"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Barut: “Spor, kamunun odağında olmalı”

  • 31 Ekim 2022
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut Belediye Gazetesi’nin sorulanı yanıtladı.

Sizi tanıyabilir miyiz? Siyasete giriş nedeniniz neydi?

AYHAN BARUT: 1964 yılında Adana’nın Karataş ilçesine bağlı Helvacı Köyü’nde doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana’da tamamladım. 1987 yılında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Bölümü’nden ziraat mühendisi olarak mezun oldum. Yüreğir’de zirai ilaç, tohum, gübre bayiliği ve tarımsal danışmanlık alanında kurduğum şirketlerim var. Tarımdaki yenilikleri takip etmek amacıyla yurtdışında çok sayıda mesleki kursa ve seminere katıldım. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi yönetiminde, 1994-1996 yılları arasında ikinci başkan, 2000-2008 yılları arasında şube başkanlığı ve 2008-2010 yılları arasında onur kurulu üyeliği yaptım. 1987-1992 yılları arasında SHP’de Karataş ilçe yöneticiliği görevinde bulundum. 2007 yılında yapılan genel seçimlerde CHP’den 23. dönem milletvekili adayı oldum. 2009-2010 yılları arasında CHP Çukurova İlçe Başkanlığı ve iki dönem kurultay delegeliği yaptım. 27 Aralık 2015’te seçildiğim CHP Adana İl Başkanlığı görevini, 26 Nisan 2018 tarihine kadar sürdürdüm. Çukobirlik, Karataş Ziraat Odası, Adana Ticaret Odası (meclis üyesi), Adana Çiftçiler Birliği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çukurova Tarım Makineleri Mezunları ve İmalatçıları Derneği (yönetim kurulu üyesi) ve Çukurova Üniversitesi Mezunları Derneği üyesiyim.

Adana, tarihin her döneminde varsıllığın, bereketin ve medeniyetlerin beşiği oldu. Adana’nın potansiyeli her açıdan yüksektir. Heybetli Torosların eteğine kurulan, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin beslediği, yılda neredeyse üç ürün alınabilen bereketli toprakları, yaylaları ve deniziyle, bugüne dek ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin zengin mirasıyla, konumuyla, kebabıyla, şalgamıyla, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Abidin Dino ve Yılmaz Güney ile Adana ayrıcalıktır. Bereketli Çukurova topraklarının başkentinde dünyaya gelmek, deyim yerindeyse, yaşamınızın şeklini belirliyor. Adana’nın bir köyünde doğup büyüyen, emeğin ve alınterinin sulayıp yeşerttiği bereketli topraklarda yetişen bir insan olarak yaşamımın merkezinde hep “emek” eksenli mücadele vardı. Kentimin ve ülkemin kalkınması, gelişmesi ve geleceğe emin adımlarla ilerleyebilmesi için ideallerim var. İlk gençlik yıllarımdan bu yana halkımızın mutluluğu ve refahı için kaygı duyuyor, her adımımı buna göre atıyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine daha sıkı sarılmak, bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek yaşatmak, halkımızı huzura ve refaha kavuşturmak amacıyla siyasete girdim. “Bu topraklarda izi, sözü ve etkisi olan bir milletvekilli olacağım” sözünü vermiştim. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde ve partimizin emrinde, verdiğim bu sözün arkasında durmak için çalışıyorum. Adana’nın milletvekili olmanın, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Gazi Meclis’te görev yapmanın, CHP’de halkımıza hizmet etmenin ayrıcalığını yaşıyorum.

TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesisiniz. Türkiye’de tarımsal üretimin ve hayvancılığın yeniden güçlenmesi, gıda krizine çare bulunması, üreticilerin yaşadığı sorunların çözülmesi için neler yapılmalı? Ekonomi politikaları hangi kapsamda olmalı?  

AYHAN BARUT
: Bugün can çekişen tarım için yapılması gerekenler çok basit. Ulusal ve sürdürülebilir tarım politikalarıyla üretime ve üretene destek veren bir model yaşama geçirildiği anda işler rayına oturacaktır. Planlı bir tarım anlayışı, bu cennet vatanı daha da güzelleştirecektir. CHP iktidarında bu anlayış tarımda egemen olacaktır. Bizim topraklarımız bereketlidir, emektar çiftçilerimiz böylesi bir anlayışla desteklenirse bire bin katacaktır. AKP, bu adımları atmıyor, ama biz bunun için hazırlıklarımızı yaptık, projelerimizi hazırladık. Üreten bir Türkiye, üretenin güldüğü bir Türkiye için hazırız.

