyle karşılaştırdığınızda, Türkiye’deki yeni nesil kooperatifçilik çalışmaları beklentiyi ve ihtiyacı karşılıyor mu? Özellikle sosyal kooperatiflerin ve kadın kooperatiflerinin yaygınlaştırılması, etki alanlarının genişletilmesi için neler yapılmalı?

MEHMET KUZU: Türkiye’deki yeni nesil kooperatifçilik çalışmaları (yüksek bir beklenti ya da ihtiyaç görünürlüğü olmadığı için) yeterli düzeydedir diyebilirim. 2015 yılında Genç İşi Kooperatif yola çıkmadan önce “yeni nesil kooperatifçilik” Türkiye’nin gündeminde yoktu. Kadın kooperatifleri, sosyal kooperatiflerin bileşenidir. Bu nedenle sosyal kooperatifler olarak genel bir yaklaşımla değerlendirdiğimizde, bu tür oluşumların yaygınlaşması, sayılarının artması ve nitelik açısından daha iyi bir seviyeye ulaşması gerekiyor. Sosyal kooperatiflerin etki alanlarının genişletilmesi için belediyelere iş düşüyor. Belediyeler, kooperatiflerle işbirliği yaparak, kooperatiflerden ürün satın alarak hizmet üretebilir. Böylelikle kentin demokratikleşmesine ve kooperatif ortağı olan vatandaşların kolektif girişimle ekonomik açıdan gelişmesine katkıda bulunulur. Her belediye, sorumlu olduğu alanda kurulan kooperatifleri içeren veri tabanı oluşturabilir, satın alma süreçlerinde önceliği bu kooperatiflere verebilir. Bu konularla ilgili 2016-2020 yılları arasında yazdığım köşe yazılarımı derlediğim “Sokaklar Bizim-Bir Takım Kooperatif Düşünceler” adlı bir kitabım var, ilgilenenler kitabı referans alabilir.

Yerel yönetimlerle kooperatifler arasındaki işbirliğine ilişkin bütçe ve mevzuat yeterli mi? Sürdürülebilir kooperatifçilik modelleri oluşturmak amacıyla yerel yönetimler hangi inisiyatifleri almalı?

MEHMET KUZU: Yerel yönetimlerle kooperatifler arasındaki işbirliğine ilişkin bütçe ve mevzuat yeterli. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 9. Maddesi, kooperatiflere destek olmak yönünde yerel yönetimlere tavsiye veriyor. Belediye Kanunu’nun ilgili maddelerinde kooperatiflerden alım yapma sürecindeki kolaylıklara yer veriliyor. Belediyeler, bölgelerindeki sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaptıkları gibi, ortaklık protokolleriyle kooperatiflerle de çalışabilir. İdeal kent yönetiminde katılımcılığı en üst seviyeye ulaştırmak için belediye hizmetlerinin tamamını kooperatifler aracılığıyla gerçekleştirmek mümkün. Burada, belediye yönetiminin aldığı inisiyatifler önemli. Vatandaşların katılımıyla oluşturulacak kooperatif yapılarıyla iş modeli geliştirildiğinde, hizmetler kolektif olarak daha kalıcı bir şekilde yürütülebilir.

MEHMET KUZU KİMDİR?
ODTÜ İstatistik Bölümü’nü bitirdi. Lozan Üniversitesi’nde siyaset bilimi alanında dersler aldı. Siyaset bilimi alanında yüksek lisansına Ankara Üniversitesi’nde devam etti. 2010 yılında kooperatifçilik hareketini takip etmeye başladı. Seferihisar, Selçuk ve Konak Belediyeleri’nde proje koordinatörü olarak görev yaptı. Çalışma konuları arasında yaşam odaklı teknolojiler, birlikte yaşama kültürü, tarım, gıda güvenliği ve güvenilirliği, sürdürülebilir işletmeler yer alıyor. Genç İşi Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Eğitim Kooperatifi (2015) ve Yaren Fikri Mülkiyet Hakları ve Proje Danışmanlığı Kooperatifi’nin (2020) kurucu ortağıdır. Ulusal/uluslararası organizasyonlarda kooperatifçilik farkındalığının gelişmesi için görev aldı.


Önerilen Haberler