Her alanda olduğu gibi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine sarılmanız bile sorunların tarihe karışmasını sağlar. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 16 Mart 1923 tarihinde Adana’da çiftçilerle buluşuyor. O tarihî buluşmada, “Millî ekonominin temeli ziraattir. Milletin efendisi çiftçidir, köylüdür. Dünyada fetihlerin iki aracı vardır, biri kılıç, biri sabandır. Zaferinin aracı yalnız kılıçtan ibaret kalan bir millet, bir gün girdiği yerden kovulur, küçük düşürülür, sefil ve perişan olur. Onun için gerçek zaferler yalnız kılıçla değil, sabanla yapılandır,” demiştir. Bu sözler kulağımıza küpe olmalı. Özetle, Atatürk’ün ilkelerini yaşama geçirsek bile yeterli. Çözüm bu kadar basit, yapılması gerekenler ortada. İşgale uğramış, eğitimsiz bırakılmış, ekonomi başta olmak üzere can damarlarının tamamı koparılmış bir ülkeden, tam bağımsız ve üreten bir Türkiye yaratan Atatürk, tarımdan sanayiye kadar her alanda kalkınmanın ve gelişmenin anahtarı olarak planlı ve üretim merkezli bir model benimsemiştir. Ne yazık ki, üretim odaklı ekonomi modeli, tüketim odaklı bir modele evrilmiştir. AKP’nin yapmadığını yapacağız, tarımı da, ülkemizi de karanlıktan kurtaracağız. Ulusal, sürdürülebilir, planlı ve kalkınma öncelikli tarım politikalarıyla her sorunu aşarız. Her alanda üretim ve üreten odaklı kamusal politikalarla Türkiye’nin sorunlarına çare bulunur. Bunu halkın iktidarında başaracağız.

Yerelde sosyo-kültürel kalkınmanın önemli parçalarından biri, spor hizmetleri. Yerel yönetimler spor hizmetlerini çeşitlendirmek, spor tesislerinin sayısını artırmak ve spor politikalarını yaygınlaştırmak amacıyla hangi inisiyatifleri üstlenmeli?

AYHAN BARUT:
AKP, eğitimden sağlığa, ekonomiden dış politikaya kadar her alanda ülkemizi geri bıraktı. Spor da bunların başında geliyor. Halkın belediyeleri olarak hizmet veren belediyelerimiz, AKP’nin körelttiği spor alanında örnek çalışmalara imza atıyor. Açtıkları kurslar, 7’den 77’ye her vatandaşa verdikleri hizmetler, düzenledikleri turnuvalar, faaliyete geçirdikleri spor merkezleri gibi sayısız projeleriyle spor yönetimiyle ilgili olması gereken adımları tereddütsüz atıyorlar. Ekonomi bir toplum için ne kadar önemliyse, spor da aynı ölçüde önemli. Nüfusunun %60’ı 35 yaşın altında olan bir ülkede yaşıyoruz. Gençlerin spor yapması gerekiyor. Gençliğin geleceği, dostlukların yeniden kurulması, toplumun ayrışmadan millî ülküye ulaşması için bunu son derece önemli buluyoruz. Bu kapsamda belediyelerimiz değerli çalışmalar yapıyor. CHP, Spor Kurulu’na sahip olan tek siyasi partidir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, sporla yakından ilgileniyor. Belediyelerimiz, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerileri ve talimatları doğrultusunda spor alanında farkındalık yaratıyor. Somut bir örnek verecek olursak, CHP’li belediyelerin yetiştirdiği sporcular, Tokyo Olimpiyatları’na giden sporcuların dörtte birini oluşturuyordu. CHP’li belediyeler hem sosyal belediyeciliğe hem de spor hizmetlerine önem veriyor, özen gösteriyor. Bu nedenle tüm belediyelerin spor hizmetleriyle ilgili iyi çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyorum. CHP’li belediyelerin örnek alınmasını istiyoruz. Zaten halkın iktidarında çıkarılacak bir yasayla da spor sadece belediyelerin değil, kamunun odağında olacak ve sorunları hep birlikte aşacağız.   


Önerilen Haberler